Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/310 E. 2021/679 K. 28.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/310 Esas
KARAR NO : 2021/679

DAVA : Alacak (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/06/2019
KARAR TARİHİ : 28/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; daval—-başlatıldığını, davalı şirketin söz konusu dosyalardan dolayı ————– ve masraflar hariç borcu bulunduğunu, dava dışı —-şirkete borcu nedeniyle davalı — şirket yetkilisi sıfatıyla ve ayrıca şahsen kefil olarak sorumlu olduğunu ve —- başlayacağını ödeme protokolü ile kabul ettiğini, ancak davalı tarafın —- ödeme yapmadığını, usule ilişkin beyanlarında,—tarihli ödeme protokolü ile 01.01.2011 tarihinden itibaren ödemenin yapılacağına dair yazılarının borç ikrarı niteliğinde olduğunu, davalının aynı zamanda şirket yetkilisi sıfatı ile yukarıda —- takiplerine konu borçtan sorumlu olduğunu kabul ettiğini, davalı ——— borç ikrarında bulunmuş olduğundan, — tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı BK 133-135 maddeleri uyarınca zamanaşımı süresinin kesildiğini, — zamanaşımı süresinin yeniden başladığını, dava konusu borcun zamanaşımına uğramadığını süresi içinde talep edildiğini, esasa ilişkin beyanlarında, Müvekkili şirket tarafından dava dışı sigorta —- başlatıldığını, ancak alacağın lahsil edilemediğini, borçlu şirketin tasfiyeye — terkin edildiğinin öğrenildiğini, borçlu şirketin —nedeniyle şirket ortağı ve yetkilisi şirket borçlarından dolayı şahsen sorumlu olduğunu beyan eden ödeme protokolü imzaladığını, davalı tarafından imzalanan —-olduğunu, dava konusu borca ilişkin olarak 29.03.2019 tarihinde —–, ancak anlaşma sağlanamadığını bu sebeplerden dolayı —- itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin söz konusu borçlara zor durumda olması nedeniyle, iradesi hilafında kefil olmuşsa da davacının müvekkilden hiçbir alacağı bulunmadığını, davacı taraf ile dava dışı — sözleşmeden doğan alacak iddialarıyla davacı tarafından dava dışı şirket aleyhinde — dosyalarından —– mahsus takip başlatıldığını, söz konusu borçların zamanaşımına uğradığını, müvekkilinin hiçbir sorumluluğu bulunmadığını,—- kanunda özel zamanaşımı süresinin düzenlendiği hallerden biri olduğunu, bu nedenle beş senelik zamanaşımı süresinin geçerli olduğunu, taraflar arasındaki —– zamanaşımı süresi dolduğunu ve bu sözleşmeden kaynaklı tüm alacakların zamanaşımına uğradığını, bu sebeplerden dolayı davanın reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE :
Dava, alacak talebine ilişkindir.
7155 sayılı Yasa ile 6102 sayılı Yasaya 5/A maddesi eklenerek ticari davalarda —- mahkememizdeki dava 17/06/2019 tarihinde açılmakla, davacının dava şartı arabuluculuk koşulunu yerine getirdiği görülmüştür. Aynı Yasa ile 6325 sayılı Kanuna dava şartı arabuluculuk başlığı ile 18/A maddesi de eklenmiş olup bu madde uyarınca yapılan incelemede davacının arabulucuya ——— tarihinde yapılan toplantı neticesinde tarafların anlaşamadıklarına — tutanağının da düzenlenmiş olduğu görülmüştür.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespit edilmiştir. Davalı vekili süresinde sunduğu cevap dilekçesi ile zamanaşımı def’ini ileri sürmüştür. Zamanaşımına yönelik itiraz gerekçe bölümünde değerlendirilmiştir.
Uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip, ——— — alacağı için ilamsız icra takibine —-, takip borçlusu vekilinin 13.12.2006 tarihinde; “Takip konusu çekin keşide tarihinde tahribat yapılmıştır, bu nedenle takip konusu çek kambiyo vasfını yitirmiş olduğu için bu çekten dolayı alacaklının talep hakkı yoktur, müvekkili şirketin dosyada belirtilen nitelikte borcu yoktur, bu nedenle borcun tamamına itiraz ediyoruz, ayrıca ilamsız takiplerde çek tazminatı talep edilemez, çek tazminatı iğlebine de itiraz ediyoruz’ Şeklindeki——— dolayı —– olmak üzere toplam 86.166,00 TLalacağı için takibe geçmiş takip kesinleşmiştir.
