Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/441 E. 2021/84 K. 09.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/441 Esas
KARAR NO: 2021/84
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/07/2019
KARAR TARİHİ: 09/02/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin davalı şirkete gerçekleştirdiği—- tarihli, — numaralı ekte yer alan faturadan doğmuş bakiye —– alacağı bulunduğunu, borçlu davalı şirketin mali durumunun kötü olması nedeniyle ———— sayılı dosyasından konkordato talebiyle dava açtığını, taraflarınca bu davaya alacaklı olarak müdahil olunduğunu, alacaklarının davalı şirketin konkordato dosyasına sunduğu adi borçlar listesinin ——— numarasında kayıtlı bulundığınu, borcun davalı şirketin kabulünde olduğunu, davalı tarafından dosyaya sunulan projenin, komiserler tarafından incelenmesi sonucu verilen komiser raporları ve dosyadaki diğer delillerin değerlendirilmesinden sonra davalının konkordato talebinin reddine karar verilmiş olduğunu, davalı tarafından müvekkili şirket tarafından düzenlenen faturadan doğmuş —- bakiye alacağın ödenmediğini, —– sayılı dosyası ile ihtiyati haciz talep edildiğini, —- faiz alacağı, —ihtiyati haciz mahkeme vekalet ücreti ve —- ihtiyati haciz mahkeme harcı olmak üzere —- tutarında bir icra takibi başlatılmış olduğunu, davalı şirketin icra takip dosyasından gönderilen ödeme emrine ——-tarihinde yetkiye, takibe, borca ve sair ferileri ile birlikte ödeme emrinin tamamına itirazın iptalini, takibin durduğunu, borcun halen ödenmemiş olduğunu, —— sayılı dosyasına davalı tarafından sunulan adi borçlar listesinin —— numarasında kaydı, fatura ve şirket hesapları ile borcun varlığının sübuta erdiğini, taraflar arasındaki uyuşmazlığa ilişkin yapılan arabuluculuk başvurusunun, ——– tarihinde olumsuz sonuçlandığını, davalı şirketin itirazının haksız ve yersiz olduğunu, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla davalı tarafça yapılan itirazın iptalini, takibin devamını, davalı şirket aleyhine en az % 20 icra tazminatı mahkumiyetine hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin davacı şirkete borçlu olmadığını, aksine alacaklı olduğunu, fatura alacağı iddiasıyla ihtiyati haciz talebinde bulunan ve icra takibi başlatan davacı şirketten müvekkili şirketin aksine —-alacağı bulunduğunu, davacı yanın müvekkili şirketin —– dosyasına sunduğu adi borçlar listesinin ——- kayıtlı olduğunu, borcun müvekkili şirketin kabulünde olduğu iddiasının gerçeği yansıtmadığını, müvekkili şirketin ticari defter ve kayıtlarında yapılan araştırmalarda müvekkilinin davacıya hiçbir borcu bulunmadığının tespit edildiğini, bu hususun tarafların ticari defter ve kayıtları incelendiğinde bu hususun anlaşılacağını, davanın reddini, davacı aleyhine en az %20 icra tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava, hukuki niteliği itibari ile; İİK.nun 67.maddesinde düzenlenen itirazın iptali davasıdır.
—— sayılı takip dosyası getirtilmiş, incelenmesinde; davacı tarafça davalı aleyhine – adet bakiye fatura alacağından kaynaklı —-bakiye fatura alacağı, —-ihtiyati haciz mahkeme vekalet ücreti, —– ihtiyati haciz mahkeme masrafı olmak üzere toplam ——-alacağın tahsili için takip başlatıldığı, takip dosyasında ödeme emrinin tebliği ile davalının süresinde icra dairesinin yetkisine, takibe, borca ve ferilerine itirazlarını bildirdiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği, mahkememizde açılan davanın süresinde olduğu tespit edilmiştir.
7155 sayılı Yasa ile 6102 sayılı Yasaya 5/A maddesi eklenerek ticari davalarda arabuluculuk dava şartı haline getirilmiş olup, mahkememizdeki dava ——- tarihinden sonra açılmakla davacının dava şartı arabuluculuk koşulunu yerine getirdiği görülmüştür. Aynı Yasa ile 6325 sayılı Kanuna dava şartı arabuluculuk başlığı ile 18/A maddesi de eklenmiş olup bu madde uyarınca yapılan incelemede davacının arabulucuya başvurduğu, —— tarihinde yapılan toplantıya tarafların katıldığı, ——- tarihinde yapılan toplantı neticesinde tarafların anlaşamadıklarına ilişkin arabuluculuk son tutanağının da düzenlenmiş olduğu görülmüştür.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları değerlendirilmiştir. Davalı taraf icra dairesinin yetkisine itiraz etmiştir.
