Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/2 E. 2020/751 K. 22.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

KARAR
ESAS NO : 2020/2 Esas
KARAR NO : 2020/751

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 20/10/2015
KARAR TARİHİ : 22/12/2020

Mahkememiz dosyasında verilen ——- Kararı İstanbul Adliye Mahkemesi —.Hukuk Dairesi——–Karar numarası ile mahkememize gönderildiği, mahkememizin— Esasına kaydının yapıldığı, mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı hakkında ilamsız icra takibi başlatıldığını, davacının borca itiraz ederek takibin durdurulduğunu, davalının aracını tamir için müvekkiline getirdiğini,—– kabulü ile aracın bakım ve tamirinin yapıldığını, ilgili faturaların defterlere işlediğini, fatura tutarı kadar alacaklı olduklarını, defter incelemesi sonucunda bunun ispatlanacağını, bütün bu nedenlerle birlikte davanın kabulünü, itirazın iptalini, takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Dava dilekçesinin ve tensip zaptının TK.35 maddesine göre davalı tarafa tebliğ edilmiş, davalı cevap dilekçesi sunmamış ve yargılamanın hiçbir aşamasına katılmamıştır.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, davalıya ait aracın bakım ve onarımı yapıldığı halde takip dayanağı fatura bedellerinin ödenmemesi nedeniyle cari hesap bakiye alacağının tahsili için başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları saptanarak tahkikat aşamasına geçilmiş, tarafların bildirdiği tüm deliller toplanmıştır
Dava konusu icra dosyası incelendiğinde, davacının davalı hakkında 3 adet fatura ve cari hesaba dayalı olarak — asıl alacak üzerinden icra takibi başlattığı, davalının yasal sürede borca itiraz ettiği, iş bu davanın yasal 1 yıllık hak düşürücü sürede açılmış olduğu anlaşılmıştır.
Mali müşavir bilirkişi tarafından hazırlanan raporda özetle; davalının ticari defterlerini sunmadığı, davacı tarafından düzenlenen faturalarda yer alan hizmetlerin davalı tarafça kabul görmediğine dair dosyada delil bulunmadığı, davacının ——- düzenlendiği, davalının 3 farklı tarihlerde toplam 1.873,95 Tl ödeme yaptığı ve davacının lehe delil vasfını haiz ticari defterlerine göre 4.938,95 TL bakiye alacağının bulunduğu belirtilmiştir.
Davacı vekili rapora karşı beyan dilekçesinde; alacaklarının tespit edilidğini, takip tarihi itibariyle davalıdan 4.938,95 TL alacaklı olduklarını beyan etmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonunda; “davalı tarafın ——– imzayı ve içeriğini kabul etmiş sayıldığı, bu servis kabul formunun ——– bedelli fatura ile uyuştuğu, dolayısıyla 1.470,58 TL bedelli faturada yazılı hizmeti davacının davalıya verdiğinin kabulü gerektiği, cari hesap kaydı ve bilirkişi raporu incelendiğinde; davalıya 26/06/2014 tarihli faturadan önce alacak verecek bulunmadığı, bu tarihten sonra davalının 900.00 TL ödemesi bulunduğu, dolayısıyla 900,00 TL’lik ödemenin mahsubuyla davacının 570,48 TL bakiye alacağının bulunduğu” gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile davalının İstanbul Anadolu —- İcra Müdürlüğü’nün ——- sayılı takip dosyasında itirazının 570,48 TL asıl alacak üzerinden iptali ile takibin bu tutar üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren %10,50 ve bu oranı geçmemek üzere değişen oranlarda avans faizi yürütülmesine, davalının hükmedilen tutarın %20’si oranında 114,10 TL inkar tazminatına mahkum edilmesine” karar verilmiştir.——
Söz konusu kararı davacı vekilinin istinaf etmesi sonucu İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi —. Hukuk Dairesi’nin — Karar sayılı karar ile;
“Dava; eser sözleşmesine dayalı araç tamir bedelinin tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
TMK’nın 6. maddesine göre; Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.
TBK’nın 470. ve devamı maddelerinde (BK’nın 355. ve devamı maddelerinde) düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda; işin yapılıp teslim edildiğini ve iş bedeline hak kazanıldığını kanıtlama yükü yükleniciye, iş bedelinin ödendiğini ispat külfeti ise, iş sahibine düşer. Davacının, genel kurallar içinde davalıya ait aracı tamir ettiğini kanıtlaması gerekir.
