Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/490 E. 2022/366 K. 10.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/490 Esas
KARAR NO : 2022/366

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/08/2019
KARAR TARİHİ : 10/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davalı tarafından davacı şirket aleyhine ——özgü haciz yoluyla ilmasız icra takibi başlatıldığını, takibin kesinleştiğini, akabinde—– müracaat edildiğini, anlaşmanın sağlanamadığını, davacı şirketin ——nitelikli ——- bu —- —– olarak parça ürettiğini, davalı tarafla aralarında cari hesap üzerinden süren —- — karşılıklı—–sahibi olduğunu—-davalının sahibi olduğu şirketler —– edilerek davalı şireket satışı konusunda anlaşmaya vardıklarını, anlaşmaya göre davalı tarafın ——– gerçekleştirecek ve müvekkil şirkete satacağını, davacı şirket ise bu satışa ilişkin olarak ödeme yerine geçmek üzere—– makine ile —– tutarında bir— nakit olmak üzere; aralarındaki yılların getirdiği karşılıklı güven ilişkisine dayanarak, henüz satın alacağı —- edilip, kendisine teslim edilmeden önce, yukarıda dökümü —— ) ve nakit parayı vererek, bu ticarete ilişkin kendi edimlerinin tamamını yerine getirdiğini, davacı şirketin bu makinelerin araçlarla sevkiyatlarını yaptığını, hatta bu sevkiyatı yapılan—-..— sahibi olduğu — tarafından, henüz kendi ithalat edimlerini yerine getirip müvekkil şirkete teslim etmeden; — — kain, haricen tespit edebildiğimiz bu kadar olmak üzere başkaca — sattıklarını, Yani , bu satışa ilişkin davacının edimini yerine getirdiği bu —- yapılan satışlarla sabit olup, ihtilaf konusu olmadığını, davacı şirketin — kapsamında vermiş olduğu ve aralarında dava konusu olan– olduğunu, çeklerden dava konusu çekin (—- sayılı dosyası üzerinden … tarafından icra takibine konu edilmesi—- sayılı dosyası —-dosyası üzerinden icra takibine konu edilen ve yasal süresinde itiraz ettiğimiz ve halen —-. Sayılı dosyasında derdest olan ve icra takibinin durdurulmasına karar verilen davamıza konu —- üzerinden icra takibine konu edilen — seri nolu çekin diğer borçlusu olarak —- olması ve kalan bakiyenin ise nakit olarak ödendiği gerçekleri karşında , müvekkilin söz konusu çekleri — kapsamında ödeme yerine kaim olmak üzere teslim ettiği yani edimini yerine getirdiği ve çeklerin ….— sahipleri olduğu grup şirketler yedinde olduğu ihtilafsız olduğunu; Buna karşın davalı tarafın sahibi olduğu —- hiçbirisinin —- etmediğini, davacı şirketin edimlerini tam ve eksiksiz yerine getirmesine karşın kendi edimlerini yerine getirmediği ——- başkaca —– sattığını, —– yerine geçmek üzere kendilerine teslim edilen çekleri , kendileri edimlerini yerine getirmediğinden bedelsiz—- ciro yapmak suretiyle – (açılacak bir menfi tespit davasında verilebilecek tedbirlerin önüne geçmek adına ) ve —- kopmuş olduğunu da bile bile kötüniyetli olarak tedavüle çıkardıklarını, menfi tespit davasında keşidecinin bedelsizlik iddiasının sadece lehtara karşı ileri sürülebileceğinden dava konusu —- vadeli çeki ciro etmek suretiyle , kendi edimlerini yerine getirmeyerek bedelsiz kalmış olan bu çeke karşı, bedelsizlik iddiasında bulunmamızın önünü kesmek adına , bilerek ve isteyerek, davacı şirketi zarara uğratmak —– adına ciro ettiklerini, —– ——- ve yetkililerinin —- olması da—- yapılan işlemlerin muvazaalı olduğunu açıkça ortaya koyduğunu, bu durum medeni kanunun 2.maddesinde vücut bulan “Dürüstlük İlkesine” aykırı olduğu gibi, açıkça Hakkın Kötüye Kullanılması olduğunu, Hakkın kötüye kullanılmasını meri yasalarımız hiçbir şekilde —- almadığı gibi aksine, —– işlemler olarak kabul edildiğini ,
