Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/181 E. 2022/551 K. 04.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO: 2020/181 Esas
KARAR NO: 2022/551

DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 22/06/2020
KARAR TARİHİ: 04/07/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkili alacaklı ——yaptığını, davalı borçlu şirket —–ise müvekkil —–olduğunu, davalı—— müvekkili ——doğduğunu, doğacak borçlarının teminatı olmak üzere diğer davalı ——-adına ——yüzölçümlü arsa üzerindeki ——- mülkiyetli taşınmazını üzerinde, müvekkili şirket lehine —–derecede, —- miktarlı —– tesis edildiğini, müvekkili alacaklı şirket davalı borçlu —— ile defalarca görüştüğünü, davalı borçlu çeşitli bahanelerle borcunu ödemekten imtina ettiğini, alacağının ödenmesini yıllarca iyiniyetle bekleyen müvekkili şirket aynı iyi niyeti davalı borçlu şirketten göremeyince, ipoteğe konu——yevmiye numaralı —– tarihli muacceliyet ihbarını göndererek—– faiz ve masraflar hariç —– borçlu olduğunu ancak ——- tablosunda üst sınır olan sorumluluk miktarı ——olduğu için bu meblağın ödenmesini aksi halde ipoteğin paraya çevrilmesi için gerekli işlemlerin yapılacağını ihtar ettiğini, alacağın —-olması için bir ihbarın yapılması gereken durumlarda, bu ihbarın borçtan kişisel olarak sorumlu olmayan taşınmaz maliki —-kişiye yapılması zorunlu olduğu için —–, —– kişiye ihbarda bulunarak yükümlülüğünü yerine getirtiğini, borçlu ——- ihtarname tebliğ edildiğini, Kanunun aradığı ihbar koşulu gerçekleştiğini, borca ilişkin çekilen muacceliyet ihtarnamesi muhatabın bildirildiğini, borçlunun adresine gönderilmesine ve tebliğ edilmesine rağmen ne borçlu şahıs ne de —–veren tarafından borç müvekkili şirkete ödenmediğini, ticari ilişkiden doğan borcun müvekkili—— ödenmemesi üzerine alacağın tahsili zamanında borçlular aleyhine ——- Esas sayılı dosyası ile örnek —- ile İpoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip başlatıldığını, davalıların icra takibine yapmış oldukları yalnızca yetki itirazı taraflarınca tüm yasal hakları saklı kalmak koşuluyla kabul edilerek dosyanın yetkili—— gönderilmesi talep edildiğini, dosya yetkisizlik kararı ile gönderilerek —— Esas sayılı dosyasına kaydedildiğini, borçlular haksız ve dayanaksız olarak takibe, asıl alacak ve ferilerine itiraz ettiğini, takibin durduğunu, itirazların haksız, zaman kazanma amaçlı ve hukuki dayanaktan yoksun olup reddinin gerektiğini, davalı-borçluların itirazları haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğu yapılacak yargılama sonucunda ortaya çıkacağını, davalı borçluların hem borcunu ödememesi hem de haksız yere itiraz etmesi alacağını tahsil edemeyen —— oldukça olumsuz etkilediğini, davalı borçluların icra takibine kötü niyetli olarak itiraz ettiğini, alacağın —– aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ile cezalandırılması gerektiğini, fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla,—–Esas sayılı—– dosyasına vaki tüm itirazların iptaline ve takibin kaldığı yerden devamını, davalı/borçluların —– aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatı ödemeye mahkûm edilmesini, tüm yargılama giderleri ile ücreti vekâletin davalılarca ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı —–vekili cevap dilekçesinde özetle: taraflar arasında