Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/413 E. 2020/427 K. 22.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/300 Esas
KARAR NO: 2020/387
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/06/2019
KARAR TARİHİ : 15/09/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı şirketin müvekkiline olan borcunun tahsili amacıyla davalı aleyhine—— sayılı dosyası ile —— tarihinde takibe geçildiğini, borçlu şirket tarafından takibe itiraz edildiğinden takibin durduğunu, davalının tüm itirazlarının yersiz ve kötü niyetli olduğunu, davalının davacı ile aralarındaki ticari ilişkiyi kabul ettiğini, herhangi bir itirazda bulunmadığını, takibe konu fatura ile malları aldıklarının ortada olduğunu. Müvekkilinin iştigal konusunun okullara kitap satmak olduğunu, davalının da ——okulu işlettiğini, davalının ticari ilişkiyi kabul ettiğini, müvekkili şirket davalının haksız itirazı üzerine zarara uğradığını, mağduriyetinin giderilmesi amacı ile takip bedelinin %20 sinden az olmamak üzere icra tazminatına ve %10 kötü niyet tazminatına hükmolunmasını talep ettiklerini, sonuç ve istem olarak davalı tarafından ————– sayılı dosyasından yapılan itirazın iptali ile takibin davalıya tebliğ tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte devamını ve davalının takip bedelinin %20 sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;Davacı tarafın müvekkilinin aralarındaki ticari ilişkiyi kabul etmesini ve buna ilişkin itirazda bulunmamasını borcun kabulüne ilişkin delil olarak sunmasının kabul edilemez olduğunu, müvekkilinin davacıya faturada gösterilen tutarda —– borcu bulunmadığını, düzenlenen faturanın gerçeği yansıtmadığını, davacının başlatmış olduğu ödeme emrine müvekkilince yapılan itirazın kötü niyetle yapılmış olduğu iddiasının asılsız olduğunu, müvekkilinin böyle bir borcu bulunmaması nedeniyle kanundan doğsan itiraz hakkını kullanmasının tabii olduğunu Sonuç olarak açıklanan nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, hukuki niteliği itibari ile; …nun 67.maddesinde düzenlenen itirazın iptali davasıdır.
—- takip dosyası getirtilmiş, incelenmesinde; davacı tarafça davalı aleyhine fatura ve cari hesap alacağının tahsili amacıyla —– asıl alacağın tahsili için takip başlatıldığı, takip dosyasında ödeme emrinin tebliği ile davalının süresinde takibe borca ve ferilerine itirazlarını bildirdiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği, mahkememizde açılan davanın süresinde olduğu tespit edilmiştir.
Davacı tarafından dosyaya sunulan—- dosyasından davacı şirketin — tarihinde uyuşmazlığın çözümü için arabulucuya başvurduğu, arabuluculuk sürecinin—- tarihinde sona erdiği tarafların görüşme sonunda anlaşamadığı arabuluculuk tutanağından anlaşılmıştır.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, davacının bağlı bulunduğu ——– tarihli cevabında; mükellefi ——- tarihinde faaliyete başladığı, —- tarihinde faaliyetine son verdiği, — yılında İşletme esasına göre defter tuttuğu, —— yıllarında bilanço esasına göre defter tuttuğu belirtildiği dolayısıyla davacının tacir olduğu anlaşılmakla yargılamaya devam edilmiştir.
Tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip, deliller toplanmıştır.
7155 sayılı Yasa ile 6102 sayılı Yasaya 5/A maddesi eklenerek ticari davalarda arabuluculuk dava şartı haline getirilmiş olup, mahkememizdeki dava —– tarihinden sonra açılmakla davacının dava şartı arabuluculuk koşulunu yerine getirdiği görülmüştür. Aynı Yasa ile 6325 sayılı Kanuna dava şartı arabuluculuk başlığı ile 18/A maddesi de eklenmiş olup bu madde uyarınca yapılan incelemede davacının arabulucuya başvurduğu, —- günü ilk toplantının yapıldığı, toplantıya tüm tarafların katıldığı, —- tarihinde yapılan toplantı neticesinde tarafların anlaşamadıklarına ilişkin arabuluculuk son tutanağının da düzenlenmiş olduğu görülmüştür.
Mahkememizce taraf ticari defterlerinin incelenmesi ve davacının takip tarihi itibariyle davalıdan alacağının bulunup bulunmadığı varsa miktarının belirlenmesi açısından mali müşavir bilirkişiden rapor alınmıştır.