—– alacağın diğer kısımları saklı kalmak — alacağı için takibe geçmiş, takip borçlusu vekilinin süresinde; “Müvekkilimin takip konusu herhangi borcu yoktur, bu nedenle borcun tamamına itiraz ediyoruz” şeklindeki itirazı üzerine takip durmuştur.
Davalı —-ekinde; müvekkilinin davacıya yaptığı ödemeleri—– şubesine—— hareketlerini dosyaya sunmuştur.
Mahkememizce her—tüm yasal ticari defterlerinin incelenmesi ve dosya kapsamında talep yönünden değerlendirme yapılmak üzere —– —bilirkişiden rapor alınmıştır.
Bilirkişiler—– alınan bilirkişi heyet raporunda özetle: Davalı vekilinin 26.04.2021 tarihli dilekçesinde müvekkili şirketin —- saklama yükümlülük süresi sona erdiğinden defter, belge ve kayıtların imha edildiğini, bu nedenle defter ibraz edemeyeceklerini bildirdiği, davacı tarafın dosyaya dava dışı——- rağmen söz konusu belgenin altında dava dışı şirketin kaşe ve imzası bulunmadığı, davacı şirket tarafından —— incelendiğinde ve taraflar arasında yapıları protokol göz ardı edilerek; ——- dikkate alınarak hesaplandığında; davacının dava tarihi itibariyle toplam alacağının 182.616,32 TLolduğu, bu tutardan davalının — edildiğinde davacı alacağının 165.616,32 TL olacağı, işbu tutara dava tarihinden itibaren yıllık 19,50 oranında avans faizi yürütülebileceği, zamanaşımı itirazlarının mahkemenin takdirinde olduğu belirtilmiştir.
Davacı sigorta şirketi—- —— edildiğini belirterek——– dosyaya sunduğu, yine yukarıda ayrıntıları belirtilen 3 adet icra takip dosyalarından davacı şirketin dava dışı —– geçtiğinin anlaşıldığı, icra takipleri sonucunda dava dışı—- borcum nedeniyle aleyhime başlatılan aşağıda dosya mumaraları yazılan icra takiplerine kefil sıfatıyla ödeme taahhüdünde bulunuyorum;
————-
Dosya borçlarımı —– suretiyle kapatmaya çalışacağımı taahhüt ederim, —- —- söz konusu protokolün el yazısı ile düzenlendiği, yine davacı tarafından dosyaya sunulan ikinci—— sayılı dosyaları ile başlatılan kambiyo ve ilamsız takip borcuna ilişkin borçlu —–
—————ilgili İcra dosyası borçlarından şirket yetkilisi sıfatı ile sorumlu olup ayrıca şahsi kefaleti ile de sorumlu olmayı kabul ve taahhüt etmiştir. Anlaşılan borç miktarı tamamen ödendiği takdirde takip konusu borç ortadan kalkacak ve alacaklı vekili tarafından borçluya ibraname düzenlenerek teslim edilecektir. Borçlu tarafından işbu protokol şartları tam,—–aynen yürürlükte kalacaktır. Ancak taksitlerden herhangi biri tam, süresinde ifa edilmediği takdirde işbu protokol herhangi bir ihtara gerek kalmaksızın kendiliğinden sona erecek, borcun tamamen kapatılacağı tarihe kadar faiz işlemeye devam edecektir. —- vekiline ödeme yapılacaktır,——– tarihinden itibaren yapılacağına dair yazıların borç ikrarı olduğunu, davalının bu yazısı ile yukarıda numaraları yazılı bulunan icra takiplerine konu borçtan sorumlu olduğunu iddia ettiği, davalı vekili ise müvekkilinin söz konusu borçlara zor durumda olması nedeniyle—- bulunmaması ve protokollerde azami borç miktarının belirli olmaması nedeniyle —- dolması nedeniyle dava konusu alacakların tamamının zamanaşımına uğradığını beyanla davanın reddini talep ettiği,
