Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/166 E. 2022/290 K. 12.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/166 Esas
KARAR NO : 2022/290

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/06/2020
KARAR TARİHİ : 12/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkili davacı/alacaklı şirket tarafından, aralarındaki cari hesap ilişkisinden kaynaklı borç nedeniyle davalı/ borçlu şirket aleyhine—–dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı/ borçlunun takibe, borca ve ferilerine itirazı sonrasında takibin icra müdürlüğü tarafından durdurulmuş olduğunu,
durdurulan takip üzerine işbu davanın açılabilmesi için müvekkili davacı/alacaklı —–
tarafından —- tarihinde ticari davalarda —–kapsamında arabuluculuğa başvurulduğunu ancak 07.02.2020 tarihinde yapılan oturumda anlaşmama
yönünde son tutanak düzenlenmiş olduğunu,
icra takibi ekinde yer alan —- tarihleri arasına
ilişkin— görüldüğü üzere davalı/borçlunun müvekkili şirkete—-borcu bulunduğunu, söz konusu borca ilişkin müvekkili davacı/alacaklı tarafından düzenlenen faturaların davalı/borçlunun faturada yazan adresleri üzerinden gönderilmiş olduklarını,
faturalara TTK. ‘nun 21. Md. uyarınca kendisine tanınan sekiz gün içinde itirazda da bulunmayan, bu yönüyle faturaların içeriklerini kabul eden; benzer şekilde TTK. Md.94 uyarınca cari hesaba kendisine tanınan bir ay içerisinde itirazda bulunmayan, bu yönüyle ise bakiye tutarı kabul eden davalı/ borçlunun tüm bu duruma karşın icra takibine haksız ve kötü niyetli olarak yalnızca takibi durdurmak ve süre kazanmak maksadı ile itirazda bulunduğunu davalı-borçlunun vaki itirazının iptalini ve takibin masraf ve ferileriyle devamını, %20 ‘den az olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı yana tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: davacı tarafından müvekkili şirket aleyhine —– dosyası ile cari —- dayanan icra takibi başlatılmış olduğunu ve icra takibine yasal süresi içinde itiraz edilerek takip durdurulmuş olduğunu, huzurda açılan işbu davanın haksız ve mesnetsiz olup reddinin gerekmekte olduğunu, itirazın iptali davasının niteliği gereği takibe sıkı sıkıya bağlı olduğunu, dava konusu— sayılı takip talebi gözetildiğinde davanın konusu — dayanmakta ve alacak bedeli buna bağlanmakta olduğunu, ancak taraflar arasında— sözleşmesi bulunmadığını, ayrıca yine davacı faturaya itirazda bulunulmadığını bu sebeple kabul edilmiş olduğunu beyan etmiş ise de bu hususunda gerçeği yansıtmamakta olduğunu, öncelikle faturaların taraflarına tebliğine ilişkin herhangi bir belge sunulmamış olduğunu, kaldı ki —kararlarının da destekleyeceği üzere fatura tebliği olsa dahi faturaların itiraza uğramamış olması tek başına davacıyı alacaklı hale getirmeyeceğini, davacının delileri arasında yemin delilinin de bulunmamakta olduğunu, davacının münhasıran davalı müvekkilinin ticari defterlerine dayanmamış olduğunu, akdi ilişki ispat edilemediği sürece davacının, müvekkili şirket adına fatura düzenlemesi ve ticari defterlerine göre bu faturalar nedeniyle alacaklı gözükmesinin bağlayıcı bir yanı bulunmadığını, bu sebeple davacının– incelenmesi talebine muvafakati olmadığı gibi reddi gerekmekte olduğunu savunarak, icra inkâr tazminatı talebi ve davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı yandan tahsiline karar verilmesini arz ve talep etmişlerdir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, hukuki niteliği itibari ile; İİK.nun 67.maddesinde düzenlenen itirazın iptali davasıdır.
