Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/417 E. 2020/198 K. 05.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/417 Esas
KARAR NO : 2020/198

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/05/2016
KARAR TARİHİ : 05/03/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil —— hizmetlerini yürüttüğünü, müvekkil şirketin ————– olduğunu, müvekkil şirketin kurulduğu günden bu yana toplumsal sorumluluk bilinci ile ——– projeye destek verdiğini, çocuklarının eğitimini desteklemek amacıyla da bugüne değin birden çok projenin önemli destekçilerinden biri olduğunu, ne varki müvekkilinin gençlere ve eğitime verdiği desteğin son zamanlarda gündemde yer alan —— söylenen —– bulan —- skandalı nedeniyle ciddi biçimde çarpıtılarak sosyal medyada adete müvekkil adına bir karalama kampanyasına dönüştürüldüğünü, davalının ———— hesabından müvekkil —- olarak müvekkilin kişilik haklarından ağır bir biçimde saldıran ve müvekkiline çok ciddi ve haksız somut olgu isnadında bulunan “—— değiştirmek için sponsorlu ———–.———- davalının paylaşmış olduğu iletilerde müvekkilinin açıkça —– verdiği yönünde haksız, ağır ve hukuka aykırı hitamlarda bulunduğunu, bu itibarla TMK.nun 25. maddesi ve TBK.nun 49. ve 58. maddeleri uyarınca müvekkil şirkete haksız, mesnetsiz ve hukuka aykırı olgu isnat eden ve bu şekilde müvekkil şirketin kişilik haklarına açıkça ihlal eden davalıdan manevi tazminat talep etme zorunluluğu doğduğunu, davalının gerçekleştirilen haksız fiil nedeniyle müvekkilinin kişilik haklarının zedelendiğini, davalının yaptığı açıklamanın gerçekliğinin ispatla mükellef olduğunu bildirerek sözkonusu hukuka aykırı açıklamaların müvekkil şirketin kişilik haklarının ve ticari itibarının ağır bir biçimde ihlal etmesi nedeniyle 10.000,00.-TL manevi tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ettiğini bildirmiştir.
SAVUNMA:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinin ve tensip zaptının tebliğinin usule aykırı olduğunu, davacı tarafından HMK.nun 119. Maddesi gereği dava dilekçesinde yer alması gereken zorunlu unsurların yer almaksızın davanın ikame edildiğini, söz konusu eksikliklerin davacı tarafından usul, yasaya ve gerçeğe uygun şekilde giderilmediğini, bu sebeple dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, İstanbul Mahkemelerinin yetkili olduğunu, davanın hak düşürücü süre içerisinde açılmadığını, bahsi geçen ileti içerisindeki sözlerin eleştiri sınırlarını aşmadığından manevi tazminat gerektirmeyeceğini, davacının tüzel kişilik olup, söz konusu ileti nedeniyle ekonomik kayıp yaşamadığını bildirerek davanın reddine karar verilmesini talep ettiğini bildirmiştir.
Davanın safahatı incelendiğinde, İstanbul Anadolu —————. Asliye hukuk mahkemesinde açıldığı, ilgili mahkemenin ——– sayılı kararında; davacının davasının reddine karar verildiği, karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulduğu, İstanbul Bölge Adliye mahkemesi —— Karar sayılı ilamı ile İstanbul Anadolu ———. Asliye Hukuk Mahkemesi’ nin ——– sayılı kararının HMK 355 ve 353/1-a3 maddeleri uyarınca kaldırılmasına, dosyanın görevli —– gönderilmek üzere kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair karar verildiği, kararın taraflara tebliğ edildiği ve kesinleşmesi sonrasında mahkememize tevzi edildiği anlaşılmıştır.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava, davalı tarafın sosyal medyada yaptığı paylaşım nedeniyle davacının kişilik haklarına saldırıda ve haksız rekabette bulunulduğu iddiasıyla açılan manevi tazminat davasına ilişkindir.
Dava dosyasının safahatı incelenmiş, dava ilk olarak İstanbul Anadolu —-. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açılmış olup, anılan mahkemece yapılan yargılama neticesinde verilen —-tarihli kararının, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ——.Hukuk Dairesinin —– Karar sayılı kararı ile KALDIRILMASI ile tevzi edilerek dosya mahkememize gönderildiği görülmüştür.
Mahkememizce yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamı itibariyle, gerek AİHM ‘nin ilgili kararlarında ifade özgürlüğünün, demokratik bir toplumun vazgeçilmez esasını ve bu toplumun gelişiminin ve her bireyin kendisini geliştirmesinin temel koşulunu oluşturduğu, ifade özgürlüğünün çoğulculuk, hoşgörü ve açık fikirliliğin gereği olduğu ve dar yorumlanmaması konusundaki kararları, gerekse davalının somut olayda——- bünyesindeki bir yurtta öğretmen tarafından çocuklara cinsel saldırı niteliği taşıyan eylemlerin yazılı ve görsel basımda ve sosyal medyada uzun süre yer aldığı, toplumun büyük kesiminden tepki aldığı ve infial yarattığı, davacı şirketin ise bu infialin yaşandığı —— olduğunun öğrenilmesinin tepki çektiği, her ne kadar davacının bu vakıfla ve saldırı niteliği taşıyan eylemle birlikte anılmasının doğru olmadığı kabul edilmesi gerekli ise de, bir yandan da tüm toplumca kabul edilen ve —- bir algı yarattığı, davalının paylaşımının kamuoyuna yansıyan olayla ilgili bir tepki niteliğinde olduğu ve eleştiri niteliğinde sayılması gerektiği ve gerek AİHM sözleşmesi, gerekse Anayasanın 26.maddesi gereğince ifade ve düşünce özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, davalının kişisel—– paylaşımın davacı aleyhine rakipleri karşısında haksız rekabete meydan verecek mahiyette bulunmadığı ve ticari itibarına saldırı niteliğinde bulunmadığı kanaatine ulaşılarak açılan davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. (———– Karar sayılı kararı)
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 54,40 TL harcın başlangıçta yatırılan 170,78 TL harçtan mahsubu ile 116,38 TL fazla harcın talep halinde karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
3-Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafça sarfedilen 50,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa ödenmesine,
5-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli——– deki esaslara göre belirlenen —— vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
HMK 345. Maddesi hükmü uyarınca kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne davalı vekilinin yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.