Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/409 E. 2022/30 K. 13.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/409 Esas
KARAR NO : 2022/30

DAVA : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/07/2019
KARAR TARİHİ : 13/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili Davacı Şirketin Davalı —- olduğu anlaşma gereği, Davalılar tarafından yapımı gerçekleştirilen — işçilik dahil yapımını gerçekleştirdiğini ve yaptığı işlere ilişkin olarak davalılardan— alacaklarının doğduğunu, Müvekkili Şirketin Alacaklarına karşılık Davalılara faturalar düzenlediğini, düzenlenen bu faturaların müvekkili şirket kayıtlarına işlendiğini ve davalılara gönderilerek fatura bedellerini ödemelerinin istendiğini, Davalıların faturalarda doğan borçlarının büyük kısmını ödediğini, — kısmını ödemediğini, bu aşamada müvekkili şirkete — isimli — davalıların bilahare bu yazıyı imzalamaktan imtina ettiklerini, —— yazıda davalıların müvekkili şirkete — Borçlarının olduğunu da ikrar etmiş olduklarını, davalıların borçlarını ödemesi üzerine, aleyhlerine bakiye — dosyasından Takip başlattıklarını, davalıların borçlarını ödemek yerine icra takibine kötü niyetli olarak itiraz ederek takibi durdurduklarını, davalıların itiraz dilekçelerinde kendileri tarafından fesih sözleşmesi imzalandığı ve bu fesih hususunda kendilerine dönüş ve hesap mutabakatı yapılmadığı ve de herhangi bir alacağın olup, olmadığının tespit edilemediğini belirttiklerini, ancak bu beyanın iyiniyetli olmayıp, muhasebe ve ticari defter kayıtları ile faturalar üzerinde yapılacak basit bir incelemeyle müvekkili şirkete takipte belirtilen miktarda borçları olduğunu tespit edebileceklerini, taraflar arasında yapılan —sonuç alınamadığını ve 13.03.2019 Tarihinde “Anlaşmama” sonuçlu arabuluculuk tutanağının da düzenlenerek taraflarca imzalandığını, Müvekkili Şirketçe yapılan işlerin — davalıların bu işi sözleşmeyle devir alması üzerine müvekkili şirketçe işe davalılar adına devam edildiğini, Davalıların —- yapmış oldukları itirazın kötü niyetli olduğundan müvekkili şirketin maddi ve manevi mağduriyete uğradığını iddia ederek, davalılar tarafından icra takibine yapılan vaki itirazların iptali ile takibin devamına, davalılar aleyhine takip/dava bedelinin —- az olmamak üzere icra tazminatı mahkumiyetine hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalı — bırakılmasını talep ve dava etmişlerdir.
SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı—– toplamda —-Alacaklı bulundugu iddiasını huzura getirdiğini, —- şirketlere yapılan —– adına düzenlediği faturaların sahte olduğu, buna ilişkin incelemelerin sürdüğü, müvekkili —- İadelerinin doğrudan davacının düzenlediği faturaların sahte olduğundan bahisle iade edilmediğinin bildirildiğini ve bu nedenle müvekkili şirketlere yasal hakları olan—- yapılamamış olduğunu, Müvekkili —- açıkça ve doğrudan davacıya—— yöneltilmiş —- karşısında, mevcut sözleşme kapsamındaki hakkı olarak müvekkil şirketlerin son derece iyi niyetle davranarak davacıya —- sonucuna bağlı kalarak kullanılmak üzere müvekkili şirketlere teminat vermesi mukabili ödemelerin yapılacağının bildirildiğini, Bu hususun ayrıca davacıya — davacıdan kaynaklanan sorun olmak üzere diğer risklerle ilgili olarak teminat göstermediği hususları belirtilerek Sözleşmenin feshi hususunun bir kez daha teyit edildiğini, davacının belki de cezai müeyyide ile karşılaşabileceği eylemleri ile müvekkili şirketlerin zarara uğrayacağının açık olduğunu, halen bu zararın da fiilen gerçekleşmiş durumda olduğunu savunarak, haksız davanın esastan reddine, davacı aleyhine %20’den az olmamak üzere icra tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmişlerdir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, hukuki niteliği itibari ile; İİK.nun 67.maddesinde düzenlenen itirazın iptali davasıdır.
