Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/49 E. 2021/114 K. 16.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/49 Esas
KARAR NO : 2021/114

DAVA : Alacak (Havale Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/06/2016
KARAR TARİHİ : 16/02/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Havale Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı vekili mahkememize ibraz ettiği dava dilekçesi ile; taraflar arasında——- bulunduğunu, davalı şirket tarafından tanzim edilen faturalarda müvekkili şirketin kullandığı ———— ayrı ayrı belirtilmek suretiyle davacı şirketin—– ilave edildiğin ve fatura bedellerinin davacı şirket tarafından ödendiğini, belirtilen ödemenin haksız olduğunu belirterek, — dönemindeki davacıdan fazladan tahsil ———— bedellerinin her bir fatura için, fatura ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte davalıdan— her bir fatura için fatura ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; —-dava konusu olay tarihinde 6446 sayılı————— kapsamında lisanslı olarak satış faaliyeti —- konumunda olduğunu, davacı ile karşılıklı olarak akdedilmiş —— Sözleşmesi” kapsamında Davacı’ya——- tarafından ———edilmeye başlandığını, müvekkil şirket kayıp kaçak bedellerini kendi nam ve hesabına tahsil etmediği için öncelikle pasif husumet itirazında bulunduklarını, 6719 sayılı kanun ile değişik —— kayıp kaçak bedelleri ve dağıtım tarifesi ile tahsil edilecek bedeller yoruma yer verilmeyecek şekilde düzenlenmiş,——–ve mahkemeleri bağlayıcı nitelikte olduğunu, müvekkil şirket tarafından tahakkuk ettirilen bedeller tamamen yürürlükte bulunan mevzuat hükümlerinin gereği olarak tahsil edildiğinden davacının talebi hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davacı bir tacir olarak süresi içinde faturalara itiraz etmediğini, kayıp kaçak bedellerinin yanı sıra iadesi istenen sayaç okuma bedeline ilişkin talebin de yasal dayanağının bulunmadığını, bu nedenlerle haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddini, yargılama gideri ve vekalet ücretini karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir..
İNCELEME ve GEREKÇE:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle taraflar arasında akdedilen ——tarihine kadar davalı —————şirket tarafından tanzim edilen faturalarda müvekkili şirketin kullanmış olduğu enerji bedeli haricinde ——- faturalara ilave edildiğini ve müvekkilinin ödemek zorunda kaldığını ancak kötüniyetli kullanıcılar—–kaynaklanarak ortaya çıkan kayıp kaçak miktarlarının müvekkilinin hiç bir kusuru olmadığı halde faturalara yansıtılmasının hakkaniyete ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek —— fatura ile müvekkili şirketten tahsil ——kayıp-kaçak bedelinin her bir fatura için fatura ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek reeskont—- okuma bedeli olarak tahsil ———— her bir fatura için fatura ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.
Dosyanın tevzi olduğu İstanbul —Asliye Ticaret Mahkemesinin ——– sayılı ilamında davacı vekilinin dosyaya sunduğu 21.06.2016 günlü dilekçesiyle davanın konusu olan taraflar arasındaki hukuki ilişkinin kaynağının çözümlenmesi için sözleşmede ——- yetkili olarak gösterildiğini belirterek dosyanın yetkili —-Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemelerine gönderilmesinin talep edildiğini, dosyaya sunulan abonelik sözleşmesinin 15.maddesi gereğince tarafların söz konusu sözleşmeden doğacak ihtilafların çözümünde —- Mahkemeleri ve İcra Müdürlüklerini yetkili kıldıklarını, taraflar arasındaki somut davada yetki sözleşmesiyle— Mahkemeleri yetkili kılındığından davaya bakmaya yetkili ve görevli mahkemenin — Mahkemeleri olduğundan yetkisizlik sebebiyle dava şartı bulunmadığından dava dilekçesinin usulden reddine karar verildiği, MAhkeme ilamının kanun yoluna başvurulmaksızın kesinleşerek Mahkememize gönderildiği görülmüştür.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;Dava, aboneden tahsil edilen kayıp kaçak ve diğer bir kısım bedellerinin haksız tahsil edildiği iddiası ile istirdadı talebine ilişkindir.
Yetki sözleşmesi tacirler veya kamu tüzel kişileri arasında yapıldığı takdirde HMK’nun 17. maddesi uyarınca geçerlidir. Yalnızca tacirler ve kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek uyuşmazlık hakkında bir veya birden fazla mahkemeyi yetkili kılabilir. Bu yeni düzenleme, 01/10/2011 tarihinden sonra açılacak davalar bakımından uygulanmakla birlikte, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 19. maddesinin 2. bendi “Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz.” hükmünü içermektedir.
Mahkemece re’sen yetkisizlik kararı verilebilecek haller, dava şartı olan, kesin yetki halleridir. HMK’nın 18. maddesi kesin yetkinin olduğu hallerde tarafların yetki sözleşmesi yapamayacaklarını açıkca düzenlemiştir. Bu nedenle yetki sözleşmesi kesin yetkinin olduğu hallerde yapılamaz. Yetki sözleşmesinin yapılmış olması da re’sen yetkisizlik kararı verilebilecek hallerden değildir. (–. HD —— vb)
Somut olayda davacı vekilinin 20/06/2016 tarihli dilekçesi ile taraflar arasındaki hukuki ilişkinin kaynağı olan sözleşmede tarafların— mahkemelerini yetkili olarak belirlemiş olduklarından HMK nın 19. Maddesi gereği dosyanın — Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesi talep edilse de dava dilekçesi ve tensip zaptının davalı tarafa tebliğ edilmediği ve cevap dilekçesinin ve davalı tarafça yapılan yetki itirazının bulunmadığı anlaşılmakla verilen yetkisizlik kararının usule uygun olmadığı ve yetkisizlik kararının kanun yolundan geçmeyerek kesinleşmesi nedeniyle Mahkememizce bağlayıcı olmadığı, bu hali ile yargılamaya davanın ilk açıldığı Mahkeme tarafından devam olunması gerektiği yönünde oluşan tam ve bağımsız vicdani kanaat ile aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Dosya kapsamı dikkate alınarak yetkisizlik kararı veren mahkemenin yetkili olduğu anlaşılmakla mahkememizin yetkisizliği nedeni ile DAVANIN USULDEN REDDİNE ,
2- Karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın yetkili İstanbul—–. Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine,
3- Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin HMK 323 ve 331 Maddeleri uyarınca yetkili mahkeme tarafından değerlendirilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.