Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/473 E. 2022/432 K. 31.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/473 Esas
KARAR NO : 2022/432

DAVA : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali)
DAVA TARİHİ : 05/08/2019
KARAR TARİHİ : 31/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: —-dava dışı —- yetkilisi olarak tanıtan —, müvekkili şirketin işyerine gelerek bir takım malzeme aldığını, karşılığında —- bedelli, keşidecisi — olan çekle ve bir takım başka çeklerle ödeme yaptığını, müvekillinin öncelikle aldığı çekin sahteliğini kontrol ettiğini, sonrasında ilgili bankadan çek keşidecisinin dönen çekleri olup olmadığını araştırdığını, gelen olumlu cevap üzerinde de bahse konu çeklerle ödemeyi kabul ettiğini, çekin vadesi gelmeden evvel, dava dışı şahıs — tekrar davacıya geldiğini ve —– bedelli bir çekin fotokopisini verdiğini, bununla yeni ürün almak istediğini, bu son çekten şüphelenen müvekkilin, çekteki cirantalardan birini tanıması sebebiyle kendisine ulaştığını, çekin —edilerek ödenmiş bir çek olduğunu öğrendiğini ve dolandırıldığını anladığını, müvekkilin dolandırılmasında davalı bankaların ihmal ve kusurunun büyük payı bulunduğunu, dava konusu çekin davalılardan —- ibraz edildiğine ve keşide günü ödeme yapıldığına dair arkasında ödendi kaşesinin vurulması gerektiğini, çekin ödemesi yapıldıktan sonra her iki davalının da 5411 yasası uyarınca en az on yıl müddetle çeki saklamak yükümlülüğü bulunduğunu, ayrıca hem çekin ibraz edildiği bankanın hem de çek yaprağının verildiği bankanın çek yaprağını korumak ve bu tür dolandırıcılıklara karşı yeterli önlemleri almaları gerektiğini, dava konusu çeklerin sahte çek yaprağı olmadığını, kambiyo vasfında da olmadıklarını, çekin evvelki yıllarda bankaya ibraz edildikleri ve çekteki keşideci dahil cirantaların ödeme yükümlülüklerini yerine getirmiş olduklarını, dolandırıcılık sebebiyle —–.—-soruşturmaları devam etse de davalılara—– numaralı ihtarnamelerinin gönderildiğini, akabinde hem davalılar aleyhinde hem de dava dışı ———– dosyası ile icra takibi başlatıldığını, itirazın iptaline ve —- dosyasından takibin devamına, haksız ve kötüniyetli olan borçluların % 20’den az olmamak şartıyla icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı —özetle: davaya konu çekin diğer davalı —- takas suretiyle tahsil edilmek amacıyla ibraz edildiğini, 5941 sayılı Kanun uyarınca —–çek takas ve mutabakat faaliyetlerinin yürütüleceği kurum olarak kabul edildiğini, takas süreci ele alındığında müvekkil bankanın kusur ve sorumluluğunun olmadığının görüleceğini, — sisteminde muhatap —-ödemelerin, —–bankaya ilettiği çekin——ışığında gerçekleştirildiğini ve çek aslının müvekkili banka nezdinde bulunmadığını, takas süreci sonucunda müvekkili banka tarafından —-işbu davaya konu çekin,—— zilyetliğinde iken çalındığını, müvekkili bankanın kusur sorumluluğu ve illiyet bağının bulunmadığını, çekin ödenmiş olduğuna ilişkin konulması gereken şerhin, çekin ibraz edildiği banka olan — tarafından konulması ve çekin saklanması gerektiğini, çekin — tarihinde— merkezi aracılığı ile ibraz edilmiş olduğunu, çek bedelinin — takas sistemi içinde ödendiğini, bankalarca imzalanan — gereğince, çek aslının ibraz edildiği — saklandığını, haksız ve mesnetsiz davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı —. Vekili cevap dilekçesinde özetle: müvekkili bankanın — merkezinde, muhtelif yıllara ait müvekkili bankanın takasında işlem gördüğünü, tahsil