Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/217 E. 2021/373 K. 01.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/217 Esas
KARAR NO : 2021/373

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/07/2019
KARAR TARİHİ : 01/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Davalı——- sayılı dosyası ile haksız ve hukuka aykırı bir icra takibi yapıldığını,—— sayılı dosyası ile haksız ve hukuka aykırı bir icra takibi yapıldığını, yapılan icra takibinde mahkeme kararı ile iptal edilmiş senetlerin takibe konu edildiğini, kambiyo senetlerine ilişkin takipte taraflarına ulaşan ödeme emri ekinde senetlerin—- tespit edildiği, Takibe konu senetlerin devremülk sözleşmesinden kaynaklanan senetler olduğu basit bir inceleme neticesinde 3. Kişiler tarafından da tespit edilebildiğini,—- — alacağını tazmin edemediğini ve mahkeme kararıyla hukuken geçersiz olan senetleri takibe koyarak alacağını müvekkilinden tazmin etmeye çalıştığını beyan ederek müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini, müvekkilinin tüketici sıfatıyla yer aldığının senet üzerine bakıldığında basit bir inceleme ile anlaşılmasına rağmen Kötü niyetle hareket ederek müvekkiline icra takibi başlatan davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesine, vekalet ücreti,yargılama harç ve giderlerinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA:Davalı beyan (cevap) dilekçesinde özetle; Davaya konu bonoların, müvekkil bankanın—– müvekkil bankaya davadan çok önceki bir tarihte,19/12/2014 tarihinde devir ve teslim edildiğini, anılan bonoların, müvekkil bankaya açılan menfi davasından çok önceki bir tarihte tevdi edilmiş bulunduğundan, müvekkil banka iyiniyetli hamil olduğunu, beyan ederek davanın esastan reddine ve mahkemece davaya konu bonolar yönünden verilen ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini, müvekkil banka adına talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava,—— Esas sayılı dosyası üzerinden verilen gerekçeli karar ile iptal edildiği iddia olunan—– senetten dolayı başlatılan icra takibi dolayısıyla borçlu olunmadığının tespitinin istendiği menfi tespit davasıdır.
——— esas sayılı takip dosyası getirtilmiş, incelendiğinde; Dosyamız davalısı tarafından , davacısı aleyhine —— toplam alacağın tahsili için kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte bulunduğu anlaşılmıştır.
—– Esas sayılı takip dosyası getirtilmiş, incelendiğinde;Dosyamız davacısı tarafından dava dışı——–Karar sayılı 07/06/2018 tarihli gerekçeli kararda taraflar arasında düzenlenen (ve ——–esas sayılı takip dosyasına dayanak yapılan) bonoların 6502 Sayılı Kanunun 4/5 maddesine aykırı olarak emre yazılı düzenlendiği ve tüketici yönünden geçersiz olduğu anlaşıldığından dava kabul edilerek taraflar arasında akdedilen—– satışına ilişkin sözleşmenin iptaline, iptal edilen sözleşme kapsamında imzalanan —– adet senedin davacı yönünden iptaline ,6.750,00TL nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Bilirkişinin 05.04.2021 tarihli raporunda özetle;Davalı bankanın senet lehtarı olan ve senetleri ciro yoluyla devreden —— faaliyet alanının tüketicilere yönelik işlemler olduğunu bildiği ve ciro yoluyla aldığı söz konusu senetlerin birbirini takip eden vadeli, az miktarlı, özel bastırılmış ve çok sayıda senedin düzenlenmesine bağlı olarak baskı yoluyla çoğaltılmış senetler olması sebebiyle basiretli bir tacir gibi araştırma yapsaydı, söz konusu senetlerin tüketici senetleri olduğunu tespit edebileceği, buna bağlı olarak iyiniyetli üçüncü kişi olduğu savunmasında bulunamayacağı, dava konusu senetlerin emre yazılı olup kanuna aykırı oldukları bu hususun davacı bakımından geçersizlik sonucu doğuracağı belirtilmiştir.
—— sayılı yasa ile değişik 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 4/5 maddesi, “Tüketicinin yapmış olduğu işlemler nedeniyle kıymetli evrak niteliğinde sadece nama yazılı ve her bir taksit ödemesi için ayrı ayrı olacak şekilde senet düzenlenebilir. Bu fıkra hükümlerine aykırı olarak düzenlenen senetler tüketici yönünden geçersizdir.” düzenlemesini getirmiştir.
Dava konusu senetler—-ilişkin olarak 6502 sayılı yasanın yürürlük tarihinden sonra düzenlenmişlerdir. Yasanın bu amir hükmüne göre dava konusu senetlerin her bir taksit için ayrı ayrı nama yazılı olarak düzenlenmesi gerekirken —- düzenlendiğinden geçersizdir. Bilindiği gibi emre yazılı senetler TTK 559, 560, 743 maddelerinde yazılı esaslar dahilinde devredilebilir. Buna karşılık nama yazılı senetlerin devrinde zilyedliğin devri yanında alacağın temliki sonuçları doğuracak şekilde devredilmesi gerekir. yazılı senette hak sahibi olmayan bir kimseden iyiniyetle devir alındığı gerekçesiyle iktisap mümkün değildir. Senet hamili TTK 599. maddesi gereği kendisinin iyi niyetli hamil olduğu savunmasında bulunamaz. Somut olayda ciro edilen senetlerin —- yazılı olarak düzenlemesi yasal zorunluluk olmasına rağmen, ——-olarak düzenlenmesi nedeniyle geçersizdir. Geçersiz olan bu senetlere ciro yoluyla hamil olan iyiniyetli olup borçlunun zararına hareket etme kastı bulunmadığı savunmasında da bulunamaz.
Tüm dosya kapsamından; davacı ile dava dışı —— —–vaadi sözleşmesi düzenlendiği, dava konusu senetlerin davacı tüketici tarafından dava dışı—– verildiği, dava dışı bu şirketin dava konusu senetleri davalı bankaya cirolayarak devrettiği ancak söz konusu senetlerin tüketici senedi olması nedeniyle —- yazılı olarak düzenlenmesi ve devredilecek ise alacağın temliki sözleşmesi ile devredilmesi gerekmekte olup emre yazılı olarak düzenlenen bu senetlerin geçersiz olduğu, bu hususun herkese karşı ileri sürülebileceği, ciro yoluyla devralınan bu senetlerde davacı bankanın iyi niyetli hamil savunmasında da bulunamayacağı anlaşıldığından, geçersiz olan seneler dolayısıyla hak talep edilemeyeceğinden davacının menfi tespit talebi kabul edilerek, davanın kabulüne karar verilerek, davacının ——– esas sayılı icra takibi ve takip konusu bonolar nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine ve davalı takip yapmakta haksız olsa da kötü niyetli olduğu ispat edilemediğinden kötü niyet tazminatı talebi reddedilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜNE,
1-Davacının——–esas sayılı icra takibi ve takip konusu bonolar nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine,
2-Davacı vekilinin kötü niyet tazminat talebinin reddine,
3-Karar harcı 861,53TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 215,39TL harcın mahsubu ile bakiye 646,14TL harcın davalıdan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 215,39 TL harcın davalıdan tahsili ile davacı taraf ödenmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 44,40TL ilk masraf, 107,45 TL tebligat gideri ve müzekkere gideri, 800,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 951,85TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli —— esaslara göre belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde teminatın davacı tarafa iadesine,
HMK 345. Maddesi hükmü uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.