Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/119 E. 2022/230 K. 23.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/119
KARAR NO: 2022/230
DAVA: İtirazın İptali ( Banka Kredi Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 27/03/2020
KARAR TARİHİ: 23/03/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali ( Banka Kredi Sözleşmesinden Kaynaklanan ) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı —— imzalandığını, davalının da sözleşmeyi müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını, borcun ödenmemesi üzerine hesabın kat edilerek davalıya ihtarname gönderildiğini, ihtarnamenin sonuçsuz kalması üzerine borcun tahsili amacıyla davalı hakkında—- dosyası ile takip başlatıldığını, davalının takip toplamındaki ana para bedeli dışında kalan —– ettiğini ve takibin durduğunu, davalıdan talep edilen temerrüt faizinin yasaya ve sözleşmeye uygun olduğunu, alacaklarının likit olduğunu belirterek davalının kısmi itirazlarının iptaline, takibin takip talebindeki şartlarla aynen devamına, asıl alacak miktarlarına her bir kredi için takip talebinde belirtilen tarihler arasında ve takip talebindeki oranlar üzerinden akdi faiz ve temerrüt faizi işletilmesine ve asıl alacaklar ile birlikte tahsiline, alacağın %20’sinden az olmamak üzere davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davada arabuculuk sürecinin yerine getirilmediğini, davacının itirazın kaldırılması talebi ile arabuluculuk başvurusunda bulunduğunu, icra takibinin yetkisiz icra müdürlüğünde açıldığını, mahkemenin yetkili olmadığını, davaya bakmaya yetkili icra müdürlükleri ve mahkemenin —–olduğunu, sözleşmedeki yazıların müvekkiline ait olmadığını, boşluk doldurma suretiyle hazırlanan sözleşme içeriğine ve sözleşmedeki yazılara itiraz ettiklerini, müvekkilinin davacı bankaya şahsi bir borcu bulunmadığını, kredinin asıl borçlusu şirketin konkordato sürecinde olduğunu, asıl borçlu ile davacı arasında hesap mutabakatı yapılmadığını, talep edilen faiz oranlarının yüksek olduğunu, takip tarihi itibariyle muaccel olmayan —– müvekkilinden tahsili talebinin hukuka aykırı olduğunu, ——-kefalet sözleşmesine ve kefalet limitine dahil olmadığını, teminat mektuplarının paraya çevrilmediğini, çek teminat bedellerinin ödenmediğini, itiraz edilen alacak kalemlerinin muaccel olmadığını, icra inkar tazminatı talebinin yerinde olmadığını belirterek davanın reddi ile davacının dava değerinin %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatı ödemesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava, hukuki niteliği itibari ile; İİK.nun 67.maddesinde düzenlenen itirazın iptali davasıdır. Davacı, dava dışı —– arasında imzalanan —- uyarınca kullandırılan kredi borcunun ödenmediğini, davalının —- müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını, hesabın kat edilerek ihtarname gönderildiğini ancak sonuçsuz kaldığını bu nedenle başlatılan takibe davalının kısmen itiraz ettiğini, itirazın haksız olduğunu, talep edilen temerrüd faizinin yasa ve sözleşmeye uygun olduğunu, takip talebinde yer alan davalı tarafça itiraz edilen teminat mektuplarının çıkışı yapıldığından dava konusu edilmediğini, yalnızca —çek yaprağından kaynaklanan—- alacak yönünden davalının itirazının iptali ile takibin aynen devamı ve davalının %20’den aşağı olmamak üzere inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiş, davalı, asıl borçlu şirketin konkordato sürecinde olduğunu, bu nedenle kefalet sözleşmesine dayalı olarak kendisinden alacak talep edilmesinin hukuka aykırı olduğunu, asıl borçlu ile davacı arasında hesap mutabakatı yapılmadığını, gönderilen ihtarnamelere itiraz edildiğini, bu nedenle temerrüt faizi talep edilemeyeceğini, istenen temerrüt ve akdi faiz oranlarının yüksek olup işlemiş faiz bedelinin de yüksek olduğunu, bileşik faiz talep edilemeyeceğini,—- hukuka aykırı olduğunu, takip tarihi itibariyle muaccel olmamış gayrınakdi kredi alacaklarının tahsilinin talep edilemeyeceğini, gayrınakdi kredi alacağının kefalet sözleşmesine ve kefalet limitine dahil olmadığını, teminat mektuplarının paraya çevrilmediğini, çek teminat bedellerinin ödenmediğini, bunların doğurduğu riskten sorumlu tutulamayacağını, müvekkilinin imzasının bulunmadığı sözleşme sayfalarındaki hükümlerden sorumluluğu bulunmadığını, sözleşmedeki yazıların müvekkiline ait olmadığını, boşluk doldurma suretiyle hazırlanan sözleşme içeriğine ve sözleşmedeki yazılarak itiraz ettiklerini, sözleşmenin geçerliliğini kabul anlamına gelmemek kaydıyla sözleşmenin hangi kredi sözleşmesine konu kefillikle ilgili olduğunun da belli olmadığını savunmuştur.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla mahkememizin —- inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş tarafların sulh olma imkanı bulunmadığından uyuşmazlık noktalarının tespiti ile tahkikat aşamasına geçilip deliller toplanarak bilirkişi raporu alınmak suretiyle sonuca gidilmiştir.
