Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/408 E. 2020/289 K. 01.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/408
KARAR NO: 2020/289
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 12/07/2019
KARAR TARİHİ: 01/07/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ile müvekkili arasında ——— tarihli temlik ve gayrımenkul satış vaadi şartlarını belirleyen sözleşme ile — tarihli satış vaadi sözleşmesine ek sözleşmenin düzenlendiğini,— bulunan——–değerindeki — adet gayrımenkulün sözleşme uyarınca davalıya devredildiğini, bunun karşılığında müvekkilinin davalı tarafından yürütülen———– m2.ye denk gelecek şekilde bağımsız bölümler alması yahut ek sözleşmede yer alan geri satma hakkı kullanılarak en geç —tarihinde ——-.tutarın davalı tarafça müvekkiline ödenmesi seçimlik haklarından birinin kullanılması hakkının tanındığını, — tarihli ihtarnameyle geri satma seçimlik hakkının kullanıldığının davalıya bildirildiğini, böylelikle davalının — tarihinde ——– ödemekle yükümlü hale geldiğini, davalı tarafça yürütülen —- projesinde inşaatın faaliyet göstermemesi nedeniyle bu hakkın kullanıldığını, ancak davalının edimini yerine getirmediğini, alternatif bir ödeme planı belirlenerek—– tarihinde ek protokol düzenlendiğini, davalının borcun varlığını ve ——- tarihi itibariyle muaccel hale geldiğini yazılı şekilde kabul ve ikrar ettiğini, bu protokol ile kararlaştırılan ödeme planında yer alan tarihlerde de davalının ödeme yapmadığını, bu yüzden—– tarihli ihtarnamenin gönderilerek ek protokol feshedilip borcun derhal ödenmesinin istendiğini, sonuçsuz kalması üzerine davalı hakkında başlatılan takibe davalının haksız yere itiraz ettiğini belirterek davalının itirazının iptaliyle takibin devamına ve davalının %20’den aşağı olmamak üzere inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu alacağın rehinle temin edildiğini, İİK.nun 45.maddesi hükmü uyarınca söz konusu alacak için yalnızca rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapılabileceğini, davacının sözleşmeden doğan alacağının kurdaki fahiş artışla birlikte yüksek rakamlara ulaşması sebebiyle diğer seçimlik hakkı kullanmaktan kaçındığını, ayrıca — tarihinde davacıya —– ödeme yapıldığını, bu miktarın borçtan düşülmesi gerekirken davacının hiç ödeme yapılmadığını iddia ettiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava, hukuki niteliği itibari ile; İİK.nun 67.maddesinde düzenlenen itirazın iptali davasıdır. Davacı, davalı ile aralarında —-tarihli temlik ve gayrımenkul satış vaadi şartlarını belirleyen sözleşme ile —- tarihli satış vaadi sözleşmesine ek sözleşmenin düzenlendiğini, — bulunan——– değerindeki -adet gayrımenkulün sözleşme uyarınca davalıya devredildiğini, bunun karşılığında davalı tarafından yürütülen ——adlı gayrımenkul projesinden ——– denk gelecek şekilde bağımsız bölümler alınması yahut ek sözleşmede yer alan geri satma hakkı kullanılarak en geç ——-tutarın davalı tarafça kendisine ödenmesi seçimlik haklarından birinin kullanılması hakkının tanındığını,—-tarihli ihtarnameyle geri satma seçimlik hakkının kullanıldığının davalıya bildirildiğini, böylelikle davalının —- tarihinde ——- ödemekle yükümlü hale geldiğini, davalı tarafça yürütülen —– projesinde inşaatın faaliyet göstermemesi nedeniyle bu hakkın kullanıldığını, ancak davalının edimini yerine getirmediğini, alternatif bir ödeme planı belirlenerek —- tarihinde ek protokol düzenlendiğini, davalının borcun varlığını ve —- tarihi itibariyle muaccel hale geldiğini yazılı şekilde kabul ve ikrar ettiğini, bu protokol ile kararlaştırılan ödeme planında yer alan tarihlerde de davalının ödeme yapmadığını, bu yüzden —– ihtarnamenin gönderilerek ek protokol feshedilip borcun derhal ödenmesinin istendiğini, sonuçsuz kalması üzerine davalı hakkında başlatılan takibe davalının haksız yere itiraz ettiğini belirterek davalının itirazının iptaliyle takibin devamına ve davalının %20’den aşağı olmamak üzere inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, davalı ise dava konusu alacağın rehinle temin edildiğini, İİK.nun 45.maddesi hükmü uyarınca söz konusu alacak için yalnızca rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapılabileceğini, davacının sözleşmeden doğan alacağının kurdaki fahiş artışla birlikte yüksek rakamlara ulaşması sebebiyle diğer seçimlik hakkı kullanmaktan kaçındığını, ayrıca —— tarihinde davacıya — ödeme yapıldığını, bu miktarın borçtan düşülmesi gerekirken davacının hiç ödeme yapılmadığını iddia ettiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla mahkememizin —— günlü ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş tarafların sulh olma imkanı bulunmadığından uyuşmazlık noktaları tespit edilip tahkikat aşamasına geçilerek deliller toplanmak suretiyle sonuca gidilmiştir.
