Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/428 E. 2019/1067 K. 31.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/428
KARAR NO: 2019/1067
DAVA : İtirazın İptali (Adi Ortaklık Sözleşmesinden Kaynaklanan Alacak)
DAVA TARİHİ: 19/07/2019
KARAR TARİHİ: 31/10/2019
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Adi Ortaklık Sözleşmesinden Kaynaklanan Alacak) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı ve dava dışı —– arasında ——- mevkiinde bulunan muhtelif taşınmazlar kiralanarak zeytinlik kurulup işletilmesi hususunda adi ortaklık oluşturulduğunu, bunun için önce —– tarihli adi ortaklık sözleşmesinin imzalandığını, yaşanan gelişmeler doğrultusunda —– tarihli sözleşme, —- tarihli mutabakat ve —– tarihli ek protokolün düzenlendiğini, faaliyete geçen adi ortaklığın — yılına ait hesap mutabakatı ile müvekkilinin davalı … adına ortaklığa —-TL.ödediği, bunun dışında özel harcamaları içinde — TL.ödediği, — yılı başındaki kur üzerinden —- USD olarak bu borcun ödeneceği konusunda mutabık kalındığını, davalının bu borcu ödememesi üzerine —–tarihli ek protokolün düzenlendiğini, protokol ile davalının müvekkiline davalı adına ortaklığa ödediği bedellerden ötürü—TL.borcu olduğunu ve bu borcun —— tarihine kadar ödeneceğinin kararlaştırıldığını, davalının ödemeyi taahhüt ettiği borçlarını ödemediğini bu nedenle hakkında İstanbul Anadolu 14.İcra Müdürlüğünün —- sayılı dosyası ile icra takibine geçildiğini, davalının takibe dayanak sözleşmeye ve imzaya itiraz etmeksizin soyut beyanlarla talep edildiği gibi bir borcu bulunmadığını belirterek takibe itiraz ettiğini, davalının itirazının haksız olduğunu, talep edilen bedelin tasfiye payı veya bedeli olmayıp müvekkilinin davalı adına adi ortaklığa verdiği paralara ilişkin olduğunu belirterek davalının itirazının iptali ile takibin devamına ve davalının %20’den aşağı olmamak üzere inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;açılan davaya esas ek protokolün adi ortaklığın tasfiyesi usulünü düzenlediğini, adi ortaklığın tasfiyesi ve sözleşmeden doğan hak ve alacakların incelenmesi görevinin Asliye Hukuk Mahkemesine ait olduğunu, bu yüzden mahkemenin görevine itiraz ettiklerini, bunun yanı sıra adi ortaklık sözleşmesine konu zeytinlik ve işletmesinin İzmir’de bulunduğunu, akdin ifa ve imza yerinin İzmir olması nedeniyle İzmir Mahkemelerinin yetkili olduğunu, davacının adi ortaklığın tasfiyesine yönelik davayı tek başına açmasının mümkün olmadığını adi ortakların tamamının dosyada taraf olması gerektiğini, karşılıklı borç yükleyen sözleşmelerde borçlu kendi borcunu ifa etmemiş olmasına rağmen alacağını talep ediyorsa diğer borçlunun borcunu ifadan kaçınabileceğini, bu anlamda davacının adi ortaklık ana ve ek sözleşmelerine göre vadesi gelmiş borç iddiasında bulunduğunu, davacının alacak talebinin ek protokolden de görüleceği üzere ortaklıkla ilgili tarafların paylaşımına ve ortaklığın tasfiyesine yönelik olduğunu, aynı protokolün son maddesinde tasfiye sürecinin sonlanmasına kadar ortaklığın süreceği karşılıklı olarak ortaklığa yapılan katkı ve alacakların devam ettiği ve nihai olarak hesap edileceğinin kabul edildiğini, ortaklığın zeytin üretiminden gelirinin mevcut olup davacı tarafça edinildiğini ve bu konuda hesap verilmediğini, henüz arazi paylaşımının yapılmadığını hesapların kontrol edilmediğini ve mutabakat sağlanmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
İNCELEME ve GEREKÇE : Dava, hukuki niteliği itibari ile; İİK.nun 67.maddesinde düzenlenen itirazın iptali davasıdır. Davacı, davalı ile arasındaki adi ortaklık sözleşmesinden kaynaklanan alacağının tahsili için başlattığı takibe itirazın iptali ve takibin devamı ile davalının tazminata mahkum edilmesi talebiyle dava açmıştır.
