Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/365 E. 2021/810 K. 02.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/365 Esas
KARAR NO : 2021/810

DAVA : İtirazın İptali (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/06/2019
KARAR TARİHİ : 02/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin müvekkilinden satın aldığı malzemeler karşılığında doğmuş bir —-çekin süresinde bankaya ibraz edildiğini ve karşılığının bulunmadığı hususunun çek arkasına — zorunlu olarak bankaca ödenmesi gereken 1.600 TL’nin banka tarafından ödendiğini ve çekin 98.436,26 TL’lik kısmının karşılıksız kaldığını, borçlunun— kesin mühlet talebinin kabulüne karar verilmişse de 14.03.2019 tarihinde davacının feragati nedeniyle davanın reddine ve tüm — kaldırılmasına karar verildiğini ve kararın aynı tarihte kesinleştiğini, çekin karşılıksız kalan 98.436,26 TL’lik kısmı ödenmeyince rehinle temin edilmeyen alacağın tahsili için —- mahkemeye teslim edilerek ihtiyati haciz kararı verilmesinin talep edildiğini, 20.03.2019 tarihinde karşılıksız çeke mahsuben davalı şirket tarafından 100.036,26 TL’nin müvekkili şirketin banka hesabına gönderildiğini, fakat karşılıksız çek tazminatı,— faizlerine dair herhangi bir ödeme yapılmadığını, davanın kabulü ile davalı borçlunun—- yapmış olduğu itirazının iptali ile takibin devamını, %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsilini, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı —- üzere —tarihinde ise, davalı müvekkili şirkete atanan —- verdiğini, öncelikle davacı tarafın dava konusu yaptığı çekin —şirketle — nedeniyle ihtiyati tedbir kararı olduğu sabit olup taraflar arasında bu konuda herhangi bir çekişme olmadığını,—— tedbir kararını bildiğinden, yazdırdığı çekle ilgili hiçbir ticari işlem yapmadığını, davalı — feragat ettiğini ve davacı herhangi bir ticari işlem yapmadığından, davacı hesabına 20/03/2019 tarihinde çek bedelinin ödendiğini, davacının yapılan ödemeye rağmen çek aslını davalı müvekkili şirkete iade etmediğini, — geçici mühlet kararı gereği dava konusu çek hukuken banka tarafından — süreci içerisinde çekler yazdırılamayacağından ve bu nedenle– oluşmayacağından karşılıksız çek suçunun da oluşmadığını, davalı müvekkili şirketin tüm ödemeleri geçici mühlet kararından görüleceği üzere —heyetinin onayına bağlı olduğunu, diğer alacaklılar arasında imtiyaz olabileceği gerekçesi — ödenmesine onay vermediğini, tüm ödemelerin şirketin yönetiminin, hesapların– için davalı müvekkili şirketin–imkan dahilinde olmadığını, çekin ödeme tarihinde davalı müvekkili şirketin kendi başına ödeme yapma yetkisinin olmadığını, davalı müvekkili şirketin,– müteakip, davacının hesabına çek bedelini ödediğini, borcu olmadığından ötürü itiraz ettiğini, belirterek davacının haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davasının reddi ile davacının %20’den aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, hukuki niteliği itibari ile; İİK.nun 67.maddesinde düzenlenen itirazın iptali davasıdır.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip, deliller toplanmıştır.
7155 sayılı Yasa ile 6102 sayılı Yasaya 5/A maddesi eklenerek ticari davalarda arabuluculuk dava şartı haline getirilmiş olup, mahkememizdeki dava 28/06/2019 tarihinden sonra açılmakla davacının dava şartı arabuluculuk koşulunu yerine getirdiği görülmüştür. Aynı Yasa ile 6325 sayılı Kanuna dava şartı arabuluculuk başlığı ile 18/A maddesi de eklenmiş olup bu madde uyarınca yapılan incelemede davacının arabulucuya başvurduğu,—- yapılan toplantı neticesinde tarafların anlaşamadıklarına ilişkin arabuluculuk son tutanağının da düzenlenmiş olduğu görülmüştür.
—- takip dosyası getirtilmiş, incelenmesinde; davacı tarafça davalı aleyhine— maddelerden kaynaklı işlemiş faiz, çek tazminatı ve komisyonun ödenmemesi nedeniyle 17.321,34 TL alacağın tahsili için takip başlatıldığı, takip dosyasında ödeme emrinin tebliği ile davalının süresinde takibe, borca ve ferilerine itirazlarını bildirdiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği, mahkememizde açılan davanın süresinde olduğu tespit edilmiştir.