Bahsi geçen —–gerçekleşmemesi üzerine …——-bilinen —- verilen —- değerindeki —- edilmesini talep edilmiş ise de sonuçsuz kaldığını, bir —- dolayı savcılığa suç duyurusunda bulunulduğunu, davaya konu çekin —- ithal edilecek —- için, ödeme yerine geçmek üzere davacı şirket tarafından verildiği, söz — ödemeler karşında herhangi bir ithalatın yapılarak müvekkile bu satıştan kaynaklı edimlerin yerine getirilmediği vakasının sabit olması karşısında , davamıza konu çekin bedelsiz kaldığının, davamıza —- şirketler arasında ve adeta —- cirolarla devredildiği yani hakkın kötüye kullanılması yoluyla 3.kişi yaratılmaya ve bu şekilde bedelsizlik iddiasının önüne geçilmeye çalışıldığının tespit edilerek, öncelikle bu yönden—-takibin iptaline karar verilmesini ;Davacı şirketin haciz tehdidi altında olduğundan dolayı icra takibinin dava sonuna kadar belirlenecek teminat karşılığında tedbiren durdurulmasını, davacının davalıya takibe konu çekten dolayı borçlu olmadığının tespiti ile —-sayılı dosyasında kayıtlı takibin iptaline karar verilmesini, davalının davacı şirketin aleyhine kötüniyetli olarak icra takibi başlatmasının sabit olduğundan davalı aleyhine %20 den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle:
Davanın reddinin gerektiğini, davalı tarafından —– sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu—- icra — başlandığını, davalının , çekte son yetkili hamil konumunda olduğunu, davalının davacının taleplerinin hiçbirinin muhatabı olmadığını, davalının davacının dilekçesinde bahsetmiş olduğu ticari alışverişte hiçbir dahlinin bulunmadığını, davacının kimlerle nasıl bir alışveriş yaptığı konusunda en ufak fikir sahibi olmadığını, davalının borç ilişkisine konu sebepten bağımsız şekilde dava konu çek kendisine ciro edilen iyiniyetli 3. Kişi yetkili hamil konumunda olduğunu, bedelsizlik definin şahsi bir defi olması nedeniyle sadece temel borç ilişkisinin karşı tarafına yöneltilebileceğini, davacının muhatabının temel borç ilişkisini kurmuş olduğu davaya konu çek lehine düzenlenmiş olan —–davalının lehtar ve diğer cirantalarla birlikte hareket ettiği ve kötüniyetli olduğu iddiasının ispata muhtaç olduğunu, çekin iyi niyetli hamil davalı tarafından iktisap edildiğini, şahsi nitelikteki bu def’inin artık davalıya karşı ileri sürülmesi mümkün olmadığını, davacının bedelsizlik yönündeki talebinin muhatabının davalı olmadığını TTK 687 hükmünün davalı için geçerli olduğunu ve uygulanması gerektiğini, davalının iyiniyetli üçüncü kişi yetkili hamil olduğunu,—- kendisine başvurulan kişinin, düzenleyen veya önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya var olan ilişkilere dayanan def’ileri başvuran hamile karşı ileri süremeyeceğini, davalının iyiniyetli olmadığını ve diğer —–ile birlikte hareket ettiği hususunun sadece bir iddia olduğunu, bu iddiaların ispata muhtaç olduğunu, davalının mağduriyetine yol açabilecek hususlar olduğunu, Davalının kendisinden önceki — araştırma yükümlülüğünün bulunmadığını, Davalının iyiniyetle kendisine ciro edilerek verilen davaya konu çeki iyiniyetle aldığını, bunun dışında kendisinden beklenecek bir özen yükümlülüğünün bulunmadığını, ayrıca , davacı tarafından borçlu olmadığının tespiti talebi ile birlikte takibin iptalinin de talep edildiğini, bu yönde talepte bulunmasının menfi tespit davası ile bağdaşmadığını; davacı keşideci borçlunun temel borç ilişkisinden kaynaklı—- nedeniyle çekin iptali ya da takibin iptalini talep etme hakkının olmadığını, davada davalının iyiniyetli 3. Kişi ve yetkili hamil olduğunun düşünüldüğünde kambiyo senetlerinde geçerli olan mücerretlik—- bağımsızlığı ilkelerinin zedelenmesi ve ihlali anlamına geleceğini, davacının haksız surette davalıya ikame etmiş olduğu davasının reddine karar verilmesinin gerektiğini, davalının iyiniyetli 3. Kişi ve davaya konu çekte yetkili hamil olduğunu, davacının kötüniyet tazminatı talebinin reddinin gerektiğini, davalı açısından davalı aleyhine alacağın %20’sinden az olmamak üzere, icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, bu sebeple; fazlaya dair her türlü talep ve hakkı saklı kalmak üzere; davacının davasının ve tüm taleplerinin reddini, tedbir kararının kaldırılmasını, mahkeme aksi kanaatte olması halinde ihtiyati tedbir kararının yeniden değerlendirilmesini, davacının haksız surette ikame ettiği işbu dava nedeniyle alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkumiyetine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ile beyan etmiştir,.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, avans olarak verildiği ve daha sonra bedelsiz kaldığı ileri sürülen— borçlu olunmadığının tespiti ve takibin iptaline ilişkindir.