HMK.nun 115/1.maddesi uyarınca dava şartlarının bulunup bulunmadığı davanın her aşamasında resen araştırılır. HMK 138 maddesi uyarınca mahkeme öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar hakkında inceleme yaparak dosya üzerinden karar verebilir. Dilekçelerin teatisi tamamlandıktan sonra mahkemenin bu incelemeyi yapabileceği açıktır.
Davalı taraf mahkememizin görevli olmadığını ileri sürmüştür. Dosyaya sunulan delil ve belgeler ile taraflarında kabulünde olduğu üzere davacı, davalı ve dava dışı—– arasında adi ortaklık sözleşmesi ve ek protokol imzalanmıştır. Adi ortaklığın konusu zeytin yetiştiriciliği yapıp ürünleri satmaktır. İlk olarak —-tarihli olarak adi ortaklık sözleşmesi imzalanmış, daha sonra tekrar —- tarihli sözleşme yapılmıştır. Daha sonra taraflar bir araya gelerek —- tarihli mutabakatı düzenlemişler, bu mutabakatta ortaklığın tüm tarafları bir araya gelip zeytin projesinde — yılı sonuna ilişkin hesap mutabakatını yapmışlardır. Daha sonra taraflar tekrar bir araya gelip bu kez —- tarihli ek protokolü imzalamışlar, ortaklığın başlangıcından protokol tarihine kadar olan harcamalar ve hesap durumunu çıkarmışlardır. Davacı iş bu protokol hükümlerine göre davalının kendisine toplam borcunun —- TL olduğunu, —- tarihine kadar ödenmesi taahhüt edildiği halde ödenmediğini, bu yüzden davalı hakkında başlattığı ilamsız icra takibinde takibe itiraz etmekle birlikte sözleşme ve imzaya itiraz etmediğini, açık borç ikrarı içeren vadesi belli herhangi bir teminata bağlanmamış borç nedeniyle başlattıkları takibe itirazın haksız olduğunu ileri sürerek dava açmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık adi ortaklık sözleşmesinden doğmaktadır.Adi ortaklık sözleşmesi TBK da düzenlenmiştir. Uyuşmazlığın doğrudan ticaret mahkemelerinde görüleceğine ilişkin bir düzenleme yoktur. Adi ortaklığı oluşturan tarafların tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olması halinde mahkememiz görevlidir. Tarafların tacir sıfatının tespiti bakımından yazışmalar yapılmış, davacı ve davalının —– nezdinde tacir kaydının bulunmadığı belirlenmiştir. Öte yandan —–da davacı ve davalının tacir kaydının olup olmadığı sorulmuş, her ikisinin de tacir olmadığı belirlenmiştir.
HMK.nun 114/1-c maddesi uyarınca mahkemenin görevli olması dava şartı olarak düzenlenmiştir. —- tarihli 6335 sayılı Yasanın 2.maddesiyle değiştirilen TTK.5.maddesinin 3.fıkrası uyarınca, ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer mahkemeler arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır.
Ticari davalar TTK.4.maddesinde sayılmıştır. Buna göre her iki tarafın tacir olması ve uyuşmazlığın tarafların ticari işletmesi ile ilgisinin bulunması halinde davanın konusuna bakılmaksızın dava nispi ticari dava olarak mahkememizin görevi alanında olacaktır. Olayımızda taraflar tacir olmadığından nispi ticari dava söz konusu değildir.
Uyuşmazlığın Türk Ticaret Kanununda düzenlenen bir hususa ilişkin olması veya davanın ticaret mahkemesinde görüleceğine dair açık bir yasal düzenlemenin bulunması halinde mutlak ticari dava söz konusu olup mahkememizin görev alanı içinde kalacaktır. Olayımıza konu uyuşmazlık Borçlar Kanununda düzenlenen adi ortaklık sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. TTK.4.maddesinde ya da başka bir yasada davanın ticaret mahkemesinde görüleceğine dair bir hüküm yoktur. Açıklanan nedenlerle davalının mahkememizin görevine yönelik itirazının yerinde olduğu, davaya bakma görevinin asliye hukuk mahkemesine ait olduğunun kabulüyle davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın DAVA ŞARTI YOKLUĞUNDAN USULDEN REDDİNE,
2-MK 20.maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra 2 haftalık süre içerisinde talep edilmesi halinde dosyanın görevli İstanbul Anadolu Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine belirtilen süre içerisininde dosyanın gönderilmesi için talepte bulunulmaması halinde dosyanın ele alınarak açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına,
3-MK’nun 331/2 maddesi uyarınca yargılama giderleri ve vekalet ücretinin görevli mahkemede değerlendirilmesine,
HMK 345. Maddesi hükmü uyarınca kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde oy birliğiyle karar verildi. 31/10/2019