Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/227 E. 2023/80 K. 07.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/227 Esas
KARAR NO : 2023/80

DAVA : Ticari Nitelikteki Banka Garanti Sözleşmesinden Kaynaklanan Davalar (Menfi Tespit)
DAVA TARİHİ : 10/07/2020
KARAR TARİHİ : 07/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Nitelikteki Banka Garanti Sözleşmesinden Kaynaklanan Davalar (Menfi Tespit) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: —– unvanı ile hareket eden müvekkiller ile davalı —— tarihinde ———söz konusu —- davalı banka —– nezdinde—— olmak üzere, 6.00,00 gram altın kredisi kullanıldığını ve kredi masrafları düşüldükten —- olmak üzere, toplam—– tarihinde —– olduğunu, sözleşmenin imzalandığı gün davalı bankanın——– hesabına—– ödeme yapıldığını, bu suretle —– kredisi sebebiyle müvekkillerin davalı bankaya borcunun kalmadığını, —- kullandırılan———kesintiler sonrasında müvekkiller hesabına —– borcu kaydedildiğini ve bu altın borcunun davalı banka nezdinde ——- taksitler halinde ödendiğini, Kredi sözleşmesinin imzalanmasından yaklaşık 1 yıl sonra müvekkillerin davalı banka şubesinden arandığını ve kullandırılan —— karşılığının yatırıldığı —– altın fiyatlarının yükselmesi nedeniyle teminatı karşılamadığını ve müvekkillerden ödeme talep edildiğini, söz konusu bildirimle, müvekkillerin kullanmış oldukları —- karşılığı davalı bankaya ödedikleri — davalı bankaca kredinin teminatı olarak kabul edildiğini ve bu tutar üzerine bloke konulduğunu öğrenmiş olduklarını, Müvekkillerin kullandıkları —- kredisinden kaynaklı ödenmemiş borçlarının olmamasına rağmen, ticari işlerinin sekteye uğramaması adına davalı bankanın talebine istinaden ——— üzere, toplam——— ödendiğini, 2020 yılı içerisinde davalı banka şubesince müvekkillerinin aranarak, —— kaynaklı toplam —- borçlarının bulunduğu ve ödeme talep edildiğini, —- sözleşmesinden kaynaklı yükümlülüğün müvekkilleri tarafından eksiksiz yerine getirildiğini ve hatta müvekkiller tarafından fazladan 1.795,00 gram altın ödeme yapıldığını, belirterek sonuç olarak; müvekkillerin mağduriyetinin önlenmesi amacıyla müvekkiller aleyhine icra takibi başlatılmamasına ilişkin olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesini ve fazlaya ilişkin dava ve talep hakkı saklı kalınmak kaydıyla, taraflar arasında imzalanan —– sözleşmelerinden kaynaklı müvekkillerin davalı tarafa şimdilik 10.000,00 TL borçlu olmadığının tespitine ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle:
Müvekkil banka ile davacı taraf arasında —– imzalandığını ve davaci tarafın talebi ile —– olmak üzere toplam ———–kullandırıldığını, Kredinin teminatını oluşturmak üzere —– ——— vadesiz —–hesabında depo edildiğini, davacının kullandığı ——– (kredinin —— üzerinden) ——- teminatın vadesiz mevduat hesabında tutulduğunu, buna karşılık davacıya kullandırılan —- kredisine faiz uygulanmadığını davacı tarafça, —- tarihinde kullandırılan—- ödemelerinin tamamlandığı ve borcun kalmadığı iddia edilmiş ise de; davacının ——– kredi riskinin devam ettiğini ve —– olarak hali hazırda teminat olarak —-mevduat rehninin bulunduğunu, Davacı tarafından ileri sürülen ek ödeme talebinin davacıyi yeniden borçlandırmaya ilişkin olmadığını, altın fiyatlarındaki beklenmedik artış nedeniyle kredi ile ilgili riski azaltmak amacı ile teminatın artırılmasına yönelik olduğunu Ve imzalanan sözleşmede davacı tarafın, teminatın artırılmasını kabul ve taahhüt ettiğini, davalı bankanın davacının kullandığı krediye ilişkin teminatını —- tutmasının yasal ve sözleşmesel hakkı olduğunu, davacının tacir olduğu ve faaliyet alanının özellikle —–olduğu göz önüne alındığında, dava dilekçesindeki açıklama ile amaçlanan durumun son derece basiretsiz Ve yersiz olduğunu, belirterek sonuç olarak, müvekkil banka aleyhine ikame olunan haksız davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava; taraflar arasında yapılan—— sözleşmelerine istinaden davacı tarafça yapılan ödemeler sonucunda borcun kalmadığı iddia edilerek—– sözleşmelerinden dolayı davacı aleyhine —–yapılan borç kaydından dolayı borçlu olunmadığının tespiti davasıdır.
