Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/317 E. 2022/460 K. 09.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/317 Esas
KARAR NO : 2022/460
DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/08/2016
KARAR TARİHİ : 09/06/2022
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davacı vekili; davalının müvekkili hakkında —- keşide —— bedelli bir senede dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü icra takibi başlattığını, ancak senetteki imzanın müvekkiline ait olmadığını, müvekkilinin davalıya böyle bir borcunun da bulunmadığını ileri sürerek müvekkilinin takibe konu senet nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine, senedin iptaline ve kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir
SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Davalı vekili; davacının müvekkilinden bir çok kez un satın aldığını, ödeme olarak çek ve senetler verdiğini, ancak borcunu gününde ödememesi nedeniyle hakkında icra takipleri başlatıldığını, davacının da müvekkilinin alacağına kavuşmasını engellemek için davalar açtığını, ancak sonrasında gerek icra dosyasındaki haciz işlemleri sırasında gerekse harici olarak kısmi ödemeler yaptığını, nihayet —— tarihinde borçlu ile protokol yapıldığını ve bakiye borç üzerinde anlaşma sağlandığını, tüm icra dosyalarının asıl alacak ve bazı kalemlerinin davacı tarafça ödendiğini, protokol gereğince açmış olduğu tüm davalardan feragat etmesi gerektiğini, kaldı ki davacının davaya konu senet hakkında daha önce ——dosyası üzerinden menfi tespit davası açtığını ve daha sonra davadan feragat ettiğini, dolayısıyla derdestlik itirazında bulunduklarını, davacı iddiasının haksız olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, icra takibine konu senet nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti ve senedin iptali istemine ilişkindir.
Dava konusu icra dosyası—-incelendiğinde; dava konusu senede dayalı olarak — asıl alacak olmak üzere toplam — üzerinden kambiyo takibi başlatılmış olduğu görülmüştür.
—– Esas sayılı dosyası incelendiğinde ise, dosyamız davacısının yine dosyamız davalısı aleyhine iş bu dava açılmadan önce —- senet de dahil olmak üzere — senede ilişkin olarak imza sahteliği iddiasıyla menfi tespit davası açmış olduğu, daha sonra davadan feragat etmesi nedeniyle Mahkemenin — tarihinde davanın reddine karar verdiği, kararın —– tarihinde kesinleştiği görülmüştür.
Davalı tarafın — yılına ilişkin ticari defter ve dayanak kayıtlarının incelenerek ve davalı defterlerinde —- senedin kayıtlı olup olmadığının tespiti yapılarak mali müşavir bilirkişisinden rapor alınmak üzere —- Asliye ticaret mahkemesine talimat yazılması sonucunda mali müşavir bilirkişisince hazırlanan — tarihli raporda özetle;Davalı —haciz takip tarihi itibariyle —– tutarında senedin yer aldığı, anılan senedin önce davalının cari hesap borcundan tenzil edildiği, davacı —— ödememesi üzerine muamelesiz olarak davalının hesabına tekrar borç olarak kaydedildiği, davalı Şirketin defterlerinde —- vade tarihli — bedelli bir adet senedin olduğu ve kayıtlı olduğu, davacı —- davalı yana böyle bir borcu bulunmadığını iddia etmesiyle birlikte, bahse konu senet dahil olmak üzere davalı şirkete olan borcunun önemli kısmını haciz takip tarihinden —-sonra ödediği, davalı şirketin davacı—- alacağı kaldığı sonuç ve kanaatine varıldığı belirtilmiştir.
