Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/394 E. 2020/665 K. 25.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/394
KARAR NO : 2020/665
DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/07/2019
KARAR TARİHİ : 25/11/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalılardan ———şubesi arasında imzalanan genel nakdi ve gayri nakdi kredi sözleşmelerinin diğer davalılar tarafından müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzalandığını, kredi borcunun ödenmemesi nedeniyle hesabın kat edildiğini, gönderilen ihtarnamenin sonuçsuz kalması üzerine başlatılan icra takibine davalıların haksız yere itiraz ettiğini belirterek davalıların itirazının iptali ile takibin devamına ve davalıların %20’den aşağı olmamak üzere inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA : Davalılar vekili ayrı ayrı sunduğu cevap dilekçelerinde özetle; müvekkillerinin ödeme emrinde belirtilen tutarda borçları olmadığını, davacı tarafça ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla da takip başlatıldığını, davacı tarafın —–ipotek alacağına ilişkin ve fer’ilerini dava konusu takip üzerinden isteyemeyeceğini, takibin kötü niyetli olduğunu, hesaba konu edilen tutarın yalnızca faiz yönünden değil diğer alacaklar yönünden de hatalı hesaplandığını belirterek davanın reddine, takibin iptaline davacının %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini savunmuştur.
İNCELEME ve GEREKÇE : Dava, hukuki niteliği itibari ile;İİK.nun 67.maddesinde düzenlenen itirazın iptali davasıdır. Davacı taraf davalılardan —– davacı bankanın——- arasında imzalanan genel nakdi ve gayri nakdi kredi sözleşmelerinin diğer davalılar tarafından müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzalandığını, kredi borcunun ödenmemesi nedeniyle hesabın kat edildiğini, gönderilen ihtarnamenin sonuçsuz kalması üzerine başlatılan icra takibine davalıların haksız yere itiraz ettiğini belirterek davalıların itirazının iptali ile takibin devamına ve davalıların %20’den aşağı olmamak üzere inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar ödeme emrinde belirtilen tutarda borçları olmadığını, davacı tarafça ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla da takip başlatıldığını, davacı tarafın ———- alacağını ve fer’ilerini dava konusu takip dosyası üzerinden isteyemeyeceğini, takibin kötü niyetli olduğunu, hesaba konu edilen tutarın yalnızca faiz yönünden değil diğer alacaklar yönünden de hatalı hesaplandığını belirterek davanın reddine, takibin iptaline davacının %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini savunmuştur.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla mahkememizin —– ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanı bulunmadığından uyuşmazlık noktalarının tespiti ile tahkikat aşamasına geçilerek deliller toplanıp, bilirkişi raporu alınmak suretiyle sonuca gidilmiştir.
7155 sayılı Yasa ile 6102 sayılı Yasaya 5/A maddesi eklenerek ticari davalarda arabuluculuk dava şartı haline getirilmiş olup, mahkememizdeki dava ——- tarihinden sonra açılmakla davacının dava şartı arabuluculuk koşulunu yerine getirdiği görülmüştür. Aynı Yasa ile 6325 sayılı Kanuna dava şartı arabuluculuk başlığı ile 18/A maddesi de eklenmiş olup bu madde uyarınca yapılan incelemede davacının arabulucuya başvurduğu, —— günü ilk toplantının yapıldığı, toplantıya tüm tarafların katıldığı, —— tarihinde yapılan toplantı neticesinde tarafların anlaşamadıklarına ilişkin arabuluculuk son tutanağının da düzenlenmiş olduğu görülmüştür.
—— takip dosyası getirtilmiş, davacının davalılar hakkında ilamsız icra takibi başlattığı, ödeme emrinin tebliği ile davalıların takibe süresinde itiraz ettikleri, itiraz dilekçelerinin davacı tarafa tebliğ olmadığı, mahkememizde açılan davanın süresinde olduğu anlaşılmıştır. Davacı taraf takipte kredi asıl borçlusu olan davalı —–yönünden ipotek ile teminat altına alınan —–düşüldükten sonra kalan tutar için takip yaptığını belirtmiş ve takibi tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla başlatmıştır.
Sunulan delillerden davacı banka ile davalılardan ———olmak üzere çeşitli tarihlerde ————— imzalandığı, bu sözleşmelerin bir kısmını davalı ——- müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı, davalı ——- tarihli sözleşmede ———-kefaletinin bulunduğu anlaşılmıştır. Davalılardan ———– zamanda asıl borçlu şirketin ortak ve yetkilisi olup imzalanan sözleşmelerden bir kısmı eski TBK dönemine ait olduğundan yeni TBK 584 maddesinde öngörülen eşin rızasına ilişkin şart aranmamıştır. Yeni TBK.nun—- tarihinde yürürlüğe girmesinden sonra ——– tarihine kadar imzalanmış sözleşme yoktur. TBK 584 maddesine eklenen 3.fıkradaki düzenleme uyarınca ——– tarihinden sonraki sözleşmeler bakımından asıl borçlu şirket ortak veya yetkilileri yönünden eş rızası şart olmaktan çıkartıldığından davalı —– eş rızasına gerek olmadığı, kefaletin şartlarının oluştuğu anlaşılmıştır.