olmuş ve işlemleri tamamlanmış çeklerin muhafaza edildiğini, —- bazı çeklerin yerinde olmadığının anlaşılması üzerine konu ile ilgili olarak savcılığa suç duyurusunda bulunulduğunu — numaralı dosya kapsamında (— soruşturmanın halen devam ettiğini, soruşturma dosyasından, müvekkili bankanın arşiv merkezinden çalınan çeklerin bilgileri döküm halinde, savcılığın —- tarihli müzekkere yazısı ekinde ——- ulaştırıldığını, davaya konu olan ve davacının —- sattığı mallar karşılığında kabul ettiği çekin keşide tarihinin —- göründüğünü, —- tarafından bildirim yapılmasından çok sonra çekin ödeme gününün geldiğini, bu itibarla, davacının, bahse konu çekleri araştırma gereği duymadığını ve kendi çalıştığı bankasından dahi çeklerin sorgulamasını yapmadığını, davacının iddia ettiği zararın, kendi kusurundan kaynaklandığını, davanın görülebilmesi için davacı tarafından öncelikle dava dışı—– yollara başvurması, icra takibi veya davanın semeresiz kalması, yani borç ödenmeden aciz —- alınması gerektiğini, davacının ürünlerini sattığı firmaya karşı takip yapmadan ve tüm hukuki yolları tüketmeden müvekkil banka aleyhine herhangi bir talepte bulunamayacağını, davanın — edilmesini, hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine, haksız ve kötü niyetli olarak icra takibi başlatılması nedeniyle davacının % 20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, hukuki niteliği itibari ile; İİK.nun 67.maddesinde düzenlenen itirazın iptali davasıdır.
7155 sayılı Yasa ile 6102 sayılı Yasaya 5/A maddesi eklenerek ticari davalarda arabuluculuk dava şartı haline getirilmiş olup, mahkememizdeki dava —-tarihinde açılmakla davacının dava şartı arabuluculuk koşulunu yerine getirdiği görülmüştür. Aynı Yasa ile 6325 sayılı Kanuna dava şartı arabuluculuk başlığı ile 18/A maddesi de eklenmiş olup bu madde uyarınca yapılan incelemede davacının arabulucuya başvurduğu, yapılan toplantıya tarafların katıldığı, yapılan toplantı neticesinde tarafların anlaşamadıklarına ilişkin arabuluculuk son tutanağının da düzenlenmiş olduğu görülmüştür.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip, deliller toplanmıştır.
—- sayılı dosyası UYAP sisteminden alınmış, yapılan incelemesinde; davacı alacaklı tarafından davalılar aleyhine — asıl alacak—– alacağın tahsili için takip başlatıldığı, takip dosyasında ödeme emrinin tebliği ile davalıların süresinde takibe itiraz ederek borcunun bulunmadığını bildirdikleri, itiraz dilekçelerinin davacı tarafa tebliğ edilmediği, mahkememizde açılan davanın süresinde olduğu tespit edilmiştir.
—-. sayılı dosyası, —–sayılı Soruşturma Dosyasına ilişkin belgeler, —- Sayılı dosyası dosyamız arasındadır.
— Soruşturması nolu dosyasında Mahkememize yazılan—- tarafından yürütülen soruşturma evrakında —ait —- edilip ödenmiş olan çeklerin, —- bulunan ——- çalınıp keşide tarihlerinin değiştirilip piyasaya sürüldüğünün anlaşılması üzerine —- şikayet dilekçesi verildiği, bu şekilde çalınan — civarında olduğunun anlaşıldığı, çekleri çalan şüpheli şahısların keşide tarihlerini değiştirip— sürdükleri, (…) Soruşturma konusu olan bir kısmı daha önceden çeşitli bankalara takas yolu ile ibraz edilmiş çeklerin, ödendikten sonra ——– durmaktayken usulüne uygun iptal edilmediği, (…) Piyasaya sürülen çeklerin —– edilmek için çeşitli bankalara ibraz edildiği ve birçok İcra Müdürlüklerine tahsile konulduğu icra takibi yapıldığı ve çeklerdeki keşideci ve cirantalar aleyhinde ihtiyati hacizler uygulandığı (…)” belirtilmiştir.
