Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/17 Esas
KARAR NO: 2023/134
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/02/2020
KARAR TARİHİ: 21/02/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Taraflar arasında ticari ilişki nedeniyle cari hesap ilişkisinin bulunduğunu, taraflar aralarındaki ilişkiden kaynaklanan ve teslim aldığı malların ürünlerin karşılığı olan bedelleri yapılan hatırlatma ve ihtarlara rağmen ödemediğini, bu nedenle borçlu hakkında ——– sayılı dosyası üzerinden takip başlatıldığını, ancak borçlunun icra takibine —- tarihinde itiraz ettiğini, daha sonra davalının 19/08/2019 tarihinde dosyaya borcu olmadığına dair itiraz ettiği halde icra takibi ve itiraz süresinden sonra davacının şirkete belli aralıklarla ödeme yapmaya devam ettiğini, itirazın davacının alacağını sürümcemede bırakmak amacıyla kasıtlı olarak yapıldığını, davalının hem borcu olmadığından bahisle icra dosyasına itiraz ettiğini hem de itiraz ettiği dosyaya borcu ile ilgili şirkete muhtelif tarihli ödemelerde bulunduğunu, icra takibinin sürümcemede bırakmak amacıyla yapılan itirazında haksız ve kötü niyetli bulunması sebebiyle davalı borçlunun 24.197,00 TL alacağı üzerinden en az %20 icra inkar tazminatına mahkum edilmesini ve itiraz ettiği icra takip tarihinde sonra yaptığı ödemelerin de icra müdürlüğü tarafındın yapılan dosya borcu kapak hesabında dikkate alınmasının gerektiğini, arabuluculuğa başvurulduğunu ancak olumlu sonuç alınamadığını, davalının haksız itirazının 17/07/2019 icra takip tarihi itibariyle olan 24.197,000 TL bakiye alacakları üzerinden kısmen iptaline ve icra takibinin bu miktar üzerinden devamını, yapılan itirazın haksız ve kütü niyetli bulunması sebebiyle 24.197,00 alacağımızın üzerinden hesaplanacak en az %20 icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Dosyada yapmış olduğu itirazlarını tekrar ettiğini, davacı tarafından——–ile davacı ile aralarında herhangi bir sözleşmenin olmadığını, alacaklı tacir olduğundan bahsetse bile sözleşme yapmadan hukuka uygun olmayan bir sebeple talepte bulunulamayacağını, malların ne şekilde alınacağının, ödemelerin ne şekilde yapılacağının vadelerinin ne zaman olduğunu, iadelerinin ne olacağı vs hususları ile ilgili bir durum olmadığını, Davacı taraf ile kayseri de temsilcileri ——tarihinden itibaren mal alışverişinde bulunmaya başladıklarını, ilk aşamada herhangi bir sıkıntının olmadığını, daha sonra tarafına teslim edilen ürünlerde ayıp olması sebebiyle davalının müşterileri ile sıkıntılar yaşamaya başladığını, bu durumun—- olduğunu söyleyen—— görüştüğünü, konunun malların iadesi, yerlerine yenilerinin verilmesi şirket ile aralarında sözleşme yapılmasını talep ettiğini, bozuk ve küflü malların hepsini iade almalarını, bu şekilde satılmasının halk sağlığı açısından risk taşıdığını ve zarar vereceğini beyan ettiğini, ancak bu konuda herhangi bir dönüş sağlanmadığını, davalının mallarının hepsini iade etmek istediğinde taraflarına icra işlemi yaptıklarını, ancak mallarının satılanı kadarını paralarının hesaplarına iyi niyetli olarak gerçekleştirdiğini, davacı tarafından sözleşme olmadığı için açık hesap mal verdiğini, sattıkça paralarının ödendiğini, iadeleri almayı reddedikleri için bu şekilde çalışamayacağını beyan etmiş ise de icra takibine başvurulduğunu, durumu kendilerine ve arabuluculuk aşamasında avukatlarına iletmesine rağmen hala kötüniyetli olarak hareket ettiklerini , bu durum dolayısıyla davanın açılmasının hakkaniyet ve iyi niyet kurallarına aykırı olduğunu, davacı tarafça icra takibinden sonra hesaplarına para yatırıldığından bahisle haklı olduklarını beyan etmelerinin ve bu meblağları almalarının haklılığının göstergesi göstergesi olduğunu, davacının ilişkisini kesmiş olsa ve hukuki işlemlere girişilmiş olsa da paraları almayacağını, davacı tarafla görüşmelerinin devam ettiğini ilişkilerinin kesilmediğini gösterdiğini, iyi niyetini ispat ettiğini, haksız ve mesnetsiz açılan davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava; cari hesap alacağına dayanılarak başlatılan takibe yapılan itirazın iptali davasıdır.
7155 sayılı Yasa ile 6102 sayılı Yasaya 5/A maddesi eklenerek ticari davalarda arabuluculuk dava şartı haline getirilmiş olup, mahkememizdeki dava 12/02/2020 tarihinde açılmakla davacının dava şartı arabuluculuk koşulunu yerine getirdiği görülmüştür. Aynı Yasa ile 6325 sayılı Kanuna dava şartı arabuluculuk başlığı ile 18/A maddesi de eklenmiş olup bu madde uyarınca yapılan incelemede davacının arabulucuya başvurduğu,14/10/2019 tarihinde yapılan toplantıya tarafların katıldığı, 14/10/2019 tarihinde yapılan toplantı neticesinde tarafların anlaşamadıklarına ilişkin arabuluculuk son tutanağının da düzenlenmiş olduğu görülmüştür.
Mahkememiz dosyası üzerinden yapılan incelemede; Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip, deliller toplanmıştır.