—–.İcra Müdürlüğünün —– sayılı takip dosyası getirtilmiş, davacının davalı hakkında başlattığı ilamsız icra takibinde ödeme emrinin tebliği ile davalının takibe süresinde itiraz ettiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği, mahkememizde açılan davanın süresinde olduğu anlaşılmıştır.
Davacı alacak talebini — tarihli temlik ve gayrımenkul satış vaadi şartlarını belirleyen sözleşme ile —- tarihli ek sözleşme ve —- tarihli ek protokol hükümlerine dayandırmıştır. Sözleşmeler ve protokol davalı tarafında kabulündedir.
Davalı vekili müvekkilinin —–isimli projenin inşaatını yaptığını, davacının da bu projeye yatırım yapmak istediğini ve tarafların —- tarihli sözleşmeyi imzaladıklarını, davacının toplam satış bedelini en geç —- tarihine kadar ödemeyi taahhüt ettiğini, sözleşme imzalandıktan sonra davacı tarafça nakden ödeme yapılamayacağı beyan edildiğinden, davacıya ait — adet dairenin satış bedeli karşılığı davalıya devredilmesi konusunda anlaşmaya varıldığını ve—- tarihli ek sözleşme yapıldığını, bu sözleşme ile davacının dairelerinin bedelinin — olarak belirlendiğini, davacıya bu sözleşme ile — hak tanındığını, buna göre davacının — projesinden satın aldığı —- daireyi müvekkiline geri satma yahut —- daireyi alma hakkına sahip olduğunu, geri satma hakkının kullanılması durumunda davalının davacıya ——– ödeyeceğinin de kabul edildiğini, davacının daireleri almaktan kaçınıp döviz kurundaki artış nedeniyle geri satma hakkını kullandığını ileri sürmüştür.
Davacı yan ————– no.lu ihtarnamesi ile geri satma hakkını kullandığını, geri satma bedelinin sözleşmede kararlaştırılan tarihte ödenmesini istediğini davalıya bildirmiş, bu ihtarname davalıya tebliğ olmuştur.—- tarihli Ek Sözleşmenin 3.maddesi davacının seçimlik hakkını düzenlemekte olup, geri satma bedeli 3.4 maddesinde ——— kabul edilmiştir.
— tarihli ek sözleşmeden sonra taraflar arasında bu kez —tarihli ek protokol imzalanmış ve protokol ile davalı davacının geri satma hakkını kullanması nedeniyle doğan —- tutarındaki borcu ödeme yükümlülüğünün vadesinin —— itibariyle dolduğunu, vadesi gelmiş borcunu ödeyemediğini kabul etmiş vadesi gelmiş borcun yenilenmesi olarak addedilmeyecek şekilde taraflar alternatif bir ödeme planı belirlemişlerdir. Protokolün 3.2 maddesinde davalının edimlerini eksiksiz ve zamanında yerine getirmemesinin sonuçları düzenlenmiş olup buna göre davacı davalının yükümlülüğünü ihlal etmesi durumunda herhangi bir süre vermeden protokolü derhal etkili şekilde feshedip vadesi gelmiş borcun ödenmesini talep hakkında sahip olacak ve bu borç için vade tarihi olan —– tarihinden itibaren tahakkuk edecek temerrüd faizini ve bunun dışındaki maruz kalabileceği diğer zararlarının tazminini talep edebilecektir.