İİK’nın 67. maddesi uyarınca açılan itirazın iptâli davalarında mahkemenin yetkisine itiraz edilsin edilmesin öncelikle icra dairesinin yetkisine yapılan itiraz incelenmelidir. Yetkisiz icra dairesinde yapılan takibe dayanılarak açılan itirazın iptâli davası dinlenemeyeceğinden mahkemenin bu nedenle davanın reddine karar vermesi gerekir ——— Zira itirazın iptâli davasını görme yetkisi takibin yapıldığı yer mahkemesine aittir. Dava konusu alacak satış sözleşmesinden kaynaklanmakta olup TBK’nın 89. Maddesi uyarınca para alacaklarında alacaklının yerleşim yeri de yetkili olduğundan davalı tarafın icra dairesinin yetkisine yönelik itirazının reddine karar vermek gerekmiştir.
İlk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip, deliller toplanmıştır.
Tarafların tacir olması ve delil olarak ticari defterlere dayanıldığından tarafların defterleri üzerinde davacının takip tarihi itibariyle davacıdan alacağının olup olmadığı hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Davalı tarafın defterleri —– ilinde bulunduğundan ——numaralı dosyasında bilirkişi mali müşavir —– tarafından hazırlanan bilirkişi raporunda özetle; davalı şirketin ——yılı ticari defterlerini e-defter olarak tutulduğu, defterlerin usule uygun olduğu, davacı tarafından davalı tarafa düzenlenmiş olan ——tutarındaki faturaların davalı defterlerinde kayıtlı olduğu, davalı tarafından davacı tarafa toplam —-tutarında ödeme yapıldığı, davalı tarafın —– yılı ticari defterlerinde davacı tarafından döviz cinsinden düzenlenmiş faturaların takip edildiği cari hesapta —- tarihi itibarıyla davalı tarafın davacı taraftan —- alacaklı olduğu, —- cinsinden faturaların takip edildiği cari hesapta ise —– tarihi itibarıyla cari hesabın sıfırlandığı, borç/alacak bakiyesinin bulunmadığı, davacı ile davalı arasındaki uyuşmazlığın—– cinsinden düzenlenmiş olan faturaların tanzim tarihlerindeki —- karşılığı ile ödeme tarihlerindeki ——- karşılıkları arasındaki farktan kaynaklanmış oldukları, davacı tarafın ticari defter kayıt ve belgelerinin incelenerek sonuca ulaşılabileceği belirtilmiştir.
Mahkememizce davacı tarafın defterlerinin incelenmesi amacıyla Mali müşavir bilirkişi —- alınan bilirkişi raporunda özetle; davacı tarafın —– yılları ticari defter ve kayıtları incelendiği, davacı defterlerinin usule uygun olduğu, taraflar arasında — cinsinden gerçekleşen alım/satımlara ilişkin — hesap ekstresinden görüleceği üzere, —- cinsinden düzenlenen tüm faturalara ait bakiyenin sıfırlandığı, taraflar arasında —- cinsinden gerçekleşen alım/satımlara ilişkin —- görüleceği üzere,— düzenlenen faturalardan kaynaklı olarak, davacı şirketin davalı şirketten —– bakiye alacağı bulunduğu, her iki taraf defterinde davacı tarafından düzenlenen tüm faturaların ve davalı şirket tarafından yapılan ödemelerin kayıtlı olduğu, taraf defterleri arasındaki mutabakatsızlığın —– düzenlenen faturalara yönelik yapılan ödemelerin davalı tarafça fatura tarihi, davacı tarafça da ödeme tarihi itibariyle — üzerinden çevrilerek kaydedilmesinden kaynaklandığı,davalının —– cinsi faturalara ilişkin yapmış bulunduğu kredi kartı ödemelerinin toplam — davacı şirket tarafından davalı şirkete —-cinsinden yapılan satışlar toplamının —–olduğu hesap edilmiş olup, yukarıda listelen —kredi kart ödemelerinin ödeme günlerindeki — karşılıkları toplam — olduğu görülmekle, bakiye —- olacağı hesap edilmiştir. ——- bulunmadığından, yukarıda —değerlemesi yapılan — ödemelerde kullanılan——– efektif satış kurları ile mukayese edildiğinde davalı şirket lehine sonuç verdiği görülmüştür.—————— kurunun uygulanmasında davalı şirket aleyhine bir durumun ortaya çıkması söz konusu olmayıp, eğer kur farkı uygulanacağı yönünde hüküm kurulması halinde ———- kuruna nazaran davalı şirket lehine sonuç vereceği açıktır. Mahkemenin davacı şirketin kur farkından kaynaklı fatura bakiye alacağını talep edebileceği yönünde hüküm kurması halinde, davacı şirketin davalı şirketten talebi gibi —- asıl alacağı olacağı, aksi yönde hüküm kurulması halinde ise, davalı şirket ——— alacaklı olacağından davalının davanın dayandığı takibe yapmış olduğu itirazın yerinde olacağı belirtilmiştir.
