Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/186 E. 2021/613 K. 14.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/186 Esas
KARAR NO : 2021/613

DAVA : Borçtan Kurtulma Davası
DAVA TARİHİ : 19/11/2015
KARAR TARİHİ : 14/09/2021

Mahkememizden verilen—– sayılı kararı—– Karar sayılı ilamıyla KALDIRILMAKLA, dava mahkememizin yukarıdaki esasına kaydı yapıldığı, mahkememizde görülmekte olan Borçtan Kurtulma Davası davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davaya konu —-. tarafından aralarındaki ticari ilişki nedeniyle müvekkillerinden—-tevdi edildiğini, keşidecinin daha sonra çeki ödemeyeceğini beyan ettiğini, müvekkillerinden —- — çekin yazılmaması yönünde talepte bulunduğunu, müvekkillerine başkaca borçları olduğunu, borçlarını yapılandıracağı beyanına güvenilerek çekin keşideci şirket yetkilisi olan — iade edildiğini, çekin tarihlerinde yapılan oynama nedeniyle çek vasfının kalmadığını, bu çekin piyasaya sürüldüğünü, keşideci şirketin müvekkili şirkete borçlu olduğunu, bunun müvekkili şirketin ticari defterleriyle de sabit olduğunu, keşidecinin tamamen kötü niyetli olduğunu, teslim aldığı çeki müvekkillerinin hiçbir ticari ilişkisi olmayan ve hatta tanımadıkları .– şahsa verdiğini, bu şahsın çeki muhatap bankaya ibraz ederek çekin karşılığının bulunmadığına ilişkin hususu çek arkasına —-ettirdiğini, müvekkilinin davalılar ile hiçbir ticari ilişkisinin bulunmadığını iddia ederek davanın kabulü ile çek vasfı taşımadığından çekin iptaline, müvekkillerinin borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin tüm hak ve alacaklarının saklı tutulmasını, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalılardan … —- çıkarılan tebligat—olmuş, —sonuçsuz kaldığından dava dilekçesi ve tensip tutanağı bu davalıya ilanen tebligat edilmiş, yargılamanın devamında da kendisine ilanen tebligat yapılmıştır.
Diğer davalı …— dava dilekçesi tebliğ edilmiş, süresi içinde cevap dilekçesi vermediği görülmüş, ön inceleme duruşmasına katılan davalı vekili müvekkilinin iyi niyetli 3.şahıs olduğunu, davacı tarafından ileri sürülen iddia ve def’ilerden habersiz olduğunu, davanın reddi gerektiğini beyan etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, hukuki niteliği itibari ile; davacının bir adet çekten dolayı borçlu olmadığının tespiti ve —iddiasıyla iptali talebine ilişkindir. Mahkememizde davanın açıldığı 19/11/2015 tarihi itibariyle çek henüz takibe konu edilmediğinden davacıların talebi doğrultusunda teminat karşılığı çekin icra takibine konu edilmesinin ihtiyati tedbiren durdurulmasına karar verilmiş olup davadan sonra davalılardan … tarafından –sayılı takip dosyasında davacılar — —- senetlerine mahsus haciz yoluyla takip başlatıldığı anlaşılmış, mahkememiz ihtiyati tedbir kararı uyarınca takip durdurulmuştur.
Dilekçeler aşaması tamamlanmış, mahkememizin 04/10/2016 günlü ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenerek, tarafların sulh olma imkanını bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları tespit edilip tahkikat aşamasına geçilmiştir.
Dava ve takibe—- keşidecisinin—ise … olduğu, bu çekin … tarafından diğer —– edildiği, dava dilekçesi ekinde sunulan — çekin —- imzasına teslim edildiği görülmüştür. Davacı bu şahsın keşideci şirket yetkilisi olduğunu beyan etmiş, çek ve çekte keşideciye atfen atılan imza—- aynı olduğu tespit edilmiştir.