——tarihli bilirkişi kök raporunda; — Kanunu’na göre davalı kıymetli evrakın güvenli şekilde saklanması sorumluluğunu yerine getirmemiş olmasına rağmen; davacının davaya konu çeki edinme tarihinden önce ——- kuruluşlarına çek hırsızlığı ve çalınan çek dökümlerini göndererek, çeklerin tekrar tahsil edilmeye çalışmasını engelleyici sorumluluğunu yerine getirmiş bulunmaktadır. Davalının bu süreçdeki zarardan dolayı sorumluluğunun kısmi olduğu kanaati edinilmiştir.”, —- tarihli bilirkişi ek raporunda ise; “(…) Çekin tahsil edilmesinden sonra ise herhangi bir yasal düzenleme bulunmayıp her kurum tahsil olan ve arşivlediği kıymetli evrakı kendi iç yönetmelikleri uyarınca güvenli bir şekilde 10 yıl saklama yükümlülüğü bulunmaktadır. Uygulamada ödenen çek için kullanılan yöntemler, çekin delinmesi, ödendi kaşesi vurulması ve çek üzerinde bulunan bilgiler bazında ödenen çekler listesi oluşturulmasıdır. — geri alma ve çekin yeniden tedavüle girmesinde sorumluluğu bulunmamaktadır. (…) Uygulamada tacir olan—- hakkında ticaret odası kayıtlarını, ortaklık, kuruluş tarihi, imza yetkilendirmesi —— yapması, çekin üzerindeki tahsil tarihinin 2018 yılına ait olmasına karşın, çekin basım tarihi olarak 2014 yılı olmasından dolayı çek hakkındaki istihbaratını derinleştirmesini, çekin arkasında ciranta olmasından faydalanarak cirantalarla ticari akışın nasıl sağlandığının teyit edilmesi, çek keşidecisinin istihbaratının piyasadan yapılması, çek keşidecisinin istihbaratının bankadan yazılı olarak yapılması (…).” şeklindedir.
—– Esas sayılı dosyasından alınan kök ve ek rapor da incelenmek suretiyle söz konusu olayda davalıların sorumluluğunun bulunup bulunmadığı, kusur ve ihmallerinin bulunup bulunmadığı, davacı şirketin çek bedelinin davalılardan talep edip edemeyeceği hususunda rapor alınmıştır.
Bilirkişi —-tarafından hazırlanan kök bilirkişi raporunda özetle: Davalı —yönünden; dava konusu çekin davalı— elinde ve koruması altındayken çalındığı ve üzerinde tahrifat yapılmak suretiyle piyasaya tekrar sürüldüğü konusunda uyuşmazlık bulunmadığı, daval—— Başsavcılığı’na yapılan şikayet ve açılan soruşturmaya ilişkin belgelerden, davalı bankanın —- çekin çalındığı ve üzerinde—– yapılarak piyasaya tekrar sürüldüğünün anlaşıldığı, takas işlemleri sonuçlanan ve kendi uhdesinde kalan çeklerin üzerine davalı banka tarafından tahsil kaydı veya benzer bir şerhin konulmadığı, —–yükümlülüğü altında olan davalı bankanın, kendi uhdesinde tutulması ve saklanması gereken bu tür kıymetli evrakın çalınmasında ihmalinin olduğu, birlikte dikkate alındığında, takdiri Mahkemeye ait olmak üzere, oluşan zararın asli sorumlusunun davalı—- dosyasında, davalı ——-elinde ve koruması altında bulunan çeklerin çalınması, ayrıca takasa ibraz edilip ödenmiş çek yaprakları üzerine ödendiklerine dair herhangi bir kayıt koymaması nedeniyle adı geçen bankanın sorumluluğunun bulunduğu değerlendirildiği, ancak davalı bankanın çalınan çek bilgilerini savcılık aracılığıyla —-kuruluşlarına göndererek sorumluluğunu yerine getirdiği yönündeki değerlendirmesine ise iştirak etmediğini, ayrıca, —- ve ——— davacının çeki sorgulamaması nedeniyle sorumlu tutulmasına da iştirak etmediğini, davalı — sadece dava konusu çekin takas siteminden provizyon işlemlerin sonuçlandırıldığı, takas sistemi kapsamında dava konusu çek, diğer davalı –. tarafından takasa ibraz edildiğinden, davalı —etme yükümlülüğü bulunmadığı, bu durumda, adı geçen bankanın oluşan zarardan sorumlu tutulamayacağı, davacı —–Bakımından; dava konusu çek karşılığında mal satışı yapan davacının, dava dışı çek hamili ile ilk defa ticari ilişkide bulunduğu, bu durumda basiretli bir tacir olarak davacının, riskleri en aza indirmek için, ticari ilişkin diğer tarafı hakkında araştırma yapmak ve ibraz edilen çekin keşidecisi ve cirantalarının ödeme gücü konusunda istihbarat yapmak gibi tedbirler almak zorunda olduğu, davacının beyanlarından, çalıştığı bankadan sadece dava konusu çekin keşidecisi hakkında istihbarat yapıldığı ve olumsuz bir durumun bulunmaması nedeniyle de çekin işleme alındığının anlaşıldığı, söz konusu istihbarat şeklinin, piyasada faaliyet gösteren küçük ve orta ölçekli firmalarda çok yaygın bir uygulama olduğu, çek keşidecisinin çeklerinin daha önce yazılmamış olmasının, çekin istihbarat için yeterli olduğu, ancak davacı tarafından, ticari ilişkinin diğer tarafı hakkında araştırma yapılmadığı, bu bakımdan oluşan zarardan, takdiri Mahkemeye ait olmak üzere, davacının da hafif bir sorumluluğunun bulunduğu belirtilmiştir.
