Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/34 E. 2019/776 K. 11.07.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/34 Esas
KARAR NO : 2019/776

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/02/2019
KARAR TARİHİ : 11/07/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;—– tarihinde —– yönetimindeki müvekkilİ şirkete ait —— plakalı araç ile seyir halinde iken, davalı şirketin uzun dönem kiralama sözleşmesi neticesinde işleteni olduğu—————- adına trafikte kayıtlı bulunan ve————sevk ve idaresindeki —- plakalı araçla dikkatsiz ve özensiz kullanım sonucu müvekkiline ait ——————————- KUSURLU OLARAK arkadan çarpmış ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, kaza mahallinde tanzim edilen tutanakta, olayın yukarıda ifade edildiği şekliyle gerçekleştiği açıkça yazılmış ve iş bu tutanak imza altına alındığını, işbu trafik kazasında sürücü —————- %100 kusuru nedeniyle müvekkilinin aracında hasar meydana geldiğini, yine dava dilekçesinin ekinde sunulan ————- kayıtları incelendiğinde de araç sürücüsünün kazanın oluşumunda %100 kusurlu olduğu açıkça belirtildiğini, yaklaşık 35.000-TL’lik hasar oluşmuş ve çok ciddi boyutlarda bir değer kaybı meydana geldiğini, işbu davadan önce davalının işleteni olduğu aracın Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortacısı olan ————— müvekkiline ait araçta oluşan değer kaybının ödenmesi talebinde bulunulduğunu, trafik teminatından (ZMMS) yapılan hasar ödemesi sonrası poliçe limitinden kalan miktar 400 TL ve Kasko İhtiyari Mali Mesuliyet Teminatı 5.000 TL olduğundan sigorta şirketince taraflarınca değer kaybına ilişkin olarak yalnızca 5.400-TL ödeme yapılabildiğini, ancak müvekkiline ait araçta davalının işleteni olduğu aracın sürücüsünün sebep olduğu kaza dolayısıyla oluşan değer kaybı miktarının çok daha fazla bir miktarda olduğunu beyan ederek, İstanbul Anadolu ——- Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/721 Esas sayılı dosyasından davalının kazaya karışan aracı uzun dönem operasyonel araç kiralama sözleşmesi neticesinde işleten sıfatıyla elinde bulundurduğu anlaşıldığından işbu huzurdaki davanın İstanbul Anadolu ——— Asliye Ticaret Mahkemesinin —– Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilmesini, değer kaybına ilişkin alacak taleplerimizde fazlaya ilişkin talep ve dava haklarımız saklı kalmak kaydıyla; 6100 sayılı yasanın 107. maddesine göre şimdilik 1.000,00-TL belirsiz alacağımızın kaza tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte davalıldan tahsili ile taraflarına ödenmesine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalı tarafa tahmiline, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Olağan trafik kazalarında sorumlular, (ayrık durumlar dışında) genel olarak işleten, sürücü ve sigortacı olduğunu, trafik kazası ölümle veya bedensel zararla sonuçlanmış ise, davalı ister işleten veya sürücü olsun, ister tek başına sigorta şirketi dava edilsin, her zaman ve her durumda görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesi olduğunu, mhkemenin göreve ilişkin itirazı kabul etmemesi ve/veya aksi kanaatte olması halinde, işbu kez asliye ticaret mahkemesinde görülecek olan işbu dava ticari uyuşmazlık olarak nitelendirileceğinden, dava tarihi ——- itibariyle dava şartı zorunlu arabuluculuk kapsamında tarafların, öncelikle uyuşmazlığı arabuluculuk yoluyla çözmeleri gerektiğini, bu nedenle usul yönünden açılan davanın reddini talep ettiklerini, kazanın olduğu tarihte ——— müvekkili şirketin çalışanı olduğunu, bahsi geçen —— plakalı araç ise, ———-adına trafikte kayıtlı olup, müvekkili şirket kazanın olduğu tarihte işleten sıfatı ile hareket etmediğini, ancak davacının dilekçesi ve eklerinde belirttiği gibi kazanın olduğu tarihte müvekkili şirket çalışanı olan ———– sevk ve idaresindeki aracın kazada 100% kusurlu olduğuna dair alınan raporun kesinlikle gerçeği yansıtmadığını, meydana gelen kaza sonrasında ———— plakalı aracı sevk ve idare eden———isimli şahıs eşini aramış ve eşi de kazanın meydana geldiği saatten itibaren yaklaşık yarım