Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/448 E. 2023/3 K. 03.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/448 Esas
KARAR NO: 2023/3
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/07/2019
KARAR TARİHİ: 03/01/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkili şirketin plastik ve türevi birtakım ürünlerin imalat ve satışı sektöründe faaliyet gösterdiğini, davalı —— olmak üzere bir takım tesisat satımından kaynaklı ticari ilişki meydana geldiğini, davalı şirketten——- alacağı ödenmediğinden müvekkili şirket tarafından davalı şirket aleyhine———–icra takibi başlatıldığını, ancak davalı borçlu şirketin haksız ve dayanaksız bir şekilde bu icra takibine itiraz etmiş ve takibi durdurmuş olduğunu, davalı borçlu şirketin mezkûr itirazının iptali ve takibin devamı ile alacağın likit olduğunu beyan ederek müvekkil şirketin alacağının hukuken güvence altına alınması bakımından ihtiyati haciz taleplerinin kabulüne, davalı şirketin haksız ve kötü niyetli itirazının iptali ile ———– sayılı icra dosyasında takibin devamına, takip tarihinden itibaren ticari işlere uygulanacak ticari avans faizinin uygulanmasına, davalının asıl alacağının % 20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Davacı tarafın davasını dayandırdığı faturalardan ———- vade farkı adı altındaki faturaların müvekkiline gönderilmediği gibi TBK 117 ve devamı hükümlerince müvekkiline bir ihbar gönderilmediği için temerrüt hükümlerinin uygulanması ve müvekkilinden vade farkının talep edilmesinin mümkün olmadığını, müvekkilinden vade farkı adı altında faiz talep etmesi nedeniyle söz konusu faturaları kabul etmediklerini ve söz konusu faturaların icra takibine dahil edilmesi nedeniyle itiraz ettiklerini beyan ederek yetki itirazlarının kabulü ile davanın öncelikle yetki yönünden reddine sonuçta esas yönünden cevapları doğrultusunda davacının kötü niyetli olarak müvekkilinden fazla alacak talep etmiş olması nedeniyle reddine, haksız ve kötü niyetli davacının %20 kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
7155 sayılı Yasa ile 6102 sayılı Yasaya 5/A maddesi eklenerek ticari davalarda arabuluculuk dava şartı haline getirilmiş olup, mahkememizdeki dava 26.07.2019 tarihinde açılmakla davacının dava şartı arabuluculuk koşulunu yerine getirdiği görülmüştür. Aynı Yasa ile 6325 sayılı Kanuna dava şartı arabuluculuk başlığı ile 18/A maddesi de eklenmiş olup bu madde uyarınca yapılan incelemede davacının arabulucuya başvurduğu, —- tarihinde yapılan toplantıya tarafların katıldığı——— tarihinde yapılan toplantı neticesinde tarafların anlaşamadıklarına ilişkin arabuluculuk son tutanağının da düzenlenmiş olduğu görülmüştür.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip, deliller toplanmıştır.
Mahkememizce yargılama sırasında Bilirkişi —– tarafından sunulan — tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davacı——– alacağı olduğu, davacının ticari defter kayıtları ve oluşan muavin defter hesap hareketleri ve bakiyesinden tespit edildiği, davalı, davacı çalışanı——- ödediğini ileri sürüp, bu durum banka yazışmalarından da anlaşılmakla beraber, anılan bedelin davacı kayıtlarına geçirilmediği görüldüğünü, TTK 18. Maddede belirtilen ( basiretli iş adamı gibi hareket etme) kavramının hukuki takdiri mahkemenin olmak üzere, davalının gerekirse—– başvuru hakkı saklı kalmak şartıyla bu konudaki iyiniyet iddiasının takdirî mahkemenin olduğu, davalı ——- bedelli iki faturanın kendisine ulaşmadığını ileri sürmüş olduğu, bilirkişi incelemesinde de ticari defterlerinde bulunmadığının belirtildiği, anılan faturaların tebliğ durumunun tahkikinin takdirinin mahkemenin olduğu, davacı ——– asıl alacağı için taraflar tacir olduklarından ——– yasa gereği takip tarihinden itibaren başlamak üzere———-değişen oranlarda avans faizinin uygulanması gerekeceği kanaatine varılmıştır.