Davacı tarafından icra takibinin başlatılmamasına ilişkin ihtiyati tedbir talebi bulunduğu anlaşılmış ve bu talep Mahkememiz — tarihli ara karar ile ; HMK 390/3 maddesi gereğince yaklaşık olarak ispat koşulları oluşmadığından icra takibinin başlatılmamasına ilişkin ihtiyati tedbir talebinin reddine dair ara karar kurulduğu anlaşılmıştır.
Davacı vekilinin ——- dosyasına ilişkin olarak icra takibinin tedbiren durdurulması talebinde bulunulduğu anlaşılmış ve bu talep Mahkememiz — tarihli ara karar ile; davada uyuşmazlık konusu taraflar arasında akdedilen — dolayı davacı aleyhine — kaydından dolayı davacıların borçlu olup olmadığı olup, takibe konu senet davamızın konusu olmadığından, davacı—– esas nolu dosyasına ilişkin olarak icra takibinin tedbirin durdurulması talebi reddine dair ara karar kurulduğu anlaşıldı.
İş bu ara kararın taraflara tebliği sonrası davacı vekili süresinde istinaf talebinde bulunarak; müvekkillerine ait taşınmazların satılması halinde müvekkillerinin telafisi imkansız zararlara düçar olacağını, taraflar arasında karşılıklı olarak imzalanan altın kredisi sözleşmesinden başka bir ticari ilişki bulunmadığını, İcra takibi dayanağı senedin düzenleme tarihi ile taraflar arasındaki—- aynı olması sebebi ile taraflar arasındaki —-sözleşmesinin imzalandığı tarih itibari ile müvekkillerinin davalı bankaya borçlu olamayacaklarını, aksinin kabulünün hayatı olağan akışına aykırılık teşkil ettiğini, taraflar arasındaki———- takip dosyası dayanağı senedin düzenleme tarihinin aynı olması ve müvekkillerine kullandırılan kredilere ilişkin hesapların aynı tarihte oluşturulması ile iş bu senedin taraflar arasındaki —– sözleşmesine istinaden düzenlendiğini, iş bu sebeple dava dosyası ile icra takip dosyası dayanağı senet arasında hukuki bağlantı bulunduğunu, dava dosyası kapsamında alınan kök bilirkişi raporu ile taraflar arasındaki —- konu bedellerin müvekkilleri tarafından ödendiğini ve müvekkillerinin davalı bankaya borçlu olmadıklarını, dava dosyası kapsamında alınan ek bilirkişi raporu ile davalı tarafın kur riskine karşı koruma taahhüdünün gereğini yerine getirilmediğini, bu sebeplerden dolayı ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin —- tarihli ara kararın kaldırılmasını, ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar verilmesini talep etmesi üzerine;
Mahkememiz dosyası ——–ilamı ile;
Davacılar tarafından ileri sürülen iddiaların doğruluğu ,davanın esası bakımından haklılıkları sözleşme hükümleri de değerlendirilerek yapılacak yargılama neticesinde belirlenecektir.Takibe konu edilen senedin davanın konusu olmadığı gerekçesiyle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesi doğru değil ise de dosya kapsamı deliller itibariyle itibariyle yaklaşık ispatın sağlanmadığının kabulü gerekmektedir. Sonucu itibariyle;davacı vekilinin —- dosyasına ilişkin olarak icra takibinin tedbirin durdurulması talebinin reddine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir.İstinaf nedenleri yerinde olmayan davacılar —-istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Dosya içerisinde mevcut bilirkişi raporları incelendiğinde;
Mahkememiz —- celsesinde; —— talimat yazılarak davacı taraf ile yapılan ——— davacılara kullandırılan kredilere ilişkin hesap hareketlerinin teminat hesabına ilişkin belge görüntülerinin ve davaya konu tüm banka kayıtlarını ve ticari defterlerinin ayrıca tüm dosya kapsamında incelenerek tarafların tüm iddia ve itirazlarının değerlendirileceği şekilde bankacı ve mali müşavirden oluşan bilirkişi heyetine rapor hazırlanmasına karar verildiği;
Yazılan talimat ile dosyaya kazandırılan ———— bilirkişi raporunda özetle;