saat içerisinde kaza mahalline ulaştığını, genel olarak kaza tespit tutanağı kazanın nasıl olduğu anlaşılması açısından araç hareket ettirilmeden fotoğraf vb. çekileceğini ve tutanağın buna göre tutulacağını, Fakat buna rağmen ———— eşi olduğunu belirterek kaza mahalline gelen şahıs ——————rızası veya onayı olmadan —— plakalı aracı kaza yerinden hareket ettirmiş ve —– sevk ve idaresindeki —- plakalı aracın önüne getirerek fotoğraflarını çektiğini, fotoğraf tarihleri ve çekim sırası bunu açıkça gösterdiğini, ayrıca kazanın nasıl olduğuna ilişkin tanıklık edebilecek, ismini daha sonradan gerekmesi halinde mahkemeye bildirebilecekleri bir tanıklarının da bulunmadığını, bütün bu olgular göz önüne alındığında, ortada haksız şekilde alınan ve kazaya karışan ——————–%100 kusurlu olduğunu gösteren, ancak gerçeği hiçbir şekilde yansıtmayan bir rapor söz konusu olduğunu beyan ederek, öncelikle davanın görev yönünden reddine, mahkemenin görev ile ilgili itirazımız konusunda aksi kanaatte olması halinde, 6325 sayılı Yasa kapsamında ticari uyuşmazlıklarda zorunlu arabuluculağa başvurulmadan dava açılmış olduğundan dava şartı yokluğundan davanın reddine, mahkemenin aksi kanaatte olunması durumunda da haksız mesnetsiz iddialarla açılmış olan davanın esastan reddine, yargılama giderlerinin ve vekâlet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE : Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
Dosyada arabuluculuğa ilişkin evrakın bulunmadığı, mahkememizce ön inceleme duruşmasında davacı vekiline arabuluculuğa başvuru yapıp yapmadığı hususunun sorulduğu, yaptı ise belgelerinin mahkememize sunulmasının istendiği, davacı vekilince dosya kapsamında arabuluculuğa başvuru yapılmadığı, mahkememiz dosyasını Anadolu —– ATM’de görülen dosya ile birleştirilmek üzere açtıklarını, dava konusunun haksız fiile dayandığını ve haksız fiile dayalı taleplerde arabuluculuğa başvurma şartı olmadığını beyan ettiği görüldü.
HMK. 138. maddesinde; “Mahkeme, öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar hakkında karar verir.” hükmü yer almaktadır.
19.12.2018 günlü Resmi Gazetede yayımlanarak, yürürlüğüne giren 7155 Sayılı Kanunun 20. maddesi ile 6102 Sayılı TTK. ‘nın ( 5. ) maddesine eklenen 5/A maddesi gereğince ticari davalarda konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmasından önce arabulucuya başvurulmuş olmasının dava şartı olarak düzenlenmiş olması ve 7155 Sayılı Kanunun ( 23. ) maddesi ile 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununa eklenen 18/A ( 2 ) maddesi ile “Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmakszın davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir” hükmü getirilmiştir.
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 114/(2). maddesine göre, ”Diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümler saklıdır” hükmü yer almaktadır.
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 115. maddesi gereğince; Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. Mahkeme dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir.
Tüm dosya kapsamına göre, 7155 Sayılı Kanunun 20. maddesi ile 6102 Sayılı TTK. ‘nın ( 5. ) maddesine eklenen 5/A maddesi gereğince ticari davalarda konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvuru yapılması gerektiği, bu hususun dava şartı olduğu, davacının huzurdaki davayı açmadan önce zorunlu arabuluculuk müessesine başvurmadığı anlaşıldığından davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
HMK 114/2. Ve 115. Maddeleri gereğince davanın DAVA ŞARTI YOKLUĞUNDAN USULDEN REDDİNE,
1-Karar harcı peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
2-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
3-Davalı tarafça yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
4-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli —————– 7/2 maddesine göre belirlenen 1.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Taraflarca kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde kendilerine iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.