Taraf vekillerinin rapora yönelik itirazlarının değerlendirilmesi amacıyla bilirkişi ek raporu alınmıştır.
Bilirkişi ek raporunda özetle; davacı ve davalı tarafların beyan ve itirazları değerlendirilerek kök raporda belirtilen görüşlerinde bir değişiklik olmadığı belirtilmiştir.
Tüm dosya kapsamından; davanın davacı tarafça dava dışı— ilişki kapsamında alınan —keşide tarihli ve — bedelli çekin davalı —edilerek tahsili sonrası bankanın —çalınıp yeniden tedavüle konulması neticesinde davacının tahsil edilmiş çeke yeniden hamil olmak suretiyle zarara uğradığı iddiasıyla çek bedelinin tahsiline ilişkin başlatılan—– dosyasına davalı taraflarca yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkin olduğu,
dava konusu çekin davalı——ait, keşidecisi —–çek no.lu, —- bedelli çekin ——-. emrine düzenlenen çekin, davalı —–tarihinde ibraz edildiği ve çekin arkasında ——bulunduğu, 
Davalı —- tarafından dava dosyasına sunulan banka kayıtlarına göre; —- tutarlı dava konusu çekin, takas sisteminden — tarihinde ödendiği,
Diğer davalı— tarafından mahkememize yazılan— tarihli yazıda ise; dava konusu— bankanın —– tarafından 30.09.2014 tarihinde tahsil edildiği,
Davacının elinde bulunan — düzenlenme tarihinin — olarak düzeltildiği, çekin arkasında sırasıyla; 1) ——-, 2) —- cirolarının bulunduğu,
Davacı tarafın çekte cirosu bulunmamakta ise de; bilindiği gibi çekte hamil olmak için çeki elinde bulundurmak yeterli olup, dava konusu çekin davacı tarafça icra takibine konulduğu,
Davalı—– banka ise de; çekin —— edildiği, bu bankanın çek tahsil edildiği halde ——— vurmadığı ve kendi ——– merkezinde çalındığı çeklerle ilgili olarak —yeniden tedavüle konulan çekle ilgili olarak herhangi bir kusurlu fiilinin bulunmadığı kanaatine varılmış ve davalı —- yönünden açılan davanın reddi gerekmiştir.
