Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/498 E. 2021/230 K. 24.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/498
KARAR NO: 2021/230
DAVA: Alacak(Yatırılan Teminatın İadesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/08/2019
KARAR TARİHİ: 24/03/2021
Mahkememizde görülmekte olan Alacak(Yatırılan Teminatın İadesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin sağlık sektöründe laboratuvar testleri yapan —– bir şirket olduğunu, davalı şirketlerin ise birbirleriyle grup şirketi olduğunu,—— dosyası ile yönetim organının tüm yetkilerini kullanmak ve şirketi idare etmek üzere kayyımlar atandığını, daha sonra ——- sayılı dosyası ile daha önce görevlendirilen kayyımlara ait tüm yetkilerin —-devredildiğini, davalı tarafın ——- tarihinde hazırlamış olduğu satış şartnamesi ile davalı şirketlerin hisselerinin bir bütün olarak satışına karar verdiğini, — satış ihalesinin gerçekleştirildiğini ve ——— ihalenin müvekkili tarafından kazanıldığını, ancak teminat bedelinin herhangi bir sebep olmaksızın satış bedelinin %10’una yükseltildiğini, teminatın bu şekilde yatırıldığını, ancak bu sefer karşı tarafça satış bedelinin kalan meblağının tamamı için yeniden teminat talep edildiğini, müvekkili tarafından yeni teminat mektubu hazırlanmaya başlandığı süreçte davalı tarafça müvekkilinin yatırmış olduğu ——- teminat bedelinin, haksız ve hukuka aykırı olarak irad kaydedildiğini, şirket hisselerinin kayyımlar tarafından satılmasının mümkün olmadığını, bir an için hisse devir protokolünün imzalanmasının müvekkilinden kaynaklı sebeplerle gerçekleşmediği kabul edilse dahi davalıların herhangi bir somut zararı bulunmadığından müvekkilinin teminatının tamamının iade edilmesi gerektiğini, davalı şirketlerin satış şartnamesini ve ihalenin düzenlendiği tarihlerde mevcut olan pazar payları ve değerlerinin büyük oranda kaybedildiğini, bu sebeple davalı şirketlerin müvekkili tarafından satın alınmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davalı şirketlerin kayyımlar tarafından iyi yönetilemediğini, yabancı yatırımcı olan müvekkilinin haklarının korunması için davalı şirketlerin borca yeter miktarda menkul, gayrimenkulleri ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarının ve bankalar nezdindeki hesaplarının ihtiyaten haczine karar verilmesini, davalılar tarafından haksız olarak irad kaydedilen toplam ——– işleyecek olan ticari avans faizi ile birlikte davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA-: Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı —-şirketinin iki ayrı şahıs olup davaya konu taleplerin —— —-şirketinin, müvekkili şirketlerin satış ve ihale sürecine ilişkin talepleri olduğunu, davacı——— taraf sıfatının bulunmadığını, basiretli tacir gibi davranmayan davacı tarafın şirketi devralmaktan imtina ettiğini, müvekkili şirketlerin ihale şartnamesi gereğince uhdesindeki teminatı haklı olarak irat kaydettiğini savunarak, öncelikle davanın usuli itirazları kapsamında husumet yokluğu nedeni ile reddine ve devamla esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE : Dava, hukuki niteliği itibari ile alacak davası olup davacı ——- devredilen davalı şirketlerin düzenlenen —— uyarınca hisselerinin tümünü satın almak üzere katıldığı ihaleyi kazandığını, ancak hisse devir sözleşmesinin imzalanmaması nedeniyle yatırdığı ——- tutarındaki teminatın davalı tarafça haksız yere irad kaydedildiğini belirterek irad kaydedilen tutarın iadesi için dava açmış, davalı şirketlerin ——– devredildiğini atanan kayyımların ihale düzenlemesinin mümkün olmadığını, baştan itibaren sakat ve hükümsüz olan ihale nedeniyle verilen teminatın