süregelen —– sonucu davacı taraf defaten icra takipleri başlatarak müvekkili müşkül duruma düşürme maksadıyla hareket ettiğini, keza taraflar arasında tek ticari ilişki olmasına rağmen davacı taraf huzurdaki dava konusu icra takibinden hariç müvekkilin borcunun tahsili için —–Esas sayılı dosyasından da ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamsız icra takibi,——Esas sayılı dosyasından da kambiyo takiplerine özgü icra takibi mevcut olduğunu, dolayısıyla likit olmayan alacak için davacı taraf dürüstlük kuralına aykırı olarak müvekkili aleyhine icra takipleri başlatarak müvekkilden mükerrer tahsilat yapmaya çalıştığını, taraflar arasında müvekkilinin imzasını taşıyan hiçbir mutabakat evrakının bulunmadığını, kabul anlamına gelmemekle birlikte taraflar arasında süregelen ticari alışveriş çerçevesinde müvekkilinin borcu olup olmadığı, varsa ne kadar borcu olduğu dahi belli olmadığını, likid olmayan alacağa yönelik icra takibine girişilemeyeceğini, davacı tarafın da icra inkar tazminatı talebinin reddinin gerektiğini, takip konusu alacağın likit olmadığını, davanın reddini, davacı tarafa takip miktarının —– az olmamak koşuluyla kötüniyet tazminatına mahkum edilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.Davalı —— sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle: kendisinin icra dosyasının asıl borçlusu olmadığını, dava konusu ipoteği eşimin bilgi ve onayını almadan yaptığını, bu ipoteği tesis ederken gerçek borçlunun borcunu ödeyeceğinden emin olduğunu, güvendiği için eşine bilgi vermeden yaptığını, bu evinden başka bir evinin olmadığını, davacı eşinin ve çocuklarıyla beraber yıllardır oturduklarını, ipoteği tesis ederken davacı—- kendisinin evli ve ipoteğe konu dairede oturduğunu, bu dairenin kendisinin tek dairesi olduğunu biliyordu, çünkü ipotek —- sırasında bu durumu gerek borçlu asil davalı ve gerekse davacı—– yetkililerine söylediğini, onların kendisine bunun bir formalite olduğunu borcun asıl sorumlusunun bu borcu zaten ödeyeceklerini belirtip kendisini ikna ettiklerini, davaya konu borcun kendisine ait olmadığını, yapılan ipotek işlemi eşi ve çocuklarıyla oturduğu dairede eşinin onayı alınmadan yapıldığını, bu nedenle geçersiz olduğunu, Medeni Kanun ilgili hükümleri gereğince eşinin muafakati alınmadan yapıldığını, eşi tarafından davacıya karşı ipoteğin kaldırılması talebiyle ——- Esas sayılı davası açıldığını, bu nedenle açılan davanın çocuklarının ve eşinin gelecekleri açısından haksız bir dava olduğunu, davanın reddini, yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, hukuki niteliği itibari ile; İİK.nun 67.maddesinde düzenlenen itirazın iptali davasıdır.7155 sayılı Yasa ile 6102 sayılı Yasaya 5/A maddesi eklenerek ticari davalarda —–dava şartı haline getirilmiş olup, mahkememizdeki dava —– tarihinde açılmakla davacının dava şartı arabuluculuk koşulunu yerine getirdiği görülmüştür. Aynı Yasa ile 6325 sayılı Kanuna dava şartı —– başlığı ile 18/A maddesi de eklenmiş olup bu madde uyarınca yapılan incelemede davacının —– başvurduğu, yapılan toplantıya tarafların katıldığı, toplantı neticesinde tarafların anlaşamadıklarına ilişkin —– son tutanağının da düzenlenmiş olduğu görülmüştür.Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip, deliller toplanmıştır.