Bilirkişi——- tarafından sunulan —— tarihli bilirkişi raporunda özetle; esas rapordaki görüşlerini tekrarladıklarını, kök raporda herhangi bir değişiklik olmadığını beklirtmişlerdir.
Bilirkişi İlhan Uygur tarafından hazırlanan —- tarihli talimat raporu : Dosya kapsamı ve davalı —— incelenen ticari defter kayıtlarına göre; davalı —- ticari defter kayıtlarında; davacı ———‘ tarafından adına düzenlemiş olan dava ve takip konusu — adet satış faturası toplam bedeli olan ——– alacağına karşılık yapmış olduğu toplamı —-adet ödeme kaydı düşüldüğünden davalı ——– nolu icra takip dosyasının ——–asıl borcu bulunduğu tespit edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;
Dava, cari hesaptan doğan alacağın tahsili amacıyla başlatılan takibe yapılan itirazın iptali davasıdır.
İtirazın iptali davası 2004 sayılı İcra İflas Kanunun 67.maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre itirazın iptali davası, itirazın alacaklıya tebliğinden itibaren 1 yıl içinde açılmalıdır. Eldeki davada alacaklı davacı tarafından ——— dosyasında takip başlattığı, ödeme emrinin tebliği ile davalının süresinde takibe itiraz ettiği ve itiraz dilekçesinin davalı tarafa tebliğ edilmediği, mahkememizde açılan davanın süresinde olduğu anlaşılmıştır.
İtirazın iptali davası, icra hukukuna özgü bir dava türü olması nedeniyle icra takibine sıkı sıkıya bağlıdır. Bu nedenle yargılama yalnızca ilgili takip dosyası temel alınarak ve tarafların iddia ve savunmaları genel hükümlere göre incelenerek borçlunun borçlu olup olmadığı araştırılır ve tarafların haklılık durumları takip tarihi esas alınarak belirlenir.
Somut olayda; dava itirazın iptali davası olup taraflar arasındaki ticari ilişkinin ve cari hesabı oluşturan faturalara konu malların teslimi ve fatura bedellerine yönelik alacaklı olduğu hususunun ispatı davacı üzerindedir. Mahkememizce alınan, hükme ve denetime elverişli bilirkişi raporlarında davacı tarafın defterlerinin kanuna ve usulüne uygun olduğu, tarafların mükellefi bulundukları vergi dairesi müdürlüklerine beyanda bulundukları ——- birbirleriyle ve vergi dairelerinden celp ettirilen beyanlarla da örtüştüğünün tespiti karşısında, davacının taraflar arasındaki ticari ilişkinin varlığını ve davalının cari hesabın dayanağı olan fatura bedeli nedeniyle alacaklı olduğunu ispat ettiği mahkememizce kabul edilerek davalının iddialarını kanıtlar nitelikte delilin dosya kapsamında olmadığı görülmekle bilimsel verilere ve maddi gerçeğe uygun, denetime elverişli bilirkişi raporlarında, davacının davalıdan——alacaklı olduğunun belirtildiği anlaşıldığından bilirkişi raporları hükme esas alınarak davanın kabulüne, davalının———– esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin——asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık ——– oranında ve değişen oranlarda avans faiz işletilmesine, alacak likit olmakla hüküm altına alınan ——- %20 si oranında inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜNE,
1-Davalının—– sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline, takibin 18.488,28 TL asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık % 18,50 oranında ve değişen oranlarda reeskont avans faiz işletilmesine,
2-Alacak likit olmakla hüküm altına alınan 18.488,28 TL asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar harcı 1.262,93 TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 223,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.039,63 TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 44,40 TL başvurma harcı ve 223,30 TL peşin harç olmak üzere toplam 267,7 TL harcın davalı taraftan tahsili ile davacı taraf ödenmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 135,90 TL tebligat ve müzekkere gideri, 2.200,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.335,90 TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T’deki esaslara göre belirlenen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-7155 sayılı Kanun ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na eklenen 18/A maddesinin 13.fıkrası ve yürürlükte bulunan Arabuluculuk Ücret Tarifesi uyarınca Hazine tarafından karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
9-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
HMK 345. Maddesi hükmü uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 03/01/2023