Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/128 E. 2022/31 K. 13.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/128 Esas
KARAR NO : 2022/31

DAVA : Menfi Tespit (Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/10/2018
KARAR TARİHİ : 13/01/2022

—– Esas sayılı dosyasında Görevsizlik kararı sonucu Mahkememize gelen ve görülmekte olan —- Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı vekili tarafından —- tarihli dava dilekçesinde özetle, — takibinde davalının alacaklı. davacının borçlu, dava dışı üçüncü kişi—– diğer borçlu olduğu, alacağın korusunun (—- adresinde bulunan işletmede — kullanımı olduğu,— faturanın takibe konulduğu bu takip bakımından davacının borçlu şirket ile bağlantısının bulunmadığı, davacı ile —- bulunmadığı, herhangi bir kefaleti ya da taahhüdü bulunmadığı halde, davacının da icra takibinde taraf olarak gösterildiği, ödeme emrinin davacının oturmadığı —- yapıldığı ve takibin bu şekilde kesinleştiği, davacının — ve banka hesaplarına haciz konulduğu, davacının tüm hisselerini satmak suretiyle söz konusu — kesildiği. —- hisselerinin — tarihinde— devretmek suretiyle gerçekleştirdiği, böylece borçlu şirketle herhangi bir bağlantısı kalmamasına ve —- sözleşmesine yönelik olmak herhangi bir kefaleti ve taahhüdü bulunmamasına rağmen takibe konu taraf olarak gösterildiği, usulsüz tebligatla takibin kesinleştirildiği ve banka hesaplarına haciz konulması üzerine durum hakkında bilgi sahibi olmadığı, banka hesaplarından — paranın icra taralından çekildiği, ilgili faturaların —– bir yıl sonrasına ait bulunduğu, söz. konusu lakip sebebiyle borçlu bulunup bulunmadığının tespitine, ödenen 10.197,99 TL’nin bankaların uyguladığı en yüksek mevduat faiziyle birlikte tahsilini ve alacaklı davalının kötüniyetli olması sebebiyle ayrıca kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davacı arasında —- imzalandığını, davacı söz konusu —- işletmesi kullandığını, her iki tarafında tacir olması nedeniyle görevli mahkemenin —- Ticaret Mahkemeleri olduğunu, davacının belli tarihlerde şirketteki hisselerini devrettiğini ve bu nedenle söz konusu elektrik borcundan sorumlu olmayacağını beyan ettiğini, davacı payını devretttiğinde, daha önce imzaladığı sözleşmeyi feshetmediğini, devir hususunu müvekkil şirkete bildirmediğini, şirketin elektrik kullanmaya devam ettiğini, kullanmış olduğu elektrik tutarının ödenmemiş olması nedeniyle icra takibi başlatıldığını, bu nedenle haksız ve hukuka aykırı davanın reddini ve yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yğkletilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, ———– sayılı dosyasına konu alacağa dair davacının borçlu olmadığının tespiti ile ödenen bedelin istirdadı talebine ilişkindir.
—- incelendiğinde; davalı alacaklının, davacı .—- dava dışı borçlu—- toplamının —-yönünden takip başlattığı, takip tarihinin —-hacizleri neticesinde —yatırıldığı ve bu bedelden kesintilerle birlikte alacaklının — tarihinde söz konusu bedeli tahsil ettiği, yapılan işlemlerde bakiye borç için işlemlerin devam ettiği anlaşılmıştır.
— —- tarihinde davacı asil ile yapıldığının anlaşıldığı, bu sözleşmenin ayn—— üzere— ve bu bölümde de davacı gerçek kişinin imzasının bulunduğu, söz konusu sözleşme ekinde yer alan ——- yer aldığı görülmüştür.
Davalı ——-dava dışı üçüncü kişi —— düzenlenmiştir.
—— dosyamız arasındadır.
Dosya kapsamında değerlendirme yapılması amacıyla bilirkişi kök ve itirazların değerlendirilmesi amacıyla ek rapor alınmıştır.