Davacı —- tarihinde düzenlenen —— yevmiye no.lu ihtarname ile ek protokolün davalı tarafça ihlal edildiğini davalının hiçbir ödeme yapmadığını, temerrüde düştüğünü belirterek derhal etkili olarak fesih hakkını kullandıklarını, 1 iş günü içinde borcun ödenmesini aksi halde ipoteğin paraya çevrilmesi dahil hukuki yollara başvurulacağını davalıya bildirmiştir.
Davalının ilk savunması dava konusu alacağın rehinle temin edildiği, İİK.nun 45 maddesi gereğince ancak rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapılabileceği yönündedir. Taraflar arasında imzalanan —– tarihli ek sözleşmede teminat konusunu düzenleyen 4.1 maddesinde davacı lehine Ek 2’de belirtilen gayrımenkuller üzerine ———- tutarında ipotek tesis edileceği belirtilmiştir.
Bu gayrımenkuller ———bölümlerdir. İpotek akit tabloları dosya içine alınmış, ayrıca tapu kayıtları da getirtilmiş, — no.lu bağımsız bölüm üzerine davacı lehine —-tutarlı— derecede ve ——— tutarlı -derecede ipotek tesis edildiği, — no.lu bağımsız bölüm üzerinde de aynı şekilde davacı lehine ——–.tutarlı -derece ve ———-.tutarlı – derecede ipotek bulunduğu, — no.lu bağımsız bölüm üzerinde davacı lehine ——-.bedelli – derecede ——- lehine —– TL.tutarlı – derecede ipotek tesis edilmiş olduğu görülmüştür.
Davacı taraf —İcra Müdürlüğünün —sayılı dosyasında toplam —tutar üzerinden ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip başlatmış olup, takip dosyasında yapılan kıymet taktir raporu dosyaya alınmış, taşınmazlar için toplam —-diğer biçildiği görülmüştür.
Öte yandan —– tarafından da —İcra Müdürlüğünün —- sayılı icra takip dosyası ile ———-TL.için kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine geçildiği görülmüştür.
Davaya konu alacağın ipotekle temin edilen miktar, alınan kıymet takdiri raporu ve taşınmazlar üzerinde başka ipoteklerinde bulunması karşısında taşınmazların borcu karşılamaktan uzak olduğu anlaşılmıştır. İİK 45/1 maddesi 2.cümlesinde “…..Ancak rehnin tutarı borcu ödemeye yetmezse alacaklı kalan alacağını iflas ya da haciz yoluyla takip edebilir” hükmü bulunmakta olup davacı davaya konu takibi tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla yapmıştır. Bu yüzden davalının savunması yerinde görülmemiştir.
Davalının bir diğer savunması ise davacının dolar kurundaki artış nedeniyle geri satma hakkını kullandığı gayrımenkul tesliminden imtina ettiği yönündedir. Ancak davacı sözleşme ile kendisine tanınan seçim hakkını kullanmış olup, bunu hangi saikle yaptığı bu davada tartışılamayacağından davalının bu savunması da yerinde görülmemiştir.
Davalı vekili davacıya ——— tarihinde——– ödeme yapılmış olmasına rağmen davacının bu tutarı düşmeden takip yaptığını ileri sürmüş, davacı vekili ödemeyi kabul ettiklerini ancak ödeme yapıldıktan sonra bilgi verilmediğini takibe geçilmeden hemen önce davacı şirket yetkililerinin değişmesi nedeniyle ödemenin şirket kayıtlarına geçirilmediğini bu yüzden takibin borcun tamamı üzerinden başlatıldığını ifade etmiştir.
Yapılan yargılama, toplanan deliller, taraflar arasında imzalanan sözleşmelerin hükümleri bir arada değerlendirildiğinde davacının davalıdan —- alacaklı olduğu ve bu miktar alacağın — tarihi itibariyle vadesinin geldiği borcun muaccel olduğu görülmüştür. Davacı bu yüzden alacağın tahsili için tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla —– tarihinde ilamsız icra takibi başlatmış, asıl alacağa —tarihinden itibaren —- mevduata kamu bankalarınca fiilen uygulanan azami yıllık faiz adı altında takip tarihine kadar —işlemiş faiz talebinde bulunmuş, faiz hesabını takip talebinde göstermiş, —- tarihi itibariyle faiz oranını yıllık —- olarak belirtmiş, izleyen aylarda da değişen yıllık faiz oranlarını uygulamak suretiyle sonuca ulaştığı, aynı zamanda takip tarihinden itibaren yıllık —– oranında faiz talep ettiği anlaşılmıştır.
Davalının—- tarihinde yaptığı—— ödeme davacının da kabulünde olduğundan bu tutar düşülmek suretile davacının takibe geçmesi gerekir iken davacı ana borç tutarı ve işlemiş faiz üzerinden takip talebinde bulunmuş, aynı miktar üzerinden dava açmıştır. Davalı itirazında borcun tamamına itiraz etmiş, —– ödemeden bahsetmemiş, mahkememizdeki yargılama sırasında bu ödeme beyan edilmiştir. Bu yüzden davacının takip tarihi itibariyle talep edebileceği tutarların hesabı, bilirkişi tayinine gerek olmaksızın TBK 100 maddesi hükmü de gözetilerek mahkememizce resen yapılmıştır.
Hesaplama yapılırken asıl borç tutarı——– tarihli protokol 3.2/c maddesi gereğince temerrüd faizi talep edilebileceği düzenlemesi doğrultusunda söz konusu tutara—— ödendiği —– tarihine kadar davacının talebi ile bağlı kalınarak ———işlemiş faiz hesabı yapılmış ve geçen dönem için—– faiz hesaplanmıştır. Ödeme önce faizden mahsup edilmiş, kalan —- ana paradan düşülmek suretiyle —- para tutarına ulaşılmıştır.
Bu tutara —— tarihine kadar yine yıllık— faiz oranı uygulanmış, —- takip tarihi arasında da yıllık faiz oranı % 4.50 olduğundan bu oran dikkate alınarak hesaplama yapılmıştır. Döviz faiz hesaplaması temerrüd tarihindeki faiz oranı üzerinden 1 yıllık olarak aradaki değişiklikler dikkate alınmadan yapılması gerektiğinden davacı tarafın her ay değişen oranlara göre yaptığı hesaplama dikkate alınmamıştır.
Mahkememizce yapılan hesaplama ve ulaşılan rakam aşağıda tablo olarak gösterilmiştir.
Ana Para Tarih Aralığı Gün Faiz İşlemiş Faiz Ödeme
—–
———
——-
—-

Takip Tarih Ana Para ——-
İşlemiş Faiz —–
Toplam alacak ——–
Davacının davalı tarafın ödemesi dikkate alındığında takipte talep edebileceği miktar bu şekilde belirlenmiş olup alacak likit ve davalı itirazında haksız olduğundan davacı lehine %20 oranında inkar tazminatına hükmedilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN KISMEN KABULÜNE,
Davalının takip öncesinde —– tarihinde yaptığı —- ödeme göz önünde bulundurularak ——– İcra Müdürlüğü —- sayılı takip dosyasında davalının itirazının kısmen iptali ile takibin tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla — asıl alacak, —- işlemiş faiz olmak üzere toplam———— üzerinden devamına,
Asıl alacağa takip tarihinden itibaren 3095 Sayılı Yasanın 4-a maddesi uyarınca faiz yürütülmesine,
Fazla talebin reddine,
Hükmedilen tutarın %20’si oranında 3.221.907,18 TL inkar tazminatının davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
2-Karar harcı 1.166.018,10 TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 44,40 TL harç, sonradan yatırılan 219.504,47 TL.harç ile icra dosyasına yatırılan 86.054,13 TL. harcın mahsubu ile bakiye 860.415,10 TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
3-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 219.548,87 TL harcın davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 50,80 TL ilk masraf, 127,40 TL tebligat ve müzekkere gideri, olmak üzere toplam 178,20 TL yargılama giderinden davadaki haklılık oranı göz önünde bulundurularak (%95) 170,00 TL.nin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalanın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 259.320,08 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 58.197,90 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
8-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
HMK 345. Maddesi hükmü uyarınca kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 01/07/2020