Tüm dosya kapsamından, davanın davacı şirketin başlatmış olduğu icra takibine davalı yanın vaki itirazının iptali için ikame edilmiş itirazın iptali davası olduğu, taraflar arasında yazılı bir sözleşmeye dayalı olmayan mal alım/satımına yönelik ticari ilişki bulunduğu hususunda ihtilaf bulunmayıp, davaya konu ihtilafın, davacı şirketin davanın dayandığı takibe ve işbu davaya konu yaptığı faturaya dayalı—— bakiye alacağına ilişkin talebinin yerinde olup olmadığı ve varsa alacağın miktarının tespiti hususlarında toplandığı, taraflar arasında —- tarihleri arasında sürdürüldüğü görülen ticari ilişki kapsamında, davacı şirketçe davalı şirkete hem—–para birimi cinsinden, hem de — para birimi cinsinden mal satışları yapıldığı, bu satışlara ilişkin —- cinsinden tutarların açıklıkla belirtildiği faturaların düzenlendiği, davacı şirketin düzenlediği —- cinsinden faturaların, hem davacı şirketçe hem de davalı şirketçe —— cinsinden olmak üzere iki ayrı hesap üzerinden kayıt ve takip edildikleri, bu hususun davacı şirket yasal ticari defterleri ile talimat bilirkişi raporuna esas alınan davalı şirket ticari defterleri üzerinde yapılan tespitler sonucunda tespit edildiği, tarafların hem ——- ekstreleri karşılaştırılmalı olarak incelendiğinde, davacı şirketçe davalı şirket adına düzenlenmiş tüm satış faturaları ile davalı yanca davacı şirkete kredi kartı aracılığıyla yapılan tüm ödemeler her iki tarafın da ticari defterlerinde kayıtlı bulunmakta ve bu yönüyle taraflar arasında herhangi bir çekişme bulunmadığı, davacı şirketin takip dayanağı yaptığı ve ödenmeyen kısmi bakiyesini talep ettiği —- cinsinden düzenlendiği, faturanın —– olarak faturada açıkça belirtildiği, işbu faturanın her iki tarafın da — faturaların takip edildiği —– altında kayıtlı bulundukları, dolayısıyla davalı şirket vekilinin bilirkişi raporuna ilişkin beyan/itiraz dilekçesinde yer verdiği; davaya konu edilen işbu faturanın —– bakiyesinin sıfırlanmış olması nedeniyle bedelinin ödenmiş olduğu yönündeki savunmasına itibar edilmediği, söz konusu faturanın davalı şirketin —– ekstresinde kayıtlı olduğu, taraflar arasındaki ihtilafın, davalı yanca davacı şirkete —— faturalara ilişkin olarak yapılan ödemelerde oluşan kur farklarının dikkate alınmamasından kaynaklandığı, davalı şirketin davacı şirketin —-düzenlenen faturalarda yer alan — tutarları esas alarak ticari defterlerine bu faturaları —-cinsinden kaydetmiş olduğu, bu faturalardan oluşan —- bakiyeleri takip etmediği, kredi kartı ile gerçekleştirdiği ödemeleri de — cinsinden kaydettiği faturalardan düşerek yaptığı ve— ödemelerle davacı şirketten — alacaklı duruma geçtiği, davacı şirketin ise — cinsinden düzenlenen faturaları— ticari defterlerine — olarak kaydetse de— hesapları ile —- cinsinden de takip ve kontrolünü sağladığı, davalı yanca kredi kart ile gerçekleştirilen — ödemeleri de ödemenin gerçekleştirildiği günkü ——- çevirerek davalının —- bakiyesinden tenzil etmek suretiyle kayıtlarını sürdürdüğü, davalının —- faturalara ilişkin yapmış bulunduğu kredi kartı ödemelerinin toplam —davacı şirket tarafından davalı şirkete — yapılan satışlar toplamının —- olduğu hesap edilmiş olup, davalının kredi kart ödemelerinin ödeme günlerindeki— karşılıkları toplam— mahsubu ile davacının ——–olacağı, davacının alacak talebinde haklı olduğu, çünkü davacı tarafça — olarak düzenlenen faturaların —- olarak düzenlendiği ve her iki tarafın defterlerinde hem —- hesaplarının bulunduğu ve— olarak düzenlenen faturaların— hesabında takip edildiği, bu nedenle davacı şirketin davalı şirketten aralarındaki — satışlar nedeniyle, ödeme tarihlerinde artan—- kurları karşısında ödemelerden kaynaklı kur farkını talep edeceği, davacı şirketin davalı şirketten —- asıl alacağının kaldığının anlaşıldığı, her ne kadar davacı taraf —–işlemiş faiz talebinde bulunmuşsa da taraflar arasında temerrüt halini düzenleyen yazılı bir sözleşme