Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/378 E. 2020/197 K. 04.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

KARAR
ESAS NO : 2019/378 Esas
KARAR NO : 2020/197

DAVA : Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin)
DAVA TARİHİ : 03/07/2019
KARAR TARİHİ : 04/03/2020

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 29/03/2018 tarihinden itibaren davalı şirketin %50 oranında hissedarı ve aynı zamanda münferit imza yetkilisi olduğunu, şirkete ait tüm ticari ve mali belgelerin diğer davalı … uhdesinde olup yaptığı tüm şifahi başvurulara rağmen şirketin ticari ve mali belgelerinin kendisine gösterilmediğini, bu konuda şirketin mali müşavirine yaptığı başvurunun da sonuçsuz kaldığını, bu yüzden mali müşavire ihtarname gönderdiğini, kendisine yalnızca 31/12/2018 tarihli detay mizan ve muavin defterin —————-gönderildiğini, gönderilen belgeleri incelediğinde ve haricen yaptığı araştırmalar neticesinde ortak ve yetkilisi olduğu şirkette yapılan hiçbir faaliyetten haberdar olmadığını, şirketin ticari faaliyeti bulunmamasına rağmen bazı şirketlerle ticari ilişkisi varmış gibi gösterildiğini, kayıtlar ile gerçek durumun örtüşmediğini, kimi alacaklılara ödeme yapılmadığını, ödeme belgesi olarak düzenlenen senetlerin ödenmediğini, bu yüzden icra takiplerinin olduğunu, kendi bilgisi dışında ve rızası olmaksızın diğer davalının şirket hesabından para çektiğini, geri ödeme olarak kayıt altına alınan tutarın ödendiğini gösteren herhangi bir belge sunulmadığını, şirket hesaplarında bilinmeyen banka hareketleri adı altında bir kayıt eklendiğini buraya kaydedilen paranın akıbetinin meçhul olduğunu, bu haliyle kayıtların V.U.K ve diğer mevzuata aykırı olduğunu, davalı şirketin reelde borca batık hale geldiğini tespit ettiğini, aynı şekilde şirketin 2019 yılı itibariyle vergi dairesine hiçbir beyanname vermediğini de belirlediğini, gelinen bu aşamada şirket müdürlüğünden istifa ettiğini noter kanalıyla davalılara bildirdiğini ancak ihtarın şirkete tebliğ edilemediğini, davalı şirket müdürünün müdürlük yetkilerini kötüye kullandığını ve bundan şirket yanı sıra kendisinin de zarar gördüğünü, davalı ortağa güveninin kalmadığını belirterek TTK 638/2 fıkrası uyarınca ileri sürdüğü haklı sebepler nedeniyle ortaklıktan çıkmasına karar verilmesini aynı zamanda ortaklıktan ayrıldığı takdirde ayrılma akçesi isteme haklarını saklı tuttuğunu, TTK 630/2 ve 3 maddeleri uyarınca da ileri sürdüğü haklı sebepler uyarınca davalı yöneticinin yetkilerinin kaldırılarak şirkete kayyım tayin edilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA : Davalı taraf cevap dilekçesi sunmamıştır.