—- sayılı takip dosyası getirtilmiş, davacının davalı hakkında ilamsız icra takibi başlattığı ödeme emrinin tebliği ile davalının takibe süresinde itiraz ettiği, itiraz dilekçesinin davacı vekiline tebliğ edilmediği mahkememizde açılan davanın süresinde olduğu anlaşılmıştır. Davalı takibe itirazında —yetkisine de itiraz etmiş ve yetkili icra müdürlüğünün —olduğunu ileri sürmüş ise de dayanak sözleşmenin—- davalının icra dairesinin yetkisine yönelik itirazının reddine karar verilmiştir.
Davalının bir diğer itirazı ise arabuluculuk dava şartının yerine getirilmediğine ilişkin olup ——-tutanağının konusunun icra takibine itirazın iptali değil itirazın kaldırılması olduğu ileri sürülmüştür. İncelenen arabuluculuk son tutanağında uyuşmazlığın genel kredi sözleşmesine dayalı alacağın ödenmemesi nedeniyle açılan —- sayılı dosyaya yapılan itirazın kaldırılması ve takibin devamı ile inkar tazminatı, yargılama giderleri ve vekalet ücretine ilişkin olduğunun yazılı olduğu anlaşılmıştır. İcra mahkemesince görülecek itirazın kaldırılması davasından önce arabulucuya başvurulması gerekmediğinden tutanağa sehven itirazın iptali yerine itirazın kaldırılması şeklinde yazıldığı, davacının arabulucuya başvuru dava şartını yerine getirdiği kabul edilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Davalı yan mahkememizin yetkisine de itiraz etmiş, yetkili mahkemenin — olduğunu ileri sürmüş ise de yukarıda bahsi geçen sözleşme hükmü karşısında mahkememizin davaya bakmaya yetkili olduğu sonucuna varılmıştır.
Davalı vekili cevap süresi uzatım dilekçesinde zamanaşımı itirazında bulunduklarını bildirmiş, — tarihli duruşmada kendisinden itirazının sebebi sorulduğunda zamanaşımı itirazını genel olarak yaptıklarını beyan etmiştir. Davanın hak düşürücü süre içinde açıldığı mahkememizce tespit edilmiş olup davacının dayandığı —— tarihi de— yılıdır. Davacı alacağının tahsili için davalıya — tarihinde ihtarname gönderip, — tarihinde takibe geçmiş ve— tarihinde arabulucuya başvurmuştur. Kanunlarda aksi bir hüküm bulunmadığı sürece her alacak —- tabi olup genel kredi sözlemesinden doğan borçlar için daha farklı bir zamanaşımı süresi söz konusu olmadığından mahkememizde— tarihinde açılan davada zamanaşımının söz konusu olmadığı sonucuna varılmış ve tahkikat aşamasına geçilmiştir.
Davalı yan cevap dilekçesinde dayanak kredi sözleşmesindeki yazı ve imzaları inkar etmiş —- tarihli duruşmada davalı asil kendisine gösterilen sözleşmedeki yazı ve imzaların kendisine ait olduğunu beyan ve imza etmiştir.
—sayılı dosyada dava dışı asıl borçlu şirket hakkında konkordato kararı verildiği, bu dosyanın mahkememiz dosyası yönünden bekletici mesele yapılması yönündeki davalı yan talebi de incelenmiş,—- kredi asıl borçlusu şirket hakkında konkordatonun tastikine karar verildiği, istinaf aşamasında olduğu anlaşılmıştır. Davalı dayanak kredi sözleşmesini müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzalamıştır. Asıl borçlu hakkında konkordato kararı verilmiş olması konkordato talep etmeyen davalı kefile sirayet etmeyeceğinden davalının asıl borçlu hakkında görülen konkordato davasının bekletici mesele yapılması ve asıl borçlunun proje uyarınca ödemelerini yapmasının beklenmesi yönündeki talepleri yerinde görülmemiştir.
Dosyaya sunulan — tarihli —- olup davalının kefalet limitinin de bu miktar olduğu, imza ve yazılar davalı tarafça kabul edildiğinden sözleşmede kefalete ilişkin kısmın TBK 583 maddesindeki şekil koşullarını taşıdığı, asıl borçlu şirketin sicil kayıtlarına göre kredi sözleşmesinin imzalandığı tarihte davalının asıl borçlu şirketin yetkilisi ve ortağı olduğu bu itibarla TBK 584/3 maddesi uyarınca eş rızasına gerek olmadığı anlaşılmıştır.
