Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/315 E. 2020/720 K. 15.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/315 Esas
KARAR NO : 2020/720

DAVA :İtirazın İptali(Taşıma Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/04/2015
KARAR TARİHİ : 15/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA : Davacı vekili; taraflar arasında akdedilen—- tarihli sözleşme uyarınca davalının kendi adına tescilli aracı ile müvekkili namına ——- işini üstlendiğini, sözleşmenin ——- tarihlerini kapsayacak şekilde yapıldığını ve eğitim döneminin bitmesi ile sözleşme yenilenmedikçe sona ereceğinin kararlaştırıldığını, eğitim döneminin bitmesi ile sözleşmenin yenilenmediğini, ayrıca sözleşmede açıkça sözleşmenin feshinden itibaren bireysel taşımacılığın 1 yıl süre ile yasaklandığını, aksi halde 50.000,00 TL cezai şart ödeneceğinin kabul edildiğini, ancak davalının sözleşmenin bitiminden sonra müvekkilinden bağımsız—- — öğrenci taşımaya devam ettiğini, bunun üzerine cezai şart alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibinin davalının haksız itirazı ile durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına ve %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA : Davalı vekili; davacının sözleşme uyarınca edimlerini yerine getirmediğini, müvekkiline eksik ödeme yapılmasına rağmen müvekkilinin hizmet vermeye devam ettiğini, alacağın tahsili amacıyla davacı hakkında icra takibi başlatıldığını, kendi edimlerini yerine getirmeyen davacının cezai şart talep etme hakkı bulunmadığını, ayrıca sözleşmede ücret dahi belirlenmemişken sözleşmeki cezai şartın tek taraflı ve fahiş olduğunu, davacının cezai şarta ilişkin bu madde ile müvekkili dışında davacı ile çalışan bir —- ettiğini, müvekkilinin ———- ve sözleşmedeki zayıf unsur olması nedeniyle bu maddenin geçersiz olduğunu, genel işlem şartı niteliğinde olduğunu, Anayasa’nın 48 ve devamı maddelerinde düzenlenen çalışma hürriyetine de aykırı olduğunu, ayrıca ——– taşıma işinin ihale ile davacıya verilmiş bir —- olmadığını, benzer işi bir çok şirketin yapmakta olduğunu, kaldı ki müvekkilinin benzer işi davacı ile çalışmadan önce de gerçekleştirmekte olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava; rekabet yasağının ihlali sebebiyle kararlaştırılan tazminatın ödetilmesi istemine ilişkindir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip, deliller toplanmıştır.
İstanbul Anadolu —.İcra Müdürlüğünün —. sayılı takip dosyası getirtilmiş, incelenmesinde; davacı tarafça davalı aleyhine sözleşmeden doğan cezai şart alacağına dayalı 50.000,00 TL asıl alacağın tahsili için takip başlatıldığı, takip dosyasında ödeme emrinin tebliği ile davalının süresinde takibe itiraz ederek borcunun bulunmadığını bildirdiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği, mahkememizde açılan davanın süresinde olduğu tespit edilmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında, taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Mahkememizce, daha önce taraflar arasında imzalanan sözleşmenin taşıma piyasasının belirli bir bölgede parsellenmesi sonucunu doğuracak şekilde davalı tarafın çalışma ve sözleşme hürriyetini ortadan kaldıran bir “— düzenlemesi olduğu, yapılan işin niteliği gereği davacının ticari sırrı olarak vasıflandırılabilecek bir durumun da bulunmadığı, sözleşmenin anılan hükmünün haksız rekabeti önlemeye yönelik bir düzenleme olarak kabulünün mümkün bulunmadığı, dolayısıyla taraflar arasındaki taşıma sözleşmesinde düzenlenen cezai şart hükmünün geçersiz sayılması gerektiği, davacının davasında haklı olmadığı, gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuş, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili temyiz başvurusunda bulunmuş, Yargıtay —. Hukuk Dairesi tarafından, davalının, daha önce ticari faaliyet yürütmediği ve ilk defa davacı vasıtasıyla ve onun adına yolcu taşıma ticari faaliyetine başladığı bir güzergahta, aralarındaki yolcu taşıma (hizmet sunma) ilişkisinin sona ermesinden sonra, sadece Sözleşmeye konu güzergahta ve 1 yıl süreyle yolcu taşımayacağına ilişkin rekabet yasağı taahhüdünün, Sözleşmenin tipi, coğrafi alan, süre ve içerik itibariyle “Kanunun emredici hükümlerine, ahlaka, kamu düzenine, kişilik haklarına aykırı” olduğundan söz edilemeyeceği, Anayasal Çalışma Özgürlüğünün ihlali anlamına da gelmeyeceği, zira davalının dava konusu sözleşme ile davacıya bağımlı ve mutlaka o güzergahta çalışmasının zorunlu hale gelmediği bu nedenle davalının ekonomik özgürlüğünü ve varlığını tehlikeye düşürmeyeceği, konunun 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun hükümleriyle de hiçbir alakasının olmadığı halde ve sözleşme özgürlüğü çerçevesinde serbest rekabet yasağı niteliğinde olduğu gerekçesiyle mahkememiz kararını davacı yararına bozmuştur.