7155 sayılı Yasa ile 6102 sayılı Yasaya 5/A maddesi eklenerek ticari davalarda arabuluculuk dava şartı haline getirilmiş olup, mahkememizdeki dava 15/06/2020 tarihinde açılmış olup, davacının dava şartı arabuluculuk koşulunu yerine getirdiği görülmüştür. Aynı Yasa ile 6325 sayılı Kanuna dava şartı arabuluculuk başlığı ile 18/A maddesi de eklenmiş olup bu madde uyarınca yapılan incelemede davacının– yapılan görüşmede tarafların anlaşamadıklarına ilişkin arabuluculuk son tutanağının da düzenlenmiş olduğu görülmüştür.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip, deliller toplanmıştır.
— sayılı takip dosyası getirtilmiş, incelenmesinde; davacı tarafça davalı aleyhine cari hesap alacağına dayalı — alacağın tahsili için takip başlatıldığı, takip dosyasında ödeme emrinin tebliği ile davalının süresinde takibe itiraz ederek borcunun bulunmadığını bildirdiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği, mahkememizde açılan davanın süresinde olduğu tespit edilmiştir.
Tarafların — —- dosyamız arasına alınmıştır.
Taraflar tacir olup ticari defterlere dayanıldığından ticari defterler üzerinde inceleme yaptırılmak üzere rapor alınmıştır.
Serbest Muhasebeci Mali müşavir— tarafından hazırlanan raporda özetle; davalı tarafın defterlerini incelemeye sunmadığı, davacı tarafın– incelendiği, defterlerin usulüne uygun olduğu, davacı tarafın takip tarihi itibariyle davalı taraftan 6.963,27 TL alacağı bulunduğu, davacı şirketçe davalı şirket adına düzenlenmiş bulunan satış faturalarının sevk irsaliyesi ile davalı tarafa teslim edildiği, sevk irsaliyelerinde teslim alan isim ve imzasının bulunduğu, davacının alacağını oluşturan faturaların davalı tarafça —- bildirdiği, tarafların birbirine olan borç ve alacaklarını birbirinden ayrı ayrı olarak istemek yerine birbirine mahsup etmek suretiyle bakiyeyi talep edebilecekleri açık cari hesap ilişkisi sürdürdükleri, taraflar arasındaki bu açık cari hesap ilişkisinin TTK.94′ te tanımlanan cari hesap sözleşmesi olmayıp, TTK.94’teki tanımı gereği cari hesap sözleşmesinin yazılı olarak yapılması gerektiği, aksi takdirde aralarında tutulan cari hesabın cari hesap sözleşmesi olarak nitelendirilemeyeceği, davacı şirketçe, davalı şirket adına düzenlenen satış faturalarına ilişkin olarak davalı şirket tarafından davacı şirkete muhtelif tarih ve tutarlarda çekler keşide edildiği, davacı şirketçe davalı şirket adına düzenlenmiş satış faturaları ve davalı tarafça yapılan çek ödemelerinin birbirine mahsup edilmesi sonucunda davacının ticari defter ve kayıtları itibariyle, davacı şirketin, davanın dayandığı takip ve huzurdaki davada davalı şirketten; ticari defterlerine göre 6.963,27 TL alacağı bulunduğu tespit edilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama, toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporu, tüm dosya kapsamına göre; davanın, cari hesap alacağına dayalı alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkin olduğu, cari hesabı oluşturan faturaların mal alış satış bedeline ilişkin olduğu, davalının cevap dilekçesinde davalı taraf ile aralarında cari hesap ilişkisi bulunmadığı, faturaların kendisine tebliğ edilmediği ve fatura konusu malların teslim edilmediğini savunduğu, bilirkişi incelemesinde ticari defterlerini incelemeye sunmadığı, taraflar arasında yazılı bir sözleşmeye dayalı olmaksızın 2018 yılı öncesinde başlayan ve 2019 yılı içinde sürdürüldüğü görülen mal alım/satımına dayalı bir ticari ilişki bulunduğu, bu ilişki kapsamında, davacı şirketçe davalı şirket adına muhtelif tarih ve tutarlarda faturalar düzenlenerek ticari defterlerinde davalı şirket adına borç kaydedildikleri, dosyaya sunulan fatura örneklerinden görüleceği üzere sunulan faturaların teslim alan