Taraflar arasında araç tamirine dair yazılı bir sözleşme bulunmadığı sabittir. Davacı, iddiasını ispat için tanık, fatura, icra dosyası, posta alındı belgesini delil olarak göstermiştir. Fatura; tek taraflı ve davacı tarafından düzenlenmesi her zaman mümkün olan bir belgedir, bu nedenle, davacının iddiasını ispat için yeterli değildir.
Bu durumda; ön sorun olarak, akdin varlığını ispat yönünden davacıya olanak tanınması gerekir. Dava konusu olayda, miktar itibariyle tanık ile ispat mümkün değildir.
Tarafların her ikisinin tacir olduğu açıktır. Davacının 2 adet faturaya dayalı tamir ilişkisinden doğan ödenmeyen alacağını dava konusu yaptığı sabittir. Fatura tek başına alacağın varlığını ispata yeterli değildir. Ancak davacı, faturasal alacağı ile ilgili, her iki tarafın tacir olduğu beyanı ile delil listesinde ve dava dilekçesinde tarafların ticari defter ve kayıtlarına, bu kayıtlar üzerindeki bilirkişi incelemesine delil olarak dayanmıştır. Buna göre, her iki taraf deferleri üzerinde servis ve iş emirlerine dayalı olarak düzenlendiği iddia olunan faturaların kayıtlı olup olmadığının usulünce incelenmesi, defterlerin inceleme gününde ibrazı yada yerinde inceleme talebi üzerine incelenmesi sağlanarak, tarafların her ikisine birden verilen inceleme gününde defterlerini incelemeye hazır etmesi hususunda HMK’nın 222/3 maddesi uyarınca ihtarat yapılması ve ibraz etmemenin müeyyidelerinin hatırlatılması gerekirken buna uygun davalıya ticari defterlerini ibraz konusunda meşruatlı davetiye tebliğ edilmediği halde davalının defterlerini ibrazdan kaçındığı hükmü işletilerek davacı ticari defterleri esas alınmak suretiyle karar verildiği, davacı tarafça taraf defterlerine dayanıldığı halde, davalı defterlerinin usulünce delil olarak celbi sağlanmadan ve bu hususta muhtıra tebliği yapılmadan davanın sonlandırıldığı anlaşılmıştır. Ayrıca yargılama devamında davalının, —- sicil kaydına göre adres değişikliği yaptığı, yeni adresin —— usulünce tebligat yapılmaksızın direk TK 35. maddesi hükümlerine uygun tebliğ yapılarak isticvap tutanağının gönderildiği, oysa bu gönderinin TK hükümlerine uygun tebliği sağlanmaksızın yapıldığı anlaşılmıştır. İlaveten davacı açıkça delil listesinde yemin delilline dayandığı halde, kabule göre de, red edilen kısım nedeniyle yemin delilinin kullanıp kullanılmayacağı hususunun davacıya sorulmadığı anlaşılmıştır. İstinaf incelemesi sırasında davanın itirazın iptali davası olmasına karşın celp edilen icra dosyasının onaylı suret alınmadan yada UYAP taraması sağlanmadan ilk derece mahkeme kararından sonra merciine iade edildiği ve istinaf incelemesinde bu sebeple bu delilin muhafaza edilmediği ve bulunmadığı görülmüştür.——
Bu durumda, öncelikle her ikisi tacir olan taraflar yönünden 2 adet fatura alacağına dayanılmakla ve davacının kendi defterlerindeki lehe olan hükümlerden faydalanabilmesi için davalı taraf ticari defterlerine de delil olarak dayandığı halde, usulünce, davalının tespit edilen —–TK hükümlerine uygun HMK 220-222 maddelerine göre muhtıra yazılarak geçerli bir mazeret olmaksızın ibrazdan kaçındığı takdirde sonuçları da yazılarak tebligat çıkartılıp ibrazı halinde bu delilin bilirkişi incelemesine tabi tutulması ve karşılıklı ticari defterlerde bu faturaların ve varsa ödemelerin karşılaştırılmasının yapılması, servis formları ve fatura altındaki imzalar yönünden isticvap davetiyesi çıkartılması halinde de, bu davetiyenin yine öncelikle davalının son sicil adresine usulünce tebliği yapılıp, tebliğ yapılamama halinde bunun nedenlerini içerir tebligat şerhine göre şartları varsa TK 35 hükümlerinin uygulanması ve bunun sonucuna göre işlem yapılması gerektiği halde bunlara uyulmaksızın ve bu deliller hiç toplanmayıp, karar gerekçesinde de hiç değerlendirilmediğinden ve tüm bunların ardından gerek duyulduğu takdirde davacının yemin delilinin kullanıp kullanılmayacağı davacıya sorup açıklattırılmadan karar verilmiş olması, ayrıca delil ve dava dayanağı icra dosyasının merciinden getirtilip onaylı sureti veya UYAP taramalı sureti dosyada muhafaza edilmeden karar verilmesi oluşa ve dosya kapsamına uygun bulunmadığından ilk derece mahkeme kararının HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca kaldırılmasına, bu hususlara uygun yeniden yargılama yapılıp bir karar verilmesi, bu defter incelemeleri sonucunda, — tespiti halinde, düzenlenen fatura içeriği ile araç üzerinde yapılan — hususunda da uzman bilirkişi incelemesi yapılarak bir karar verilmesi yönüyle dosyanın ilk derece mahkemesine geri gönderilmesine karar vermek gerekmiştir. ” gerekçesi ile mahkememiz kararı kaldırılmıştır.