Mahkememiz ara kararı gereği ; Davacı şirketin —— yıllarına ilişkin yasal ticari defterleri ve dayanak kayıtları ——- ve tüm dosya kapsamının incelenerek , davacının takip tarihi itibariyle davalıdan alacaklı olup olmadığı ve varsa miktarının tespiti hususunda inceleme yapılması için talimat yazıldığı, talimat kanalı ile yapılan inceleme sonucu bilirkişiden rapor alındığı anlaşılmıştır.
Bilirkişi ———— tarafından sunulan 24/03/2022 tarihli bilirkişi raporu ile özetle; Davacı şirket —— yıllarında ticari (yevmiye) defterlerini e-defter olarak tuttuğu, yevmiye defterlerinin e-defter beratlarının kanuni sürelerde oluşturulduğu,( Elektronik defter tutma sürecinde hesap döneminin ilk ayının beratının alınması açılış onayı, son ayının beratının alınması ise kapanış onayı yerine geçer.) Davalı ile ilgili Dosyaya gelen ——— Kayıtlarına göre; Davalının TACİR Olduğu, Davacı şirketin resmi defterine göre; davacı şirketin davalı firmadan takip tarihinde bakiye alacağının —– olmak üzere 25.197,62 TL olduğunu, Davacı ve davalı firma arasında mal alım satımına ait yazılı bir sözleşme olmadığı, tarafların açık hesap çalıştığı, Davacı şirket ve davalı firmanın ——– formlarının birbirini teyit ettiği, Davacı şirket tarafından, davalı firmaya takip tarihinden önce borcun ödenmesi yönünde gönderilmiş yazılı bir ihtarın olmadığı, Davacı şirketin resmi defterlerine göre takip tarihinde; davacı şirketin, davalı firmadan 25.197,62 TL alacaklı gözüktüğü, davalı tarafından takipten sonra, davacı şirkete banka hesabına ödemeler ve davacı şirkete mal iadesi yapılmış olduğu, Davacı şirketin resmi defterlerine göre dava tarihinde; Davacı şirketin, davalı firmadan 13.,646,14 TL alacaklı gözüktüğü, (25.197,62 TL-11.551,48 TL) şeklinde beyan ve mütalaa da bulunduğu anlaşılmıştır.
Mahkememiz ara kararı gereği; Davalı tarafın ——– yıllarına ilişkin ticari defter ve dayanak kayıtları ile tüm dosya kapsamının ve mevcut bilirkişi raporunun incelenerek tüm iddia ve itirazların değerlendirileceği şekilde İnceleme yapılması için talimat yazıldığı, talimat kanalı ile yapılan inceleme sonucu bilirkişiden rapor alındığı anlaşılmıştır.
Bilirkişi——– tarafından sunulan 06/10/2022 tarihli bilirkişi raporu ile özetle; Davalının davacıya dava tarihi itibariyle borcu olmadığı, Ancak davacı vekilinin 26.04.2022 tarihli beyan dilekçesi ekinde sunduğu hesap hareketlerini gösterir tabloda, davacının 13.646,14 TL alacaklı olduğunu beyan ettiği, Beyan ile yevmiye defter kayıtlarının bir biri ile uyuşmadığı, Davalının yevmiye defter kayıtlarındaki banka hareketlerinin doğru olmadığına dair beyan ve mütalaada bulunmuştur.
Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davalı tarafın ticari defterlerinin incelenmesinde yevmiye defter kayıtlarındaki banka hareketlerinin doğru olmadığı ve beyanları ile defter kayıtlarının uyuşmadığının anlaşıldığı, HMK m. 222’ye göre ticari defterlerin ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun tutulmuş, açılış ve kapanış onaylarının yapılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olduğunun şart olması gerektiği ancak davalı defterlerinde bu hususun sağlanamadığı dolayısıyla davalı ticari defterlerinin lehine delil teşkil edemeyeceği, davacı defterlerinin incelenmesinde ise yevmiye defterlerinin usulüne uygun tutulduğu ve defter incelemesine göre de davacı şirketin davalı şirketten 13.646,14 TL alacaklı olduğunun tespit edildiği anlaşılmış olup——- sayılı dosyasındaki itirazın kısmen iptaline karar vermek gerekmiş ve ayrıca alacak faturalarda sabit olup likit olduğundan hüküm altına alınan 12.646,14 TL asıl alacağın %20 si oranında davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜ ile;
1-Davalı tarafından ——–sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin 13.646,14 TL asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faiz işletilmesine, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
2-Alacak likit olmakla, hüküm altına alınan 13.646,14 TL’nin % 20’si oranında inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar harcı 932,16 TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 282,17 TL harcın mahsubu ile bakiye 649,99 TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafından dava açılırken peşin olarak yatırılan 54,40 TL başvuru, 282,17 TL peşin nispi harç olmak üzere toplam 316,57 TL’nin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 179,25 TL tebligat ve müzekkere gideri, 1.600,00 TL bilirkişi masrafı olmak üzere toplam 1.979,25 TL yargılama giderinin kabul ve ret oranları gözetilerek 1.108,38 TL’sinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T’deki esaslara göre belirlenen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T’deki esaslara göre belirlenen ve reddedilen miktarı geçmemek üzere 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-7155 sayılı Kanun ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na eklenen 18/A maddesinin 13.fıkrası ve yürürlükte bulunan Arabuluculuk Ücret Tarifesi uyarınca Hazine tarafından karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin kabul ve ret oranları gözetilerek 580,80 TL’sinin davacı taraftan, 739,20 TL’sinin davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
10-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 345. maddesi uyarınca 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer eş değer Mahkemesine verilecek usulüne uygun istinaf dilekçesi ile ———- Adliye Mahkemesi İstinaf Yasa Yoluna başvurabileceği belirtilerek verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/02/2023