Dosyada yapılan yargılama, toplanan deliller, alınan bilirkişi raporları ve bozma kararı uyarınca; taraflar arasında düzenlenen sözleşmede öngörülen cezai şart nedeniyle davalının bu madde hükmüne aykırı davrandığından bahisle cezai şart istemiyle mahkememizde açılan davada, sözleşme hükmünün davalı tarafça ihlal edildiği sabittir. Mahkememizce mali müşavirden alınan denetlenebilir ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporunda, —bedelle çalıştığı, bu durumun İstanbul Anadolu —. İcra Müdürlüğü’nün —- Esas sayılı dosyasındaki belgelerden/faturalardan da anlaşıldığı, davalının tacir değil, esnaf sınıfına dahil olduğu, tacir olsa dahi, yılda en fazla 9 ay öğretim dönemi boyunca çalışabilecek davalının en fazla 27.000,00 TL brüt taşıma hizmeti kazanabilecek olduğunu, 50.000,00 TL gibi aşırı cezai şart ödemesinin mahvına sebep olabileceğinin belirtildiği, davalı yüklenicinin taşıma karşılığında almış olduğu aylık ücretin düşük olması (aylık 2.000 TL ve 3.000 TL olarak belirtilen ücret), taşıma işinin 20/09/2010 ile 20/06/2011 arasında 9 aylık bir süre için yapılmış olması dikkate alındığında, davalının toplam alacağı tahmini ücretin (3000×9=27.000 TL) olacağı, bu miktarın çok daha fazlası olan 50.000 TL olarak kararlaştırılan cezai şartın fahiş olduğu, davalının tacir olması nedeniyle TTK m. 22’de “Tacir sıfatını haiz borçlu, Türk Borçlar Kanununun 121 nci maddesinin ikinci fıkrasıyla 182 nci maddesinin üçüncü fıkrasında ve 525 inci maddesinde yazılı hallerde, aşırı ücret veya ceza kararlaştırılmış olduğu iddiasıyla ücret veya sözleşme cezasının indirilmesini mahkemeden isteyemez… ” kuralı olsa da Yargıtay çeşitli kararlarında, tacir olan borçlunun cezai şartın fahiş olduğunu ileri sürerek cezai şarttan indirim yapılmasını kural olarak isteyemeyeceğini, fakat kararlaştırılan cezai şart miktarının ekonomik yönden borçlunun mahvına sebep olabilecek tarzda yüksek olduğunun saptanması halinde cezai şarttan uygun bir indirim yapılabileceği kabul etmektedir. . ——-) Yargıtay’ın bir kararına göre de “…Bu şekilde bir indirime gidilebilmesi için borçlunun ekonomik durumunun, ticari defterlerinin, bilançosunun konusunda uzman bir bilirkişiye incelettirilerek ayrıntılı ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınması ve bu inceleme çerçevesinde indirime gerek bulunduğunun saptanması halinde somut olayın özelliği de gözetilerek makul düzeyde bir indirime gidilmesi gerekmektedir…” denilmektedir. ( —-) Yapılan bilirkişi incelemesi ile davalının bir yıllık brüt kazancının 27.000,00 TL civarında olduğu tespit edildiğinden, 50.000,00 TL cezai şartın fahiş olduğu, davalının kazancı itibariyle ekonomik olarak mahfına sebep olabileceği kanaatine varıldığından, davacı tarafından, davalı aleyhine açılan işbu davanın sübut bulduğunun kabulü ile mahkememizce takdiren cezai şartta indirim yapılarak, davalının İstanbul Anadolu—-.İcra Müdürlüğünün —– sayılı takip dosyasına yaptığı itirazının kısmen iptali ile takibin 15.000,00 TL asıl alacak üzerinden devamına, alacağın takip tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, alacak yargılamayı gerektirdiğinden inkar tazminatı talebinin, davacı takip başlatmakta haksız ve kötü niyetli olmadığından kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, davacı cezai şart talep etmekte haklı olduğu ve cezai şartın mahkememizin takdiri ile indirilmiş olması sebebiyle davalı yararına vekalet ücretine ve yargılama giderlerine hükmedilmeyerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜNE,
1-Davalının İstanbul Anadolu —. İcra Müdürlüğünün — Sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazının kısmen iptaline, takibin 15.000,00 TL asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Davacının şartları oluşmayan inkar tazminatı talebinin reddine,
3-Davalının şartları oluşmayan kötüniyet tazminatı talebinin reddine,
4-Karar harcı 1.024,65 TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 603,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 420,75 TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
5-Davacı tarafından dava açılırken peşin olarak yatırılan 25,20 TL başvuru, 603,90 TL peşin nispi harç olmak üzere toplam 629,10 TL’nin davalı taraftan tahsili ile davacı taraf ödenmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 246,00 TL tebligat ve müzekkere gideri, 1.3000,00 TL bilirkişi masrafı olmak üzere toplam 1.546,00 TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
7-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
8-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli —– esaslara göre belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda kararın taraflara tebliğinden 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.