Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/214 E. 2021/200 K. 11.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/214 Esas
KARAR NO : 2021/200

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/07/2020
KARAR TARİHİ : 11/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Davacı dava dilekçesinde özetle; dava dışı —— yapılmak üzere anlaştıklarını, işin——— müvekkiline devredildiğini, —— fatura karşılığı ödendiğini, müvekkilin—– şekilde yerine getirdiğini, dava dışı ——- teslim edilmesinden sonra yaptığı kontrollerde —— fark ettiğini, kendilerine yapılan ayıp ihbarı üzerine ayıpların giderilmesi için——– ——— ödendiğini, ödenmiş olunan 16.520,00 TL bedelli ———–nolu faturadan doğan zarar bedeli alacağını tahsil amacıyla müvekkil aleyhine İstanbul Anadolu —— İcra Müdürlüğü ——Esas sayılı dosyasından takibe geçildiğini, müvekkil tarafından haksız ve hukuka aykırı olarak itiraz edilerek takibin durdurulduğunu bu nedenle iş bu davayı açmak zorunda kaldıklarını beyan etmiş, davalı aleyhine takibin %20 sinden az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Öncelikle müvekkilinin tacir sıfatına sahip olmadığından huzurdaki davada TTK 4 ve 5 maddeleri uyarınca mahkemenin görevli olmadığını, istisna akdinden dolayı taraflardan birinin gerçek kişi olması halinde yargılamanın Asliye Hukuk Mahkeme’sinde görülmesi gerektiğini, davacı dava dilekçesinde, müvekkili tarafından arabuluculuk oturumuna katılım sağlanmadığını ve bu nedenle huzurdaki davanın açıldığı beyan ettiğini, müvekkiline arabuluculuk toplantısına ilişkin herhangi bir davet mektubu gönderilmediğini, müvekkili tarafından davacı taraf ile —–konusunda anlaşıldığını, müvekkilinin yaptığı işin ayıplı olmadığını, davacı tarafın talep ettiği şekilde işlemler yapıldığını ve —– hazırlanan ——– edildiğini, davacı taraf daha sonradan yapılan işin ayıplı olduğunu iddia ettiğiğini, bu şekilde soyut nitelikte ki bir iddianın kabulünün mümkün olmadığını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla ayıp olsa dahi kanuna ve usulüne uygun bir ayıp ihbarı olmadığı ve ihbarın hak düşürücü süreye tabi olduğu dikkate alındığında müvekkiline herhangi bir sorumluluk yüklenemeyeceğini,—-sahibine ait olduğunu beyan etmiş, gerçeğe aykırı ve hukuken korunmayan davacı istemlerinin reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, hukuki niteliği itibari ile; İİK.nun 67.maddesinde düzenlenen itirazın iptali davasıdır.
Davalının gerçek kişi olması nedeniyle Mahkememizce davalının tacir olup olmadığı araştırılmasına gidilmiş ve ————–tarihinde verilen cevabi yazıda davalı——— işletme hesabına göre defter tuttuğunun bildirildiği ve gönderilen gelir beyannamelerinin incelenmesinde gelirinin —– olduğunun anlaşıldığı,—– müzekkereye verilen cevapta ise davalı ..———-kaydının olmadığının bildirildiği görülmekle davalının tacir olmayıp — anlaşılmıştır.
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunun 4.maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için ya uyuşmazlık konusu işin, tarafların her ikisinin birden ticari işletmesi ile ilgili olması yada tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesi ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunun veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesinin bakacağı yönünde düzenleme bulunması gerekir.
Diğer taraftan 6102 sayılı TTK’nın 19/2 maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri içinde ticari iş sayılması davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira, 6102 sayılı TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar dışında, ticari davayı ——- göre değil ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
6335 Sayılı Kanununun 2.maddesi ile değişik 6102 Sayılı TTK ‘nın 5.maddesi uyarınca ticari davalar Asliye Ticaret mahkemelerince görülerek karara bağlanır. Diğer taraftan aynı düzenleme gereğince, Asliye Ticaret Mahkemeleriyle diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki 6762 Sayılı Türk Ticaret Kanunununda ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 6335 Sayılı kanunla yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil görev ilişkisidir. Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 sayılı HMK’nın 1.maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemelerce ve istinaf aşamasında —-tarafından re’sen incelenir.
Somut olayda, davalı esnaf olup, tacir olmadığından TTK’nın 4.maddesi uyarınca ticari dava niteliğinde bulunmayan uyuşmazlığın dava tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK’nın 2.maddesi uyarınca genel hükümlere göre asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiğinden Mahkememizin görevsizliğine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. (Yargıtay — Hukuk Dairesi’nin — Esas, —- Sayılı kararı)
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Dava dilekçesinin görev nedeniyle reddine, MAHKEMEMİZİN GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Görevli mahkemeninin ———– Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğuna,
3-HMK 20.maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra 2 haftalık süre içerisinde talep edilmesi halinde dosyanın görevli —— Hukuk Mahkemesine gönderilmesine belirtilen süre içerisininde dosyanın gönderilmesi için talepte bulunmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına ( ihtar edildi)
4-HMK’nun 331/2 maddesi uyarınca yargılama giderleri ve vekalet ücretinin görevli mahkemede değerlendirilmesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.