Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/164 E. 2022/508 K. 21.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/164 Esas
KARAR NO: 2022/508
DAVA : Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/06/2020
KARAR TARİHİ: 21/06/2022
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkili davacının ——-maliki olduğuu, ihbar olunan —- tesis edildiğini, davalı şirketinde bu ipoteğe karşılık —– şirketine taksitle ödemesi karşılığında ——- verdiğini, müvekkili davacının —– ihtarıyla davalı şirkete ipoteğin sonlandırılmasını ihtar ve talep ettiğini, davalı şirket, —— cevabıyla müvekkili tarafından ihtar edilen ipoteğin fekki talebini red etmiş ve ipoteğin devam edeceğini bildirdiğini, müvekkili davacının ipoteğin fekki talebinin davalıya ulaşmasından itibaren sorumlu olacağı kabul edilmekle birlikte, —- bedelin krediyi almış olan —- tarafından ödeneceğinden ve —— yaptığı ödemelerle ipotek borcundan sorumluluğu kalmadığından müvekkili davacının hiçbir borcunun bulunmadığını, bu hususun yargılama safhasında açıkça ortaya çıkacağını iddia ederek, dava konusu taşınmaz üzerine öncelikle teminatsız, aksi kanaat halinde teminat mukabilinde ihtiyati tedbir kararı verilmesini, müvekkili davacının davalı tarafa ipotek nedeniyle borçlu bulunmadığının tespitiyle, ipoteğin fekkiyle takyidattan ari hale getirilmesini, yargılama giderleriyle vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: davacının —– fekki talebi için ileri sürdüğü gerekçelerin, ipoteğin fekkini gerektiren gerekçeler olmadığından müvekkili şirket tarafından taleplerinin kabul edilmediğini, mahkemece yapılacak incelemede anlaşılacağı üzere—- müvekkili şirkete halen borcu bulunduğunu ve borç meblağının ipotek meblağı olan—–fazla olduğunu, müvekkili şirketin alacaklı olması ve borcun ödenmemesi sebebiyle ipoteğin fek edilmesinin yasal şartlarının bulunmadığını, davacı—-müvekkili şirket lehine ipotek verilmesine razı olmakla, asıl borçlu —– müvekkili şirkete borcu olduğu takdirde bu ipotekten alacağın tahsil edilmesine de muvafakat edeceğini, ipoteğin kaldırılabilmesinin talep edilebilmesi için lehine teminat verilenin borcunu ödemesi gerektiğini, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamız takipte, borçlunun ipotek hakkına itiraz edemeyeceğini, nitekim İ.İ.K/ nun 150. Md.’ sine göre “borçlu veya üçüncü şahıs ödeme emrinin tebliğinden itibaren yedi gün içinde itirazda bulunabilirler. Ancak, rehin hakkı itiraz konusu yapılamaz.” böylece borçluya, sadece borcun henüz doğup doğmadığı (varlığı) veya gerçek tutarını tartışma imkânı verilmiş olduğunu, davacının kendi beyanına göre tacir olduğunu, asıl borçlu —– müvekkili şirket tacir olup, icra takibine konu ipotek resmi senedinde —–arasında imzalanan —— ticari defter ve kayıtlarının münhasır delil teşkil edeceği” koşulunun bulunmakta olduğunu, bu koşul nedeniyle müvekkili şirketin, —— olan alacağının ve miktarının tespiti amacıyla sadece müvekkili şirket ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılması gerektiğini, ihtiyati tedbir taleplerinin de reddinin gerektiğini savunarak, davanın reddine, yargılama giderleri ile yâsal vekalet ücretinin davacıya yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir,
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, hukuki niteliği itibariyle, ipotekle temin edilen borcun ödendiği iddiasına dayalı olarak açılmış bir ipoteğin fekki davasıdır.
7155 sayılı Yasa ile 6102 sayılı Yasaya 5/A maddesi eklenerek ticari davalarda arabuluculuk dava şartı haline getirilmiş olup, mahkememizdeki dava ——tarihinde açılmakla davacının dava şartı arabuluculuk koşulunu yerine getirdiği görülmüştür. Aynı Yasa ile 6325 sayılı Kanuna dava şartı arabuluculuk başlığı ile 18/A maddesi de eklenmiş olup bu madde uyarınca yapılan incelemede davacının arabulucuya başvurduğu, yapılan toplantı neticesinde tarafların anlaşamadıklarına ilişkin arabuluculuk son tutanağının da düzenlenmiş olduğu görülmüştür.
Dilekçeler aşaması tamamlanmış, ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenerek tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları belirlenmiş, tahkikat aşamasına geçilerek taraf delilleri toplanmıştır.
—-sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı şirket, dava dışı —- davacı ipotek borçlusu ——-asıl alacağının tahsili için ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi başlatmış olduğu, ödeme emrini tebellüğ eden takip ve ipotek borçlusu davacının takibe, borca, faize, faiz oranına ve diğer ferilere itiraz ederek, takibin durdurulmasını talep ettiği görülmüştür.
Davalı şirketin dava tarihi itibariyle dava dışı borçlu şirketten alacağının olup olmadığı ve dava tarihi itibariyle davacının ipoteğin fekkini talep etmekte haklı olup olmadığının tespiti amacıyla bilirkişi heyetinden rapor alınmıştır.