—- tarafından hazırlanan bilirkişi raporunda özetle; davacı tarafın ibraz ettiği —- ticari defterlerinin noter açılış onamaları ile yevmiye defterinin noter kapanış onamasının sürelerinde yaptırılmış olduğu, defterlerin usulüne uygun tutulduğu, birbirini teyit ettiği, davalı tarafa yapılan ihtara rağmen davalı taraf inceleme günü hazır bulunmadığı, ticari defterlerin de ibraz edilmediği, davacı —- tarafından düzenlenen takip konusu —- tarihli —- no.lu fatura irsaliyeli fatura olup, davacının usulüne uygun tutulduğu anlaşılan ticari defterlerinde faturanın — tarihinde — olarak kaydedilmiş olduğu, hesapta—- tarihinden sonra bir hareketin bulunmadığı, — tarihli yevmiye kapanış maddesinde de —- alacak bakiyesinin aynen yer aldığı, irsaliyeli fatura içeriğinin —- olduğu, fatura altında davalı adına teslim alanın —-olduğu, imzasının bulunduğu, davacı tarafından ibraz edilen —- yılı ——-; davacının 20’ci sırada davalı —— tutarında mal ve hizmet sattığını vergi dairesine beyan ettiği, davacının takip tarihi itibariyle —— alacağının bulunduğu belirtilmiştir.
Bilirkişi raporunun taraflara tebliğ edilmiş, rapora karşı beyanda bulunulmamıştır.
Mahkememizce yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davanın, faturaya dayalı alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkin olduğu, cari hesabın 1 adet faturadan oluştuğu, bilirkişi vasıtasıyla incelenen davacı taraf defterlerinde faturanın kayıtlı olduğu, faturaya yönelik davalı tarafından yapılan bir ödemenin bulunmadığı, davalı tarafın mahkememizce yapılan ihtarata rağmen defterlerini ibraz etmediği, davacının —– formunda söz konusu faturanın ilgili vergi dairesine bildirildiği, her ne kadar davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin irsaliyeli faturayı ve fatura içeriği malları almadığını, faturanın gerçeği yansıtmadığını beyan etmiş olsa da dava konusu irsaliyeli fatura altında teslim alan isim ve imzasına itirazda bulunmadığı, yine faturaya yasal süresi içinde bir itirazda bulunmadığı, irsaliyeli faturanın ve içeriği malların/ders kitaplarının davalı yana teslim edilmiş olduğunun kabulü gerektiği anlaşılarak davacının fatura alacağı olduğunun kabulü ile davacının takip tarihi itibariyle —– alacağı bulunduğu, bu nedenle davalının icra takibine yaptığı itirazın haksız olduğu, iptalinin gerektiği, taraflar arasında akdi faiz yönünden herhangi bir sözleşme bulunmadığına göre uyuşmazlığın 3095 sayılı Yasa hükümlerine göre çözülmesi gerekmektedir. 3095 sayılı Yasanın 4489 sayılı Yasa ile değişik 2/2 maddesinde ticari işlemde temerrüt faizinin ‘avans’ oranında hesaplanacağı, —– verilerinden icra takip tarihi itibariyle avans faizi oranının yıllık—- olduğu görüldüğünden, davacının belirlenen asıl alacağına talebi gibi —-tarihinden itibaren yıllık —-değişen oranlarda kademeli olarak avans faiz işletilmesi gerektiği, alacağın fatura alacağı olup likit olduğu, davacı lehine hükmedilen miktara % 20 inkar tazminatı vermek gerektiği anlaşılarak aşağıdaki şekilde hüküm vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜNE,
1-Davalının —- sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin —-asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık % 19,50 oranında ve değişen oranlarda avans faizi işletilmesine,
2-Alacak likit olmakla, hüküm altına alınan 35.784,97 TL’nin % 20’si oranında inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar harcı 2.444,47 TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 432,20 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 2.012,27 TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 44,40 TL başvurma harcı, 432,20 TL peşin nispi harç olmak üzere 476,60 TL harcın davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 53,75 TL tebligat ve müzekkere gideri, 600,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 653,75 TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T’deki esaslara göre belirlenen 5.367,75 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-7155 sayılı Kanun ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na eklenen 18/A maddesinin 13.fıkrası ve yürürlükte bulunan Arabuluculuk Ücret Tarifesi uyarınca Hazine tarafından karşılanan 1.320,00 TL.arabuluculuk ücretinin davalı taraftan tahsili ile Hazine adına irad kaydına,
9-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa iadesine,
Dair davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın taraflara tebliğinden 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 15/09/2020