——Esas sayılı dosyası getirtilmiş, yapılan incelemesinde; davacı alacaklı tarafından davalılar aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile —— asıl alacağın tahsili için başlangıçta —– Esas sayılı takip dosyasında takip başlatıldığı, söz konusu takip dosyasında ödeme emrinin davalı —– tebliği ile davalı borçlu—– süresinde yetkiye, takibe itiraz ederek borcunun bulunmadığını bildirdiği, davacı alacaklı tarafından —–yetki itirazının kabul edildiği, dosyanın yetki itirazın sonucu ——- Esas sayılı takip dosyasında devam ettiği, dosya ——geldikten sonra davalı —– dosyada itiraz dilekçesinin bulunmadığı, davalı borçlu ——-itiraz dilekçesinin bulunduğu, davacı tarafa tebliğ edilmediği tespit edilmiştir.Talimat mahkemesinden alınan bilirkişiden alınan ——–raporunda özetle: davacı şirketin defterlerinin incelendiği, davacı —- ile davalı —– arasındaki ticari ilişkinin —– tarihinde davacı —–tarafından düzenlenen—–değerindeki —–nolu fatura ile başladığı, davacı—- tarafından davalı —- tarih —– nolu —– değerinde faturanın düzenlendiği, davacı—— davalı —— adına düzenlenen faturalar, alınan senet/çek, gelen havalelerin —— yılları kanuni defterlerine süresinde işlendiği, defter beratlarının kanuni sürelerde verildiği, davacı ——– tarihi itibarıyla davalı —–alacağının bulunduğu ve alacağının —– yılında devam ettiği belirtilmiştir.Asıl borçlu ve ipotek veren kimselerin ayrı şahıslar olması halinde, asıl borçlu hakkında takip yapılmadan ipotek veren üçüncü kişi hakkında takip yapılamaz. Ayrıca TMK’nun 887. maddesine; “ipotekli taşınmazın maliki, borçtan şahsen sorumlu değil ise, alacaklının ödeme isteminin kendisine karşı etkili olması için, borçlu ile kendisine de tebliğ edilmiş olması gerekir” hükmünü içermektedir. Diğer bir deyimle, alacağın muaccel olması için bir ihbarın yapılması gereken durumlarda, bu ihbarın hem asıl borçluya hem de borçtan kişisel olarak sorumlu olmayan taşınmaz maliki —– kişiye yapılması zorunlu olduğu için alacaklı, hem asıl borçlu hem de —- kişiye ihbarda bulunduğunu belgelemeden icra takibinde bulunamaz.Tüm dosya kapsamından; davanın, davalı —– davacı —– olan borcuna teminat olarak davalı —-adına kayıtlı taşınmazın paylı mülkiyet üzerinde davacı şirket lehine birinci derecede —- bedelli ipotek tesis edilmesi ve davalı —— borcunu ödemediğinden bahisle davalılar aleyhine ipotek üst sınırı ——-ödenmesi amacıyla ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla başlatılan takibe yönelik itirazın iptali talebine ilişkin olduğu, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan ilamsız icra takiplerinde asıl boçlu ile ipotek verene karşı takip yapılması gerekmekte olup, bu tür takiplerde zorunlu takip arkadaşlığı bulunduğu, bu hususta herhangi bir sorun olmadığı, zira takibin hem asıl borçluya hem de ipotek verene karşı birlikte yapıldığı, TMK’nın 887. m. uyarınca ipotekli takibe girişilmeden önce asıl borçlu ile birlikte borçtan şahsen sorumlu olmayan ipotek borçlusuna da ihtarat yapılması takip ve dava şartı olduğu, ipotekli takipten önce ipotek veren davalı —— ihtarname çıkarılmışsa da asıl borçlu——– çıkarılmadığı, takipten önce hem asıl borçluya hem de ipotek borçlusuna —-yapılması gerektiğinden bu şartın yerine getirilmediği, ayrıca dosya yetkisizlikle —-sonra —– Esas sayılı dosyada davalı borçlu —-ödeme emrinin tebliğe çıkarılmadığı, davalı borçlunun bu icra dosyasına itiraz dilekçesi sunmadığı, bu şartında eksik olduğu, TMK’nın 887. madde gereğince hem asıl borçlu hem de ipotek verene takipten önce ihtarname yapılmadan davalı hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapılamayacağı, usulüne uygun yapılmış bir takibin bulunmadığı anlaşıldığından HMK’nın 114/2 ve 115. madde uyarınca davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmiştir. ——
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN DAVA ŞARTI YOKLUĞU NEDENİYLE REDDİNE,
2-Karar harcı —– davacı tarafça peşin olarak yatırılan —– harcın mahsubu ile bakiye—– harcın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalılar tarafından yapılan bir yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı —- kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T’deki esaslara göre belirlenen—— vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı —– verilmesine,
6-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,Dair davacı vekili ve davalı——-vekilinin yüzüne karşı, davalı —– yokluğunda kararın taraflara tebliğinden —-haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.