Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/475 E. 2020/108 K. 30.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/475 Esas
KARAR NO : 2020/108

DAVA : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/08/2019
KARAR TARİHİ : 30/01/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinden özetle; davacı … ile davalı ————. arasında, Burhaniye ———-. Noterliğinde noter huzurunda ——yevmiye numaralı —- Karşılığı İnşaat Sözleşmesi imzalandığını, sözleşme uyarınca —- parselde bulunan binanın yıkılıp oluşacak parsel üzerinde davalı şirket tarafından, imar durumuna uygun bina yapılmasının kararlaştırıldığını , söz konusu sözleşme uyarınca yüklenicinin, kat maliklerine, dairelerin boş olarak teslim edildiği andan inşaatın tamamlanarak teslim edildiği ana kadar olan zaman için aylık —- kira ödemesi yapması gerektiğini, sözleşme ile belirlenmiş olan —- inşaat süresinin —-sona erdiğini, ancak inşaatın tamamlanması ve kat maliklerine teslimin —- ayında gerçekleştiğini ve kat maliklerince geçici kabul yapıldığını, anahtar tesliminin sözleşmede düzenlendiği,— alımını da kapsadığı,—–alımının henüz gerçekleşmediği ve kat maliklerince kesin kabulün henüz yapılmadığı, bu sebeple, müvekkilinin—- alımı gerçekleşene kadar kira ve cezai şart ödemesi talebinde bulunma hakkının olduğunu, ancak müvekkilin iyi niyet göstererek inşaatın tamamlanıp dairenin kendisine teslim edildiği nisan ayından itibaren herhangi bir ödeme talebinde bulunmadığını, davalı şirketin, —– olarak ödemesi gereken 2.500,00 TL kira bedellerini ödemediğini, yalnızca — miktarında kısmi ödemeler yapıldığını, müvekkilinin davalıdan alacağı toplam kira bedelinin,—– ayından itibaren yapılan ödemeler düşüldükten sonra- —- olduğunu, davalı/borçlunun —tarihinde borca itiraz etmiş olması sebebiyle icra takibinin durdurulmasına karar verildiğini, davalı/borçlunun itiraz dilekçesinde belirtmiş olduğu gibi, davalı şirket ile davacı müvekkil arasında kira bedelinin düşürülmesine ilişkin herhangi bir mutabakat bulunmadığını, davalı/borçlunun tacir olması sebebiyle faiz konusunda yapmış olduğu itirazların yersiz olduğunu, davanın kabul edilerek davalı/borçlunun İstanbul Anadolu —–. İcra Müdürlüğü —-. sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın —– ve ferileri yönünden iptaline ve takibin bu miktar üzerinden işleyecek ticari faiziyle birlikte devamına; itirazında haksız ve kötüniyetli borçlu aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına; yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE :
Dava, kat karşılığı inşaat sözleşmesine dayanılarak ödenmesi gereken kira bedelinin tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacının gerçek kişi olması nedeniyle Mahkememizce davacının tacir olup olmadığının araştırılmasına gidilmiş ve İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğüne yazılan müzekkereye verilen cevabi yazıda, davacı …’nin, gerçek kişi ticari işletme kaydının bulunmadığının bildirildiği, ——– yazılan müzekkereye verilen cevabi yazıda davacının oda kaydının da olmadığı bildirildi.
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunun 4.maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için ya uyuşmazlık konusu işin, tarafların her ikisinin birden ticari işletmesi ile ilgili olması yada tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesi ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunun veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesinin bakacağı yönünde düzenleme bulunması gerekir.
Diğer taraftan 6102 sayılı TTK’nın 19/2 maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri içinde ticari iş sayılması davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira, 6102 sayılı TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar dışında, ticari davayı ticari iş esasına göre değil ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
6335 Sayılı Kanununun 2.maddesi ile değişik 6102 Sayılı TTK ‘nın 5.maddesi uyarınca ticari davalar Asliye Ticaret mahkemelerince görülerek karara bağlanır. Diğer taraftan aynı düzenleme gereğince, Asliye Ticaret Mahkemeleriyle diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki 6762 Sayılı Türk Ticaret Kanunununda ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 6335 Sayılı kanunla yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil görev ilişkisidir. Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 sayılı HMK’nın 1.maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemelerce ve istinaf aşamasında Bölge Adliye Mahkemeleri tarafından re’sen incelenir. Bu kuralın tek istisnası 6335 Sayılı Kanununun 2.maddesi ile değişik 6102 Sayılı Türk Ticaret kanununun 5/(4). maddesinde düzenlenmiş olup, buna göre yargı çevresinde ayrı bir Asliye Ticaret Mahkemesi bulunmayan yerlerde Asliye Hukuk Mahkemelerine açılan ticari davalarda görev kuralına dayanılmamış olması Asliye ticaret mahkemesine görevsizlik kararı verilmesini gerektirmeyecektir. Başka bir anlatımla, yargı çevresinde Asliye Ticaret Mahkemesi bulunmayan yerlerde bir ticari uyuşmazlığın çözümü için Asliye Hukuk Mahkemesine genel mahkeme sıfatıyla dava açılması halinde mahkemece görevsizlik kararı verilmeksizin işin görülmesi gerekir. Buna karşılık kanun aksi durumu düzenlememiş olduğundan Asliye Hukuk Mahkemesinin ticari olmayan bir davayı Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla görmüş olması kararın kaldırılmasını gerektirecek bir usule aykırılık halini oluşturmaktadır.
Eldeki dosya içerisinde bulunan tüm belge ve sözleşmeler incelendiğinde davacının talebi olan bedelin taraflar arasında düzenlenmiş gayrımenkul satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesine dayandığı, bu durumda dava konusu talebin dayanağı bir kira ilişkisi değil, gayrımenkul satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesi ve bu sözleşmede düzenlenen yan hükümler olduğu açıktır.
Somut olayda, davacı tacir olmadığından TTK’nın 4.maddesi uyarınca ticari dava niteliğinde bulunmayan uyuşmazlığın dava tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK’nın 2.maddesi uyarınca genel hükümlere göre asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiğinden Mahkememizin görevsizliğine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. (Yargıtay —— Hukuk Dairesi’nin —– Esas ve —- sayılı kararı, Yargıtay —- Hukuk Dairesi’nin —- Esas —- sayılı kararı, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi —– Hukuk Dairesi’nin—- tarihli —-Esas, ———- Sayılı kararı)
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın görevsizlik nedeniyle dava şartı yokluğundan usulden REDDİNE,
2-Görevli mahkemeninin İstanbul Anadolu Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğuna,
3-HMK 20. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra 2 haftalık süre içerisinde talep edilmesi halinde dosyanın görevli İstanbul Anadolu Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine belirtilen süre içerisininde dosyanın gönderilmesi için talepte bulunmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına,
4-HMK’nun 331/2 maddesi uyarınca yargılama giderleri ve vekalet ücretinin görevli mahkemede değerlendirilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda verilen kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça anlatılıp usulen anlatıldı.