isim/imza şerhine havi oldukları ve- formu beyanına tabi olanların ise — formu ile beyan edildikleri, buna mukabil olarak, davalı şirketçe davacı şirkete muhtelif tarih ve tutarlarda çekler keşide edildiği, ödemelerin bu şekilde yapıldığı, davalı şirketçe çek keşide edilmek suretiyle yapılan kısmi ödemelerin davacı şirketin– davalı şirketin fatura borçlarından mahsup edilecek şekilde kayıt altına alınmış olduğu ve bu kayıt sonucunda davacı şirketin davalı şirkete mal satışları sonucunda düzenlemiş faturalara karşılık tahsil ettiği alacağının mahsubu ile davacı şirketin usul ve yasaya uygun tutulmuş ticari defter kayıtları itibarıyla, davalı şirketten faturalara dayalı açık cari hesaptan kaynaklanan 6.963,27 TL asıl alacak bakiyesi kaldığı, davalı taraf şirketin ticari defter ve kayıtlarını ibraz etmeyerek, davacı şirketin lehine delil olabilme niteliğini taşıyan usul ve yasaya uygun tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtlarının aksini ispat edemediği, davalı tarafın davacı şirkete borçları bulunmadığı yönündeki iddialarını da kanıtlayamadığı, davalının— formları ile davacı tarafça düzenlenen faturaların– Başkanlığına bildirildiği, davacı şirketçe davalı şirket adına düzenlenen faturaların sevk irsaliyesi ile davalı tarafa teslim edildiği, sevk irsaliyeleri üzerinde teslim alan isim ve imzalarının bulunduğu, davacının faturaya konu malları davalı tarafa teslim ettiğini sevk irsaliyeleri ile ispat etmiş olduğu, davalının defterlerini ibraz etmemiş olması sebebiyle HMK 222 maddesi uyarınca davacının ticari defterlerindeki kayıtların hükme esas alınması gerektiği, davalı tarafın borcu ödediğine dair herhangi bir ödeme makbuzu, dekont vs ibraz etmediği, kaldı ki böyle bir iddiasının da mevcut olmadığı, alacak likit olmakla davacının icra inkar tazminatında haklı olduğu, takipten önce davalı taraf temerrüde düşürülmediğinden işlemiş faiz talebinin yerinde olmadığı anlaşıldığından davalının– Sayılı dosyasına yaptığı itirazının iptaline, takibin 6.963,27 TL asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren %19,50 oranında ve değişen oranlarda avans faiz işletilmesine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜNE,
1-Davalının– Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin 6.963,27 TL asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık % 19,50 oranında ve değişen oranlarda avans faizi işletilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Alacak likit olmakla, hüküm altına alınan 6.963,27 TL’nin % 20’si oranında inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar harcı 475,66 TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 86,85 TL harcın mahsubu ile bakiye 388,81 TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafından dava açılırken peşin olarak yatırılan 54,40 TL başvuru, 86,85 TL peşin nispi harç olmak üzere toplam 141,25 TL’nin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 61,75 TL tebligat ve müzekkere gideri, 800,00 TL bilirkişi masrafı olmak üzere toplam 861,75 TL yargılama giderinin kabul ve ret oranları gözetilerek 834,54 TL’sinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli — vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli — esaslara göre belirlenen ve reddedilen miktarı geçmemek üzere 227,02 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-7155 sayılı Kanun ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na eklenen 18/A maddesinin 13.fıkrası ve yürürlükte bulunan Arabuluculuk Ücret Tarifesi uyarınca— tarafından karşılanan — ücretinin kabul ve ret oranları gözetilerek 41,68 TL’sinin davacı taraftan, 1.278,32 TL’sinin davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
10-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı