Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/353 E. 2022/950 K. 21.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/353
KARAR NO : 2022/950

DAVA : Tazminat (Sigorta Sözleşmesine Dayanan)
DAVA TARİHİ : 26/06/2019
KARAR TARİHİ : 21/12/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sigorta Sözleşmesine Dayanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;müvekkili şirketin yetkilisi—— mülkiyetindeki tapuda tam—–niteliğindeki mağazanın davalı tarafından 01/11/2017 tarihli ——ile yangın rizikosuna karşı sigortalandığını, 07/10/2018 tarihinde sigortalı iş yerinde yangın çıktığını, yangının müvekkilinin ham madde deposunda meydana geldiğini, yangın sonucu emtia ve ham maddenin kullanılamaz hale geldiğini, davalı sigorta şirketine hasar ihbarında bulunduklarını, ancak davalının keyfi olarak düşük bedel ödemek için bahaneler ileri sürdüğünü, çok düşük bedel teklif ettiğini, müvekkilinin zararını karşılamadığını, müvekkilinin işlerinin aksamaması adına ham madde deposunu ve zarar gören binayı kendi imkanları ile tamir ve tadil ettiklerini, enkazı kendi çabaları ile kaldırdıklarını, yangının verdiği hasarın giderilmesi ve müvekkilinin aktif faaliyet göstermesi için masraflar yaptığını, yanan malların değeri ile yapılan masraflarının toplamının 2.014.042,15 TL olduğunu, çıkan yangında müvekkilinin kusuru bulunmadığını, zararın tazmini için davalı tarafa 25.12.2018 tarihinde başvuru yapıldığını, ancak davalının yasal süre içerisinde yükümlülüklerini yerine getirmediğini, 5.850,00 TL bedelli komşulara karşı mali mesuliyet miktarı ve zararın karşılanması konusu ile 33.345,00 TL bedelli enkaz kaldırma miktarı ve zararın karşılanması konusu üzerinde tarafların mutabık kaldıklarını ancak davalının bu miktarları da ödemediğini, davalı tarafından diğer zarar kalemlerine ilişkin yapılan tekliflerin çok düşük olduğunu ve mutabık kalmadıklarını, TTK 1459 maddesi hükmü gereği sigortacının sigortalının uğradığı zararı tazmin etmekle yükümlü olduğunu belirterek fazlaya dair talep ve dava hakkı ile ıslah etme hakları saklı kalmak kaydıyla HMK 107 maddesi gereği şimdilik 1.000,00 TL’nin 07/10/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;davaya konu —–daini mürtehin sıfatının bulunduğunu, TTK 1456 maddesi ve TMK 879.maddesi uyarınca davacı tarafça dava açılırken rehin hakkı sahibinin açık muvafakatına ilişkin herhangi bir belge sunulmadığını, davacının aktif husumet ehliyetinin bulunmadığını, davacının belirsiz dava açmakta hukuki yararı bulunmadığını, riziko adresinde birden fazla firmanın faaliyet gösterdiğini, hasara ilişkin kıymetlerin sigortalı şirkete ait olduğunu davacının ispatla mükellef olduğunu, davacının emtia/yangın ve ek teminat yangın taleplerinin hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davacı tarafça kar dahil satış bedeli üzerinden hesaplama yapıldığını, talep edilen emtia miktarının sigortalı stok kayıtlarından çıkarıldığını, tutarların bir kısmının fatura girişleri ile kanıtlanamadığını, davacının hasar taleplerinde yangın hasarı ile ilgili olmayan taleplerde bulunduğunu, sigorta konusu olmayan finansman giderleri ve vergi kalemleri için de talepte bulunduğunu, demirbaş defterine kayıtlı olmayan kıymetler yönünden de talepte bulunulduğunu, söz konusu taleplerin poliçe ve mevzuat hükümleri gereği teminat dışı talepler olduğunu, davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla TTK 1462 maddesine göre eksik sigortanın söz konusu olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava, hukuki niteliği itibari ile;—— davacı işyerinde meydana gelen yangın nedeniyle oluşan hasar bedelinin tazmini talebine ilişkindir. Davacı ile davalı arasında 01/11/2017 başlangıç ve 01/11/2018 bitiş tarihli ——düzenlendiği, riziko adresinin——olduğu, sigortalının davacı şirket olup, poliçede daini mürtehin kaydının yer aldığı, kaydın——-adına olduğu görülmüştür.
Yangın olayı 07/10/2018 tarihinde meydana gelmiş, davacı yan davalı sigorta şirketine 25/12/2018 tarihinde başvurmuş ve hasar dosyası açılmış olduğu anlaşılmış, davalı tarafça düzenlenen hasar dosyası da mahkememiz dosyası içine alınmıştır.Dava yazılı yargılama usulüne tabi olup dilekçeler aşaması tamamlanarak 12/12/2019 günlü duruşmada yargılamanın öninceleme safhası tamamlanmış uyuşmazlık noktaları belirlenip tahkikat aşamasına geçilerek deliller toplanıp bilirkişi raporu alınmak suretiyle sonuca gidilmiştir.Davalı vekili TTK 1456 maddesi uyarınca davacının aktif dava ehliyeti bulunmadığını bu yüzden davanın aktif husumet yokluğundan reddi gerektiğini savunmuş, poliçe de—–daini mürtehin kaydı olduğunu davacının dava açarken rehin hakkı sahibinin açık muvafakatının bulunduğuna dair belge ibraz etmediğini ileri sürmüştür. Davacı vekili rehin hakkının fek edildiğini, hali hazırda—–ait ipotek bulunduğu, bankadan icazet verildiğine dair yazı aldıklarını beyan etmiştir.—— şubesinin 05/10/2020 tarihli cevabi yazısı ile davacı tarafından mahkememiz nezdinde açılan davaya muvafakat edildiği bildirilmiştir. Bunun yanı sıra —— ile de yazışmalar yapılmış gönderilen—–sayılı yazı cevabında,——– ili, —– parsel sayılı taşınmaz üzerinde banka ipoteğinin bulunmadığı bilgisi verilmiştir. Bu durumda davacının aktif husumetinin bulunduğu, davalı yanın aksi yöndeki itirazlarının yerinde olmadığı anlaşılmıştır.Davalı yanın bir diğer itirazı ise iş bu davanın HMK 107 maddesi kapsamında belirsiz alacak davası olarak açılamayacağına ilişkindir. HMK 107 maddesinde davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkansız olduğu hallerde alacaklının hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açılabileceği düzenlenmiştir. Somut olayda uyuşmazlık davacıya ait işyerinde meydana gelen yangın nedeniyle oluşan yangın, hasar/zararının belirlenmesi yanı sıra bunun poliçe kapsamı ile teminat altına alınıp alınmadığı, davalının sorumluluğunun ne kadar ile sınırlı olduğu hususlarına ilişkindir. Bu nedenle davanın HMK 107 maddesi kapsamında belirsiz alacak davası olarak açılabileceği mahkememizce kabul edilerek yargılamaya devam olunmuştur.Davacı yan olay sonrasında yanan işyerinin hammadde deposu olması ve davalının ödemeden kaçınması nedeniyle işlerin daha fazla aksamaması için hasarın onarımı amacıyla çeşitli firmalardan fiyat teklifi aldığını ve hammadde deposu ile zarar gören binayı kendi imkanlarıyla tadilat ve tamir ettirdiğini, enkazı kendi çabalarıyla kaldırdığını, davalıya başvurusu neticesinde 5.850,00 TL.tutarlı komşulara karşı mali mesuliyet miktarı ile 33.545,00 TL.enkaz kaldırma miktarı ve zararın karşılanması konusunda mutabık kaldıklarını ancak davalının ödeme yapmadığını, buna karşılık emtia/yangın zararının karşılanması hususunda mutabık kalamadıklarını, —— tespitinin 512.287,48 TL.ve önerilen ödemenin ise 227.092,09 TL.olduğunu, halen de herhangi bir ödeme yapılmadığını, aynı şekilde oluşan yangın, bina hasarı, demirbaş hasarı içinde tarafların anlaşamadığını belirterek dava açmıştır. Davalı yan ise tazminat talebine konu edilen emtia, demirbaş ve diğer kalemlerin davacıya ait olduğunun ispatı gerektiğini, davacının kar dahil satış bedeli üzerinden hesaplama yaparak emtia zararı talep edemeyeceğini, hammadde olarak talep edilen emtianın davacının stok kayıtlarından çıkarılmış olduğunu, stok kayıtlarına göre yapılan talebe ilişkin alım faturaların sunulmadığını, davacının mükerrer talepte bulunduğunu, ayrıca talepleri kabul anlamına gelmemek kaydıyla olayda eksik sigorta olduğunu, sigorta edilen menfaatin bir kısmı zarara uğramış olmakla ve sigorta bedeli sigorta değerinden az olduğundan eksik sigorta sözkonusu olduğunu ileri sürmüştür.Davacının yanan işyerinde yaptırdığı tadilat ve tamirat işlemine ilişkin olarak işyapan firmalara talebi uyarınca yazılar yazılmış yazı cevapları dosya içine alınmış, mahkememizin 02/03/2021 tarihli duruşma ara kararı uyarınca davacının ticari defter ve dayanak kayıtları da incelenmek suretiyle davacı taleplerinin değerlendirilmesi için oluşturulan bilirkişi heyetinden rapor alınmasına karar verilmiştir.Bilirkişi heyetince düzenlenen kök raporda sigortalı işyerinde 06/10/2018 günü gece başlayan ve ertesi gün devam eden yangın olayı nedeniyle oluşan hasar için davalı sigorta şirketi tarafından hasar dosyası açılıp —— raporu alındığı, bu raporda belirlenen bazı tazminat miktarlarında tarafların mutabık oldukları, emtia/demirbaş/bina hasarı talepleri ile —— kabul ettiği miktarların ise uyuşmadığı, davalı tarafça düzenlenen sigorta poliçesinin —–hasar tarihine kadar olan bedelinin 3.278.630,14 TL., bina sigorta bedelinin 2.732.191,78 TL. makina sigorta bedelinin 1.065.555,08 TL. demirbaş sigorta bedelinin 54.643,84 TL, enkaz kaldırma sigorta bedelinin 120.000 TL.ve mali mesuliyet sigorta bedelinin 1.110.635,96 TL.olduğu, TTK 1409 m. ve Yangın Sigortası Genel Şartlarının A1 maddesi uyarınca davaya konu yangın olayının sigorta teminatı kapsamında kaldığı belirtilip riziko adresinde davacının ve davacıya ait pazarlama şirketi olan ——faaliyet gösterdiği, davacının ürettiği mamul emtiayı diğer firmasına sattığı, bu yüzden fabrikada hammadde, yarı mamul ve mamul emtialar bulunduğu, davacının emtia mülkiyetinin 523.888,53 TL.olup sigorta bedeli karşısında eksik değil aşkın sigortanın sözkonusu olduğu, davacının kozmetik alanında faaliyet gösterdiği ve emtia hasar miktarının 523.888,53 TL.olduğu, bina hasarı bakımından genel mizan kayıtlarında 454.227,24 TL.harcama tespit edildiği, davacının talebinin daha düşük olduğu, yangının meydana geldiği yerde yapılan incelemeler neticesinde binada yangın neticesi meydana gelen hasarın giderilmesi için——- raporunda tespit ve hesap edilen 144.449,75 TL.nin kendilerince de kadri maruf olarak kabul edildiği, demirbaş hasarı yönünden ise davacının genel mizan kayıtları incelendiğinde 598.499,91 TL.tutarlı kayıt olmakla birlikte poliçede demirbaş kaydının 54.643,84 TL.olup bu durumda %91 oranında eksik sigorta olduğu, eksik sigorta halinde talep edilebilecek hasar miktarının (sigorta bedeli/sigorta değerixhasar tutarı)formülü ile ancak 7.906,60 TL.olabileceği, makina hasarı yönünden ise eksik sigorta olmayıp tazminat tutarının 80.837,25 TL. olabileceği, poliçede elektronik cihaz teminatı bulunmadığı, bu durumda toplam talep edilebilecek hasar tutarının 796.477,13 TL.olduğu açıklanmıştır.Bilirkişi heyeti raporuna taraf vekillerince itiraz edilmiş itirazların karşılanması yanı sıra davacı tarafça talep edilip raporda incelenmeyen net kar kaybı ve zorunlu personel masrafları taleplerinin incelenmesi, yanan14 adet paket mal yönünden davacı şirkete iade faturası kesilip kesilmediği, bu ürünlerin davacıya teslim edilip edilmediği hususlarında mevcut heyete bir de —— bilirkişinin katılımı sağlanarak bu kez 29/03/2022 tarihli ek rapor alınmıştır. Bu raporda bilirkişi heyeti emtia hasar miktarının 2 farklı unsurdan oluştuğunu, ilkinin mamul madde olarak imalatçı firmanın deposunda telef olan 14 palet dolusu bitmiş sevkiyata hazır ürünler ikincinin ise imalatta kullanılacak hammadeler olduğunu, bitmiş ürün hasarının tespitinde ürün satış fiyatının değil, maliyetlerin dikkate alındığını, buna göre mamul madde hasarı olarak 389.901,98 TL.talep edilebileceğini, hammade yönünden ise gözetim firmasının tespit ettiği miktar ve imalatçı firmanın verdiği fiyatların kullanıldığını sayımı yapan gözetim firmasınca tespit edilen bazı hammaddelerin faturası olmadığı için ya da stok kayıtlarında bulunmadığı için bazı hammaddeler hasar toplamına dahil edilmemiş olmakla birlikte bu uygulamanın yerinde olmadığını birçok işyerinde yıllar öncesinde alınmış ve kullanılmamış hammadde olabileceğini, ya da sayım sırasında görülmemiş olabileceğini, bu durumda malzeme fiilen görülüyor ise malzemenin son ithal fiyatı dikkate alınarak stokta mevcut olduğunun kabulü gerektiğini, ham madde hasar toplamının da 146.904,16 TL.olduğunu, demirbaş(atölye)hasarının iklimlendirme dahil 38.557,20 TL.olduğunu, bunun dışında demirbaş bedellerinin yazılı olduğu listeler kontrol edilemediğinden gözetim firmasının tespitlerinin esas alınıp 32.889,49 TL.hasar olduğunun kabul edildiğini, demirbaş riziko teminatının 54.643,84 TL.olup gözetim firmasınca yapılan tespit bu miktarı aştığı için eksik sigorta durumunun oluştuğunu, bu durumda tazminat miktarının toplam 6.523,18 TL.olabileceğini, bina yangın hasarı olarak ise 350.427,10 TL.hesaplama yapıldığını açıklamışlardır. Bilirkişi heyetinde görev alan inşaat mühendisi bilirkişi ek rapora bina hasarı yönünden ayrık görüş sunmuş, kök raporda belirlenen bina hasarı tutarına yönelik görüşünü muhafaza ettiğini, yangın nedeniyle daha üstün kalitede imalat yapılmaması ve meydana gelen bina hasarının giderilip eski hale getirilmesi için sondaj tenzilinden sonra hesap ve tespit edilen miktarın yeterli olduğunu, dosyaya sunulan bazı firmaların teklifleri dikkate alınıp KDV ilavesi ile bu miktarın 350.427,10 TL.ye yükseltilmesinin kendisince kabul edilmediğini bildirdiği görülmüştür.Davacı vekili 10/05/2022 tarihli talep arttırım dilekçesini sunarak dava değerini bilirkişi heyeti ek raporunda saptanan 933.151,31 TL.ye yükseltmiş, harcını yatırmıştır. Davalı vekili tarafından sunulan 19/05/2022 tarihli dilekçe ile davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağı ve kısmi dava olarak kabulü gerektiği, arttırılan kısım için zamanaşımı itirazlarının bulunduğu bildirilmiştir. Dava mahkememizce belirsiz alacak davası olarak kabul edildiğinden davanın açılmasıyla birlikte zamanaşımı tüm alacak için kesilmiş olduğundan davalının arttırılan kısım yönünden zamanaşımı itirazı yerinde görülmemiş, kök bilirkişi raporunda bina hasarı 144.449,75 TL.olarak belirlendiği halde itiraz üzerine düzenlenen ek raporda bu miktarın 350.427,10 TL.ye yükseltildiği, —— bilirkişinin kök rapordaki görüşünü muhafaza ettiğini belirterek ayrık görüş sunduğu, kök raporda bina hasarını değerlendiren ——- dışında kalan diğer bilirkişilerin hangi gerekçe ile bina hasar tutarını arttırdıkları anlaşılamadığından tekrar ek rapor alınması yoluna gidilmiş, ayrıca atölye teçhizat deposununda değerlendirilmesi istenmiştir. Düzenlenen 09/11/2022 tarihli ek raporda, bina hasarı yönünden farklı firmalardan gelen en uygun fiyat içeren tekliflerin bir araya getirilmesi ile kök rapordaki miktarın belirlendiği ancak sonrasında üretimin başlamasıyla yapılan harcamaların bu tutarı geçtiği ifade edilmiştir. ——- bilirkişi ise kök rapordaki görüşlerini koruduğunu ifade etmiştir. Bunun dışında önceki raporlardaki görüşlerin tekrar edildiği anlaşılmıştır. Davalı vekilince alınan son ek rapora da itiraz edilmiş olmakla birlikte dosyada toplanan deliller uyarınca alınan bilirkişi raporları ve ayrık raporlar gerekçeli ve denetlenebilir nitelikte olup taraf itirazlarını da karşılar mahiyette olduğundan yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınması talebi yerinde görülmemiş ve tahkikat sonlandırılmıştır.Dosya kapsamında yürütülen yargılama, toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporları ile davacıya ait olup davalı tarafından——- Poliçesi ile sigortalanan işyerinde yangın meydana gelmesi sonucu hasarın oluştuğu, davacının davalı sigorta şirketine başvurusu sonucu hasar dosyası açılıp ——- raporu alındığı, ancak davacıya herhangi bir ödeme yapılmadığı, bunun üzerine davacının zorunlu dava şartı arabuluculuk yoluna başvurulmuş anlaşma sağlanamaması üzerine mahkememizde dava açtığı, meydana gelen yangın olayının sigorta poliçesi teminatı içinde olduğu, alınan bilirkişi raporlarıyla da davacının davalıdan oluşan hasarını talep etme hakkına sahip olduğunun belirlendiği, raporların gerekçeli ve hüküm kurmaya elverişli oldukları sonucuna varılmış, davacının yangın olayı nedeniyle bina hasarı olarak 144.449,75 TL.tutarında talepte bulunabileceği, bu rakamın kök bilirkişi raporunda konu uzmanı —— tarafından tespit ve hesap edildiği, izleyen iki ayrı ek raporda uzmanlık alanları olmamasına rağmen diğer bilirkişilerce bu rakamın yükseltildiği,—— bilirkişinin ek raporlara ayrık görüş sunduğu anlaşıldığından mahkememizce konunun uzmanı olan bilirkişinin saptadığı miktara ihbar edilmiştir. Yangın sigortası Genel Şartların B8.1 maddesi uyarınca—– tarihine 1 ay eklenmek suretiyle temerrüdün 28/12/2018 tarihinde oluştuğu ve davacının bu tarihten itibaren avans faizi talep edebileceği kabul edilerek davanın arttırılan hali ile kısmen kabulüne, 723.173,96 TL’nin 28/12/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, fazla talebin reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN ARTTIRILAN HALİ İLE KISMEN KABULÜNE,
723.173,96 TL’nin 28/12/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
Fazla talebin reddine,
2-Karar harcı 49.400,00 TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 44,40 TL harç ile tamamlama harcı olarak yatırılan 15.918,81 TL. harcın mahsubu ile bakiye 33.436,79 TL harcın davalıdan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
3-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 15.963,21 TL harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 50,80 TL ilk masraf, 406,80 TL tebligat ve müzekkere gideri, 7.500,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 7.957,60 TL yargılama giderinden davadaki haklılık oranı göz önünde bulundurularak (%77) 6.127,35 TL.’nin davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalanın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafça yapılan 150,00 TL.yargılama giderinden davanın reddedilen kısmı göz önünde bulundurularak 34,50 TL.nin davacı taraftan tahsili ile davalı tarafa ödenmesine, kalanın davalı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli—— esaslara göre belirlenen ——- vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli —– esaslara göre belirlenen ——vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-7155 sayılı Kanun ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na eklenen 18/A maddesinin 13.fıkrası ve yürürlükte bulunan Arabuluculuk Ücret Tarifesi uyarınca —— tarafından karşılanan 660,00 TL arabuluculuk ücretinden 508,20 TL.nin davalı taraftan, 151,80 TL.nin davacı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
9-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,HMK 345. Maddesi hükmü uyarınca kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.