Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/230 E. 2022/247 K. 29.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/230 Esas
KARAR NO: 2022/247
DAVA: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/07/2020
KARAR TARİHİ: 29/03/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: davacı şirketin, davalı şirketin yurt içindeki bilumum nakliye işlerini yaptığını, bu nakliye işlerinin sonunda davalıya sunduğu hizmetin bedeli olarak —- bir adet fatura kestiğini, davalı şirketin bu bedeli ödemediğini, bunun üzerine müvekkili davacının,—- Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, davalı şirketir borcun varlığını kabul etmekle birlikte bu borcun ödendiğinden bahisle takibe haksız ve hukuki dayanaktan yoksun bir şekilde itiraz ettiğini ve takibi durdurduğunu, itirazın davacı şirket tarafından öğrenilmesi ile birlikte —– tarihinde arabuluculuk yoluna başvurulduğunu, uyuşmazlığın arabuluculuk yolu ile çözümlenmesi amacıyla yapılan arabuluculuk görüşmelerinin de anlaşmazlıkla sonuçlardığını iddia ederek davalı şirketin itirazının iptali ile takibin devamına ve %20′ den az olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahküm edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: davacı —– sayılı dosyası kapsamında takip başlatıldığını, haksız olarak başlatılan işbu icra takibine karşı müvekkili şirket tarafından itiraz edildiğini ve takibin durdurulduğunu, davacı şirketin, müvekkili şirketin bilumum nakliye işlerini yapmış olduğunu, taraflar arasındaki anlaşmaya istinaden taşıma yapıldığını ve davacı şirket tarafından fatura kesilmiş olduğunu, müvekkili şirketin birçok firma ile iş yapan güvenilir ve sektörün öncü firmalarından biri olduğunu, davacı şirket ile olan ilişkilerinde ise o zaman için yurtiçi taşıma hizmeti alındığını ve karşılığında kesilen faturaya istinaden davacı şirket’e fatura bedelinin ödenmiş olduğunu, takibe konu —– bedelli faturanın ticaret hukuku ve vergi hukukunun getirdiği yükümlülükler nezdinde kesildiğini ancak müvekkili şirket nezdinde ödemesi yapıldığından bahisle kapalı olarak kesilmiş olduğunu, faturanın alt kısmının satıcı veya adına yetkili kimselerce imzalanması müessesinin kaşesinin vurulması ile faturanın bedelinin satıcı tarafından tahsil edilmesi halinde– kavramından söz edilmekte olduğunu, davacı şirketin icra takibine konu ettiği faturanın müvekkili şirket tarafından ödendiğini ve bu ödemeye istinaden davacı şirketin söz konusu faturanın altına imza ve kaşe vurarak ödendiğini belgelemiş olduğunu, —— yılına ilişkin ödenmiş bir faturanın şimdilerde böylesi bir davaya konu edilmesi davacı şirketin haksız ve kötü niyetli olduğunun en büyük emarelerinden biri olduğunu savunarak davanın reddine, karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, hukuki niteliği itibari ile; İİK.nun 67.maddesinde düzenlenen itirazın iptali davasıdır.
7155 sayılı Yasa ile 6102 sayılı Yasaya 5/A maddesi eklenerek ticari davalarda arabuluculuk dava şartı haline getirilmiş olup, mahkememizdeki dava —— tarihinde açılmakla davacının dava şartı arabuluculuk koşulunu yerine getirdiği görülmüştür.———- maddesi de eklenmiş olup bu madde uyarınca yapılan incelemede davacının arabulucuya başvurduğu, yapılan toplantı neticesinde tarafların anlaşamadıklarına ilişkin arabuluculuk son tutanağının da düzenlenmiş olduğu görülmüştür.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları incelenmiştir. Davalı vekili; davanın bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmadığını ileri sürdüğü, ödeme emrinin davalı borçluya — tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlu vekilinin —- tarihinde itiraz dilekçesi sunduğu, itiraz dilekçesinin davacı alacaklı tarafa tebliğ edilmediği,—–düşürücü sürenin tebliğ tarihinden itibaren başlayacağı, tebliğ olmadığından hak düşürücü sürenin de başlamadığı anlaşılarak davalı tarafın bu yöndeki itirazının reddine karar vermek gerekmiştir. İlk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip, deliller toplanmıştır.
—–sayılı dosyası getirtilmiş, yapılan incelemesinde; davacı alacaklı tarafından davalı aleyhine —- işlemiş faiz olmak üzere toplam —- alacağın tahsili için takip başlatıldığı, takip dosyasında ödeme emrinin tebliği ile davalının süresinde takibe itiraz ederek borcunun bulunmadığını bildirdiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği, mahkememizde açılan davanın süresinde olduğu tespit edilmiştir.
Mahkememizce taraf defterlerinin incelenmesi amacıyla mali müşavirden rapor alınmıştır.