irad kaydedilemeyeceğini, aksinin kabülü halinde dahi hisse devir protokolünün davalı şirketler tarafından imzalanmasının ——- ilkelerine aykırı olduğunu, şirketin kendi hisselerini satmasının mümkün olmadığını, bu nedenle hisse devir sözleşmesinin baştan itibaren yok hükmünde olduğunu, satış şartnamesinin TBK hükümlerine tabi olup şartnamede cayma parasının düzenlenmediğini, yatırılan teminatın ihaleye katılmak ve teklif vermek amacıyla verilmiş bağlanma parası olduğunu, bu paranın irad olarak kaydedilemeyeceğini, bunun yanında davalı şirketlerin şartname ve ihalenin düzenlendiği tarihteki pazar payını ve değerini kaybettiğini, bu yüzden satış işlemlerine devam etmesinin kendisinden beklenemeyeceğini ileri sürdüğü, davalının ise öncelikli olarak husumet itirazını ileri sürerek ihaleye———-katıldığını, davanın bu şirket tarafından açılmadığını, davacının taraf sıfatı bulunmadığını, davalı her iki şirketin —devredilmiş olup tüzel kişiliği —- tarafından atanan yönetim kurulu vasıtasıyla sürdürülen şirketler olduğunu,—— tarafından yapılan satışın yasal olduğunu, şirketlerin pazar payını yitirdiklerine ilişkin iddiaların gerçeği yansıtmadığını savunduğu anlaşılmıştır.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla mahkememizin ———— günlü ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş tarafların sulh olma imkanı bulunmadığından uyuşmazlık noktalarının tespiti ile tahkikat aşamasına geçilip deliller toplanarak bilirkişi raporu alınmak suretiyle sonuca gidilmiştir.
Dava dilekçesinin davacı kısmında —olduğu, ihalenin satın alan tarafının —— firması olduğu görülmüş, davacı —— şahıs şirketi olup ——– tek sahip ve yetkilisi olduğunu, dava dilekçesinde şirketin de taraf gösterildiğini belirterek vergi kaydını dosyaya sunmuş, davalı tarafın husumet itirazı ———– davada taraf olması nedeniyle yerinde görülmemiştir.
Davalı her iki şirkete CMK 133.maddesi kapsamında ——— kayyım atandığı, 674 sayılı KHK’nın 19.maddesi uyarınca kayyımların yetkisinin sonlandırılıp tüm yetkilerin — devrine karar verildiği ve— tarafından atanan yönetim kurulu eliyle yönetimin sağlandığı anlaşılmıştır. 6758 sayılı Kanunun 19/3 maddesi ile ——— şirketin yahut varlıklarının veya bu Kanunun 13.maddesinde belirtilen varlıklarının satılmasına veya fesih ile tasfiyesine karar verme yetkisi tanınmış, bu Kanunun 19.maddesinin uygulanmasına ilişkin olarak —–tarihli tebliğ düzenlenmiştir. Tebliğin 8 ve devamı maddelerinde ise şirketin, şirket varlıklarının, mal varlığı değerlerinin satışına karar verilmesi durumunda satışın usul ve esasları belirlenmiştir. Bu durumda davacı yanın ——– davalı şirketlerin satışının yapılamayacağına ilişkin iddiaları mahkememizce yerinde görülmeyerek yargılamaya devam olunmuştur.
Dosyaya sunulan deliller ve taraf beyanları ile davalı şirketlere ait satış şartnamesi ile şirketlerin ——- bedelle satışa çıkarıldığı ve aynı tarihte yapılan ihaleyi davacının — bedelle kazandığı, davacının ihale öncesi şartnamenin 4.maddesi uyarınca —- tutarında ihale teminat tutarını yatırmış olduğu, ihale sonrasında şartnamenin 7.3 maddesine göre ihalenin onaylandığının davacıya bildirildiği, yine satış şartnamesinin 8.2 maddesine göre yatırdığı teminat bedelini satış bedelinin %10’una yükselterek ilave tutarı yatırdığı, bundan sonra taraflar arasında yazışmaların sürdüğü, davacının —- tarihli yazı ile davalı şirketlerin mali durumunun değiştiği— tarihinde hisse devir sözleşmesini imzalamayacaklarını bildirerek ödenen teminat bedeli —- iadesini talep ettiği, davalının ———- tarihli cevabında talebin kabul edilmeyip ilgili tutarın irad kaydedildiğini belirttiği anlaşılmıştır.