İmzalanan sözleşmeler uyarınca kullandırılan kredilerin borçlarının ödenmediği belirtilerek davacı banka tarafından hesap —- tarihide kat edilmiş ve —–tarihli ihtarname ile borcun derhal ödenmesi davalılara bildirilmiştir. Kat ihtarının taraflara —-tarihinde tebliği ile derhal ödeme talep edildiğinden ——— tarihinde temerrüdün oluştuğu kabul edilmiş dosyada hesap kat ihtarına itiraz edildiğine ilişkin herhangi bir delil ve beyan sunulmadığı tespit edilmiştir.
Davacının takip tarihi itibariyle davalılardan talep edebileceği bir alacağının bulunup bulunmadığı ve varsa miktarının tespiti bakımından bilirkişiden alınan kök ve ek raporlardaki hesaplamalar gerekçeli ve denetlenebilir nitelikte olduğundan mahkememizce de hükme esas alınmıştır.
Yapılan yargılama toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporuyla davalılardan ———- davacı banka arasında imzalanan genel kredi sözleşmelerinin diğer davalılarcada müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzalandığı ve davalı asıl borçlu şirkete kredi kullandırıldığı, kredi borcunun ödenmemesi üzerine davacı bankanın hesabı kat ettiği, hesabın katı ile birlikte borcun muaccel hale geldiği, bu konuda davalılara gönderilen ihtarname üzerine borcun ödenmediği ve davalıların temerrüde düşürüldüğü, davalı tarafça hesap kat ihtarına itiraz edildiğinin beyan ve ileri sürülmediği, davacının borcun ödenmemesi üzerine davalılar hakkında ilamsız icra takibine giriştiği, davalıların süresinde itirazı üzerine takibin durduğu, bunun üzerine mahkememizde dava açıldığı kefiller yönünden yasanın aradığı tüm koşulların mevcut olduğu, kefillerinde kefalet limitleri dahilinde oluşan borçtan sorumlu oldukları anlaşılmış, bilirkişi raporuyla her bir davalının sorumlu olduğu tutarda belirlenerek davanın kısmen kabulüne ve davalıların takibe itirazlarında haksız ve kötü niyetli olduklarının kabulüyle aleyhlerine inkar tazminatına hükmedilmesine, davacı tarafın haksız ve kötü niyetli olduğu ispatlanamadığından davalı tarafın kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE,——– sayılı takip dosyasında takipte talep edilen;
Döviz Kredisi Borcu için
——— Asıl alacak
———- oranında işlemiş temerrüt faizi
———
——–
Taksitli Ticari Kredi Borcu için
————
——- oranında işlemiş temerrüt faizi
——–
— borçtan asıl borçlu davalı —- yönünden ipotek ile teminat altına alınan —-düşüldükten sonra bakiye —————- yönünden sorumlu olduklarının kabulü ile takibin asıl alacak tutarlarına takip tarihinden alacağın tamamen tahsiline kadar işleyecek temerrüt faizi, faizin gider vergisi ve diğer ferileri ile birlikte tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla DEVAMINA, Davalıların bu miktara yönelik itirazlarının İPTALİNE,
Davalı ——– takibe davalının kefalet limiti olan —- bu tutara kat ihtarnamesinin tebliğinden itibaren takip tarihine kadar işlemiş —-oranında temerrüt faizi, —-yürütülmek suretiyle toplam —-yönünden tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla DEVAMINA, davalının bu miktara yönelik itirazının İPTALİNE,
2-Fazla talebin REDDİNE,
3-Hükmedilen tutarın %20’si oranında ———–sınırlı olmak kaydıyla)inkar tazminatının davalı
taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
4-Davalı tarafın kötü niyet tazminatı talebinin REDDİNE,
5-Karar harcı 47.233,23 TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 8.898,00 TL ile icra dosyasına yatırılan 3.683,71 TL. harcın mahsubu ile bakiye 34.651,52 TL harcın ————-davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
6-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 8.898,00 TL harcın davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 50,80 TL ilk masraf, 175,80 TL tebligat ve müzekkere gideri, 1.500,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.726,60 TL yargılama giderinden davadaki haklılık oranına göre (%94) 1.623,00 TL.nin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalanın davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 51.622,70 TL vekalet ücretinin —————— davalı taraftan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davalılar——— kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 6.687,35 TL.vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalılara verilmesine,
Davalı ————-yönünden reddedilen kısım olmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
10-Davalı tarafça yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
11-7155 sayılı Kanun ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na eklenen 18/A maddesinin 13.fıkrası ve yürürlükte bulunan Arabuluculuk Ücret Tarifesi uyarınca Hazine tarafından karşılanan 660,00 TL.arabuluculuk ücretinin davalı taraftan tahsili ile Hazine adına irad kaydına,
12-Davacı ve davalı ——— dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı ve ——— iadesine,
HMK 345. Maddesi hükmü uyarınca kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 25/11/2020