Dosya davacının takip tarihi itibariyle davalıdan talep edebileceği bir alacağının olup olmadığı ve varsa miktarının tespiti yönünden bankacılık konularında uzman bilirkişiye verilmiş kök ve ek raporlar alınmıştır. Alınan bilirkişi raporları ve dosyaya sunulan deliller uyarınca davacı banka ile dava dışı —- tarihli kredi sözleşmesi uyarınca şirkete taksitli kredi, teminat mektubu ve ——- bedeli kredisi kullandırıldığı, borcun ödenmemesi nedeniyle davacı bankanın— tarihinde hesabı kat ederek asıl borçlu şirket ile sözleşmede müşterek borçlu müteselsil kefil olarak imzası bulunan davalıya — ihtranamesini gönderdiği, ihtarnamenin davalıya —tarihinde tebliği ve verilen — süre uyarınca davalının — tarihinde temerrüde düştüğü, davacı bankanın hesabı kat etmesi ile alacağın muaccel hale geldiği, bunun için hesap mutabakatına ihtiyaç olmayıp davalı yanın ihtarnameye itiraz etmesinin de alacağın muaccel hale gelmesini önlemeyeceği, bilirkişi tarafından yapılan inceleme ile de banka kredi hesap ekstreleri ile hesap kat ihtarında talep edilen miktarların uyumlu ve tutarlı olduklarının tespit edildiği, esasen davalının takipte talep edilen nakdi krediye ilişkin ana paraya yönelik bir itirazının bulunmadığı yalnızca işlemiş faiz ve ferilerine itiraz ettiği, gayrı nakdi kredi alacaklarına yönelik itiraz yönünden ise davacının takip talebinde yer alan teminat mektuplarının çıkışı yapıldığından davaya dahil edilmediğini beyan ederek —alacak yönünden dava açtıklarını bildirdiği, genel kredi —-uyarınca dava dışı kredi borçlusu şirketin henüz nakdi riske dönüşmemiş gayrı nakdi kredilerinin karşılığını depo etme yükümlülüğü bulunmakla birlikte kefilin — sorumlu tutulabilmesi için imzalanan sözleşmede açık ve net bir sorumluluk düzenlemesi bulunması gerektiğinden kefalet sözleşmesinde bu hususta açıklık bulunmadığından davalının gayrı nakdi çek taahhüt bedelinin depo edilmesinden sorumlu tutulamayacağı itirazında haklı olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Davalının takipte talep edilen işlemiş faiz tutarı ve— oranlarına yönelik itirazları da değerlendirilmiş, dayanak sözleşmenin temerrüd faizini düzenleyen —-müşteri temerrüdünün doğduğu tarihten itibaren borcun tamamen tasfiye edildiği tarihe kadar bankanın müşteriye kullandırdığı nakdi kredi türlerine kredinin kullandırıldığı tarih ile temerrüt tarihi arasındaki süre için bankaca uygulanan en yüksek kredi faiz oranının– katı tutarında temerrüt faizi uygulanır.”şeklinde düzenleme yapıldığı anlaşılmıştır. Bu durumda bankanın — bildirdiği faiz oranlarının değil, bankaca kredilere fiilen uygulanan en yüksek faiz oranlarının esas alınması gerektiği anlaşılmıştır. Bu husus bilirkişi tarafından da değerlendirilmiş kök raporda talep edilen taksitli kredi yönünden davacı tarafça temerrüdün oluştuğu tarihte emsal herhangi bir kredi hesabına fiilen uygulanan en yüksek faiz oranına ilişkin bir sorgulama ekran görüntüsü ya da sistem raporu sunulmadığından dava dışı kredi lehdarı şirkete kullandırılan— taksitli krediye fiilen uygulanan en yüksek akdi faiz oranı olan —-oranında temerrüd faizi belirlendiği belirtilmiştir. Davacı vekiline sözleşmenin temerrüd faizine ilişkin düzenlemesine esas olmak üzere fiilen uygulanan faiz oranlarını dosyaya sunması için kesin süre verilmiş, ancak davacı tarafça sunulan faiz oranları tablosunun yine — bildirilen faiz oranları olup kredi kullandırımı sırasında fiilen uygulanan akdi faiz oranları olmadığı bilirkişi tarafından tespit ve ek raporda bildirilmiştir. Bilirkişi tarafından yapılan hesaplama ve tespitler takipte talep edilen — yönünden mahkememizce de yerinde görülmüş —-tekabül etmesine rağmen bilirkişi tarafından — oranında temerrüt faizi esas alınarak yapılan hesaplama mahkememizce tekrar yapılarak takip tarihi — itibariyle;
— temerrüt tarihi itibariyle alacak —
Hesap kat öncesi işlemiş olan ferilerden kalan bakiye —-olarak hesaplanıp bu tutar esas alınarak davanın kısmen kabulüne ve davalının takibe itirazında haksız ve alacağın likit oluşu göz önünde bulundurulmak suretiyle davalının hükmedilen tutarın %20’si oranında inkar tazminatına mahkum edilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE, davalının — yaptığı kısmi itirazın kısmen iptali ile takibin;
1—– yönünden;
—-