—-esas sayılı takip dosyasının celb olunarak yapılan incelemesinde; Davalı tarafından dosyamız davacısı aleyhine ” —- %10 tazminat— alacağın tahsili amacıyla kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla icra takibi yapıldığı görülmüştür.
Dava dışı —– temsilcilerini gösterir şekilde —-kayıtları, davacı ——-Dava dışı – yıllarına ilişkin —- —- dairelerinden celbedilmiştir.
Dava dışı şirketin —– yıllarına ilişkin ticari defter ve dayanak kayıtlarının ve tüm dosya kapsamının incelenerek dava konusu yapılan çekin dava dışı şirketin ticari defterlerininde kayıtlı olup olmadığı ve davacı tarafla davadışı — arasında ticari ilişkinin olup olmdığı hususlarında rapor hazırlanması için mali müşavir bilirkişisinden rapor hazırlanmak üzere ——-Mahkemesine talimat sonucunda gönderilen 16/04/2021 tarihli talimat raporunda özetle Dava dışı şirketin ——-defterlerinin usulüne uygun olduğu ve davalı lehine delil niteliği taşıdığı; davalı yan ticari defterlerinde, dava konusu —- nolu —- vadeli çekin defter kayıtlarında olmadığı, dava dışı şirketin — kayıtlarına göre, davacı şirket ile ——–yıllarında ticari ilişkisinin bulunmadığı belirtilmiştir.
Davacı şirketin —- yıllarına ilişkin ticari defter ve dayanak kayıtları ile tüm dosya kapsamının incelenerek tarafların tüm iddia ve itirazlarının değerlendirileceği şekilde rapor alınmak üzere mahkememizce resen seçilecek mali müşavir ve hesap uzmanından oluşan bilirkişi heyetine dosyanın tevdi ile hazırlanan —-Davacı …— yılları hesap dönemi yasal ticari defterlerinin; 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 64-65 maddeleri ve 213 sayılı VUK’nun 215-226 sayılı ticari defterlere ilişkin madde hükümlerine, muhasebe uygulamaları genel tebliğlerine — esaslarda tutuldukları, yevmiye açılış kapanış, defter-i kebir açılışı ve envanter defterleri açılış noter tasdiklerinin kanuni sürelerinde yapılmış oldukları,– lehine delil olma niteliklerinde olduklarının tespit edildiği, davacı … — yılları — hareketlerinde davalı …– kayıtlarının olmadığı görülmüş olup; dava dışı — hesap hareketlerinin ticari defter kayıtlarıyla örtüştüğü ve muavin defterinin davalı aleyhine — borç bakiyesi verdiğinin tespit edildiği, — üstünde olması durumunda; mükellefi bulunulan —— yasaya göre; davacının — toplam satışının 1 adet belge ve — bulunduğu, dava dışı —adet ve tutarda alımını mükellefi bulunduğu— beyan ettiği, tarafların beyanlarının bir biriyle örtüştüğü ve sayın mahkemenin söz konusu vergi dairelerinden celp ettirdiği ve dosya kapsamında görülen beyanlarıyla da örtüştüklerinin tespit edildiği, bu haliyle dava konusu çek sebebiyle davacının dava dışı lehtara karşı borçlu bulunmadığının ticari defterlerinden anlaşıldığı belirtilmiştir.
Davaya konu çek incelendiğinde— bedelli,—numaralı,keşidecisinin davacı şirket olduğu, dava dışı — emrine düzenlendiği ve davalı ….–ciro edildiği görülmüştür.
Dava dışı — celbedilmiş olup incelenmesinde faal olduğu ve tek ortağın ve—olduğu anlaşılmıştır.Dava— nüfus kayıt örneğinden davalının kardeşi olduğu anlaşılmıştır.
.Tüm dosya kapsamından;Dava, — olarak verildiği ve daha sonra bedelsiz kaldığı ileri sürülen ——–çek nedeni ile borçlu olunmadığının tespiti ve takibin iptaline ilişkindir.
