Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/350 E. 2021/86 K. 09.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/56 Esas
KARAR NO : 2021/118

ASIL DAVA : Alacak (Vekalet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/07/2019
KARAR TARİHİ : 18/02/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Vekalet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı-karşı davalı vekili dava dilekçesinde özetle; ——– tarihinde devir ve satın aldığını, işletmenin bedelini müvekkilinin ödediğini, davalıların ise iş gücü ile yani sermaye müvekkiline emek davalılardan olmak kaydıyla anlaştıklarını, müvekkilinin—– vekaletname ile yetkili kıldığını————müvekkili adına hesap açıldığını, davalının işletmenin gider ve harcamaları için para çekmeye yetkili kılındığını, davalıların bu yetkiye dayanarak ilgili banka şubesinden peyder pey 23.500 EURO çektiğini, gereksiz ve lüzumsuz harcamalar yaptıklarını, bu harcamalardan müvekkilinin bilgilendirilmediğini ve olurunun alınmadığını, her iki davalının toplamda —– döndüğünde davalıların bu harcamalar konusunda yeterli ve inandırıcı açıklamalar yapmadıklarını, işletmenin kazancından bahsetmediklerini, bunun üzerine müvekkilinin—–sayılı azilname ile davalı … —— azlettiğini, müvekkilinin bu işletmeyi davalıların —– meblağlı—– peşin olmak üzere taahhütte bulunduğunu, ancak bu güne kadar ne vadettiği —– sayılı dosyası ile Menfi Tespit davası açtığını davanın devam etmekte olduğunu, müvekkilinin hulus ve saffetinden yararlanan bu ailenin müvekkilini oyuna getirerek dolandırdığını,—- nolu başvurusu ile davalılar hakkında suç duyurusunda bulunulduğunu, davalıların —– adına ne kadar gerekli harcama yaptıklarını bilmedikleri için şimdilik 10.000,00 TL belirsiz alacağın dava tarihinden itibaren faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı-karşı davacı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı ….———arkadaşı olduğunu, —– yaşadığını,— planları olduğunu, bir şeyler yapmak istediğini ve hangi iş dallarında müsait olduğunu sorduğunu, müvekkili .—– cevap olarak nispeten az sermaye ile bir —- uygun olacağını, 50.000 ile 60.000 Euro arası paranın yetebileceğini anlattığını, bu görüşmelerden bir süre ——- araya gelerek devir şartlarını belirlediklerini, 115 Bin TL devir bedelinde anlaşılarak senetlerini ve 10.000,00 TL peşinatın —— verildiğini, sonrasında —– devir bedeli karşılığı 50.000,00 TL müvekkili tarafından ödendiğini, toplam ödemenin 60.000,00 TL olduğunu, kalan 55.000,00 TL karşılığında üç adet senet düzenlenerek verildiği, senetlerin … adına düzenlendiği ve müvekkillerinden …’ın ise kefil olduğu, vadesi gelince senetler ödenmediği için —— tarafından icraya verilip işlem başlatıldığını, 01/03/2018 tarihinde yer sahibi——-arasında kontrat düzenlendiğini ve … adına şahıs işletmesi için vergi levhası çıkarıldığını ve her türlü başvurunun yapıldığını, mal sahibi—–kira bedelinde ve devrinde sorun çıkmaması için masraf adı altında 10.000 TL verildiğini, muhasebeci —– kuruluş, harçlar ve rüsum bedelleri olarak 10.000 TL verildiğini, yazar kasa alımları —– bağış yapıldığını, inşaat maliyetleri 73.000 TL ve malzeme fiyatları 48.000 TL tuttuğunu, havaların yağışlı gitmesinden ötürü 20 Hazirana yetiştirildiğini, işletmenin kuruluş ve hizmete geçme süreleri arasındaki giderin yaklaşık 171.000 TL olduğunu, sarf ettikleri yakıt bedelinin en az 5.000 TL olduğunu, .— işlerin tamamlanmasından ve henüz 2 ay geçtikten sonra 9. Ay içerisinde işi devam ettiremeyeceğini ve ayrılmak istediğini söylediğini, karşılıklı olarak varılan mutabakat neticesi, işletmeyi kızlarının üzerine almak zorunda kaldığını beyan ettiği, taraflardan hiçbirin tacir sıfatını taşımaması, ihtilaf konusu işyerinin—– kayıtlı bir işyeri olmaması ve ayrıca ticaret davası açmadaki uzlaşma işlemine tevessül edilmemesi sebebi ile davanın usul yönünden reddine, yerinde görülmemesi halinde davanın esasına girilerek davanın esas yönü ile reddine ve dava içinde açtıkları mukabil davanın kabulü ile tüm dava masrafları, işyerinin devir tarihi 07/09/2018 tarihinden itibaren yasal faizin tahsili ile davalı yana yükletilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davacı karşı davalı vekili cevap dilekçesi ile; karşı davanın yasal süresinde açılmadığını, bu nedenle reddi gerektiğini, davacı ve karşı davalı …—— karşılığında bedel olarak müvekkilinin 20.000 TL nakit ödediğini, daha sonra da 20.000 TL iki adet toplamda 40.000 TL lik senedi bilahere ödeyerek toplamda 60.000 TL ödediğini, borcun kalan kısmı için müvekkilinin toplamda 50.000 TL lik 3 adet senet imzaladığını, karşı davacılar ve davalılardan —– tarihinde noterlikçe vekaletname vererek her türlü işlemleri adına yapma yetkisi verdiğini, —– çekerek harcadığı gibi eldende 18.000 Euro alarak harcama yaptığını, inşaat maliyetlerinin 73.000,00 TL artı 48.000,00 TL toplamda 121.000 TL gibi bir meblağdan bahsedildiğini, tüm bu masrafların faturası, fişi ve ondan da öte muhasebe defterine kaydı gerektiğini, müvekkilinin—- tarihinde azlettiğini, kendilerini de fuzuli ve gereksiz harcamalardan kaçınmaları için uyardığını, yaklaşık bir yıl içinde işletmenin kazanç gösterilmediği gibi 171.000 TL gider gösterildiğini beyan etmiş, mesnetsiz karşı davanın reddini dava masrafları ve ücreti vekaletin karşı tarafa yüklenmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Asıl dava hukuki niteliği itibari ile, alacak (Vekalet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davası, karşı dava ise haksız fesihten doğan alacak davasıdır.