Mali müşavir ve sözleşme hesap uzmanı bilirkişi tarafından hazırlanan kök bilirkişi raporunda özetle; davacının, maliki bulunduğu dava konusu taşınmaz üzerinde, —-tarihinde tapuda düzenlenen —- dava dışı borçlu — davalı/—– aralarındaki herhangi bir akdi ilişkiden dolayı doğmuş ve doğacak borçlarına, —-limitle sınırlı olmak üzere, fekki davalı—– tarafından bildirilinceye kadar süresiz olarak ipotek tesis etmeyi taahhüt ettiği, taahhüt edilen ipoteğin davalı/—-ehine tapuda tescil edildiği, ipotek sözleşmesinde yer alan delil anlaşmasına göre; dava dışı borçlu — davalı—- şirketine borcu bulunup bulunmadığının tespitinde, davalı/—- ticari defter kayıtları ve bilgisayar kayıtlarının kesin delil niteliğine sahip olacağı, davalı alacaklı—ticari defter kayıtlarına göre, dava dışı —, davalı/— takip tarihi itibarıyla — tutarında, dava tarihi itibariyle — tutarında borçlu olduğu tespit edildiği, davalı — ticari defterlerinin usulüne uygun tutulmuş olup HMK.md.222 uyarınca kesin delil gücüne sahip olduğu, ayrıca ipotek sözleşmesinde yer alan delil anlaşması uyarınca da davalı/—şirketinin ticari defterlerinin kesin delil gücüne sahip olduğu, davacı, davalı— şirketinin kesin delil gücüne sahip olan ticari defterlerinde yer alan — davalı/—- şirketi alacağı tutarının gerçekte bulunmadığını /doğmadığını ya da herhangi bir şekilde, ödeme ile vs. sona ermiş olduğunu ispata yönelik delil sunmadığı, dolayısıyla da davacı, davalı — kesin delil gücüne sahip olan ticari defterlerinde kayıtlı olan davalı ——- alacak tutarını kendi sunduğu kesin deliller ile çürütemediği, bu nedenle, davacının gerek takip gerekse dava tarihi itibariyle dava konusu ipoteğin fekkini talebe hak kazanamadığı belirtilmiştir.
Davacı tarafın bilirkişi raporuna itiraz etmesi ve ek rapor alınması talebinde bulunması üzerine mahkememizce itirazlar değerlendirilmek üzere ek rapor alınmıştır.
Mali müşavir ve sözleşme hesap uzmanı bilirkişi tarafından hazırlanan ek bilirkişi raporunda özetle; davalının, davacı yanca davalıya keşide edilen ihtarnamenin tebliğ tarihi olan — tarihi itibarıyla; ileri vadeli olarak keşide edilmiş diğer bir ifadeyle henüz tahsili gerçekleşmemiş çek ve senetlerden kaynaklanan riskleri hariç olmak üzere, ipotek borçlusu dava dışı —- asıl alacaklı, takip tarihi olan — tarihinde; ileri vadeli olarak keşide edilmiş diğer bir ifadeyle henüz tahsili gerçekleşmemiş çek ve senetlerden kaynaklanan riskleri hariç olmak üzere, ipotek borçlusu dava dışı — asıl alacaklı, dava tarihi olan — tarihinde; ileri vadeli olarak keşide edilmiş diğer bir ifadeyle henüz tahsili gerçekleşmemiş çek ve senetlerden kaynaklanan riskleri hariç olmak üzere, ipotek borçlusu dava dışı — alacakli durumda bulunduğu, davalı şirketin ipotek borçlusu dava dışi — davanın dayandırıldığı — takip tarihi itibarıyla; ileri vadeli olarak keşide edilmiş diğer bir ifadeyle henüz tahsili gerçekleşmemiş çek ve senetlerden kaynaklanan riskleri hariç olmak üzere, ipotek borçlusu dava dişı şirketten —–asıl alacaklı durumda bulunduğu tespit edilmiştir.
Tüm dosya kapsamından; toplanan deliller tarafların iddia ve savunmaları kapsamında tarafların ve dava dışı asıl borçlu şirketin kayıtları da incelenmek suretiyle davacının ipoteğin fekki talebinin yerinde olup olmadığı hususunda bilirkişi incelemesi yapıldığı, dava dışı asıl borçlu şirketin ticari defterlerini incelemeye sunmadığı, davalı alacaklının ticari defterlerinin incelendiği, davalının ticari defterlerin usulüne uygun olduğu, taraflar arasındaki delil sözleşmesi uyarınca davalının kayıtlarının hükme esas alınması gerektiği, alınan bilirkişi raporu ile dava dışı — davalı/—- takip tarihi itibarıyla — tutarında, dava tarihi itibariyle —- tutarında borçlu olduğunun tespit edildiği, dolayısıyla davacı tarafça bilirkişi raporuna yapılan itirazlar mahkememizce yerinde görülmeyerek gerekçeli ve denetlenebilir nitelikteki bilirkişi kök ve ek raporu hükme esas alınmak suretiyle dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan ipoteğin fekki talebinin reddine karar verilmesi uygun görülmüş, davalı lehine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın REDDİNE,
1-Karar harcı 80,70 TL’nin davacı tarafça peşin olarak yatırılan 8.538,75 TL harçtan mahsubu ile bakiye 8.458,05 TL harcın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
2-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
3-Davalı tarafından yapılan 35,00 TL yargılama giderinin davacı taraftan tahsili ile davalı tarafa ödenmesine,
4-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T’deki esaslara göre belirlenen 42.050,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-7155 sayılı Kanun ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na eklenen 18/A maddesinin 13.fıkrası ve yürürlükte bulunan Arabuluculuk Ücret Tarifesi uyarınca Hazine tarafından karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
6-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/06/2022