İstinaf kararı uyarınca davalı—– defterlerinin incelenmesine ilişkin—- adresine tebliğe çıkarıldığı, tebligatın iade olduğu, aynı adrese Tebligat Kanunu 35. Maddesi uyarınca tebligat yapıldığı, davalı şirketin usulüne uygun tebligata rağmen inceleme gününde defterlerini ibraz etmemesi nedeniyle defterlerinin incelenemediği, davacı tarafça dava dilekçesinde açıkça yemin deliline dayanıldığı —– fatura yönünden davalı tarafa yemin teklifinde bulunma hakkının hatırlatıldığı, davacı vekili süresinde sunduğu beyan dilekçesinde; yemin deliline başvurmayacaklarını, dava konusu iki adet fatura yönünden davalı tarafa çıkarılan isticvap davetiyesi sonucu davalı adına duruşmaya katılan olmadığından faturaların kabul edilmiş sayıldığını, davalının ihtarata rağmen defterlerini ibraz etmediğini müvekkili şirketin defterlerinde faturaların kayıtlı olduğunu,— tarihinde yürürlüğe giren 7251 sayılı Kanunla değişik HMK’nın 222/3 maddesi dikkate alınarak davanın kabulünün gerektiğini beyan etmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davanın eser sözleşmesine dayalı araç tamir bedelinin tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olduğu, dava konusu —– tarihli — kabul formu bulunduğu ve — faturalarla uyuştuğu, — kabul formunun sağ alt kısmında müşteri onayı başlıklı yerde —-adlı bir şahsın isim ve imzasının bulunduğu, davalı taraf yargılamanın hiçbir aşamasına katılmadığından bu servis kabul formundaki imzanın şirket yetkilisi veya çalışanına ait olup olmadığı hususuna ilişkin olarak davalı tarafa isticvap davetiyesi tebliğ edilmiş olmasına rağmen davalı adına duruşmaya katılan olmadığı, 05.08.2014 tarihli servis kabul formunun müşteri onayı kısmında isim/kaşe ve imza bulunmadığı, davalının davaya cevap vermediği, duruşmalara katılmadığı, kendisine defterlerini sunması için ihtaratlı tebligat yapılmasına rağmen defterlerini sunmadığı, davacının defterlerine göre davacının davalıdan 4.938,95 TL alacaklı olarak göründüğü, defterler üzerinde inceleme sonucunda düzenlenen rapor da da davacının davalıdan 4.938,95 TL alacaklı olduğunun belirtildiği, HMK’nın 222/3 maddesi gözetilerek davacının davasını ispatlamış sayıldığı, bu nedenle yemin deliline başvurulmasına gerek kalmadığı, kaldı ki davacı vekili de yemin deliline başvurmak istemediklerini beyan ettiği, davacı tarafından tamir hizmetinin davalı tarafa verildiği anlaşılmakla kabulü ile itirazın iptaline, alacak likit olduğundan davacı lehine icra inkar tazminatına karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜNE,
1-Davalının İstanbul Anadolu –.İcra Müdürlüğünün — esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin 4.938,95 TL asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık % 10,50 oranında ve değişen oranlarda avans faizi işletilmesine,
2-Alacak likit olmakla, hüküm altına alınan 4.938,95 TL’nin % 20’si oranında inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar harcı 337,38 TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 55,16 TL harcın mahsubu ile bakiye 282,22 TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 27,70 TL başvurma harcı, 55,16 TL peşin harç olmak üzere toplam 82,86 TL harcın davalı taraftan tahsili ile davacı taraf ödenmesine,
5-Davacı tarafından istinaf başvurusundan önce ve sonra yapılan 279,00 TL tebligat ve müzekkere gideri, 600,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 879,00 TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli — esaslara göre belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı şirketin yokluğunda kararın taraflara tebliğinden 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.