19.12.2018 günlü Resmi Gazetede yayımlanarak, yürürlüğüne giren 7155 Sayılı Kanunun 20. maddesi ile 6102 Sayılı TTK. ‘nın ( 5. ) maddesine eklenen 5/A maddesi gereğince ticari davalarda konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmasından önce arabulucuya başvurulmuş olmasının dava şartı olarak düzenlenmiş olması ve 7155 Sayılı Kanunun ( 23. ) maddesi ile 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununa eklenen 18/A ( 2 ) maddesi ile “Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir” hükmü getirilmiştir.
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 114/(2). maddesine göre, ”Diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümler saklıdır” hükmü yer almaktadır.
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 115. maddesi gereğince; Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. Mahkeme dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir.
—– Esasında görülmekte iken mahkemece yapılan yargılama sonunda—– kararı ile mahkememize tevzi edilen asıl davanın ilk olarak görevsizlik kararı veren mahkemede 16/07/2019 tarihinde açıldığı, görevsizlik kararından sonra davanın 28.02.2020 tarihinde mahkememize tevzi olduğu, davacı vekili tarafından mahkememize sunulan arabululuk son tutanak aslından davacı tarafın dava şartı olan arabuluculuk yoluna görevsizlik kararı verilmesinden ve dosyanın mahkememize tevzi edilmesinden sonra 05.03.2020 tarihinde başvurduğu, karşı davada ise talep edilen alacağa ilişkin arabuluculuk başvurusununda bulunulmadığı, esas davaya ilişkin yapılan görüşmelerde de karşı davanın konusunun tartışılmadığı anlaşılmıştır.
“Dava şartı olarak arabuluculuk” başlıklı eklenen 18/A maddesinin 2 inci fıkrasında; “Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” hükmü yer almıştır.
Tüm dosya kapsamına göre, asıl davada davacı vekili tarafından dava açılmadan önce dava şartı arabulucuk kapsamında arabulucuya başvurulduğuna ilişkin son tutanağın dava dilekçesine eklenmediği, davanın görevsizlik kararı verilerek mahkememize gönderilmesinden sonra davacı vekili tarafından sunulan beyan dilekçesinde ve ekinde arabuluculuk başvuru formunda davacı vekili tarafından dava açıldıktan sonra arabuluculuk müessesine başvurulduğunun anlaşıldığı, karşı davada ise haksız fesih sebebiyle davalı-karşı davacıdan olan alacağın tahsilinin talep edildiği, bu talebe istinaden arabuluculuk başvurusunda bulunulmadığının ve davacı tarafça başvurulan arabuluculuk görüşmelerinde de bu hususun görüşülmediğinin anlaşıldığı, anılan Kanun uyarınca davadan önce arabulucuya başvurulması hususunun tamamlanabilir dava şartı niteliğinde olmadığı, bu dava şartının dava açıldığı anda mevcut olması gerektiği, başka bir anlatımla, dava açılmadan önce arabulucuya başvuru yapılması gerektiği, bu hususun dava şartı olduğu, davacı ve karşı davacıların huzurdaki dava ve karşı davayı açmadan önce zorunlu arabuluculuk müessesine başvurmadığı anlaşıldığından asıl davanın ve karşı davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın REDDİNE,
1-Asıl davanın ve karşı davanın 6100 sayılı HMK 114/2. ve 115. maddeleri gereğince davaların dava şartı yokluğundan REDDİNE,
2-a)Asıl davada karar harcı 59,30 TL’nin davacı-karşı davalı tarafça peşin olarak yatırılan 170,78 TL harçtan mahsubu ile bakiye 111,48 TL’nin karar kesinletiğinde davacı tarafa iadesine,
2-b)Karşı davada 59,30 TL karar harcı ve 44,40 TL başvuru harcı toplamı 103,70 TL harcın davalı-karşı davacı tarafından yatırılan 200,00 TL harçtan mahsubu ile bakiye 96,30 TL harcın karar kesinleştiğinde davalı- karşı davacı tarafa iadesine,
3-Davacı-karşı davalı ve davalı-karşı davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-7155 sayılı Kanun ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na eklenen 18/A maddesinin 13.fıkrası ve yürürlükte bulunan—- arabuluculuk ücretinin davacı-karşı davalı taraftan tahsili ile Hazine adına irad kaydına,
5-Asıl dava yönünden davalı-karşı davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde ———esaslara göre belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacı-karşı davalıdan alınarak davalı-karşı davacı tarafa verilmesine,
6-Karşı dava yönünden davacı-karşı davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli— esaslara göre belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalı-karşı davacıdan alınarak davacı-karşı davalı tarafa verilmesine,
7- Dava ve karşı davada taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.