Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/71 E. 2019/416 K. 17.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/71 Esas
KARAR NO : 2019/416

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/03/2019
KARAR TARİHİ : 17/04/2019

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin İstanbul Anadolu ———–. İcra dairesinin 2018/13974 esas sayılı icra takibinden gönderilen ödeme emrinin tebliğ almadığını, tebligatın usulsüz—————– adresine gönderildiğini, müvekkili şirketin teminat olarak başka bir şirketin emrine yazıp imzaladığı çek olduğunu, çekin karalanarak alacaklı gözüken davalı şirket emrine düzenlenmiş gibi işlem yapılmış olduğunu ve vade ve rakam kısımlarının karalanarak yeni tarih ve tutarlar yazıldığını, çekin kambiyo senedi vasfını da yitirdiğini, davalı alacaklı şirket emrine karalanarak düzeltilen çekin arka yüzünde 1.ciranta davalı şirket olmasının gerektiğini, diğer borçlu gözüken ——- 1.ciranta ve ardından davalı şirketin cirosunun olması da ciro silsilesini bozduğunu, çek vasfının ortadan kalkmasına sebep olduğunu, müvekkili şirketin davalı şirketle herhangi bir ticari ilişkisi ve cari hesabının olmadığını, çek vasfının ortadan kalkması nedeniyle takibin iptali ve takibe dayanak çekden dolayı müvekkili şirketin borçlu olmadığının tespitini, ihtiyati tedbir taleplerinin kabulü ile takibin durdurulmasını, davanın kabulünü ile takibe dayanak yapılan çekten dolayı müvekkilinin davalı şirkete borçlu olmadığının tespiti ile İstanbul Anadolu ———–.İcra dairesi 2018/13974 esas sayılı takibinin iptalini, müvekkili şirket ile ticari ilişkisi olmadığı halde kambiyo vasfını çekle takip yapıp, usulsüz tebligat ile müvekkili şirketin mağduriyetine sebep olan ve karşılıksız çek şikayeti ile de bu niyetinde ısrar eden davacı şirketin %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Mahkememizce dava dilekçesinin davalıya tebliğ edilmediği anlaşıldı.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, hukuki niteliği itibari ile menfi tespit talebine ilişkindir.
Mahkememizce davacı vekiline arabuluculuğa başvuru yapıp yapmadığına ilişkin muhtıra çıkartıldığı, muhtıranın davacı vekiline tebliğ edildiği, davacı vekilinin muhtıra yönelik beyan dilekçesi sunmuş olduğu anlaşıldı.
19.12.2018 günlü Resmi Gazetede yayımlanarak, yürürlüğüne giren 7155 Sayılı Kanunun 20. maddesi ile 6102 Sayılı TTK. ‘nın ( 5. ) maddesine eklenen 5/A maddesi gereğince ticari davalarda konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmasından önce arabulucuya başvurulmuş olmasının dava şartı olarak düzenlenmiş olması ve 7155 Sayılı Kanunun ( 23. ) maddesi ile 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununa eklenen 18/A ( 2 ) maddesi ile “Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hlinde herhangi bir işlem yapılmakszın davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir” hükmü getirilmiştir.
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 114/(2). maddesine göre, ”Diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümler saklıdır” hükmü yer almaktadır.
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 115. maddesi gereğince; Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. Mahkeme dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir.
Somut uyuşmazlıkta, davanın kambiyo senedine dayalı açılan menfi tespit davası olduğu, her ne kadar davacı vekili 16.04.208 tarihli beyan dilekçesinde icra takibinin arabuluculuk dava şartı getirilmeden önce açılmış bir takip olması nedeniyle arabuluculuğa tabi olmadığını beyan etmiş olsa da;kambiyo senetlerinin Ticaret Kanunu’nda düzenlendiği, bu tür davaların TTK’ nın 3 ve 4/1-a maddeleri uyarınca ticari dava niteliğinde olduğu, ticari davalarda konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş olup tarafların arabulucuya başvurmadığı anlaşıldığından davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulten reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 114 (2) ve 115. maddeleri gereğince davanın dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
2-Karar harcı 44,40 TL harçtan davacı tarafça peşin olarak yatırılan 4.320,21 TL harcın mahsubu ile bakiye 4.275,81 TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair karar, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun İstinafa ilişkin hükümleri doğrultusunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki (2) haftalık süre içerisinde (HMK’nın 345. maddesi), mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak (HMK’nın 343. maddesi) ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamen ödemek (HMK’nın 344. maddesi) suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere, tarafların yokluğunda, dosya üzerinden açıkça okunup, usulen anlatıldı