Sunulan satış şartnamesi hükümleri incelendiğinde teminat hususunun ilk olarak 4.maddesinde düzenlendiği, buna göre katılımcıların satışa katılarak teklif verebilmeleri için muhammen bedelin —— oranındaki nakdi teminatı maddede belirtilen banka hesabına yatırmaları gerektiği, davacının iş bu teminatı yatırdığı ve ihaleyi kazandığı, şartnamenin 7.1 maddesinde yine teminattan bahsedildiği ihalenin————- tabi olmadığı belirtilerek ihalenin yapılıp yapılmamasında veya dilediğine yapılmasında şirketlerin tamamen serbest olduğu, şirketler yönetim kurulunca ihalenin 15 gün içinde onaylanmaması halinde katılımcıların yatırdığı teminatların iade edileceği, 7.3 maddesinde ihaleyi kazanana ihalenin onaylanmasını müteakip 7 gün içinde tebligat gönderileceği, tebligatın bila tebliğ iade olması halinde tebligat üzerindeki meşruhat tarihinden itibaren 5 gün içinde başvuruda bulunmayan ihale alıcısının hakkının iptal edilerek yatırdığı teminatın irad kaydedileceği kabul edilmiştir. Somut olayda davacıya ihalenin onaylandığının bildirildiği anlaşılmıştır. Satış şartnamesinin 8.2 maddesinde teminat bedelinin yükseltilmesi düzenlenmiş olup buna göre ihaleyi kazanan tarafından ihalenin onaylanmasına ilişkin tebligatı aldığı tarihten itibaren 5 gün içinde teminatı satış bedelinin —- yükseltilerek nakit tutarı ilgili banka hesabına yatırması gerektiği, verilen sürede teminat bedelini —— yükselterek hesaba yatırmadığı taktirde tekliften caymış sayılacağı ve yatırdığı ilk teminat bedelinin irad kaydedileceğinin kabul edildiği, bu madde kapsamında taraflar arasında dosyaya sunulan yazışmaların yapıldığı, davacının — yükseltilecek teminat bedeli için 15 iş günü süre talep ettiği, davalı tarafın —- tarihli yazı ile bu süre talebini kabul ettiği, davacının ——tarihli yazı ile teminatın %10’a tamamlanarak hesaba transferinin yapıldığını bildirdiği anlaşılmıştır. Satış şartnamesinin 9.1 maddesinde teminat bedelini verilen sürede satış bedelinin %10’una yükselten alıcının hisse devri protokolü imzalamak ve satış işlemlerini yerine getirmek üzere teminat bedelinin yükseltilmesini müteakip 5 gün içinde şirket merkezine başvurmak zorunda olduğu, başvuruda bulunmazsa alıcıya satışın yapılıp yapılmayacağı, ek süre verilip verilmeyeceği —– şirketler yönetim kurullarınca değerlendirileceği, 9.2 maddesinde alıcının satış bedelinin %10’u olarak yatırdığı teminat bedeli hariç olmak üzere satış bedelinin kalan kısmını peşin yatırmak istediği taktirde ödemeyi 5 gün içinde yapması gerektiği aksi durumda alıcının satış bedelinin taksitlendirilmesi seçeneğini kullandığının kabul edileceği hususunun düzenlendiği, somut olayda da davacının —–vadeli ödeme teklifi kabul edilip bu tutardan %10 teminat bedeli düşülerek kalan taksitlerin davalının —- tarihli yazısı ile bildirildiği, davacıya hisse devir sözleşmesini imzalamak üzere şartnamede kabul edilen süreye ek 10 gün süre verildiği, —- olarak verilen sürenin son gününün davacının talebi ile bu kez — tarihine uzatıldığı, son olarak—- tarihine kadar süre verilmiş olduğu ancak davacının — tarihli yazısı ilgi tutularak davalı tarafından düzenlenen —– tarihli yazı ile davacının hisse devir protokolünü imzalamayacağını bildirmesi karşısında yatırılan teminatın irad kaydedildiği anlaşılmıştır.
