Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/18 E. 2023/181 K. 07.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/18 Esas
KARAR NO : 2023/181

DAVA : İtirazın İptali (Havale Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/02/2020
KARAR TARİHİ : 07/03/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Havale Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: davacının davalı şirkete borç olarak verdiği paranın tahsili için —– İcra Müdürlüğünün —-sayılı takibinin yapıldığı, bu takibe yapılan itirazın iptali için dava açmak zorunda kaldıkları, davacının dava dışı —— arasında —–. Noterliğinin 128.04.2017 tarih ve —— yevmiyeli işlemi ile —— şirketli ünvanlı sermaye şirketinin kurulduğu, şirketin kuruluş sermayesinin 300.000 TLY olup, her bir ortağın 100.000 TL sermaye taahhüt ettiği, davacının söz konusu sermaye koyma borcunu ödediği ancak diğer ortakların bu ödemeleri yapmadığı, diğer ortakların halen borçlu oldukları, şirketin sermaye ihtiyacı olması üzerine şirkete 28.000USD ve 24.000 EURO borç verdiği, bu borcun 28.000 USD kısmının davalı tarafından alınan makinelerin: bedelinin ödenmesi için 3. Şahıslara yapıldığı, 24.000 EURO kısmının ise 17.10.2018 tarihinde doğrudan davalının—— Şubesi hesabına gerçekleştirildiği, davalı şirketin davacının hesabına dört ayrı ödeme yaparak USD borcunun bir kısmını ödediği, bu ödemelerin: 12.01.2019 tarihinde 30.000 TL (Açıklaması: 28.000 dolar 1. Taksit ödemesi) 19.02.2019 tarihinde 25.000 TL (Açıklaması: 28.000 dolar borca istinaden) ,15.05.2019 tarihinde 3.000 USD (Açıklama: yok) 24.06.2019 tarihinde 5.000 TL (Açıklaması: 28.000 dolar borca istinaden) , Bu ödemeler sonrası bakiye 12.031 USD borcun kaldığı, 24.000 EURO borcun ise hiç ödenmediği, borcun ödenmemesi üzerine anılan icra takibinin yapıldığı, bu icra takibine itiraz edildiği, ayrıca davalı şirket yöneticileri hakkında —-Asliye Ticaret Mahkemesinde—— sayılı sorumluluk davasının devam ettiği, arabuluculuk başvurusundan sonuç alınamadığını beyanla itirazın iptaline ve icra ve inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Davalı vekili tarafından verilen 18.09.2020 tarihli cevap sermaye koyma borçlarını yerine getirdiği, dava dilekçesinde davalının belirtiliyorsa da, davacının tek bir ödeme yaptığı, bu ödemenin 24.000 EUR ve aynı zamanda28.000 USD olduğu 28.000 USD’nin şirkete makine alımı için üçüncü kişiye ödendiği iddiasının gerçeği yansıtmadığı, bu konuda davacının belge sunmadığı, davacıya USD ödeme yapılmasının sebebinin bir miktar paranın nakit olarak dolarla ödenmesi kalan bedelin de yine dolar kuru üzerinden ödenmesi olduğu, bu miktarın borç olarak verilmediği, diğer ortakların bedenen çalışmalarının bir karşılığı olduğu, gerçekte iade için verilen bir miktar olmamasına rağmen davacının ihtiyacı olduğunu ısrarla söylemesi üzerine kendisine peyder pey ödeme yapıldığı, davacının ödemesinin üzerinden sadece üç ay geçtiğinde söz konusu miktarın iadesinin başladığı, davacının bu davranışının ortaklığı sona erdirmeyi düşündüğünü gösterdiği, davacının ayrıca şirket yöneticileri hakkında—– Asliye Ticaret Mahkemesinde —– sayılı davayı açtığı, bu davada da somut bir vaka ileri sürmediği, davacının kayyım atanma talebinin de reddedildiği, ihtiyati haciz talebinde mal kaçırmadan bahsedilmesine rağmen bu konuda da bir bilgi ve belge sunulmadığı, davacının işin içinde olmadığı dönemde yöneticilerin üç makine daha aldıkları, söz konusu şirketin kuruluşundan önce şirket yöneticilerinin bir