7155 sayılı Yasa ile 6102 sayılı Yasaya 5/A maddesi eklenerek ticari davalarda arabuluculuk dava şartı haline getirilmiş olup, mahkememizdeki dava —davacının dava şartı arabuluculuk — görülmüştür. Aynı Yasa ile 6325 sayılı Kanuna dava şartı arabuluculuk başlığı ile 18/A maddesi de eklenmiş olup bu madde uyarınca yapılan incelemede davacının — tarihinde yapılan toplantı neticesinde tarafların anlaşamadıklarına ilişkin arabuluculuk —-olduğu görülmüştür.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip, deliller toplanmıştır.
—icra dosyası getirtilmiş, yapılan incelemesinde; davacı takip alacaklısı şirket tarafından, davalı takip —- — asıl alacağın tahsili amacıyla icra takibi başlattığı,—– tarihinde tebellüğ eden davalı takip borçlusu şirketler ———-ilgili — süresinde vekilleri vasıtasıyla müştereken vermiş oldukları itiraz dilekçesiyle; takibe, borca, ferilerine itiraz ederek borcunun bulunmadığını bildirdiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği, mahkememizde açılan davanın süresinde olduğu tespit edilmiştir.
Mali müşavir—- özetle; davacının defterlerinin usule uygun olduğu, davacı şirket ticari defter ve kayıtlarında, davacı şirketin takip tarihinde davalılardan— alacaklı durumda bulunduğu, davalı şirketlerden — ticari defter ve kayıtlarında, —- takip tarihinde davacı şirkete—- bulunduğu, tarafların ticari defter kayıtları karşılaştırmalı olarak incelendiğinde, davacı şirketin sadece düzenlediği faturalar ile adi ortaklıktan kendi banka hesabına yapılan bazı ödemeleri kayıt altına aldığı, davacının eksik ticari defter kayıtlarına bu haliyle itibar edebilmenin mümkün olmadığı, usul ve yasaya uygun tutulduğu görülen adi ortaklığa ilişkin ticari defter ve kayıtlarına itibar edilebileceği belirtilmiştir.
Davacı vekili rapora yönelik itiraz dilekçesinde;—- bedele ilişkin müvekkili—– bulunmadığından, söz konusu bedelin mahsubunu kabul etmediklerini beyanla, bilirkişi raporu ve dosya muhteviyatı dikkate alınarak tüm taleplerinin ve davalarının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı şirketler vekili rapora yönelik itiraz dilekçesinde; davacı hakkında yürütülen vergi incelemesi neticesinde davacının müvekkillerine düzenlediği faturaların sahte olduğunu, sahte faturaya dayalı olarak talepte bulunulamayacağını, müvekkili şirketlere bu faturalardan kaynaklanan yasa—– yapılmamış olduğunu, müvekkili şirketlerin — İadelerinin açıkça ve doğrudan davacıya— yöneltilmiş— yapılmaması karşısında,— kapsamındaki hakkı olarak müvekkili şirketlerin son derece iyi niyetle davranarak davacıya kendi soruşturmasının sonucuna bağlı kalarak kullanılmak üzere müvekkili şirketlere teminat vermesi mukabili ödemelerin yapılacağının bildirildiğini, davacıya keşide edilen ihtarnamede bahse konu—- alacaklarıyla ilgili olarak davacıdan kaynaklanan sorun olmak üzere diğer risklerle ilgili olarak teminat göstermediği hususlan belirtilerek Sözleşmenin feshi hususunun bir kez daha teyit edildiğini, itirazları doğrultusunda bilirkişiden ek rapor alınmasını talep etmiştir.
Mahkememizce rapora yönelik itirazların değerlendirilmesi amacıyla heyete sözleşme hesap uzmanı eklenmek suretiyle ek rapor alınmıştır.
Ek raporda özetle; davacı şirketin davalı şirketlerden —— ortaklıktan takip —- alacaklı olduğu, takip tarihi sonrası, dava tarihi öncesi davacı— yapılan ve davacı—- alacağından mahsup edildiği görülen toplam —- ilişkin Takdirin Mahkemeye ait olacağı belirtilmiştir.
