Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/461 E. 2020/386 K. 15.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/461 Esas
KARAR NO : 2020/386
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 31/07/2019
KARAR TARİHİ: 15/09/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin inşaat alanında faaliyetini sürdürdüğünü, davalı ile inşaat sektörü kapsamında ticari faaliyette bulunduğunu, bu kapsamda davalı tarafa —– tarihli ——–nolu ———- bedelli ——– tarihli — nolu —– bedelli ——– tarihli ——- no lu ——- bedelli———fatura tanzim edildiğini, müvekkilinin edimlerini eksiksiz ifa ettiğini, davalının üzerine düşen edimini yerine getirmeyerek bakiye kalan —— borcunu ödemediğini, temerrüde düştüğünü, faturaların bedellerinin ödenmesi için tüm girişimlerin sonuçsuz kalması üzerine alacağın tahsili için davalı aleyhine icra takibine girişildiğini, bunun üzerine alacağın tahsili için davalı aleyhine icra takibine girişildiğini, ancak davalının haksız ve hukuka aykırı olarak takibe itiraz ederek takibin durmasına sebebiyet verdiğini, ticari ilişki sonucu kesilen faturalara ilişkin ticari defter ve cari hesaplar incelendiğinde alacağın tespit edileceğini, sonuç ve istem olarak açıklanan nedenlerle davanın kabulü ile vaki itirazın iptalini, takibin devamına ve davalının % 20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı şirkete dava dilekçesi tebliğ edilmiş, davalı şirket tarafından cevap dilekçesi sunulmamıştır.
İNCELEME ve GEREKÇE :
Dava, hukuki niteliği itibari ile; —— 67.maddesinde düzenlenen itirazın iptali davasıdır.
Davacı tarafından dosyaya sunulan ————- dosyasından davacı şirketin—– tarihinde uyuşmazlığın çözümü için arabulucuya başvurduğu, arabuluculuk sürecinin —— tarihinde sona erdiği, davalı tarafa davet mektubunun ———— tarihinde ulaştığı ancak davalının mazeret bildirmeden arabuluculuk oturumuna katılmadığı ve sonuç olarak taraflar arasında bir anlaşma sağlanamadığı anlaşılmıştır.
Takip alacaklısı borcun cari hesaba dayalı faturalar bakiyesinden kaynaklandığını ileri sürerek, takip borçlusu aleyhine ———– tarihinde——————- sayılı dosyası ile ———asıl alacak ve —— işlemiş faiz olmak üzere toplam ———–alacağı için takibe geçmiş, takip borçlusunun yasal süresi içinde, “ödeme emrine süresi içinde itirazlarımı sunmaktayım, alacaklı tarafa borcum olmadığı için borcun tamamına itiraz ediyorum, işlemiş ve işleyecek faiz ve faiz oranlarına itiraz ediyorum, takibin ferilerine de itiraz ediyorum, takibin durdurulmasını talep ederim” şeklindeki itirazı üzerine takibin durduğu ve mahkememizde açılan itirazın iptali davasının 1 yıllık yasal sürede açıldığı görülmüştür.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip, deliller toplanmıştır.
Mahkememizce taraf ticari defterlerinin incelenmesi ve davacının takip tarihi itibariyle davalıdan alacağının bulunup bulunmadığı varsa miktarının belirlenmesi açısından mali müşavir bilirkişiden rapor alınmıştır.
