Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/190 Esas
KARAR NO : 2022/849
DAVA: Menfi Tespit (Alım Satım)
DAVA TARİHİ : 26/06/2020
KARAR TARİHİ: 17/11/2022
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Alım Satım) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: davacının tacir olduğunu, davalının eşi —- ait —- işletmesinden mal alımı konusunda tarafların anlaştıkları, bu amaçla —— adet çeki verdiği, satın alınan malların verilmediği, çeklerin de iade edilmediğini, bu sebeple —– tarihli çekin bedelinin haricen ödenmek zorunda kalındığını, her iki çekin de —- tarafından davalı eşine ciro edildiğini, davacı hakkında——- dosyası üzerinden takibe konulduğunu, haricen ödemesi yapılan çekin de bu şekilde icra takibine konu edilmiş bulunduğunu, bu hususun davacının ticari itibarını zedelediği belirtilerek, ——- çekler bakımından ayrıca borçlu bulunulmadığının tespitine, kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Dosya muhteviyatı incelendiğinde davalı taraftan süresi içerisinde sunulan bir cevap dilekçesi olmadığı anlaşıldı.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava; istirdat ve menfi tespit istemine ilişkindir.
7155 sayılı Yasa ile 6102 sayılı Yasaya 5/A maddesi eklenerek ticari davalarda arabuluculuk dava şartı haline getirilmiş olup, mahkememizdeki dava —— tarihinde açılmakla davacının dava şartı arabuluculuk koşulunu yerine getirdiği görülmüştür. Aynı Yasa ile 6325 sayılı Kanuna dava şartı arabuluculuk başlığı ile 18/A maddesi de eklenmiş olup bu madde uyarınca yapılan incelemede davacının arabulucuya başvurduğu,———- tarihinde yapılan toplantıya tarafların katıldığı, ——- tarihinde yapılan toplantı neticesinde tarafların anlaşamadıklarına ilişkin arabuluculuk son tutanağının da düzenlenmiş olduğu görülmüştür. —– İcra Dosyası incelendiğinde, alacaklının davalı, borçlunun davacı olduğu, takip talebinin —– talep edildiği, alacağın iki ayrı çeke dayandığı, bunların —- olduğunun belirtildiği, takip talebine düşülen şerhte söz komu çeklerin —–tarihinde icra müdürlüğü kasasına alındığı, anlaşılmaktadır. Takip talebi üzerine örnek no: 10 kambiyo senetlerine özgü haciy yolu ile yapılacak takipte ödeme emri düzenlendiği görülmektedir.
Mahkememiz—— tarihli duruşmada dosyanın bilirkişi heyetine tevdine karar verilmiş olup; bilirkişi —– tarafından sunulan —- tarihli bilirkişi raporu ile özetle; Davacının ödeme aracı olan çekleri avans olarak verdiği ispatlamaya yarar yazılı belge sunmadığı, davacının çek bedeline yönelik ——- miktarlı dekont sunduğu ve davalı tarafın bu ödemeyi kabul ettiği, icra takibi ile talep edilen —- toplam olarak talep edilebileceğini, bu haliyle davacının —– bakımından borçlu olmadığının tespitine karar verilmesinin mahkeme takdirinde olduğunu, beyan ve mütalaa etmiştir.
Tüm Dosya Kapsamı Birlikte Değerlendirildiğinde;
Dava; davaya konu yapılan —- tarihli iki adet çekin avans olarak dava dışı lehdar —– verildiğini, malların teslim edilmemesi sebebiyle bedelsiz kalmasına rağmen iade edilmeyerek davalı tarafa ciro edildiği ve —– ödenmesine rağmen diğer çekle birlikte tam bedelinin takibe konulduğu iddia edilerek açılan istirdat ve menfi tespit davasıdır.
Yapılan yargılama, toplanan deliller, alınan bilirkişi raporu ile davacı ile davalı arasında ticari ilişkinin bulunduğu, dava konusu çekler üzerindeki —– ait olan ciroların tarihi itibariyle gecikmiş ciro sayılacağından, bu gecikmiş cironun alacağın temliki hükmünde olduğu, bu sebeple keşidecinin lehtara karşı ileiri sürebileceği tüm hususları alacağın temliki hükümleriyle çeki devralan —– karşı da ileri sürebileceği, çek ödeme aracı olduğundan çekin hangi borç için verildiğinin ispatının keşidecide olduğu, somut olayda davacının çekin sonradan teslim edilecek malların bedeli olarak verildiği iddiası bulunduğundan bu husus çekin avans olarak verildiği anlaşılarak Yargıtay içtihatlarına göre de bunun yazılı delil ile ispatının gerektiği ancak bu doğrultuda davacının dava konusu çekleri avans olarak verdiğini ispatlamaya yarar yazılı belge sunmadığı, çek bedeline yönelik olarak davacının ödemeye ilişkin olarak —– bedelli dekont sunduğu, davalı tarafın yargılama sırasındaki beyanlarından bu ödemeyi kabul ettiğinin açık olduğu, icra takibi ile talep edilen —-alacağın yapılan ödeme dikkate alınarak ——toplam olarak talep edilebileceğini, bu haliyle davacının—– bakımından borçlu olmadığı bilirkişi raporu ile de sabit olduğu, söz konusu raporun hükme esas alındığı ve sonuç itibari ile bilirkişi raporu ile yapılan hesaplamanın gerekçeli ve denetlenebilir nitelikte olduğu anlaşılmakla ayrıca davacının dava açmakta kısmen haklı olduğundan davalının kötüniyet tazminat talebi reddedilerek davanın kısmen kabulüne dair karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın Kısmen KABULÜNE,
Davacının —— seri numaralı çek yönünden davalıya karşı—-borçlu olmadığının tespitine, fazlaya dair talebin reddine,
2-Davacının istirdat talebi yönünden davanın reddine,
3-Davacı tarafın kötüniyet tazminat talebinin reddine,
4-Alınması gereken 574,26 TL karar harcından davacı tarafça peşin olarak yatırılan 426,94 TL harcın mahsubu ile bakiye 147,32 TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
5-Davacı tarafından dava açılırken peşin olarak yatırılan 54,40 TL başvuru harcı ve 426,94 TL peşin nispi harç olmak üzere toplam 481,34 TL’nin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 63,90 TL tebligat, posta ve müzekkere gideri, 800,00 TL bilirkişi masrafı olmak üzere toplam 863,90 TL yargılama giderinin kabul ve ret oranları gözetilerek 290,50 TL’sinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T’deki esaslara göre belirlenen 8.406,76 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T’deki esaslara göre belirlenen ve reddedilen miktarı geçmemek üzere 9.200,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-7155 sayılı Kanun ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na eklenen 18/A maddesinin 13.fıkrası ve yürürlükte bulunan Arabuluculuk Ücret Tarifesi uyarınca Hazine tarafından karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin kabul ve ret oranları gözetilerek 443,87 TL’sinin davacı taraftan, 876,13 TL’sinin davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
10-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
HMK 345. Maddesi hükmü uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı tarafın yokluğunda, davalı vekilinin yüzüne karşı karar verildi. 17/11/2022