Davacı yan taraflar arasında cayma parası yada cezai şart kararlaştırılmadığını, şartnamede teminatın tamamının irad kaydedilmesini haklı kılacak hiç bir hüküm bulunmadığını, ilk yatırılan teminatın irad kaydı içinde şartların mevcut olmadığını ileri sürmüştür. Satış şartnamesinde düzenlenen ihalenin ———- tabi olmadığı açıkça kabul edilmiştir. Davalı, satış şartnamesi uyarınca ihaleye katılıp kazanan davacının hisse devir protokolünü imzalamaması nedeniyle davacının teminat olarak yatırdığı tutarı irad kaydetmiştir. Davacı irad kaydedilen bu tutarın iadesini talep etmektedir.
TBK 177.maddesinde bağlanma parası 178.maddesinde ise cayma parası ayrı ayrı düzenlenmiştir.
TBK 177.maddesine göre sözleşme yapılırken bir kimsenin vermiş olduğu bir miktar para cayma parası olarak değil sözleşmenin yapıldığına kanıt olarak verilmiş sayılır. Aksine sözleşme veya yerel adet olmadıkça bağlanma parası asıl alacaktan düşülür. TBK 178 maddesine göre cayma parası ise bu hususta sözleşmede hüküm olmak kaydıyla sözleşmenin taraflarına cayma yetkisi verir. Bu durumda parayı veren taraf caydığı taktirde verdiğini bırakır. Açıkça cayma tazminatı olduğu şart edilmedikçe kapora, pey akçesi gibi verilen paralar cayma tazminatı olamayacağından akdi bozmakta haklı olsun yada olmasın onu veren taraf istirdada yetkilidir. Cayma akçesi akdin yapıldığı anda karşı tarafa verilen sözden cayıldığı taktirde karşı tarafta kalması kabul edilen paradır. Bu yasal düzenlemeler doğrultusunda satış şartnamesi incelendiğinde davacının ihaleye katılmak için yatırdığı ilk—teminatın hangi hallerde irad kaydedileceğinin şartnamede hüküm altına alındığı, ancak davacının şartnamenin —paragrafındaki başvuru koşulunu yerine getirmiş olması ve— paragrafındaki teminat bedelinin —— yükseltmesi koşulunu yerine getirmiş olması karşısında yatırdığı ilk teminatın irad kaydı için koşulların bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Bu nedenle aksi görüşteki bilirkişi raporuna itibar edilmemiştir. Davacı teminat bedelini ——- yükselttikten sonra izleyen süreçte hisse devir protokolünü imzalamaktan imtina ettiği için yatırılan tüm teminatlar davalı tarafça irad kaydedilmiş ise de hisse devir protokolünün imzasından cayılması durumunda yatırılan teminatın irad kaydedileceğine ilişkin şartnamede bir düzenleme bulunmamakta olup aksine yatırılan teminat tutarının satış bedeline mahsuben alındığı, davalının yazılarından da açıkça anlaşılmaktadır. Cayma parasının sözleşmede açıkça kararlaştırılması yasa gereği olup aksi halde yapılan ödemenin bağlanma parası (pey akçesi) olarak kabulü gerektiğinden şartnamede cayma parasına ilişkin bir düzenleme olmadığından davacının davalı tarafından irad kaydedilen tutarı talep etme hakkının olduğunun kabulü ile aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN KABULÜNE,
—– dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
2-Karar harcı 160.699,28 TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 40.174,82 TL harcın mahsubu ile bakiye 120.524,46 TL harcın davalılardan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
3-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 40.174,82 TL harcın davalılardan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 50,80 TL ilk masraf, 358,80 TL tebligat ve müzekkere gideri, 6.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 6.409,60 TL yargılama giderinin davalılardan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Davalı tarafça yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-7155 sayılı Kanun ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununa eklenen 18/A maddesinin 13.fıkrası ve yürürlükte bulunan Arabuluculuk Ücret Tarifesi uyarınca hazine tarafından karşılanan 1.320,00 TL.arabuluculuk ücretinin davalılardan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
7-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 106.170,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davacı ve davalı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı ve davalı tarafa iadesine,
HMK 345. Maddesi hükmü uyarınca kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 24/03/2021