Tüm dosya kapsamından; davanın eser sözleşmesinden kaynaklı alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali talebine ilişkin olduğu, takibin —- başlatıldığı, tarafların defterleri üzerinde inceleme yapıldığı, davacı tarafın defterlerine göre; davacının davalıdan — davalı tarafın defterleri üzerinde yapılan incelemede; davalıların davacıya — borçlu olduklarının tespit edildiği, taraflar arasındaki —- sözleşmesi incelendiğinde; Sözleşmenin 35. Maddesine göre; davalı — belirtilmiş olduğundan bu hususta davalı — gerektiği, davacı şirket hakkında sahte belge düzenleme şüphesi nedeniyle —- inceleme başlatılarak davacı şirketi—- alınmasının iptali ve yürütmesinin durdurulması talebiyle —- ikame ettiği davanın yapılan yargılamasında; mahkemenin,— tarihinde oybirliğiyle yürütmenin durdurulması kararını verdiği, bu karara karşı dosya davalısı —–red edilerek kararın davacı şirket lehine kesinleşmiş olduğu görülmüş olup, davacı ——- İncelemesi karşısında, davacı şirketin davalı şirketlerin oluşturduğu adi ortaklığa sözleşme kapsamında yapmış olduğu işler karşılığında düzenlemiş olduğu faturalardan kaynaklı alacağını talep etmesinde hukuka aykırılık bulunup bulunmadığı hususları Hukuki Değerlendirmeyi gerektirmekte olup, Takdirinin Yüce Mahkemeye ait olacağı,
—- hazırlanan—– Tarihli —tutanağında; davalılardan —- belgelerinin incelemeye alınarak davacı —- yapılan—- ilişkin bilgiler, —- ibrazı, defterine kaydedip kaydetmediği, kayıtların bilgileri, alım satım yapılanlar emtia ise emtianın taşınmasına ilişkin sevk irsaliyesi, — bulunup bulunmadığı, taşıma için kullanılan — yapıldığının talep edildiği, — tarihleri arasında —- defterlerinde kayıtlı olduğu tespit edilmiş olup, — defterlerde kayıtlı olduğu belirlenen mal/hizmet alım/satımlarının yapıldığı ——— yetkili/ortaklarını tanıyıp tanımadığı, alım/satımlarla ilişkin kimlerle ilişki kurulduğu, genel anlamda yapılan ticari işin mahiyeti, bu alım/satımların ne amaçla yapıldığı, buna ilişkin ibraz edilebilecek belge olup olmadığının açıklanmasının istenmesi sonucunda; —Temsilcisinin İmza altına alınan beyanında cevaben; — yaptıklarını, — yapıldığını, —kısmının sona erdiği, — şirketine verdiklerini,—- Bakiyesini düzenleyerek iş sözleşmesini fesih ettiklerini, kendilerinin gerçekten işleri yaptıklarını, işin yapım süresinde işçilerin yemek ve diğer giderlerini kendilerinin karşıladığını,— düzenleyerek cari hesaptan düşerek mahsup ettiklerini, ödemelerin tamamının bankadan — — — ekte ibraz ettiklerini, ekleyeceği başka bir şey bulunmadığı” şeklinde beyan ve ifadede bulunduğunun tutanakla imza altına alındığı, — davalıların oluşturduğu adi iş ortaklığının davacı şirketten faturalara konu alımları yaptığını, bir diğer ifadeyle davacı satış faturalarının muhteviyatı itibarıyla gerçeği yansıttığını, aralarında cari hesap bakiyesini düzenleyerek iş ilişkilerini sonlandırdıkları beyan edilerek açıkça kabul edildiği ve adi iş ortaklığının ticari defter kayıtlarında yer aldığı tespit olunan—-kadar davacı şirkete borçlu bulunduğu,
Belirtilen açıklama ışığında davacı hakkında başlatılan incelemenin belirli bir fatura veya belge ile ilişkili bulunmadığı, aksine işletmesinin büyüklüğü ve çalışan sayısı gibi faktörlerle düzenlediği belgeler arasında uyumsuzluk bulunmasına bağlı “——–, bu şüpheye bağlı olarak incelemeye alındığı ve belirtilen inceleme —durduğu, ilgili Tebliğ düzenlemesinde mükelleflerin incelemeye alınabileceği, — iadesi işlemlerinin sürdürülmeyeceği, incelemeye alınan kişiden mal ve hizmet alan kişiler bakımından— sürdürülmeyeceği yönünde düzenlemeye gidildiği, davalı taraf her ne kadar sahte fatura düzenlendiği yönünde savunma yapmışsa da, söz konusu faturaların düzenlenen hakkedişler kapsamında kesildiği, defterlerine işlendiği ve karşılıklarının–yönünde