Takibe konu edilen çek dava dilekçesi ekinde örneği yer alan çek ile aynı olup keşidecinin—- olarak değiştirilmiş, ———sonra davalı … ve davalı … tarafından cirolanmıştır. — tarihinde bankaya ibraz edilerek karşılıksız kaşesi alınmıştır.
Davacılardan … ticari ilişki nedeniyle çekin keşideciden alınıp diğer davacıya ciro edildiğini, keşideci ile aralarındaki görüşmeler neticesinde de borcun yapılandırılacağı—keşideci şirket yetkilisine çekin iade edildiğini, iade sonrasında çekin tarihinde oynama yapılmış olmasından — kalmadığını, davalılarla aralarında hiçbir ticari ilişki bulunmadığını ileri sürerek borçlu olmadıklarının tespitini talep etmişlerdir.
Dava konusu çekin keşide tarihinde —- olması çekin —- değerlendirilmesi sonucunu doğurur. Ancak çekin —- senedi niteliğini kaybettirmez. Öte yandan davacılar davaya konu çekin keşideci şirket yetkilisine iade edildiğini ileri sürmektedir. Çekin keşideciye iadesi ile davacılar bunun sonuçlarına razı olmak durumunda olup, bu iddia davalılara karşı ileri sürülebilecek bir husus değildir. Çekin keşideciye iadesi çek bedelinin ödendiğine karine teşkil eder aksinin yazılı delille ispatı davacıya ait olup, bu yönde dosyaya herhangi bir delil sunulmuş değildir.
Mahkememizce davacılar davaya — davalılara borçlu olmadıklarını yazılı delille ispat yükümlülüğü altında olduğu ve ispat şartı gerçekleşmediğinden davanın reddine karar verilmiş, davadan sonra davalılardan … tarafından başlatılan icra takibi mahkememiz ihtiyati tedbir kararıyla durdurulduğundan takip alacaklısı … lehine tazminata hükmedilmiştir.
Mahkememizce verilen karar—–sayılı kararı ile “Dava, İİK’nun 72.maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır. Davacı taraf, keşidecinin isteği üzerine dava konusu çeki keşideci şirket yetkilisi —– iade ettiklerini, ancak çekin daha sonra keşide tarihinde — yapıldığını iddia etmiştir. Dava dilekçesine ekli çek fotokopisinde çekin keşide tarihinin —— dosyasındaki çek fotokopisinin incelenmesinde ise — tarihinin üzerinin çizildiği ve 31/01/2015 yazıldığı, yan tarafına imza atıldığı, bu tarihin üzerine bir tarih daha yazıldığı, bu tarihin de üzerinde——–bulunduğu, ayrıca keşide yerinin üzerine de 04/05/2015 yazıldığı, yanına da paraf atıldığı görülmüştür. Öte yandan davaya konu bu çek 13/05/2015 tarihinde ibraz edilmiştir. Davacının ——- iddiası üzerinde durulmaması doğru değildir. Çekin keşide tarihinde —- yapıldığının tespiti halinde ise gerçek keşide tarihine göre değerlendirme yapılması, buna göre süresinde ibraz edilip edilmediği üzerinde durulması, çekte tahrifatın varlığı halinde bunun ciro yoluyla —- karşı da ileri sürülebileceği hususları üzerinde durularak tüm deliller birlikte değerlendirildikten sonra varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.” gerekçesiyle kaldırılmıştır.