—-
2—– kredi yönünden;
—Asıl Alacak
—-



3—- yönünden;
—-Asıl Alacak

—- İşlemiş Temerrüt Faizi —

—-
4—– kredi yönünden;
— Asıl Alacak
—- İşlemiş Akdi Faiz—
—-İşlemiş Temerrüt Faizi–

—-
5—– kredi yönünden;
—Asıl Alacak
— İşlemiş Akdi Faiz—
—İşlemiş Temerrüt Faizi—-

—-
6—– no.lu kredi yönünden;
—- Asıl Alacak
— İşlemiş Akdi Faiz—
— İşlemiş Temerrüt Faizi—-

—–
7—– kredi yönünden;
— Asıl Alacak
— İşlemiş Akdi Faiz —
— İşlemiş Temerrüt Faizi —-

—-
8—- kredi yönünden;
—-Asıl Alacak
— İşlemiş Akdi Faiz —
— İşlemiş Temerrüt Faizi—


9—– kredi yönünden;
—-Asıl Alacak
— İşlemiş Akdi Faiz—
—İşlemiş Temerrüt Faizi—

—-üzerinden tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla devamına,
Takipte talep edilen asıl alacak tutarlarına takip tarihinden itibaren kararda;
1.sırada yer alan kredi yönünden —
2.sırada yer alan kredi yönünden —
3.sırada yer alan kredi yönünden —
4.sırada yer alan kredi yönünden —
5.sırada yer alan kredi yönünden —
6.sırada yer alan kredi yönünden —
7.sırada yer alan kredi yönünden —
8.sırada yer alan kredi yönünden —
9.sırada yer alan kredi yönünden — oranında temerrüt faizi ve faizin— oranında — uygulanmasına,
Fazla talebin reddine,
Hükmedilen tutarın %20’si oranında — inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
Davalı yanın kötü niyet tazminat talebinin reddine,
2-Karar harcı 29.605,00 TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 29.550,60 TL harcın davalıdan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
3-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 54,40 TL harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 62,20 TL ilk masraf, 143,75 TL tebligat ve müzekkere gideri, 1.500,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.705,95 TL yargılama giderinden davadaki haklılık oranı gözönünde bulundurularak (% 61) 1.040,62 TL.nin davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalanın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafça yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 38.719,59 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 27.309,60 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-7155 sayılı Kanun ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununa eklenen 18/A maddesinin 13.fıkrası ve yürürlükte bulunan Arabuluculuk Ücret Tarifesi uyarınca hazine tarafından karşılanan 1.320,00 TL.arabuluculuk ücretinin davadaki haklılık oranı gözönünde bulundurularak 805,20 TL.nin davalı taraftan bakiye 514,80 TL.nin davacı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
9-Davacı ve davalı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı ve davalı tarafa iadesine,
HMK 345. Maddesi hükmü uyarınca kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 23/03/2022