Hükme ve denetime elverişli olan bilirkişi raporunda davacı ….——-; 6102 T.T.K. ve 213 sayılı V.U.K.’nun ticari defterlere ilişkin madde hükümlerine uygun esaslarda tutuldukları, açılış kapanış tasdiklerinin kanuni sürelerinde yapıldığı ve onaylı olduklarının tespit edildiği, davacının incelenen — kayıtlarında dava dışı — kayıt görmüş olduğu ve bakiyesinin —olduğunun kayıtlarla örtüştüğü, davacının ticari defter kayıtlarında ve — taraflar arasında —yıllarında herhangi bir hesap hareketlerine rastlanmadığı tespit edilmiştir. Dava dışı —-defterlerinin incelendiği talimat raporunda da ,dava dışı şirketin — yıllarına ait ticari defterlerinin usulüne uygun olduğu ve dava dışı—- defter kayıtlarına göre, davaya konu çekin defterlerine kayıtlı olmadığı ve davacı şirket ile — yıllarında ticari ilişkisinin bulunmadığı tespit edilmiş olsa da davacı tarafından dava dışı şirket adına —döneminde düzenlenen faturanın vergi dairesine — ile beyanda bulunulmuş olup dava dışı şirketinde — ile beyanda bulunduğu ve beyanının davacı beyanıyla örtüşmesi karşısında, dava dışı şirketin defter kayıtlarının aksine taraflar arasında — yılında ticari ilişkinin olduğu anlaşılmış olmakla dava dışı şirketin defter kayıtlarına mahkememizce itibar edilmeyerek kanuna ve usulüne uygun olan davacı defterlerindeki kayıtlara mahkememizce itibar edilerek davacı lehine delil olarak kabul edilmiştir.
Çek bir ödeme aracı niteliğindedir. Bu sebeple mevcut bir borcun tasfiyesi amacıyla verildiği kabul edilir. Özellikle — niteliğinde, doğmamış bir borca yönelik olmak üzere verildiğinin ve bu amacın yerine gelmediğinin, bunu iddia eden tarafından yazılı delillerle ispat edilmesi gerekmektedir. Davacı bu kapsamda ticari defterlerine dayanmıştır. Her iki tarafın tacir olduğu uyuşmazlıklarda —- delil olarak kullanılması mümkündür. Davacı tarafın ticari defter kayıtlarının davacı lehine delil olma niteliğinde olduğu mahkememizce kabul edilmiş olup davacının incelenen—defter kayıtlarında dava dışı —- kayıt görmüş olduğu ve bakiyesinin —olduğunun kayıtlarla örtüşmesi karşısında davacının dava dışı —-bulunmadığı bu haliyle davacının çek lehtarından alacağının olduğu ve davaya konu çekin bedelsiz olduğu mahkememizce kabul edilmiştir.
Davalının, dava dışı —- ortağı ve yetkilisi ile yakın —-bağının —- bulunması sebebiyle davacı ve dava dışı şirket arasındaki ilişkiyi bilecek olup(TK md. 690 gereği uygulanması gereken TTK md. 599 hükmü anlamında) temel ilişkiden kaynaklanan savunmaları — bilmediğini ileri sürmesi hayatın olağan akışına aykırı olup, dava dışı(lehdar)—- davalıya —- dava konusu çekin ciro edilmesi nazara alındığında—– bulunan hamilin iyiniyet iddiasında da bulunamayacağı—- sayılı ilamı) ve bu durumun tek başına bilerek davacının zararına hareket olgusunun ispatı için mahkememizce yeterli görüldüğünden davanın kabulüne, davacının —- nedeniyle ve — bedelli çek nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine, davalının takibe geçmede haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılmakla 29.342,76 TL nin %20 si oranında kötüniyet tazminatının davacı lehine davalıdan tahsiline karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜNE,
1-Davacının —- Esas sayılı icra takibi nedeniyle ve—- bedelli çek nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine,
2-Davalının takibe geçmede haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılmakla 29.342,76 TL nin %20 si oranında kötüniyet tazminatının davacı lehine davalıdan tahsiline,
3-Karar harcı 1.810,22 TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan —- harcın mahsubu ile bakiye— harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 44,40 TL başvurma harcı ve 452,56 TL peşin harç olmak üzere toplam—- harcın davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Davacı tarafından yapılan —- bilirkişi masrafı, ‭—-tebligat gideri olmak üzere toplam 2.471,20 TL’nin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli — göre belirlenen—- vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-7155 sayılı Kanun ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na eklenen 18/A maddesinin 13.fıkrası ve yürürlükte bulunan —— ücretinin davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
9-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
HMK 345. Maddesi hükmü uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.