Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/1 E. 2021/272 K. 08.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/1 Esas
KARAR NO: 2021/272
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 08/03/2018
KARAR TARİHİ: 08/04/2021
—— Karar numaralı dosyasında davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verildiği, davacı vekilinin istinaf dilekçesi doğrultusunda dosyanın —- gönderildiği,—- doğrultusunda dosyanın mahkememize gönderildiği, mahkememizin—- yapıldığı, mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali —- davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirket —- satış işi ile iştigal ettiğini, davalı şirketin davacı şirketten—sıra nolu ve — tarihli—-tarihli — tutarlı, —– tutarlı, faturaları düzenlediğini, takip tarihi itibariyle davalıdan toplam —– tutarlı hazır —– borcunu ödemediğini, davacı şirketin alacağın tahsili için —— dosyasıyla icra takibi başlattığını, açılan takibe borçlunun itiraz ettiğini ve takibi durdurduğunu, davalının borca itirazında soyut olarak davacı şirketin —– döktüğünü, istediği nitelikte dökmediğini, ayıplı döktüğünü, bu durumu davacı şirkete bildirmesine karşı ayıplı ürün ile ilgili herhangi bir işlem yapılmadığını, tekrardan —— almak zorunda kaldıklarını, bu nedenle borca itiraz ettiklerini, davacı şirketin —– dökmediğine dair bir itirazı olmadığını, davacının dökülen —— nedeni ile davacıya düzenlendiği faturalara itirazı olmadığını, davacı şirket tarafından ayıplı döküm yapıldığı ve ayıplı döküm nedeni ile—- satın almak zorunda kaldıkları şekildeki itirazlarının soyut ve mesnetsiz olduğunu ve bununla ilgili bir belge sunmadığını, davacı şirketin ———- döktüğünü kabul etmesine karşı bedelini ödediğine dair dosyaya belge sunmadığını, takip tarihi itibariyle davacı şirkete —– borcu olduğunu, davacı şirketin takip konusu alacağının likit bir alacak olduğunu, davalı borçlunun itirazının alacağın tahsilinin geciktirilmesine ve hatta imkansız hale getirilmesine yönelik olduğunu, kötü niyetli olduğunu, bu nedenle asıl alacağın %20 ‘den az olmamak kaydıyla davalı-borçlu aleyhine icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; itirazın iptali davalarında yetkili mahkeme takibin yapıldığı, icra dairesinin bulunduğu yere mahkemesi olsa da bu davaların görülebilmesinin temel şartı mahkemenin bulunduğu yerdeki icra dairesinde usulüne uygun icra takibi yapılmış olmasına bağlı olduğunu, icra takibinin —– açıldığını, yapılan takibin yetkisiz icra dairesinde açıldığını, davacı firmadan —- alındığını, alınan hazır betonun davalı şirketin bulunduğu —- ilinde döküldüğünü, sözleşmenin yapıldığı ve yerine getirildiği yerin —- ili olduğunu, davacı şirketin üstüne düşen edimi —– gerçekleştirdiği ve davalı şirketin ifa yükümlülüğünün doğduğunu, ifa yerinin satış sözleşmesinin yapıldığı yer ve genel yetki kuralınca da borçlunun bulunduğu yer — olduğunu, davacı şirketin şubesininde — olduğunu, yetkili icra dairesinin —- İcra Müdürlükleri olması gerekirken söz konusu satışa ait fatura bedellerine dayanan takip——— olduğunu, davaların görülebilmesi için öncelikle yetkili icra dairesinine bakılması gerektiğini, yetkili mahkemenin de—— Mahkemesi olmadığını ve yetkili mahkemenin —– olması gerektiğini, davacı tarafın borca itiraz dilekçesinde davalı tarafın —– döküm işlemine dair bir itirazı olmadığını, davalı şirketin bu işlemin yapılmadığını değil yapılan işlem sonucunda betonun istenilen saatte gelmediğinden dolayı üstüne yapılacak işlemin yapılamadığını belirttiklerini beyan ettiği, müvekkili şirketin zararının doğmuş olup durumun hemen davacı şirkete bildirildiğini, davacı tarafından zararlarının karşılanacağı söylenilmesine rağmen zararlarının karşılanmadığını, davacının faiz isteminin yerinde olmadığını, davacı tarafından davalı müvekkiline bir ihbarda bulunulmadığını, davalı müvekkili şirketin ayıplı ürünle ilgili ihbarda bulunmuş olduklarını, davacı şirket ile davalı arasında farkına ilişkin bir sözleşmede olmadığını, davacının faiz istemi yerinde olmadığını, faize ilişkin taleplerinin de olmadığını, davacı şirketin ihtiyati haciz taleplerinin takibe konu —– alacak nedeniyle istenmekte olduğunu, reddine karar verilmesini, icra dairesinin yetkisine yapmış oldukları itirazın kabulünü, davacı şirket tarafından açılan davanın reddini, dava masraf ve giderleriyle vekalet ücretinin davacı şirkete yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, hukuki niteliği itibari ile; İİK.nun 67.maddesinde düzenlenen itirazın iptali davasıdır.