Davacı tarafın—— yılına ilişkin ticari defter ve dayanak kayıtlarının incelenerek ve davacı defterlerinde — bedelli kaç tane senedin kayıtlı olduğu ve —- senedin kayıtlı olup olmadığının tespiti ile talimat raporunun da değerlendirilmesi suretiyle rapor hazırlanmak üzere mahkememizce resen seçilecek mali müşavir ve hesap bilirkişisine dosyanın tevdi ile hazırlanan —- tarihli raporda özetle; Davacının —- yıllarına ait İşletme Defteri davacı vekili tarafından —– inceleme gününde incelenmek üzere ibraz edildiği, davacının incelemeye ibraz edilen –yıllarına ait ticari defterlerinden işletme defterlerinin açılış onamalarının 6102 sayılı TTK. Madde 64, 66 ve V.U.K. madde 220-226 uyarınca yasal süreler içinde tasdiklerini yaptırdığı, T.T.K. ve V.U.K. hükümleri uyarınca tuttuğu, davacının —– yıllarına ait İşletme defterlerinin kapanışa tabi olmadığı için kapanış tasdikinin yapılmadığı, davacının işletme defter kayıtlarında davalıdan —- tutarında mal aldığı, bunun dışında davalının ticari defterlerinde kayıtlı olan raporda tablo halinde gösterilen faturalardan; —tutarındaki faturaların davacının kayıtlarında bulunduğu, ——- ise kayıtlı olmadığının görüldüğü,
Davalı defterleri üzerinde talimat yoluyla yapılan incelemede, taraflar arasındaki ilişkide yapılan ödemelerin şu şekilde ortaya konulduğu;
—–havale,
—- Bedelli çek,
— Bedelli senet,
—- Bedelli senet,
— Bedelli senet,-
—- Bedelli senet,
Söz konusu ödemelerin, havale dışında yer alan çek ve senetlerin ayrıca ticari defterlere alınan çekler ve senetler olarak kaydedildiğinin görüldüğü, bu kapsamda çek — tarihinde, dört adet bononun ise ——tarihinde deftere geçirildiği, dava konusu bononun — tarihli olması ve deftere geçirildiği tarihin bunu takip eden —- içinde olması, söz konusu bononun defterde geçirilmiş olduğunun kabulünü gerektireceğnin düşünüldüğü, davalı anonim şirket olup, adi sahası bulunmadığı, kural olarak ticari faaliyetlerinin mali sonuçlarının defterlerinden takip edilmesi gerekeceği, davacı ve davalı arasındaki ticari ilişkide verilen ve davalı tarafın defterlerine işlenen senetler içinde vadesi ——olan, tek senet olduğu, ticari defter kayıtları ile ortaya konulmuş bulunduğu, söz konusu senede yönelik alınan talimat raporunda, senedin vadesinde ödenmediği, ancak diğer senetler gibi protesto işlemine de tabi tutulmadığı, icra takibinden sonra yapılan havaleler neticesinde taraflar arasındaki borç ilişkisinin davacı aleyhine olmak üzere — bakiye verir hale geldiğinin ortaya konulduğu, bu haliyle davacı ve davalı arasında bir ticari ilişki kurulduğu, bu ilişkiden dolayı bazı çek ve senetler verildiği, söz konusu çek ve senetlerden bazılarına yönelik olmak üzere — sayılı dosya üzerinden menfi tespit davası açıldığı, bilahare bu davadan feragat edildiği kabul görülmektedir. Bu davada menfi tespite konu edilen senetlerden biri —- bedelli senettir. Huzurdaki davada dava donuşu edilen senet de aynı vade ve bedelli ancak düzenleme tarihi — olarak belirtilen senettir. Davalı defter kayıtlarında aynı vade ve miktarlı başka bir senede rastlanmamaktadır. Davacının işletme defteri tuttuğu anlaşılmakta olup, verilen senetlerin davacı defterlerine geçirilmesine gerek bulunmadığını, davalı defterlerinin sahibi lehine delil olduğu benimsendiği ve taraflar arasında kesilen fatularar ve alınan senetler ile davacı tarafından yapılan ödemelerin de birbiri ile uyumlu olduğu belirlendiğinden, taraflar arasındaki ilişkiye yansıyan ve —-vadeli bir başka senedin bulunmadığı yönünde kanaat oluştuğu belirtilmiştir.
Mahkemece toplanan deliller, bilirkişi raporları ve yapılan yargılama sonucunda; Davanın, —- sayılı dosyası üzerinden kambiyo takibine konu edilen —-bedelli keşidecisi davacı, lehdarı davalı olan senet nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkin olduğu, davacının iş bu eldeki davayı açmadan önce, — senet hakkında aynı iddiayla —- sayılı dosyası üzerinden dava açmış olduğu, ancak o davadan feragat ettiği ve Mahkemenin —tarihli kararı ile davanın reddine karar verildiği, kararın —- tarihinde kesinleştiği, tarafların defterlerinde mali müşavir bilirkişilerince yapılan inceleme sonucunda taraflar arasındaki ilişkiye yansıyan ve —bedelli olup,—– vadeli bir başka senedin bulunmadığının tespit edilmesi ve dosya kapsamında taraflarca sunulmuş olan davaya konu senetten başka bir senedin olduğuna dair bir delilin dosyada bulunmamasına karşısında, dava konusu ——-bedelli senedin aynı senet olduğu mahkememizce kabul edilerek, buna göre iş bu davanın açıldığı tarih itibariyle aynı senede ilişkin başka bir davanın derdest olduğu, HMK 114/1-ı maddesi uyarınca derdestlik bir dava şartı olup mahkemece resen dikkate alınması gerektiği, bunun yanında ihtiyati tedbir kararı verilmediğinden İİK 72.maddesi uyarınca davacı aleyhine tazminat şartlarının oluşmadığı anlaşılmakla davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine,
2-İhtiyati tedbir kararı verilmediğinden davacı aleyhine tazminat takdirine yer olmadığına,
3-Karar harcı 80,70 TL’nin davacı tarafça peşin olarak yatırılan 341,55 TL’den mahsubu ile fazla alınan 260,85 TL harcın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T’deki esaslara göre belirlenen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
HMK 345. Maddesi hükmü uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 09/06/2022