—–özetle: davacı ve davalı şirketin —- alındığı, TTK ve VUK hükümlerine göre usulüne uygun tutulduğu, dava konusu çekin her iki taraf defterlerinde kaydının bulunduğu, taraflar arasındaki ticari ilişki ve dava konusu çekin davalının davacıya olan bir kısım borcuna karşılık verildiğine ilişkin ihtilafın bulunmadığı, davalı şirket hakkında — kararı verildiği, dava konusu çek geçici mühlet kararının olduğu dönemde davacı tarafından bankaya ibraz edildiği banka tarafından —yapıldığı, kalanının ödemesinin herhangi bir karşılık bulunmadığından yapılamadığının çek arkasına yazıldığı, daha sonrasında davalı şirketin — talebin reddine karar verildiği, davalı şirket tarafından dava konusu—- ödenmiş ise de konkordato davacının feragati nedeniyle reddedildiğinden davanın açılmamış, konkordato olmadığının kabulü gerektiği hususları topluca değerlendirildiğinde, davacının çekin keşide tarihinden ödeme tarihine kadar 8.782,40 TL işlemiş faiz alacağını talep edebileceği, davacı tarafından bankaya ibraz edilen dava konusu— ödenemeyeceğinden ve banka tarafından mühlet dönemi içinde karşılıksız ——– yerinde olmadığı, ancak aksi yöndeki hukuki değerlendirmenin mahkemenin takdirinde olduğu, davacı alacağının, asıl alacağı takipten önce ödenmiş çek bedeline keşide tarihinden ödeme tarihine kadar işleyen faiz alacağı olduğundan, TTK m.8/2 kapsamında belirtilen bileşik—- faiz talep edebilme şartlarını taşımadığı, bu sebeple takip sonrasında hükmolunacak davacı alacağı için 3095 s.k m.2/2 kapsamında avans faiz talebinin yerinde olmadığı belirtilmiştir.
—- sureti dosyamız arasına alınmış; incelenmesinde, mahkemece— başlamak üzere 3 ay süre ile geçici mühlet kararı verildiği, dosyanın tüm davacılar yönünden İİK’nın 297.maddesinin 2.fıkrasındaki haller de dahil olmak üzere, malvarlıklarının muhafazası için tüm tedbîrlerin alınmasına, bu kapsamda davacıların Mahkemenin izni dışında geçici mühlet kararından itibaren rehin tesis etmesinin, kefil olmasının, taşınmaz ve işletmenin devamlı tesisatını kısmen dahi olsa devretmesinin, takyit etmesinin— tedbiren önlenmesine, aksi halde yapılan işlemlerin hükümsüz olacağına, 7101 sayılı Kanunla değişik İİK’nun 288/1 maddesine göre geçici mühlet, kesin mühletin sonuçlarını doğuracağından İİK’nun 294, 295, 296 ve 297. maddelerinin uygulanmasına, bu çerçevede mühlet içinde davacılar aleyhine 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanuna göre yapılan takipler de dahil olmak üzere hangi nedene dayanırsa dayansın her türlü ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz, İİK’nu 89 dahil olmak üzere ve muhafaza işlemleri de dahil tüm takip işlemlerinin yapılmasının ihtiyatî tedbir yolu ile durdurulmasına, yapılmış olan takiplerin bugünkü mevcut durumları aynen korunarak olduğu yerde durdurulmasına, ancak; davacıların işletme konularına ilişkin faaliyetlerinin devamı için — olan ve icra takipleri nedeniyle muhafaza altına alınan– yediemin olarak davacılara tedbiren teslimine, davacılar yönünden İİK’nın 206.maddesinin 1.sırasında yazılı imtiyazlı alacaklar için haciz yoluyla takip yapılabileceğine, mühlet sırasında rehinle temin edilmiş alacaklar nedeniyle rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatılabileceğine veya başlamış olan takiplere devam edilebileceğine, ancak bu takip nedeniyle muhafaza tedbirleri alınmamasına ve rehinli malın satışının yapılmasının tedbiren önlenmesine, davacıların — devir ve temlikinin önlenmesi yönünde ihtiyati tedbir konulmasına, ayrıca üzerlerine ayni ve şahsi hak tesisinin önlenmesine ilişkin karar verildiği, davacı vekilinin mahkemeye sunduğu—– tarihli beyanı— bilançolarından şirketin borçlarını karşılamaya yeter malvarlığının bulunduğunu–, borca batıklık durumunun söz konusu olmadığını belirterek, şirketin — — olması ve borca batık durumda bulunmaması dolayısıyla, davadan feragat ettiklerini, feragat sonucunda kesin mühletin kaldırılmasına ve konkordato taleplerinin reddine karar verilmesini talep ettikleri, bunun üzerine mahkemenin 08.03.2019 tarihli kararı ile davanın feragat nedeniyle reddine,– yer olmadığına, şirket hakkında — kaldırılmasına karar verdiği görülmüştür.
Tüm dosya kapsamından; davanın, davacı şirketin lehtarı, davalı —- bedelli çekin, davalı şirket hakkında konkordato tedbirlerinin olması sebebiyle vadesinde ödenmemesi, konkordato tedbirlerinin davalının davadan feragati ile kaldırılmasının akabinde çek bedelinin ödenmesi, TTK 783/3 ve 810 maddelerden kaynaklı işlemiş faiz, çek tazminatı ve komisyonun ödenmemesi nedeniyle 17.321,34 TL alacağın tahsili amacıyla — esas sayılı takip dosyasında başlatmış olduğu icra takibine yönelik itirazın iptali talebine ilişkin olduğu, taraflar arası ihtilafa konu çekin davalı tarafından davacı lehine keşide edildiği, — tutarlı olduğu, çekin vadesinde bankasına ibraz edildiği, hesapta çek karşılığı bulunmadığından banka sorumluluk tutarının ödendiği ve karşılıksız işlemi yapıldığı, davalı tarafın konkordato tedbirlerinin kaldırılmasının akabinde çek bedelini davacının hesabına ödediği, davacı şirketin ise çek bedeli için yapılan ödemeyi takibe ve davamıza konu alacaklar yönünden ihtiraz i kayıtla kabul ettiğini bankaya bildirdiği, davalının çek bedelini davacıya ödediği, davacının çek tazminatı, çek komisyonu, faiz ve takip masraflarından sorumlu olmadığını, çekin ibraz gününde konkordato geçici mühlet kararının bulunduğunu, davalının ödeme yapma yetkisinin bulunmadığını, geçici mühlet kararının kaldırılmasının akabinde hemen çek bedelini ödediğini bu nedenle diğer alacak kalemlerinden sorumlu olmadığını ileri sürdüğü, davalının çek tazminatı ve çek komisyonundan sorumlu olmaması için keşide tarihinde çek bedelini banka hesabında hazır bulundurmakla yükümlü olduğu gibi konkordato tedbir kararının çek ödemelerini de kapsar nitelikte olması gerektiği, ancak davalının çek bedelini hesabında hazır bulundurmadığı gibi,—- esas sayılı dosyasında verdiği 21/09/2018 tarihli ara kararda davalı hakkında takip başlatılmamasına yönelik tedbir konulmuş ise de davalının borcuna karşılık düzenlediği çeklerin ödemesini yapmasına yönelik bir tedbirin bulunmadığı, davalının çekin vadesinde ödenmemiş olmasından ve dolayısıyla TTK 783/3 ve 810 maddelerden kaynaklı işlemiş faiz, —- alacağına ödeme tarihi olan 04/10/2018 ile ödeme tarihi olan 20/03/2019 arası yıllık % 19,50 oranı üzerinden avans faiz işletilerek işlemiş faiz miktarının bulunabileceği, bu şekilde yapılan hesaplamada davacının 8.782,40 TL işlemiş faiz alacağının bulunduğu,– komisyon ücreti olmak üzere toplam 18.921,34 TL alacağı doğduğu, davacının, çekin bankaya ibrazı ile ödenen 1.600,00 TL nin mahsubu ile– anlaşılmakla davanın kabulü ile; davalının—sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin 17.321,34 TL alacak üzerinden devamına, alacağın feri alacak olması ve faize faiz işletilemeyecek olması nedeniyle takip tarihinden itibaren faiz işletilmesi talebinin reddine, alacak likit olduğundan hüküm altına alınan 17.321,34 TL’nin % 20’si oranında inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacı takip başlatmakta haksız olmadığından davalı tarafın kötüniyet tazminat talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. —
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜNE,
1-Davalının — Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline, takibin 17.321,34 TL asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren faiz işletilmesi talebinin reddine,
2-Alacak likit olmakla hüküm altına alınan 17.321,34 TL’nin %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar harcı 1.183,22 TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 295,81 TL harcın mahsubu ile bakiye 887,41 TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 295,81 TL peşin harç, 44,40 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 340,21 TL harcın davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 120,10 TL tebligat ve müzekkere gideri, 750,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 870,10 TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli — esaslara göre belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-7155 sayılı Kanun ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na eklenen 18/A maddesinin 13.fıkrası ve yürürlükte bulunan— ücretinin davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
9-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair, Taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.