—— sayılı takip dosyası incelendiğinde; davacı tarafça davalı aleyhine cari hesap alacağına dayalı — işlemiş faiz olmak üzere toplam —– alacağın tahsili için takip başlatıldığı, takip dosyasında ödeme emrinin tebliği ile davalının süresinde İcra Dairesinin yetkisine, borca ve ferilerine itiraz ederek borcunun bulunmadığını bildirdiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği, mahkememizde açılan davanın süresinde olduğu tespit edilmiştir.
İş bu dava önce Mahkememizin——- sayılı dosyasında açıldığı, Mahkememizce icra dairesinin yetkisizliği nedeniyle dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verildiği, mahkememiz kararının davacı tarafın istinafı sonucu———— ilamı doğrultusunda davacının yerleşim yeri icra dairelerinin ve mahkemelerinin yetkili olduğu belirtilerek mahkememiz kararı kaldırılmıştır. Yargılamaya iş bu esas üzerinden devam edilmiştir.
——- alınan talimat bilirkişi raporunda özetle: davalı tarafın —- defterlerini sunduğu, defterlerin usule uygun olduğu, davalının defterlerine göre; davalının davacı şirkete —– borçlu olduğu belirtilmiştir.
Mahkememizce davacı tarafın defterlerinin incelenmesi amacıyla mali müşavirden, davalı tarafın ayıp savunmasının değerlendirilmesi açısından inşaat mühendisi bilirkişiden rapor alınmasına ilişkin ara karar kurulduğu, davacı vekilinin inşaat mühendisi tarafından rapor alınmasına gerek olmadığını, inşaat mühendisi için belirlenen bilirkişi ücretini yatırmayacaklarını, yalnızca mali müşavir bilirkişi ücretini yatıracaklarını beyan ettiği, mahkememizce bu beyan üzerine HMK’nın 324/2 kapsamında bilirkişi delil avansını yatırıp yatırmak istemedikleri hususunun davalı vekilinden sorulduğu, davalı vekilinin bu hususta müvekkili ile görüşüp beyanda bulunacaklarını, gerekirse kendilerine verilen kesin süre içerisinde inşaat mühendisi bilirkişi ücretini yatıracaklarını beyan ettiği, bunun üzerine inşaat mühendisi bilirkişi ücretini yatırmak üzere davalı vekiline —- haftalık kesin süre verildiği, aksi halde yalnızca mali müşavirden rapor alınmasına karar verildiği, davalı vekilince—- haftalık kesin süre içerisinde inşaat mühendisi bilirkişi ücreti yatırılmadığından yalnızca mali müşavir bilirkişiden rapor alınmıştır.
Mali müşavir bilirkişi—– tarafından hazırlanan raporda özetle: davacı tarafın defterlerinin incelendiği, davacı tarafın ticari defter kayıtlarında da mutabık olunduğu üzere, davacı şirketin davalı şirketten takip talebinde olduğu gibi—– asıl alacağı bulunduğu, davalı şirketin davacı şirketten almış olduğu hazır —– ürününe ilişkin ayıp iddialarının değerlendirilmesi uzmanlık alanı dışında kaldığı belirtilmiştir.
