Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/325 E. 2019/1286 K. 19.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/325 Esas
KARAR NO : 2019/1286

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/06/2019
KARAR TARİHİ : 19/12/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı —- şirketi hakkında İstanbul Anadolu—. İcra Müdürlüğü’nün —Esas sayılı icra dosyası ile ilamsız takip başlatıldığı, ilgili ödeme emrinin 27/02/2019 tarihinde usulüne uygun olarak işyerinde daimi çalışana tebliğ edildiğini, iş bu takibe ve borca davalı/borçlu tarafından itiraz edildiğini, İstanbul Anadolu —-. İcra Müdürlüğü’nün 05/03/2019 tarihinde, itirazın kabulü ile takibin durdurulması kararı verdiğini, müvekkilinin sözleşme kapsamındaki yükümlülüklerini yerine getirdiğini, davalı/borçluya iyi niyetli olarak güvendiğini, davalı/borçluya alacak miktarından daha fazla tutarlı müşteri çeki cirolayıp teslim ettiğini, ancak davalının çekin tahsilinden sonra fazladan alınan kısmın iadesini yapmadığını, davalı şirketin kötü niyetli olarak ve zaman kazanmaya yönelik haksız yere borca itiraz ederek şirketini zarara uğratmak istediğini, davalı tarafın kötü niyetli ya da ağır kusurlu oluşları nedenleri ile İİK. m. 170/son uyarınca %20 den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;Davacı ile müvekkili şirket arasında imzalanan 16.03.2018 tarihli Taşeron Sözleşmesi uyarınca taraflar arasında yetki sözleşmesi bulunduğunu, sözleşmenin her iki tarafının tacir olması dolayısıyla işbu davaya dayanak icra takibinin yetkisiz icra müdürlüğünde başlatıldığını, işbu itirazın iptali davasında davanın esasına girilmeden reddine karar verilmesi gerektiğini, müvekkili şirket ile davacı arasında imzalanan sözleşme uyarınca davacıya hizmet verildiğini ve hakediş raporu düzenlendiğini, bu rapora göre müvekkili şirketin davacıdan —- tutarında hizmet alacağı olduğunu, bu alacağın —-‘sinin davacı tarafından yemek ve mazot masrafı adı altında müvekkiline yansıtıldığını, müvekkili şirketin davacıdan —- alacağı kaldığını, işbu alacağın taraflar arasındaki sözleşme gereğince en geç 29.08.2018 tarihinde müvekkil şirket hesabına nakit olarak ödenmesi gerektiğini ancak vade tarihi geldiğinde davacının borcu nakit olarak ödeyemeyeceğini bildirdiği ve — tarihinde davacı şirket yetkilisi —–tarafından —– bedelli ve 31.12.2018 vadeli müşteri çekinin müvekkiline ciro edildiğini, dolayısıyla sözleşmenin karşı edimi olan para borcunun ödenmesi noktasında davacının sözleşmeyi gereği gibi ifa edemediğini, söz konusu çekin vade tarihi göz önüne alındığında hakediş bedelini ödemede temerrrüde düştüğünü, davacının temerrüdü göz önüne alındığında müvekkili şirketin mevcut sözleşmenin ayakta tutulması amacıyla 125/1. maddede düzenlenen haklar neticesinde hakediş bedeline ek olarak bu bedelin geç ödenmesinden kaynaklanan faiz ve gecikme zararının davacıdan talep edildiği, davacı tarafından herhangi bir ödeme yapılmaması üzerine de bu tutarın müvekkili lehine ciro edilen müşteri çekinden mahsup edildiğini dolayısıyla işbu haksız ve mesnetsiz davanın reddi ile davacı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, neticeten anılan nedenlerle işbu davanın öncelikle yetkisizlik ve usuli eksiklikler nedeniyle usulden reddine , sayın mahkemenin aksi kanaatte olması halinde haksız ve kötüniyetli olarak ikame edilen davanın reddi ile davacı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, hukuki niteliği itibari ile; İİK.nun 67.maddesinde düzenlenen itirazın iptali davasıdır.
İstanbul Anadolu —. İcra Müdürlüğünün –sayılı takip dosyası incelendiğinde; davacı tarafça davalı aleyhine cari hesap alacağına dayalı — asıl alacağın tahsili için takip başlatıldığı, takip dosyasında ödeme emrinin tebliği ile davalının süresinde icra dairesinin yetkisine, borca ve ferilerine itiraz ederek borcunun bulunmadığını bildirdiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği, mahkememizde açılan davanın süresinde olduğu tespit edilmiştir.
Dava, Taşeron Sözleşmesinden kaynaklanan bakiye alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vâki itirazın iptâli istemine ilişkin olup, davacı alacaklının başlattığı icra takibinde ödeme emrinin tebliği üzerine davalı borçlu vekilince icra dairesinin yetkisine itiraz edilerek yetkili icra müdürlüğü’nün İstanbul İcra Müdürlüğü olduğu bildirilmiştir.
İİK’nın 67. maddesi uyarınca açılan itirazın iptâli davalarında mahkemenin yetkisine itiraz edilsin edilmesin öncelikle icra dairesinin yetkisine yapılan itiraz incelenmelidir. Yetkisiz icra dairesinde yapılan takibe dayanılarak açılan itirazın iptâli davası dinlenemeyeceğinden mahkemenin bu nedenle davanın reddine karar vermesi gerekir (—-). Zira itirazın iptâli davasını görme yetkisi takibin yapıldığı yer mahkemesine aittir.
Tüm dosya kapsamından; taraflar arasında zemin güçlendirme hususunda eser sözleşmesi ilişkisi kurulduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda uyuşmazlığı görmeye yetkili mahkeme İİK’nın 50. maddesinin yaptığı atıf gereği HMK’nın yetkiye ilişkin maddeleri uyarınca belirlenir. Buna göre alacaklı takibini davalı borçlunun yasal yerleşim yerinde ya da akdin ifa edildiği yer veya yetki sözleşmesi yapılmışsa o yer icra müdürlüklerinde yapabilir. Dosya kapsamından davalının ikametgahının —– sözleşme ile yetkili kılınan yerin ise İstanbul(Çağlayan) olduğu anlaşılmaktadır. Ayrıca uyuşmazlık eser sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, eser sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda para borçları ile ilgili dava tarihinde yürürlükte bulunan TBK’nın 89. maddesi yollaması ile HMK’nın 10. maddesi gereğince alacaklının yerleşim yeri mahkemesinin yetkisi kabul edilmemektedir. Bu itibarla icra takibinin yapıldığı davacının ikametgahı olan İstanbul Anadolu İcra Müdürlüğü takipte yetkili bulunmamaktadır. Birden fazla yetkili yerden davalı yetki sözleşmesi ile belirlenen İstanbul(Çağlayan) mahkemelerinin ve icra dairelerinin yetkisini sacmiştir Açıklanan nedenlerle icra müdürlüğünün yetkisizliği nedeniyle davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir. (Emsal; Yargıtay —- Hukuk Dairesinin —– Karar sayılı kararı)
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İcra dairesinin yetkisizliği nedeniyle davanın dava şartı yokluğundan REDDİNE,
2-Karar harcı —- davacı tarafça peşin olarak yatırılan— harçtan mahsubu ile bakiye 135,40 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talebi halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli—–.’nin 7. maddesindeki esaslara göre belirlenen —— vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair davacı şirket yetkilisi ve davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın taraflara tebliğinden 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.