işletmesinin olduğu, davalının isteği ile şirket kurulduğu, davalının yurt dışı bağlantıları sayesinde iş alacaklarını belirterek şirketi kurdurduğu, ancak iş bağlantısı sağlamadığı, davacının taahhütlerini yerine getirmediği gibi şirkete sermaye olarak getirdiği 24.000 EURO’yu da geri istediği, belirtilen davacının dürüst davranmadığı ve davanın reddi talep edilmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava; Davalı şirkete borç olarak verildiği iddia olunan paranın tahsili amacıyla başlatılan takibe yapılan itirazın iptali davasıdır.7155 sayılı Yasa ile 6102 sayılı Yasaya 5/A maddesi eklenerek ticari davalarda arabuluculuk dava şartı haline getirilmiş olup, mahkememizdeki dava 12/02/2020 tarihinde açılmakla davacının dava şartı arabuluculuk koşulunu yerine getirdiği görülmüştür. Aynı Yasa ile 6325 sayılı Kanuna dava şartı arabuluculuk başlığı ile 18/A maddesi de eklenmiş olup bu madde uyarınca yapılan incelemede davacının arabulucuya başvurduğu, 05/02/2020 tarihinde yapılan toplantıya tarafların katıldığı, 05/02/2020 tarihinde yapılan toplantı neticesinde tarafların anlaşamadıklarına ilişkin arabuluculuk son tutanağının da düzenlenmiş olduğu görülmüştür. Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip, deliller toplanmıştır.
Mahkememiz ara kararı gereği; tüm dosya kapsamı ve davalı şirketin 2018/2019 yılına ilişkin tüm ticari defter ve dayanak kayıtlarının incelenerek tarafların tüm iddia ve itirazlarının değerlendirileceği şekilde rapor hazırlanmak dosyanın mali müşavir ve hesap uzmanına tevdine karar verilmiş olup; Bilirkişi raporu ile özetle; davacı yanın ödünç olarak vermiş olduğu 24.000,00 Euro’nun geri ödemesinin hiç yapılmadığı bu yönü ile davacının bu miktar ölçüsünde alacaklı olduğunu, davacı yanın ödünç olarak verdiği 28.000,00 USD’nin 14.028,12 USD miktarının geri ödendiği, bakiye 13.971,88 USD yönünden davacının alacaklı kalmaya devam ettiğini ve davacının takip öncesi faiz talebi şartlarının oluşmadığını beyan ve mütalaa etmiştir.Taraf iddia ve savunmaları değerlendirilmek üzere dosya ek rapora gönderilmiş olup; ek rapor ile özetle; 24.000 EURO miktarlı dekont dikkate alınmak suretiyle gerçekleştirilen değerlendirmede, davacının davalıdan 24.000 EURO alacaklı olduğunu, bu alacağın ortadan kaldırıldığına yönelik ödeme savunmaların, belirtilen borca yönelik olduğuna dair sunulan dekontlar ile farklı bir para birimi ile ödeme yapıldığı dikkate alındığında, söz konusu borcun sona erdiğinin anlaşılamadığı, Takip öncesi faiz talebinin şartlarının oluşmadığını beyan ve mütaala etmiştir. —– Asliye Ticaret Mahkemesinin —— Karar sayılı dosyasında ilgili davanın davacı tarafından davalı şirket yöneticilerine karşı açıldığı, ticaret şirket yöneticilerinin azline ilişkin olduğu, davanın 25.02.2021 tarihinde reddine karar verildiği, ilgili dosyada alınan bilirkişi raporunda 28.000 USD ve 24.000 EURO miktarlı ödeme kayıtlarına —- ait ektrelerde raslanmadığının ve ortaklar hesaplarına ilişkin dökümlerinin bulunmadığının bildirildiği anlaşıldı.Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak incelendiğinde; taraflar arasındaki ilişkiye binaen dosyaya sunulan banka makbuzlarında —–davalı hesabından 19.02.2019 tarihinde 25.000 TL ( açıklama kısmı: 28.000 Dolar borca istinaden ödeme ) , 12.01.2019 tarihinde 30.000 TL ( açıklama kısmı : 28.000 Dolar 1. Taksit ödemesi), 17.10.2017 tarihinde 24.000 EURO ( açıklama kısmı: —- tarafından borç olarak verilen ), 15.05.2019 tarihinde 3.000 USD ( açıklama kısmı : yok .) , 24.06.2019 tarihinde 5.000 TL ( açıklama kısmı : 28.000 Dolar borca istinaden ödeme) ‘nin davacı hesabına gönderildiği, davacının gerçekleştirdiğini iddia ettiği 24.000 EURO miktarlı ödemeye ilişkin iddianın—–kayıtları ile doğrulandığı , 28.000 USD’lik ödemeye ilişkin ise davalı tarafından yapılan dört ödemenin üçüne ait açıklama kısmında ” 28.000 Dolar borca istinaden” yazılı olduğu , taraflar arasında 24.000 EURO’luk ödeme hususunda uyuşmazlık bulunmadığı , 28.000 USD hususunda ise davacıya üç kez işbu borca ilişkin olduğu belirtilen ödemelerin yapıldığı ve bunlara ilişkin dekontların dosyada bulunduğu, davalı taraf her ne kadar ödemeleri esasen 24.000 EURO’luk borca ilişkin yaptığını iddia etmiş ise de TBK m.99 da belirtildiği üzere borcun anlaşılan yabancı para üzerinden yahut TL karşılığının ödenebileceği ancak davalının savunmasına göre EURO olarak alınan borcun USD olarak ödenebilmesi için bu hususun ancak tarafların karşılıklı onayı ile gerçekleşebileceği, ancak taraflar arasında bu hususta herhangi bir onay yahut anlaşma bulunmadığı , dolayısıyla taraflar arasında biri 24.000 EURO biri 28.000 Dolar olmak üzere iki ayrı borcun bulunduğu hususunun kabul edilmesi gerektiği, 24.000 EURO ödemeye ilişkin herhangi bir belge bulunmadığı ancak 28.000 USD’ye ilişkin yukarıda arz edilen bir kısım ödemelerin bulunduğu ve ilgili borçtan mahsubu neticesinde 13.971,88 USD kaldığı ancak takip talebiyle bağlı kalmak gerektiği ve bu durumda 12.031,00 USD ile 24.000 Euro üzerinden —— Esas sayılı dosyasındaki itirazın iptali ile takibe belirtilen miktarlar yönünden devam edilmesi gerektiği, alacakların yargılamayı gerektirmesi ve likit olmaması birlikte değerlendirildiğinde icra inkar tazminatı talebinin reddi gerektiği ayrıca faiz talebinin de alacakların vadeye bağlanmadığı dolayısıyla davalının temerrüde düştüğünün ispatlanamadığı dikkate alındığında işlemiş faiz talebinin de reddi gerektiği anlaşılmış aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜ İLE ;
1-Davalının —–İcra Müdürlüğünün——Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptaline, takibin 24.000,00 EURO ve taleple bağlı kalınarak 12.031,00 USD asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacak kalemlerine takip tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanun’un 4/a maddesince faizi işletilmesine,
2-İcra inkar talebinin ve işlemiş faiz talebinin AYRI AYRI REDDİNE ,
3-Karar harcı ‭16.243,14 TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 4.060,79 TL harcın mahsubu ile bakiye ‭12.182,35 TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4- Davacı tarafından dava açılırken peşin olarak yatırılan 54,40 TL başvurma harcı ve 4.060,79 TL peşin nispi harç olmak üzere toplam ‭‭4.115,19‬ TL’nin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 110,45 TL tebligat ve müzekkere gideri ile 2.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.110,45 TL masrafın davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına
7-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T’deki esaslara göre belirlenen 36.290,01 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,Dair, tarafların yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 345. maddesi uyarınca 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer eş değer Mahkemesine verilecek usulüne uygun istinaf dilekçesi ile —– Bölge Adliye Mahkemesi İstinaf Yasa Yoluna başvurabileceği belirtilerek verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.