Mali Müşavir ile Bankacı bilirkişi heyeti tarafından sayın Mahkemeye sunulmak üzere,———- düzenlenen bilirkişi raporunun sonuç bölümünde; Davalı —- ——— düzenlendiğini, Yine taraflar arasında ——- —-aynı tarihli olduğunu, Davalı —– davacı ———- düzenlendiğini, düzenlenen——– istinaden açılacak kredinin teminatını oluşturmak ————- tutara ——- konularak rehin tesis edildiğini, Davalı ——- tarafından Davacı ——- kullandırıldığını—— açıldığı tarihten davanın açıldığı——- arasında Davalı Banka tarafından Davacı Bankaya ayrıntısı inceleme bölümündeki tabloda gösterilen tarihlerde tekrar toplamda — gram kredi kullandırımı yapıldığını,—- —- tahsilat yapılmış olup dava tarihi itibariyle — olduğunu, Davacı —- kullandırılan —- kredisi hesabına—, diğer kredilerin tamamı faizsiz ve komisyon alınmadan kullandırıldığını, Davacı—– hesabında —-verilmediğini, buna karşılık — haricindeki tüm krediler faizsiz olarak kullandırıldığını, Tüm kredi kullandırımlarında müşterinin imzalı talimatlarının bulunduğunu, Sonuç itibariyle; Davalı — davacı —- imzalanmıştır. Davacı ——– bulunduğunu, —– teminatlar karşılaştırıldığında Bankanın teminat eksikliği bulunduğunun açık olduğunu, bankanın teminat açığının kapatılması için Bankacılık Mevzuatının uygun gördüğü teminatlardan teminat talep etmesi Bankacılığın gereği olduğunu, Ticari Defter kayıtlarında altın kredisi ile ilgili herhangi bir kayıt bulunmadığını; beyan ve mütalaa etmiştir.
Mahkememiz 01/10/2021 tarihli ara karar ile;Davacı vekilinin rapora karşı itirazlarının değerlendirilerek bankacı bilirkişiden ek rapor alınması için ek talimat yazılmasına karar verildiği anlaşılmakla; Alınan ek rapor ile özetle; Davacı —– arasında akdedilmiş olan sözleşmelere aykırı hareket bulunmadığını, sözleşmede ve yapılan işlemlerde Davaci taraf aleyhine ve zararına açık eylem ve işlemler bulunduğunu, —- sözleşmelerdeki maddelerle her türlü riske karşı kendini koruma altına aldığını, —– artışından etkilenmediğini,—— artış olduğunda teminat açığına düşmemek üzere kredi riskini düşürdüğünü, bununla yetinmeyerek faizsiz vermiş olduğu kredi hesabından tahsilat yaptığını, karşılığında yeni kredileri faizli vererek vadesiz mevduat rehninin gelirinden hariç ek gelir elde ettiğini, banka ile müşteri arasında öyle bir sözleşme akdedilmişki Müşteri nihayetinde —– (ortalama yaklaşık 1 yıl vadeye denk gelmektedir) faizsiz kredi kullanma karşılığında, bu borcunu tamamen kapatmış olmasına rağmen bu gün ———– —– karşıya bırakıldığını beyan ve mütalaa etmiştir.
Bilirkişi Tarafından Sunulan ——- İle Özetle; Davacıların davalı——-kullandıklarını, Taraflar arasındaki ——–Sözleşmesi m. 3.1.2 uyarınca davacı bankanın ——- kullandırarak———- hesaba nakletme hakkının olduğu, davacılara —— hesabında bulunan ————- Sözleşmesi M. 3.1.2/son cümledeki ‘Aksine bir yazılı anlaşma olmadıkça——- hesaptaki parasına faiz verip vermemekte serbest olduğu hükmü uyarınca, davalı bankanın davacıların vadesiz TL hesabındaki bloke paraya faiz işletip işletmeme noktasında serbestiye sahip olduğu, —- genel işlem şartı niteliğinde olması, M. 3.1.2/son cümle hükmünün birden fazla anlama gelmesi sebebiyle TBK m. 23 uyarınca düzenleyen davalı banka aleyhine yorumlanıp davalı bankanın faiz işletmesi gerektiği söylenebileceği; yine davalı bankanın bloke hesaptaki paraya faiz işletmemesı’nin haklı ve makul bir gerekçesinin ortaya konmaması halinde TMK m. 2 kapsamında hakkın kötüye kullanılması teşkil edebileceği, tüm bu durumlar bakımından davacıların bloke hesaptaki paralarına faiz oranı uyarınca faiz geliri elde edememeleri nedeniyle zarara uğradıkları ve davalı bankanın bu zarari gidermesi gerektiği düşünülebileceğini, beyan ve mütalaa etmiştir.