Tüm dosya kapsamından; taraflar arasındaki uyuşmazlığın elektrik kullanımı sebebiyle borçlu olunmadığı iddiasına dayalı menfi tespit ve istirdatına ilişkin olduğu, dava devam ederken borcun tamamının ödenmesiyle davanın istirdat davasına dönüştüğü, davalı tarafından icra takibine dayanak yapılan faturaların dava dışı üçüncü kişi —- adına tahakkuk ettirildiği, davalı——- ve aynı adresle bulunma ——— bulunduğu, —– imzası bulunan gerçek kişi tacirin bir süre sonra bir ortak ile birlikte dava dışı İcra borçlusu —-söz konusu—- şirkete devrettiği, takibe konu faturaların söz konusu— şirkete kesilmesi, — davalı —–, söz konusu devirden bilgi sahibi olduğunu gösterdiği,—— sözleşmesinden doğan hak ve yükümlülüklerin bir başka kişiye devrinin hukuken mümkün olduğu, —- ve devralan dışında, sözleşmenin diğer tarafını oluşturan kişinin buna onay vermesi olduğu, somut olayda davacı ….——– söz konusu abonelikten doğan hak ve yükümlülüklerin dava dışı —– devredildiği, davalı şirketin de buna —-suretiyle icra takibine konu faturaları bu üçüncü kişiye kesmeye başladığı, belirtilen işlemin ne şekilde gerçekleştiğine yönelik dosyada bir belge ve bilgi bulunmamakla birlikte, — sözleşmesinde taraf olan kişiye değil dava dışı —— düzenleniyor olmasının, davacının söz konusu —sözleşmesinin tarafı olmaktan çıktığı anlamına geldiği, diğer bir ifadeyle söz konusu faturalardan dolayı borçlu olanın davacı değil dava dışı———- davacının söz konusu—–ortağı olması, — devrederek şirket ortaklığından çıkmış olması hususlarının, — kişilik— kaldırılması suretiyle davacıya başvurulması için yeterli olmadığı, tüzel kişilik —- kaldırılması için bunun kötüye kullanılıyor olmasının gerektiği, somut olayda yükümlülüklerden kaçmak için tüzel kişilik —- kaldırılmasını gerektirecek somut bir verinin bulunmadığı, esasen — kaldırılsa bile davalının fatura tarihleri itibariyle söz konusu şirketin ortağı dahi olmadığının görüldüğü, davacının—– sorumlu olup olmadığı da hususunun ise;– sözleşmesinin tarihi incelendiğinde, Türk Borçlar Kanunu’nun yürürlüğe girmesinden sonra imzalandığı, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 583. Maddesine göre; — yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azamî miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmaz. Kefilin, sorumlu olduğu azamî miktarı, kefalet tarihim — müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesi şarttır ” şeklinde olduğu, ancak dosyadaki kefalet sözleşmesinde kefilin sorumlu olacağı azamî miktar ile kefalet tarihi açıklamalarının kişinin eli ile yazılması şartlarının gerçekleşmediği, dolayısıyla davacının kefalet yönünden de bir sorumluluğunun bulunmadığı, sonuç olarak açıklanan nedenlerle davacının davalı tarafından—— — takibine konu edilen faturalardan dolayı sorumluluğunun bulunmadığı anlaşılmakla davacının söz konusu takip ile talep edilen miktardan dolayı haciz yoluyla ödediği bedelleri geri alma hakkının bulunduğu, bu kapsamda —- ödeme yaptığının bildirildiği, davacı vekili ıslah dilekçesi sunarak; icra dosyasına yatırılan—-davalı taraftan istirdatını ve davalının % 20den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep ettiği, icraya konu borcun ödendiği görülmekle davanın ödenen miktarlar yönünden kendiliğinden istirdat davasına dönüştüğü, sonuç olarak davacının — konu borç nedeniyle borçlu olmadığının tespitine ve icra dosyasına ödenen — ödeme tarihi olan — tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan istirdaten alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiştir. Her ne kadar davacı taraf kötüniyet tazminat talebinde bulunmuş olsa da davalının icra takibi başlatmakta kötü niyetli olduğu ispatlanamadığından ve şartları oluşmadığından davacının kötü niyet tazminat talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın ıslah edilen haliyle KABULÜNE,
1—— sayılı dosyasında tahsil edilen 10.197,99 TL nin ödeme tarihi olan— tarihinden itibaren, 4.312,01 TL’ nin de ödeme tarihi olan — tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan istirdaten alınarak davacıya verilmesine,
2-Davalının icra takibi başlatmakta kötü niyetli olduğu ispatlanamadığından ve şartları oluşmadığından davacının kötü niyet tazminat talebinin reddine,
3-Karar harcı 991,18 TL’nin davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 200,00TL tebligat gideri ve müzekkere gideri, TL961,50TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.161,50TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli—- esaslara göre belirlenen—- ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
HMK 345. Maddesi hükmü uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.