İNCELEME ve GEREKÇE : Dava, hukuki niteliği itibari ile limited şirket ortaklığından çıkma talebine ilişkindir. Davacı mahkememizde açtığı davada, ——– tarihinden itibaren davalı şirketin %50 oranında hissedarı ve aynı zamanda münferit imza yetkilisi olduğunu, şirkete ait tüm ticari ve mali belgelerin diğer davalı … uhdesinde olup yaptığı tüm şifahi başvurulara rağmen şirketin ticari ve mali belgelerinin kendisine gösterilmediğini, bu konuda şirketin mali müşavirine yaptığı başvurunun da sonuçsuz kaldığını, bu yüzden mali müşavire ihtarname gönderdiğini, kendisine yalnızca —— tarihli detay —– kanalıyla gönderildiğini, gönderilen belgeleri incelediğinde ve haricen yaptığı araştırmalar neticesinde ortak ve yetkilisi olduğu şirkette yapılan hiçbir faaliyetten haberdar olmadığını, şirketin ticari faaliyeti bulunmamasına rağmen bazı şirketlerle ticari ilişkisi varmış gibi gösterildiğini, kayıtlar ile gerçek durumun örtüşmediğini, kimi alacaklılara ödeme yapılmadığını, ödeme belgesi olarak düzenlenen senetlerin ödenmediğini, bu yüzden icra takiplerinin olduğunu, kendi bilgisi dışında ve rızası olmaksızın diğer davalının şirket hesabından para çektiğini, geri ödeme olarak kayıt altına alınan tutarın ödendiğini gösteren herhangi bir belge sunulmadığını, şirket hesaplarında bilinmeyen banka hareketleri adı altında bir kayıt eklendiğini buraya kaydedilen paranın akıbetinin meçhul olduğunu, bu haliyle kayıtların V.U.K ve diğer mevzuata aykırı olduğunu, davalı şirketin reelde borca batık hale geldiğini tespit ettiğini, aynı şekilde şirketin 2019 yılı itibariyle vergi dairesine hiçbir beyanname vermediğini de belirlediğini, gelinen bu aşamada şirket müdürlüğünden istifa ettiğini noter kanalıyla davalılara bildirdiğini ancak ihtarın şirkete tebliğ edilemediğini, davalı şirket müdürünün müdürlük yetkilerini kötüye kullandığını ve bundan şirket yanı sıra kendisinin de zarar gördüğünü, davalı ortağa güveninin kalmadığını belirterek TTK 638/2 fıkrası uyarınca ileri sürdüğü haklı sebepler nedeniyle ortaklıktan çıkmasına karar verilmesini, ortaklıktan çıkma nedeniyle ayrılma akçesi isteme haklarının saklı tutulmasını talep ve dava etmiştir. Davacı dava dilekçesinde aynı zamanda TTK 630/2 ve 3.maddeleri uyarınca haklı sebeplerle davalı yöneticinin yetkilerinin kaldırılarak şirkete kayyım tayin edilmesi yönünde de talepde buulnmuştur. Davacının bu talebi dava dilekçesi içeriğinden ihtiyati tedbir istemi olarak anlaşılmış ancak HMK 31.maddesi uyarınca davacı vekilinden bu hususu açıklaması istenmiş, davacı vekili 04/03/2020 tarihli duruşmada bu taleplerinin ihtiyati tedbir mahiyetinde olduğunu beyan ve imza etmiştir.
TTK 638/2 maddesinde her ortağın haklı sebeplerin varlığında şirketten çıkmasına karar verilmesi için dava açabileceği düzenlenmiştir.
Davalı taraf davaya cevap vermemiştir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla mahkememizin 23/10/2019 günlü ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş taraflar sulh olma imkanı bulunmadığından uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip deliller toplanarak bilirkişiden rapor alınmak suretiyle sonuca gidilmiştir.
Davalı şirkete ait sicil dosyası getirtilmiş, şirket merkezi itibariyle mahkememizin yetkili olduğu belirlenmiştir. Davalı şirket —————– tarihli hisse devir sözleşmesi ve ortaklar kurulu kararı ile davalı …’in şirket ortağı olduğu ve aynı genel kurulda 10 yıl süreyle şirketi münferit imza ile temsile yetkili kılındığı, davalının 19/03/2018 tarihli hisse devri sözleşmesi ve ortaklar kurulu kararı ile bir kısım hissesini davacıya devrettiği, davacının da 10 yıl süre ile şirketi münferiden temsile yetkili kılındığı, şirketin toplam —–oranda ortak oldukları, buna ilişkin kararında 29/03/2018 tarihli sicil gazetesinde yayınlandığı anlaşılmıştır.
