Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/370 E. 2022/498 K. 16.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/370 Esas
KARAR NO: 2022/498
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar
Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 02/07/2019
KARAR TARİHİ: 16/06/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle:
Davacının—– tarihinde yaya olarak seyir halinde ike —– aracın çarpması sonucunda sakat kaldığını, kazada davacının bir kusurunun bulunmadığını, kaza sonrası davacının şikayeti üzerine— soruşturma başlatıldığını, davacının şikayetinden vazgeçmesi üzerine —- tarihinde kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiğini, kaza sonrası davacının —- kaldırıldığını, vücudunun birçok yerinden yaralandığını, vücudunun çeşitli bölgelerine platin takıldğını, kalıcı olarak sakat kaldığını, ——- oranında maluliyet raporunun bulunhduğunu, kaza sonucunda davacının hayatının olumsuz etkilendiğini, Kaza sonrasında davalı şirkete ödeme için başvuruda bulunduğunu, ancak yasal süreler içerisinde herhangi bir ödeme yapılmadığını, davacının kaza sırasında asgari ücret ile çalıştığını, tazminat hesaplamaların asgari ücret üzerinden hesaplanma yapılmasını, davalı şirkete başvuru yapıldıktan sonra arabuluculuk başvurularında bulunulduğunu ancak anlaşma durumunun olmadığını, bu nedenlerle her türlü dava ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davacının kaza sonucunda sakat kalmasından dolayı geçici iş görememezlik — daimi iş görememezlik tazminatı — olarak üzere toplam —- maddi tazminatın davalı şirketin temerrüt tarihi olan —- tarihinden itibaren avans faizi işletilerek davalıdan tahsilini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davayı yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle:
Davalı şirkete usulüne uygun başvuru yapılmadığını, KTK m 97. Gereğince sigorta şirketine başvurunun bir usul hukuki kuralı olduğunu bu nedenle usulden reddini, poliçe ve kaza tarihiden önce —— tarihinde yürürlüğe giren karayolları tarfik kanununa göre, trafik kazasından doğan tazminat talepleri için d ava yoluna gitmeden önce ——– yazılı olarak başvuru dava şartı haline getirlidğini, davacının talebinin zaman aşımına uğradığını, Davanın zaman aşımı yönünden reddine karar verilmesinin gerektiğini, kazaya sebep olan olayda öncelikle kusur durumunun net olarak tespitinin gerektiğini, başvurucu tarafın sigortalı araç sürücüsüne raci kusur ve zararını kanıtlayamaması halinde davalı şirketin sorumluluğundan söz edilemeyeceğini, başvurucu vekilini davalının daimi sakatlığının bulunduğu iddiası ile davalı şirketten sakatlı ta tazminat talep ettiğini, ancak başvurucunun iddia ettiği kalıcı sakatlığın tespiti için rapor alınması halinde hazırlanacak raporda trafik sigorta genel şartları gereğinin özürlülük oranının dikkate alınması ve yönetmeliğe uygun olarak tanzim edilmesinin gerektiğini, sürekli sakatlık tazminatına ilişkin sakatlık oranının belirlenmesinde sakatlık ölçütü sınıflandırılması ve özürlülere verilecek sağlık kurulu raporlarına ilişkin mevzuat doğrultusunda hazırlanacak sağlık kurulu raporunun dikkate alınacağını, başvuru konusu sigortalı araç poliçesi genel şart değişikliği sonrasına —– tarihinde tanzim edilmiş olduğundan yeni genel şartların uygulanmasının gerektiğini, davanın reddini, yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava,—- plakalı aracın yaya olan davacıya çarptığı iddiasıyla açılan geçici ve sürekli iş göremezlik zararlarının tazmininin talebine ilişkindir.
Davacılar vekilince dosyaya sunulan —- tarihli dilekçede, müvekkilleri ile davalı şirket arasında anlaşma sağlanarak tazminat ödemesinin yapıldığı bu sebeple dava konusuz kaldığı için davadan feragat ettiklerini ve vekalet ücreti ve yargılama gideri talepleri bulunmadığının bildirilmiştir.
Davalı vekilinin dosyaya sunduğu —-tarihli dilekçesinde davacı taraf ile sulh olunduğu bu doğrultuda asıl alacak ve ferileri ile birlikte — ödeme yapıldığı masraf ve vekalet ücreti talepleri bulunmadığını bildirdiği görüldü.
Davadan feragat HMK’nın 307. ve 311. maddeleri hükümleri gereğince uyuşmazlığı ve dolayısıyla davayı sona erdiren, davalı tarafın kabulünü gerektirmeyen, kesin hükmün hukuksal sonuçlarını doğuran bir taraf işlemidir. HMK 307. maddesi hükmüne uygun olarak davacının davadan feragatının mahkemece saptanması halinde feragat sebebiyle davanın reddine karar verilmesi gerekir.
Gerek davacı vekilinin —- tarihli dilekçesi, gerek davalı vekilinin—– tarihli dilekçesi içeriğinden, davalı sigorta şirketinin tazminatı ödemiş olması nedeni ile davadan feragat edildiği anlaşılmaktadır. Dava tarihinden sonra yargılama devam ederken davalı sigorta şirketi tarafından ödeme yapılması nedeniyle davacı vekili maddi tazminat talebinden feragat etmiştir. Burada hakkın özünden feragat söz konusu olmayıp davacı alacağına yargılama sırasında kavuştuğu için feragat etmiş esasen dava konusuz kalmıştır. Davacı taraf davadan önce ödeme yapılmaması nedeniyle dava açmakta haklıdır. Davalı kendisine karşı dava açılmasına yine kendisi sebebiyet vermiştir. Bu nedenle feragat sebebiyle reddedilen davada arabuluculuk ücreti davalıya yükletilmiştir.——-
Açıklanan nedenlerle davanın feragat nedeniyle reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN FERAGAT NEDENİYLE REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken ‭80,70 TL’nin, davacı tarafça başlangıçta yatırılan 44,40 TL peşin harç ve 50,60 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 95,00 TL harçtan mahsubu ile bakiye ‭14,30 TL harcın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafça vekalet ücreti talebi olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
6- 7155 sayılı Kanun ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na eklenen 18/A maddesinin 13.fıkrası ve yürürlükte bulunan Arabuluculuk Ücret Tarifesi uyarınca Hazine tarafından karşılanan 1.320,00TL arabuluculuk ücretinin davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
HMK 345. Maddesi hükmü uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yokluğunda karar verildi… 16/06/2022