Mahkememiz 21/04/2022 tarihli duruşmada; taraf vekillerinin beyan ve itirazları değerlendirilecek şekilde ek rapor alınmasına ve heyete bir bankacının eklenmesine karar verildiği anlaşılmakla; 14/03/2022 tarihli heyet raporunda özetle; Davalı —- davacılara ait ——— arasında, imzalanan —– gün imzalanan “——– mevduat teminatına istinaden, davalı banka tarafından, davacılara ———– hesabından —— olmak üzere, toplam ———- sifir faiz oranlı —– kullandırıldığını, Dava tarihi itibariyle yapılan tespit ve hesaplamalar sonucunda, davalı bankanın davacılara —— alacak tutarı bulunduğu ve söz konusu kredilerin teminatında ise davacılara ait ——– tutarında rehinli mevduatın mevcut olduğunu, —– mevduatın—– hesaplandığını, Bu durumda söz——– teminat tutarı, dava tarihi itibariyle hesaplanan ——————– borcundan düşüldüğünde, davalı bankanın davacılardan, dava tarihi itibariyle toplam ——- tutarında talep edilebilir alacak tutarı kaldığını, Davalı bankaya——— olduğundan, —— dava tarihine kadar herhangi bir faiz işletilmediğini, ancak sayın mahkeme tarafından, söz konusu tutarın nemalandırılması gerektiği görüşünün benimsenmesi durumunda, yapılan hesaplamalar sonucunda, dava tarihi itibariyle rehinli —- ——-ulaştığı, durumda söz —- —– faiz tutarının talep edilebileceği, —— Bilirkişi Raporundaki görüş ve kanaatlerin korunduğu; beyan ve mütalaa etmiştir.
Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; dava tarihi itibariyle davalı bankanın davalılara ——-alacağının bulunduğu, davacılar tarafından alınan kredi teminatında ise davacılara ———- rehinli mevduatın bulunduğu, dava tarihinde ——— teminatının —— , dava tarihi itibariyle hesaplanan —- teminat karşılığı—– mahsup edildiğinde dava tarihi itibariyle davacıların davalı bankaya ———– bulunduğu , ayrıca taraflar arasında imzalanan genel kredi sözleşmesinin 3.1.2. Maddesi gereğince davalı bankanın , altın kredisi kullanan müşterisinin yatırmış olduğu—- hesaba alınması hususunda yetkilendirildiği , ilgili maddeye göre de davalı bankanın bloke hesapta tutulan teminata faiz veril vermeyeceğinin bankanın iradesine bırakıldığı , davacı taraf her ne kadar genel kredi sözleşmesi ve eklerinin genel işlem şartı niteliğinde olduğunu iddia etmekle işbu hükmün müvekkilleri aleyhine sonuç doğurmayacağını ifade etmiş ise de dosya içeriğinden de anlaşıldığı üzere davacılara bu hususta bilgi verildiği, sözleşmenin şartlarının içeriğini öğrenme imkanı tanındığı , davacılar tarafından işbu sözleşme ve eklerinin imzalanmış olduğu , ayrıca da davacıların tacir olduğu da dikkate alındığında bloke hesaba faiz işletilmemesinin davacıların bilgisi dahilinde olduğu , eldeki davanın niteliğinin menfi tespit davası olduğu yani davacıların talebinin de —– paraya faiz işletilmesi gerektiği ve faiz işletilmediğinden dolayı zarar var ise bu zararın tazmini de olmayıp dosya kapsamına göre yukarıda yapılan açıklamalar ve alınan tüm bilirkişi raporlarında da davacıların borçlu olduğunun sabit olduğu anlaşılmakla davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar harcı 179,90 TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 170,78 TL harcın mahsubu ile eksik 9,12 TL harcın davacı taraftan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan toplam 1.350,00 TL yargılama giderinin davacı taraftan tahsili ile davalı tarafa ödenmesine,
5-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli—– vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı