Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/362 E. 2020/548 K. 20.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/362 Esas
KARAR NO : 2020/548
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/06/2019
KARAR TARİHİ : 20/10/2020
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket tarafından arabuluculuk müessesine başvurulduğunu, yapılan görüşmeler sonucunda taraflar arasında uzlaşma sağlanamadığını, davanın açılması yönünde dava şartı oluştuğunu, müvekkili şirket davalı yan ile uzun yıllardır ticari ilişki içerisinde olduğunu, bu kapsamda müvekkili şirket davalı yana teknolojik destek hizmeti verdiğini, bu hizmete karşılık faturalar kestiklerini, faturaların davalı şirkete tebliğ edildiğini, davalı faturalara itiraz etmediğini, faturalar bu yönüyle kesinletiğini, bu aşamadan sonra davalı tarafça faturalara yapılacak itirazların hukuki geçerliliği bulunmadığını, davalı müvekkili şirkete kısmi ödemelerde bulunduğunu, davalı yanın öncelikle ödemeleri geciktirmeye başlaması ve sonrasında ödeme sıklığını azaltması nedeniyle müvekkilinin vade farkı alacağının doğduğunu, ———bedelli vade farkı faturası kesilerek davalıya tebliğ edildiğini, davalı anılan faturaya —– tarihinde tebellüğ ettikleri ——– yevmiye nolu ihtarnamesi ile fatura münderecatında yer alan hizmet ve materyallerin taraflar arasındaki sözleşme ve onay verilen örneklerden farklılık içermesi nedeniyle kullanılmasının mümkün olmaması şeklindeki hukuki gerekçeden yoksun itirazıyla faturayı iade ettiğini, davalının itirazı hukuki gerekçeden yoksun olduğunu, zira itiraza konu fatura mal veya hizmet satımına değil, bilakis vade farkı borcu dolayısıyla kesilmiş bir fatura olduğunu, oluşan vade farkı borcunun nedeni ise ödenmemesi halinde vade farkı uygulanacağı ibaresini de içeren mal ve hizmet faturaları olduğunu, davalının faturaya itiraz ile iade etmesi sonrasında——— yevmiye nolu ihtarnamesi ile faturayı iade gerekçesinin mesnetsiz olduğu bildirildiğini, iade edilen vade farkı faturası tekraren tebliğ edilerek ticari defterlere işlenmesi ile cari hesap borcunun ödenmesi ihtar olunduğunu, ihtarname davalı tarafa —- tarihinde tebliğ edildiğini, davalı ihtarnamesine ——– yevmiye nolu ihtarnamesi ile cevap verdiğini, taleplerini karşılanmayacağını bildirdiğini, davalı tarafça ödenmeyen faturalar dolayısıyla oluşan vade farkı alacakları için —- tarihli —- bedelli vade farkı faturası kesilerek davalıya tebliğ edildiğini, davalı ———– yevmiye nolu ihtarnamesiyle Fatura münderecatında yer alan hizmet ve materyallerin taraflar arasındaki sözleşme ve onay verilen örneklerden farklılık içermesi nedeniyle kullanılmasının mümkün olmaması” gerekçesiyle faturaya itiraz ve iade ettiğini, mübrez mal ve hizmet faturalarından kaynaklı toplam alacaklarının —– olduğunu, vade farkı borcu doğduğunu, bu borca istinaden kesilen ——- bedelli iki vade farkı faturasının cari hesap borcuna eklenmesi neticesinde davalının toplam borcu ——- olduğunu, davalı tarafça farklı tarihlerde toplamı —— ödemeler yapıldığını, davalının —- cari hesap borcu bulunduğunu, fakat davalı yanda ödenmediğini, davalının ödemediği cari hesap borcu nedeniyle davayı açtıklarını, davalı yanın ödemediği —— cari hesap borcunun her bir faturanın ödeme gününden itibaren işlemiş ve işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın dilekçede belirtilen tüm iddia ve taleplerine itiraz ettiklerini, dava dilekçesinin konu bölümünde talep edilen rakam — olarak belirtildiğini, dilekçenin sonuç bölümünde talep edilen miktarın ——— olarak talep edilmesinin usule aykırı bir durum meydana geldiğini, davacı tarafın dilekçesinin usulüne itiraz ettiklerini, taraflar arasında yazılı bir sözleşme olmadığını, vade faizine ilişkin herhangi bir sözleşmenin bulunmadığını, davacı taraf hiçbir belge veya gerekçeye dayanmadan verilen hizmet karşılığında gecikmiş olan faturalara ilişkin keşide edilen —- nolu—- tarih — nolu ——— bedelli olarak talep edilen vade farkı faturalarına itiraz ettiklerini, taraflarına gönderilen ihtarnameye itiraz ettiklerini, kabul etmediklerini ifade ettiklerini, faiz oranlarını neye göre hesaplandığı belirtilmediğini, vade faizine ilişkin taleplere itiraz ettiklerini, gecikme halinde vade farkı alınır ibaresi ———- gereğince de istenebilmesinin mümkün olmadığını, faturalarda maktu suretle yazılı olan ve davacı tarafından faiz alacağına dayanak teşkil edilen gecikme halinde vade farkı alınır ibaresinin vade farkına ilişkin talep için haklı bir gerekçe meydana getirmeyeceği açıkça tespit edildiğini, davanın reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, davacı tarafın davalı şirkete ——- destek hizmet verdiğinden bahisle bakiye cari hesap alacağı ve vade farkı faturalarının tahsili talebine ilişkindir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip, deliller toplanmıştır.
7155 sayılı Yasa ile 6102 sayılı Yasaya 5/A maddesi eklenerek ticari davalarda arabuluculuk dava şartı haline getirilmiş olup, mahkememizdeki dava —- tarihinden sonra açılmakla davacının dava şartı arabuluculuk koşulunu yerine getirdiği görülmüştür. Aynı Yasa ile 6325 sayılı Kanuna dava şartı arabuluculuk başlığı ile 18/A maddesi de eklenmiş olup bu madde uyarınca yapılan incelemede davacının arabulucuya başvurduğu, —- tarihinde yapılan toplantıya tarafların katıldığı, —— tarihinde yapılan toplantı neticesinde tarafların anlaşamadıklarına ilişkin arabuluculuk son tutanağının da düzenlenmiş olduğu görülmüştür.
—– numaralı ihtarnamesi,—— numaralı ihtarnamesi, Davacı yan tarafından davalı yan düzenlenen irsaliyeli fatura fotokopileri, Cari hesap ekstresi dosyamız arasındadır.
Davacı vekili ön inceleme duruşmasında taraflar arasında vade farkına ilişkin herhangi bir yazılı bir sözleşme olmadığını, ancak müvekkili şirket tarafından davalı şirkete daha önce vade farkı şartı içeren faturalar düzenlendiğini, davacı tarafçada bu faturaların itiraz edilmeksizin ödendiğini, bu nedenle taraflar arasında teamül oluştuğunu beyan etiği, davalı vekili de aynı duruşmada vade farkı faturalarına taraflarınca itiraz edildiğini, daha önce müvekkili tarafından itirazsız şekilde ödenen herhangi bir vade farkı faturasının bulunmadığını, taraflar arasında bu hususta teamül bulunmadığını beyan etmiştir.
Mahkememizce taraf ticari defterlerinin incelenmesi ve davacının takip tarihi itibariyle davalıdan alacağının bulunup bulunmadığı varsa miktarının belirlenmesi, taraflar arasında vade farkına ilişkin yazı sözleşme olmadığı gözetilerek taraflar arasında süregelen ticari ilişkide daha önce davacı tarafından düzenlenen vade farkı faturası olup olmadığı, vade farkı faturası var ise davalı tarafça ödenip ödenmediği, dolayısıyla taraflar arasında vade farkı faturası düzenlenmesine ilişkin teamül oluşup oluşmadığı açısından mali müşavir bilirkişiden rapor alınmıştır.
Mali Müşavir —– tarafından hazırlanan raporda özetle; davacı ve davalı şirketin —– yılına ait ticari defterlerinin usule uygun olduğu, davacı yana ait incelenen —– yılına ait ticari defterlerinde, davalı ile aralarında bir ticari ilişkinin mevcut olduğu, taraflar arası ticari ilişkinin rapor ekindeki ——– cari hesap ekstresinde görüldüğü gibi davacı yan ticari defterlerinde kayıt altına alındığı, davacı şirketin defterlerine göre davacının davalıdan — tarihi itibarıyla——— alacaklı olduğu, davalı yanın ticari defterlerinde davalının davacıdan dava tarihi olan ————- tarihi itibarıyla borç ve alacağının olmadığı —- taraflar arası cari hesap farkının ——- olduğu, bu farkın davacı yan tarafından davalı yana düzenlenen — adet toplam —— tutarında faturanın davalı yan ticari defterlerinde kayıtlı olmamasından kaynaklandığı, faturalar incelendiğinde fatura muhteviyatlarının vade farkı faturası olduğu, vade farkı faturasının tanzim edilebilmesi için taraflar arası bir vade farkı sözleşmesi ve/veya sözleşmede vade farkına ilişkin açık hüküm olması ya da taraflar arası süregelen vade farkına ilişkin ticari teamül oluşması gerekmektedir. Davacı yan tarafından davalı yana düzenlenen —- yılında —- adet fatura,—- yılında — adet fatura, —yılında ——- adet fatura üzerinde yapılan incelemelerde, davacı yan tarafından davalı yana vade farkı açıklamalı hiçbir fatura kesilmediği tarafımızdan tespit edilmiş, bu noktada ticari teammül oluşmadığı kanaatine tarafımızdan varıldığından faturalar tarafımızdan davacı yanın alacak hesabında dikkate alınmamıştır. Şeklinde düzenlendiği görülmüştür.
Tüm dosya kapsamından; davanın, cari hesap alacağı kapsamından vade farkı faturalarının tahsili talebine ilişkin olduğu, vade farkı faturasının geçerli olabilmesi için ya taraflar arasında buna ilişkin yazılı sözleşme olması ya da taraflar arasında süregelen ticari ilişkide vade farkının ödenmesine ilişkin teamül oluşması gerektiği, taraflar arasında vade farkına ilişkin yazılı sözleşme bulunmadığı, mali müşavir bilirkişi tarafından defterler üzerinde yapılan incelemede; davacı tarafın defterlerine göre davacının davalıdan dava tarihi itibariyle —- alacaklı olduğu, davalı tarafın defterlerine göre davalının davacıya borçlu olmadığı, taraf defterleri arasında —-mutabakatsızlık bulunduğu, bu farkın davacı tarafından düzenlenen —-tarihli—- numaralı —- tutarlı—- açıklamalı ve —- tarihli——— tutarlı —–açıklamalı,—– tarihli — numaralı — tutarlı ———- tarihli —-numaralı —- tutarlı —– açıklamalı toplam —- adet faturanın davalı taraf defterlerinde kayıtlı olmamasından kaynaklandığı, bu faturalardan iki tanesinin vade farkı faturası olduğu, diğer iki faturanın ise hizmet faturası olduğunun anlaşıldığı, —- adet faturanın davalı yana teslim edildiğinin ve fatura muhteviyatındaki hizmetin davacı yan tarafından davalı yana verildiğinin davacı tarafça ispat edilmesi gerektiği, davacı vekili rapora beyan dilekçesinde; hizmet verildiğine ilişkin müvekkilindeki faturanın—— tarihinde davalı şirkete teslim edildiğini beyan ettiği, bunun üzerine mahkememizce —- müzekkere yazıldığı,—- müzekkere cevabında bu iki faturanın davalı şirkete —- tarihinde tebliğ edildiğinin görüldüğü, davalı vekili —— tarihinde sunduğu dilekçesinde; itirazlarının verilen hizmete yönelik değil vade farkı faturası adı altında keşide edilen iki adet faturaya olduğunu, vade farkı faturalarının taraflarına iki kez gönderilmeye çalışıldığını, bunlara noter vasıtası ile itiraz ettiklerini beyan ettiği, bu beyandan da anlaşılacağı üzere davacı şirketin esasen itiraz ettikleri faturaların vade farkına yönelik olan —— nolu faturalara yönelik olduğu, diğer hizmete ilişkin olan — tarihli —– numaralı — tutarlı —- tarihli — numaralı —– açıklamalı toplam —– bedelli faturalara yönelik bir itirazlarının olmadığı, davacı şirketin belirtilen iki adet fatura yönünden alacağını ispat edilmiş sayıldığı, ancak taraflar arasında yazılı vade farkı sözleşmesi bulunmadığı ve bilirkişi tarafından taraf defterleri üzerinde yapılan incelemede vade farkına ilişkin taraflar arasında teamül bulunmadığı tespit edildiğinden davacı tarafça davalıya düzenlenen —– nolu vade farkına yönelik faturalar ispatlanamamış olup, davanın kısmen kabulü ile yalnızca —–nolu faturalar ispatlanmakla davacının bu faturalar toplamı olan —— alacağı olduğu anlaşılmakla bu bedel yönünden davanın kabulü, bakiye talebin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜNE,
1—– temerrüt tarihi olan —– tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye talebin reddine,
2-Alınması gereken 523,94 TL karar harcı, davacı tarafından başlangıçta 1.234,05 TL yatırılmış olup karşılandığından davacı tarafından fazlaca yatırılan 710,11 TL’nin karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından peşin 44,40 TL başvurma harcı, 523,94 TL olmak üzere toplam 568,34 TL harcın davalı taraftan tahsili ile davacı taraf ödenmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 157,50 TL tebligat ve müzekkere masrafı, 600,00 TL bilirkişi masrafı olmak üzere toplam 757,50 TL yargılama giderinin kabul-red oranları gözetilerek 273,72 TL’sinin davalıdan alınarak davacı tarafa ödenmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yargılama gideri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T’deki esaslara göre belirlenen 3.400,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T’deki esaslara göre belirlenen 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-7155 sayılı Kanun ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na eklenen 18/A maddesinin 13.fıkrası ve yürürlükte bulunan Arabuluculuk Ücret Tarifesi uyarınca Hazine tarafından karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin tarafların haklılık oranına göre oranlanmak suretiyle 140,10 TL’sinin davalı taraftan, bakiye 1.179,89 TL’sinin davacı taraftan tahsili ile Hazine adına irad kaydına,
9-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa iadesine,
Dair davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın taraflara tebliğinden 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.20/10/2020