Mahkememizce kaldırma kararı doğrultusunda yapılan yargılamada dava dışı çekin keşidecisi —–çekin bir sureti, tebliğ edilerek “çek üzerindeki vade tarihi çizilerek paraf olarak atılan imzaların şirket yetkilisine ait olup olmadığı husunda beyanda bulunulması için HMK 221. Maddesi uyarınca muhtıra çıkarılmasına, şirket yetkilisinin HMK 221. Maddesi uyarınca tanık olarak çağrılmasına, muhtıraya paraf olarak atılan imzalar yanında bulunan imzaların şirket yetkilisine ait olmadığının iddia edilmesi halinde imza incelemesi yapılacağından 2015 yılı ve öncesine ait şirket yetkilisine ait imzaların bulunduğu yerlerin bildirilmesinin istenilmesine, yetkilinin davete icabet etmemesi halinde, tanıklığa ilişkin hükümlerin uygulanacağı ve çek üzerinde bulunan imzaların şirket yetkilisine ait olduğunun kabul edildiği kabulü ile yargılamaya devam olunacağının ihtar edilmesine,” şeklinde muhtıra çıkarılmış, tebligat keşideci şirkete TK 35. Maddesi uyarınca tebliğ edilmiş, şirket yetkilisi duruşmaya katılmamıştır.
HMK’nun 207. maddesi hükmü gereğince; senetteki düzeltmelerin borçlu (keşideci) tarafından onanması (—- edilmesi) gereklidir. Yani, senette mevcut olan ——göz önünde tutulmaz. Bu nedenle senet üzerinde yapılan değişikliklerin, geçerli olabilmesi için, düzenleyen tarafından imza veya paraf edilmek suretiyle onanması gerekir. Değişiklik yanında bulunan imzaya veya parafa itiraz halinde ise, mahkemece, yöntemince imza incelemesi yapılmalıdır. Değişikliğin onaylı olmaması veya değişiklik yanındaki imzanın keşideciye ait olmadığının anlaşılması halinde, düzeltme yok hükmünde olup, senedin düzeltme öncesi durumuna göre değerlendirme yapılır. Borçlu tarafından değişiklik yanındaki imzaya– itiraz edilmesi ve bu itirazın sabit olması halinde, çekin TTK’nun 796. ve 808. maddelerinde öngörülen yasal süreden sonra ibraz edildiği anlaşılırsa, İİK’nun 170/a-2. maddesi uyarınca takibin iptaline karar verilebilecektir.—-, takip dayanağı çekin keşide tarihinde değişiklik yapıldığı ve yapılan bu keşide tarihindeki düzeltmenin yanında da — bulunduğu ve keşideci tarafından atılmadığının iddia edilmediği, çekin keşide tarihine göre süresinde muhatap bankaya ibraz edildiği, ciro silsilesinin düzgün olduğu, borçlu lehtar tarafından sunulan çek suretinde çekin keşide tarihi— takibe dayanak çekte lehtarın cirosunun çizilmediği, davacının iddialarını usulünce kanıtlayamadığı, keşideci tarafından yapıldığı kabul edilen keşide tarihindeki değişikliğe dair imzaya—- bir itirazda bulunulmadığına göre, yapılan bu değişikliklerin geçerli olduğunun kabulü gerekir.
Her ne kadar davacılar davaya konu çekin keşideci şirket yetkilisine iade edildiğini ileri sürmekte iseler de basiretli tacir olan davacılar çekin keşideciye iadesi ve iade edilirken kendi cirolarını iptal etmemiş olmaları ile bunun sonuçlarına razı olmak durumundadır. Çekin keşideciye iadesi çek bedelinin ödendiğine karine teşkil eder aksinin yazılı delille ispatı davacıya ait olup, bu yönde dosyaya herhangi bir delil sunulmamıştır. Davacılar davaya konu çekten ötürü davalılara borçlu olmadıklarını yazılı delille ispat yükümlülüğü altında olup ispat şartı gerçekleşmediğinden mahkememizce davanın reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 59,30 TL’nin davacılar tarafından peşin olarak yatırılan 469,64 TL harçtan mahsubu ile bakiye 410,34 TL harcın karar kesinleştiğinde davacılara iadesine,
3-Davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalılar tarafından yapılan bir yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacılara iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalıların yokluğunda kararın taraflara tebliğinden 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.