ve/veya takip konusu alacağa ilişkin olarak takip öncesinde davalı yana keşide edilmiş hukuki nitelikli yazılı bir ihtara rastlanılmadığı gibi, iddia da edilmediği görülmekle, takip öncesi temerrüt oluşmadığından davacı şirketin takip öncesine ilişkin temerrüt faizi talep edemeyeceği anlaşıldığından işlemiş faiz talebinin reddine karar vermek gerekmiştir. Davacı tarafça davadan önce —— sayılı dosyasında ihtiyati haciz talep edildiği, mahkeme tarafından ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verildiği ve kararda davalının — ihtiyati haciz vekalet ücretine mahkum edildiği, yine davacı tarafça —– yatırıldığından, vekalet ücreti ve harç giderinden davalı tarafın sorumlu olduğu anlaşılmakla davanın kısmen kabulüne, davalının —- dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin —bakiye fatura alacağı, — ihtiyati haciz mahkeme vekalet ücreti, —ihtiyati haciz mahkeme harcı olmak üzere üzerinden devamına, —- asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık — oranında ve değişen oranlarda avans faizi işletilmesine, —- ihtiyati haciz mahkeme vekalet ücreti ve —– ihtiyati haciz mahkeme harcı alacaklarına takip tarihinden itibaren yıllık —–oranında ve değişen oranlarda yasal faiz işletilmesine, bakiye talebin reddine karar vermek gerektiği, davacı tarafın icra inkar talep ettiği, söz konusu alacak fatura bakiye alacağı olsa da taraflar arasındaki uyuşmazlığın kur farkından kaynaklandığı, esasında davalı tarafın fatura alacağını inkar etmediği, tarafların kur farkı uygulamalarının farklı olmasından uyuşmazlığın doğduğu bu nedenle alacağın likit olmadığı kanaatine varılarak davacı tarafın inkar tazminat talebinin reddine, davacı taraf takip başlatmakta haksız olmadığından davalı tarafın kötüniyet tazminat talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜNE,
1-Davalının —- Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin — bakiye fatura alacağı,—- ihtiyati haciz mahkeme vekalet ücreti,— ihtiyati haciz mahkeme harcı olmak üzere üzerinden devamına, — alacağa takip tarihinden itibaren yıllık —oranında ve değişen oranlarda avans faizi işletilmesine, — ihtiyati haciz mahkeme vekalet ücreti ve — ihtiyati haciz mahkeme harcı alacaklarına takip tarihinden itibaren —— oranında ve değişen oranlarda yasal faiz işletilmesine, bakiye talebin reddine,
2-Davacı tarafın inkar tazminat talebinin reddine,
3-Davalı tarafın kötüniyet tazminat talebinin reddine,
4-Karar harcı —– davacı tarafça peşin olarak yatırılan 239,73 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.025,81 TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
5-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 239,73 TL peşin/nispi harç, 44,40 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 284,13 TL harcın davalı taraftan tahsili ile davacı taraf ödenmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 115,20 TL tebligat ve müzekkere gideri, 400,00 TL talimat bilirkişi raporu, 600,00 TL mahkememizce alınan bilirkişi raporu olmak üzere toplam 1.115,20 TL’nin kabul ve ret oranları gözetilerek 1.040,92 TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
8-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T’deki esaslara göre belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden reddedilen miktarı geçmemek üzere karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T’deki esaslara göre belirlenen 1.322,05 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
10-7155 sayılı Kanun ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na eklenen 18/A maddesinin 13.fıkrası ve yürürlükte bulunan Arabuluculuk Ücret Tarifesi uyarınca Hazine tarafından karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalı taraftan tahsili ile Hazine adına irad kaydına,
11-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda kararın taraflara tebliğinden 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 09/02/2021