Mali müşavir bilirkişi——— raporunda özetle: Davacının —- yılı defterlerini sunduğu, defterlerin usule uygun olduğu, davalı tarafa muhtıra gönderilmesine rağmen davalı tarafın inceleme günü hazır bulunmadığı, ticari defterlerini ibraz etmediği, davacının defterlerine göre; davacının davalı tarafa —- adedi —— yılında, — adedi—– yılında olmak üzere toplamda ——— tutarında ———– kestiği, bu faturalara karşılık davalı taraftan —— banka havalesi ile ödeme aldığı ve takip tarihi itibariyle davalı taraftan kendi defterlerine göre ——- alacağı bulunduğu, davacının ————– bedelli faturası ——– ilişkin olduğu, taraflar arasında vadeye ve vade farkına ilişkin bir sözleşme bulunmadığı, davacı tarafın faturaları üzerinde————ifadesi bulunduğu, davacının vade farkına ilişkin ———- bedelli vade farkı fatura alacağı oluşmadığından davacının asıl alacağının ——— olduğu belirtilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davanın, cari hesap alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkin olduğu, davacının defterlerine göre davalıdan ———- alacaklı olduğu, faturaların hem elektronik ortamda iletildiği hem de kağıt ortamında düzenlendiği, kağıt faturalar üzerinde ——– ibaresi bulunduğu, ayrıca teslim talimatında ———- ibaresinin yer aldığı, mal teslim fişlerinin birinde malın ——– plakalı araç ile diğerinde ise —————— plakalı araç ile alındığı bilgisi bulunmakta, ancak herhangi bir teslim alan imzası bulunmasa da davacı tarafın davalıya toplamda — adet fatura düzenlediği, bunlardan iki tanesinin —–yılında düzenlendiği ve toplam bedeli ——- bedelli bu —– faturasına karşılık davalının banka kanalı ile davacı şirkete ——- ödeme yaptığı, bu ödemenin her bir fatura bedelinden daha fazla olduğu, davalı tarafın icra takibine itirazında faturaları ve faturalar içeriği malları almadığı yönünde bir itirazının bulunmadığı dikkate alındığında davacının toplamda ——– bedelli iki adet fatura konusu malın davalıya teslim edilmiş sayılması gerektiği, bu faturalar yönünden alacağın ispatlandığı, bu faturalara karşılık davalının ——— ödemesinin karşılığında davacının ———- alacağının kaldığı, davacının bir diğer faturasının da —– tarihinde düzenlenen ———— bedelli faturası ————- ilişkin fatura olduğu, dosya içeriğinde taraflar arasında vadeye ve vade farkına ilişkin bir sözleşme bulunmadığı, davacı tarafın faturaları üzerinde—————— ifadesi bulunduğu ancak konuyla ilgili olarak —————— karar da ‘Taraflar arasında yazılı şekilde yapılmamış olmakla birlikte geçerli sözleşme ilişkisinden doğan uyuşmazlıklarda faturalara (bedelin belli bir sürede ödenmemesi halinde vade farkı ödenir) ibaresinin yazılarak karşı tarafa tebliği ve karşı tarafça TTK.23/2 maddesi uyarınca sekiz gün içinde itiraz edilmemesi halinde bu durum sadece fatura münderecatının kesinleşmesi sonucuna doğurup vade farkının davalı yanca kabul edildiği ve istenebileceği anlamına gelmeyeceğine’ ilişkin karar da gözetildiğinde, faturalarda bu şekilde yazmasının vade farkı faturası düzenleyebileceği anlamına gelmediği ve açıklanan nedenlerle davacının vade farkına ilişkin ——– bedelli vade farkı talebinin mahkememizce kabul görmediği, davacının davalıdan ————– alacağının olduğu, bakiye talebin reddine karar evrmek gerektiği, anlaşılmakla davacının davasında kısmen haklı olduğu, dosya içeriğinde davalı tarafın icra takibinden önce temerrüde düşürüldüğüne ilişkin bir noter ihtarı ve/veya benzeri bir temerrüt ihtarı bulunmadığı, bu halde temerrüdün icra takibi ile oluştuğu, davacının işlemiş faiz talebinin yerinde olmadığı, takip alacaklısı icra takibinde asıl alacağına yıllık %9 yasal faiz yürütülmesini talep ettiğinden, taleple bağlılık ilkesi gereği davacının belirlenen—— asıl alacağına takip tarihinden itibaren yıllık %9 oranında yasal faiz yürütülebileceği, alacak likit olmakla davacının icra inkar tazminatına hükmetmek gerektiği anlaşılmakla aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜNE,
1-Davalının ———- sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin —— asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, bakiye talebin reddine,
2-Alacak likit olmakla, hüküm altına alınan 7.015,33 TL’nin % 20’si oranında inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar harcı 479,22 TL’den davacı taraça peşin olarak yatırılan 108,94 TL harcın mahsubu ile bakiye 370,28 TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 44,40 TL başvurma harcı, 108,94 TL peşin harç olmak üzere 153,34 TL harcın davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 100,40 TL tebligat ve müzekkere gideri, 600,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 700,40 TL kabul-red oranları gözetilerek 544,75 TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T’deki esaslara göre belirlenen 3.400,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı şirketin yokluğunda kararın taraflara tebliğinden 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 15/09/2020