Davalı şirketin——- ait ——- formları temin edilmiş, davalı şirketin ticari defter ve dayanak kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiştir. Davalı şirkete ve davalı yöneticiye ayrı ayrı muhtıra tebliği ile ticari defter ve dayanak kayıtların ibrazı istenmiş, ancak defter ve kayıtlar ibraz edilmemiştir. Dosyada toplanan deliller üzerinden değerlendirme yapan bilirkişi davalı şirketin ——nakil olduğunu, mükellefiyetinin 31/12/2018 tarihinde resen kapatıldığını, sebep belirtmediğini, davalının 2018 yılından sonra beyannameleri vermediğini, 31/12/2018 tarihli bilançosunda 1.051.774,59 TL ortaklardan alacaklı göründüğünü, stokların bir kısmının da sipariş avansı olarak kayıtlı olduğunu, dolayısıyla şirketin tüm varlığının alacaklardan meydana geldiğini ve tahsilatında yaşanacak bir sıkıntının borçların da ödenmesinde sorun yaratacağını, bilinmeyen banka hareketleri adı altında —– görünmesinin de olağan sayılacak bir işlem olmadığını, bu haliyle şirketin bir nevi ortada olmadığını, davacının ortaklıktan çıkması için haklı sebeplerin oluştuğunu ifade etmiştir.
TTK 638/2 maddesinde ortağa haklı sebeplerin varlığı halinde şirket ortaklığından çıkma davası açma olanağı getirilmiştir. Ancak haklı sebeplerin neler olduğu belirtilmemiştir. Bu yüzden her somut olayda ortağın ileri sürdüğü sebep yahut sebeplerin var olup olmadığı ve haklı sebep olup olmadıklarının değerlendirilmesi gerekmektedir. Yapılan yargılama, toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporu ile davacının diğer davalı ile birlikte davalı şirketin ortağı olduğu, davalı şirketin varlığının şirket alacaklarından oluştuğu ve davalı yöneticinin şirket sermayesinin 52 katı tutarında şirketten para çektiği, şirket genel kurullarının yapılmadığı, şirketin vergi dairesi kaydının resen terkin edildiği, mahkememizce şirket adına çıkarılan tebligatın da adresten taşındığından bahisle iade olduğu ancak adres değişikliğine ilişkin bir kararın tescil ve ilan da edilmediği, şirket beyannamelerinin de verilmediği, bu durumda davacının şirket ortaklığından ayrılması için gerekli yasal koşulların oluştuğu anlaşılmış, davacının davalı şirkete karşı ortaklıktan çıkma talebiyle açtığı davanın kabulüne, davacının davalı şirket ortaklığından çıkarılmasına, davacının bu aşamada ayrılma akçesi talep etmemesi nedeniyle bu hakkının saklı tutulmasına karar verilmiştir. Davacı taraf dava açarken davalı şirket yöneticisini de taraf olarak göstermiş ise de bu davalıya karşı herhangi bir talebin olmadığı, şirket yöneticisinin yetkilerinin kaldırılmasının ihtiyati tedbiren talep edildiği davacı vekilince beyan edilmiş olup şirket ortaklığından çıkma davasının şirkete karşı açılması gerekli ve yeterli olduğundan diğer davalıya karşı açılan davanın husumet yokluğundan reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davalı şirkete yönelik olarak açtığı ortaklıktan çıkma davasının kabulüne, davacının davalı şirket ortaklığından çıkarılmasına,
Davacının ayrılma akçesine ilişkin taleplerinin saklı tutulmasına,
Davalı …’e yönelik davanın husumet yokluğundan reddine,
2-Karar harcı 54,40 TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 10,00 TL harcın davalı şirketten tahsili ile hazine adına irad kaydına,
3-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 44,40 TL harcın davalı şirketten tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 50,80 TL ilk masraf, 100,00 TL tebligat ve müzekkere gideri, 1.500,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.650,80 TL yargılama giderinin davalı şirketten tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, davacının davalı … yönünden yaptığı masrafların üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli ——–. deki esaslara göre belirlenen 3.400,00 TL vekalet ücretinin davalı şirketten alınarak davacıya verilmesine,
6- Davalı… tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
HMK 345. Maddesi hükmü uyarınca kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalıların yokluğunda oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.