Bilirkişi— tarafından —— tarihinde hazırlanan bilirkişi kök raporunda özetle: davacı tarafın defterlerini sunmadığı, davalı şirketin defterlerinin usule uygun olduğu, davalı şirketin ticari defter kayıtları itibarıyla, davacı şirketçe takip konusu yapılan faturadan kaynaklı olarak borç/alacak bakiyesinin —— sıfır olduğu, ticari defterlerine kayıt edilmiş takip dayanağı faturanın, fatura tarihi öncesi avans mahiyetinde yapılmış ödemeler karşılığı kapalı fatura olarak düzenlenmiş bir fatura olduğu belirtilmiştir.
Davacı vekilinin inceleme gününde defterlerini hazır edemeyeceklerine ilişkin mazeret dilekçesi sunduğu, buna rağmen davacı taraf defterlerinin incelenmeden rapor hazırlandığı, davacı vekilinin mazeretinin kabul edilebilir olması nedeniyle davacı tarafın defterlerinin incelenmesi için ek rapor alınmasına karar verilmiştir.
Ek raporda özetle; davacı şirketin defterlerinin incelendiği, davalı şirketçe davacı şirket adına borç kayıtları yapılan ve toplam tutarı —- olan bu ödemelerin davacı şirketin incelenen ticari defterlerinde kayıtlı olmadıkları, davacı şirketçe, davalı şirketin —yılında yapmış olduğu toplam — ödeme tutarına denk gelecek şekilde, —-Bedelli Faturanın düzenlemiş olduğu ve davalı şirket adına borç kaydı yapmış bulunduğu, söz konusu faturanın kapalı fatura olduğu, kök rapordaki görüşünü muhafaza ettiği belirtilmiştir.
Tüm dosya kapsamından; davanın —– fatura alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali davası olduğu, taraflar arasında —–alım/satımına dayalı ticari ilişki bulunduğu hususu çekişmesiz olup, davaya konu ihtilafın, davacı şirketin takip dayanağı yaptığı faturadan kaynaklı alacağının varlığı ve varsa miktarı hususlarında olduğu, davacı şirketçe davalı şirket arasında —– alım/satımına dayalı ticari ilişki kurulmuş olduğu, her ne kadar davacı vekili, faturanın —— şeklinde düzenlendiği ve bu nedenle de ödemelerin peşin olduğunun kabulü gerektiği yönündeki değerlendirmesinin de hatalı olduğunu, bilirkişinin bir —– çıkarak hukuki bir yorum yapmasının da görevinin dışına çıkmak anlamına geleceğini, zira, davaya konu fatura —– dahi olsa, davalının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, bu durumda ispat yükü faturalar sebebiyle borçlu olmadığını savunan davalıda olup, böyle bir durumda artık davalının karineden faydalanamayacağını beyan etmişse de örnekleri dosyaya kazandırılan banka dekont ve davalı şirket tediye makbuz örneklerinden görüleceği üzere, davalı şirketçe muhtelif plaka ve araç sürücülerine —- muhtelif tarih ve tutarlarda sürücü isim ve plakası belirtilmek suretiyle ödemeler gerçekleştirilerek ticari defterlerde davacı şirket adına borç kaydı yapılmış bulunduğu, davacı şirketçe, davalı şirketin — ödeme tutarına denk gelecek şekilde, —- bedelli faturayı düzenlemiş olduğu, dosyada mübrez fatura örneği incelendiğinde, davacı şirketin dayanak faturanın ortasına firma kaşesi vurmak ve imzalamak suretiyle davalı şirkete yapılan peşin hizmet satışı anlamına gelecek şekilde kapalı fatura düzenlemiş bulunduğu, davacı şirketçe farklı vasıtalar ile—-içinde farklı tarihlerde gerçekleştirildiği anlaşılan nakliye ve bekleme hizmetlerine ilişkin olarak, davalı şirketten yapılan tahsilatlara karşılık gelecek şekilde, bir anlamda tahsil edilen hizmet bedellerini karşılayacak şekilde kapalı fatura düzenlendiği, kapalı faturanın, bedelin ödendiğine yönelik karine olduğu, ayrıca davalı şirket ticari defter kayıtları itibarıyla, davalı şirketin davacı şirkete, makbuz ve dekont örneklerinden tespit edilen ödemeleri çerçevesinde takip dayanağı faturadan kaynaklanan borç bakiyesinin bulunmadığı anlaşılmakla davacının fatura alacağı olmadığı anlaşılarak davanın reddine karar vermek gerekmiştir. Her ne kadar davalı taraf kötü niyet tazminat talebinde bulunmuş olsa da davacının takip başlatmak da haksız olsa da kötüniyetli olduğu ispatlanamadığından kötüniyet tazminat talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davalı tarafın kötüniyet tazminat talebinin reddine,
3-Karar harcı 80,70 TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 637,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 557,20 TL harcın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T’deki esaslara göre belirlenen 7.666,16 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-7155 sayılı Kanun ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na eklenen 18/A maddesinin 13.fıkrası ve yürürlükte bulunan Arabuluculuk Ücret Tarifesi uyarınca Hazine tarafından karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
8-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın taraflara tebliğinden 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
29/03/2022