Davalı —- çeke tahsil kaşesi vurmadığı, kendi —- çeklerin korunması için yeterli önlemi almadığından çeklerin çalındığı, çeki saklama konusunda özen yükümlülüğünü de ihlal ettiğinden çek bedelinin tamamından sorumlu olduğu, her ne kadar bilirkişi raporunda davacı tarafından, ticari ilişkinin diğer tarafı hakkında araştırma yapılmadığı, bu bakımdan oluşan zarardan davacının da hafif bir sorumluluğunun bulunduğu belirtilmişse de çek bir ödeme aracı olduğundan esasen bankaların en azından çek garanti bedellerini ödemeyi taahhüt ettiği ve araya birden fazla borçlu cirosu girerek alacaklıya her birini takip imkanı sunduğu gözetildiğinde ticari hayatta nakit para dışındaki en güvenilir alışveriş yollarından biri olduğu, hal böyle olunca davacının ilk defa ticari ilişki kurulmuş şirketten sadece çek almasının kusura sebebiyet verdiği görüşüne iştirak edilmediği, çekin eski tarihli olup —- kolayca sorgulama imkanı olmadığı, bunun yanında çekte yapılan tahrifatların senet üzerinden anlaşılabilmesinin mümkün görünmediği, çekte bir çok ciro bulunması ve en önemlisi “takas kapsamında ödenmiştir” şerhinin bulunmaması sebebiyle davacının çekten şüphelenmeyerek bankaya çeki ayrıca sormamasının kusuruna sebebiyet vermeyeceği kanaatine varıldığı, zira davalı——çeki saklamak için yeterli önlemleri alarak çekin çalınmasına sebebiyet vermese —– yeniden tedavüle konularak davacı eline geçmeyeceği anlaşıldığından davalı— tam kusurlu olduğu kanaatine varılmış ve davanın bu davalı yönünden asıl alacak miktarı olan—- kabulüne, söz konusu çek çalıntı bir çek olmamış olsaydı, davacı tarafından 30.03.2018 tarihinde tahsil edilebileceği, bu durumda, davacı tarafından davalılara 09.03.2018 tarihinde ihtarname keşide edilmiş olmakla birlikte, söz konusu çek için talep edilebilecek faizin hesaplanmasında, faiz başlangıç tarihi olarak 30.03.2018 keşide tarihinin esas alınması gerektiği, davacı tarafından, —yayımlanan —üzerinden faiz talep edildiğinden, taleple bağlı kalınarak faiz hesaplaması yapılacağı, bilirkişi tarafından raporda bu şekilde yapılan hesapta faizin 199,31 TL olarak hesaplandığı, bu nedenle işlemiş faiz miktarının 199,31 TL olması nedeniyle bu bedel üzerinden takibe yönelik itirazın iptalinin, bakiye talebin reddinin gerektiği —, söz konusu alacak likit olsa da davalıların söz konusu zarardan sorumlu olup olmadıkları, tarafların kusur oranı ve kusur durumları yargılamayı gerektirdiğinden davacı tarafın icra inkar tazminat talebinin reddine, davacı taraf takip başlatmakta haksız olmadığından davalı tarafın kötü niyet tazminat talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜNE,
1-Davalı —-açısından açılan davanın reddine,
2-Davalı —- yönünden açılan davanın kısmen kabulüne,
Davalının —-dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin 10.000,00 TL asıl alacak, 199,31 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 10.199,31 TL üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık % 8,75 oranında ve değişen oranlarda reeskont faizi işletilmesine,
2-İcra inkar tazminat talebinin reddine,
3-Davalı tarafın kötü niyet tazminat talebinin reddine,
4-Karar harcı 696,71 TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 170,78 TL peşin harç ve 4,06 TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 174,84 TL harcın mahsubu ile bakiye 521,87 TL harcın davalı —– tahsili ile hazine adına irad kaydına,
5-Davacı tarafından dava açılırken peşin olarak yatırılan 44,40 TL başvurma harcı, 170,78 TL peşin nispi harç, 4,06 TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 219,24 TL’nin davalı— tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 108,00 TL tebligat ve müzekkere gideri, 600,00 TL bilirkişi masrafı olmak üzere toplam 708,00 TL yargılama giderinin davalı—- tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
7-Davalı —–tarafından yapılan bir yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
8-Davalı —tarafından yapılan 17,40 TL yargılama giderinin davacı taraftan tahsili ile davalı tarafa ödenmesine,
9-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli —–esaslara göre belirlenen 5,1000 TL vekalet ücretinin davalı davalı—-alınarak davacıya verilmesine,
10-Davalı —- kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli —— esaslara göre belirlenen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı—– verilmesine,
11-7155 sayılı Kanun ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na eklenen 18/A maddesinin 13.fıkrası ve yürürlükte bulunan Arabuluculuk Ücret Tarifesi uyarınca — arabuluculuk ücretinin davalı —tahsili ile hazine adına irad kaydına,
12-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekili ve davalı —- vekilinin yüzüne karşı, davalı —– vekilinin yokluğunda kararın taraflara tebliğinden 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.