beyanda bulunulduğu, işin yapılmadığına yönelik itirazda bulunmadığı, taraflar arasında davalının— iadesini elde edilememesi durumunun ortaya çıkardığı sonuç bakımından uyuşmazlık bulunduğu, davalı tarafından —iadesi için başvurulduğunda, iadeye konu edilen faturaların sahte veya— olması ihtimaline göre değerlendirme yapıldığının bildirildiği, ancak dosya kapsamında yer alan ve söz konusu incelemenin başlamasına dayanak oluşturan raporda, yukarıda belirtildiği gibi somut bir sahte veya — itibariyle yanıltıcı belge kullanımı yönünde veriden bahsedilmemekte, davacının— uyumlu olmadığı, ticari teamüllerin —beyanların bulunduğu anlaşıldığının beyan edildiği, davalı savunmasına dayanak oluşturan— alınamaması ile davalının eylemi arasında — kurulamadığı gibi, davalının kusurundan ve henüz bir zarardan söz edilmesinin de mümkün olmadığı, —inceleme gerçekleştirmesinden kaynaklandığı, davacı tarafın söz konusu inceleme başlamasında kusurlu bir eyleminin evrak üzerinde görülemediği, ayrıca —-adesinin alınmayacağına yönelik bir kesin durumun da ortaya konulmadığı, bu haliyle davalı tarafından iddia edilen zararın —-gecikmeye sebep olunduğu) henüz gerçekleşip gerçekleşmediğinin belli olmadığı ve varsa zarar miktarının tespitinin de bu aşamada mümkün olmadığı, davacı tarafından takip yoluyla İstenen alacağın doğumuna yönelik bir itiraz veya defi bulunmamakla, söz konusu işin yapıldığı ve davacı alacağının doğduğu kabul edilmesi gerektiği, sonuç olarak davacının — alacağı bulunduğu anlaşılmakla takibe yönelik itirazın bu miktar üzerinden iptaline karar vermek gerektiği, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %19,50 oranında ve değişen oranlarda avans faiz işletilmesine, fazla talebin reddine karar verildiği, alacak cari hesap alacağı olup likit olduğundan — 315.975,26 TLnin %20 si oranında inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya verilmesine, her ne kadar davalı taraf kötüniyet tazminat talebinde bulunmuşsa da davacı takip başlatmakta haksız olmadığından davalı tarafın kötüniyet tazminat talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜNE,
1-Davalıların —- esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin 315.975,26 TL asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %19,50 oranında ve değişen oranlarda avans faiz işletilmesine, fazla talebin reddine,
2-Alacak likit olmakla hüküm altına alınan 315.975,26 TLnin %20 si oranında inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
3- Davalı tarafın kötüniyet tazminat talebinin reddine,
4-Karar harcı 21.584,27 TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 3.849,46 TL harcın mahsubu ile bakiye 17.734,81 TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
5-Davacı tarafından dava açılırken peşin olarak yatırılan 44,40 TL başvuru,3.849,46 TL peşin nispi harç olmak üzere toplam 3.893,86 TL’nin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 219,00 tebligat ve müzekkere gideri, 4.000,00 TL bilirkişi masrafı olmak üzere toplam 4.219,00 TL yargılama giderinin kabul ve ret oranları gözetilerek 4.176,81 TL’sinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
8-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli — belirlenen 30.568,27 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli—- esaslara göre belirlenen ve reddedilen miktarı geçmemek üzere 2.753,52 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
10-7155 sayılı Kanun ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na eklenen 18/A maddesinin 13.fıkrası ve yürürlükte bulunan ——- arabuluculuk ücretinin takdiren tamamının davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
11-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
HMK 345. Maddesi hükmü uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.