—– süresine tabi olsa da taraflar arasındaki —-davacı tarafça— takip başlatıldığından takiple birlikte zamanaşımı süresinin kesildiği ve yeni bir zamanaşımı süresinin başladığı, —— davalının protokollerdeki imzaları inkar etmediği, yalnızca protokollerin geçerli olmadığını ileri sürdüğü, taraflar—yalnızca esas yılının —————, tarihin belirtildiği,— takip dosyalarının tek tek ve açık olarak belirtildiği, 818 sayılı BK’ya göre kefaletin geçerli olması için — olmadığı, ancak sözleşmede “—belirtilmesi gerektiği, — belirtilmemiş olsa da protokolde —— başlayacağı belirtilmiş olmakla protokolün bu tarihten önce yapıldığının anlaşıldığı, her iki protokolde de muayyen bir bedel belirtilmemişse de davalı ——— tarafından — tarihinden sonra bu —- istinaden —– yaptığı, dolayısıyla davalının söz konusu protokoller uyarınca bir kısım ödeme yaptıktan sonra daha sonra kefalet şartlarının eksikliği nedeniyle protokollerin geçersiz olduğunu ileri sürmesi TMK’nın 2. Maddesi kapsamında dürüstlük kuralına aykırılık teşkil edeceği, bu nedenle mahkememizce davalının bu yöndeki savunmasına itibar edilmediği, protokollerin geçerli olarak kabul edildiği ve davalı tarafın borcun senetle ikrar edilmiş sayılacağı,
Mülga 818 sayılı BK’nun 133 ncü maddesi hükmüne göre; borçlunun borcunu ikrar etmesi, zamanaşımını— arasında sayılmıştır. Aynı Kanunun 135 nci maddesinde de zamanaşımının kesilmesi halinde, kesilmeden itibaren yeni bir süre işlemeye başlayacağı ve bir borç bir senetle ikrar edilmiş veya bir hükümle sabit olmuş ise — belirtilmiştir. Hükmü uyarınca 5 yıllık zamanaşımı süresi—- zamanaşımı süresinin kesilmiş sayılacağı ve yeni bir 10 yıllık sürenin başladığı, mahkememizdeki davanın ———– dolayısıyla zamanaşımı defi’in reddine karar vermek gerektiği, —– takibe konu çekler zamanaşımına uğramış olsa bile çeklerin adi senet sayılacağı ve davacı tarafın her türlü delille alacağını ispatlayabileceği,
Her ne kadar davacı —- talep etmiş—- alacaklı olduğu miktara hükmedilmesi gerektiği, bilirkişi tarafından davacının defterlerindeki kayıtlı miktarın dava tarihindeki TL karşılığının 182.616,32 TL olarak belirlendiği, davalı tarafın protokol kapsamında yaptığı 17.000,00 TL’nin söz konusu alacaktan mahsubu ile davacının bakiye 165.616,32 TL alacağının kaldığının anlaşıldığı, bakiye talebin reddine karar vermek gerektiği, hükmedilen alacağa davalı tarafından davacıya protokol kapsamında yapılan son ödemenin 02/05/2013 olduğu, davalının söz konusu tarihte temerrüde düştüğü anlaşıldığından bu tarihinden itibaren faiz işletmek gerektiği, davalı söz konusu alacağı şahsen üstlendiğinden hükmedilen alacağa yasal faiz işletildiği, —- sayılı takip dosyalarıyla tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla kabulüne karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜNE,
1—– tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine (tahsilde tekerrür olmamak üzere),
2-Karar harcı 11.313,25 TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 3.502,02 TL harcın mahsubu ile bakiye 7.811,23 TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
3-Davacı tarafından dava açılırken peşin olarak yatırılan 44,40 TL başvurma ve 3.502,02 TL peşin nispi harç olmak üzere toplam 3.546,42 TL’nin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 116,10 TL tebligat ve müzekkere gideri, 1.800,00 TL bilirkişi masrafı (2 farklı bilirkişi) olmak üzere toplam 1.916,10 TL yargılama giderinin kabul ve ret oranları gözetilerek 1.547,49 TL’sinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan 9,00 TL yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde —- esaslara göre belirlenen 19.683,55 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde——- vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-7155 sayılı Kanun ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında — eklenen 18/A maddesinin 13.fıkrası ve yürürlükte bulunan —- ücretinin kabul ve ret oranları gözetilerek — davalı taraftan, — tahsili ile hazine adına irad kaydına,
9-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın taraflara tebliğinden 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.