Yapılan yargılama, toplanan deliller, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından; davanın, davacı şirketin davalı şirket aleyhine başlatmış olduğu icra takibine yapılan vaki itirazın iptaline ve takibin devamına ilişkin olduğu, davaya konu ihtilafın; davacı şirketin davalı şirketten takip konusu yaparak talep ettiği faturalara dayalı alacağının varlığı ve varsa miktarı hususlarında toplandığı, taraflar arasında yazılı bir sözleşmeye dayalı olmayan ve — yılı içinde gerçekleştiği görülen ——- dayalı bir ticari ilişki bulunduğu, bu ticari ilişki kapsamında davacı şirketçe davalı şirket adına — yılı içinde muhtelif tarih ve tutarlarda olmak üzere toplam tutarı—- adet faturanın düzenlenerek davacı şirketin usul ve yasaya uygun tutulduğu tespit olunan ticari defterlerinde davalı şirket adına borç kaydedilmiş oldukları, davacının mükellefi olduğu —dosyaya celp edilen —– incelendiğinde, davacı şirketin davalı şirkete —fatura karşılığı —- bulunduğu ve bu tutarın —— tekabül ettiği, davacı şirketçe davalı şirkete düzenlenen hazır —– faturalarına mukabil olarak davalı şirketin davacı şirkete — tarihinde —- keşide/cirosu vasıtasıyla toplamda —- ödeme gerçekleştirdiği ve davalı şirketçe yapılan bu ödemelerin davacı şirket kayıtlarında davalı şirketin fatura borçlarından mahsup edilmek üzere kayıt altına alındıkları ve sonucunda davacı şirketin davalı şirketten —– alacağı kaldığı, davacı şirketçe davalı şirket adına düzenlenen hazır —- satış faturalarının ve davacı şirkete yapılan banka havalesi ile çek keşide/cirolarının herhangi bir mutabakatsızlığa sebebiyet vermeyecek şekilde davalı şirket ticari defterlerinde kayıtlı oldukları ve bu kayıtların sonucu olarak davalı şirketin davacı şirkete— farkıyla mutabık olacak şekilde—- borçlu durumda bulunduğu, her ne kadar davalı şirket vekili, davacı şirketten almış olduğu hazır betonun istenilen saate gelmemesi nedeniyle üstüne yapılacak işlemin yapılamadığını, betonun istenilen nitelikte olmadığını, bu durumun hemen davacı şirkete bildirilmesine karşı ayıplı ürün ile ilgili herhangi bir işlem yapılmadığını, tekrardan —— —– almak zorunda kaldıklarını ileri sürmüşse de mahkememizce—— yazılan müzekkereye yönelik cevapta; dava dışı bu şirket tarafından davalı şirket adına düzenlenen sevk irsaliyelerinin gönderildiği, sevk irsaliyelerinden davalı şirketin bu firmadan —– satın aldığının anlaşıldığı, ancak bu hususun tek başına davalının savunmasını ispata yeterli olmadığı, davalı şirketin davacı tarafça dökülen betonun ayıplı olduğunu ileri sürdüğü ancak buna yönelik bir delil, laboratuvar testi, analiz sonucu vs sunmadığı, davalı vekilinin—- celsede; halihazırda davacı şirket tarafından dökülen —– üzerine dava dışı —–alınan —– döküldüğünden inceleme yapılmasının kolay olmayacağını, bu nedenle inşaat mühendisi bilirkişi ücretini yatırmadıklarını beyan ettiği, dolayısıyla davalı tarafın ayıp savunmasını ispat edemediği, dava dışı —- firmadan alınan betonun davacı tarafından dökülen betonun ayıplı olmasından kaynaklı mı alındığı hususu belirsiz olduğundan davalı tarafın —– firması tarafından davalı adına düzenlenen ——— faturasının davaya konu alacaktan mahsup edilmesi talebinin de yerinde görülmediği, sonuç olarak davacının davalıdan —- alacaklı olduğu anlaşılmakla davanın kabulü ile, davalının —- dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin —- asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık —- oranında ve değişen oranlarda avans faizi işletilmesine, her ne kadar davacı taraf takipte takip öncesi işlemiş faiz talep etmişse de davacı tarafın davada işlemiş faiz talebi olmadığından bu hususta karar verilmesine gerek görülmemiş, alacak fatura alacağı olup likit olduğundan hükmedilen alacağın % 20 si oranında inkar tazminatına hükmedilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜNE,
1-Davalının —- Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin —- asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık —-oranında ve değişen oranlarda avans faizi işletilmesine, davacı tarafın davada işlemiş faiz talebi olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
2-Alacak likit olmakla, hüküm altına alınan ——- oranında inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davacı tarafça mahkememiz ihtiyati haciz kararına istinaden yatırılan 4.650,00 TL teminatın talep halinde davacı tarafa iadesine,
4-Karar harcı 2.106,52 TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 370,88 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.735,64 TL harcın davalıdan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
5-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 35,90 TL başvurma harcı ve 370,88 TL peşin harç olmak üzere toplam 406,78 TL harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 364,88 TL tebligat ve müzekkere gideri, 700,00 TL, 400,00 TL talimat mahkemesince alınan bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.464,88 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
7-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T’deki esaslara göre belirlenen 4.625,64 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda kararın taraflara tebliğinden 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 08/04/2021