Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/308 E. 2021/266 K. 08.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/308 Esas
KARAR NO : 2021/266

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/06/2019
KARAR TARİHİ : 08/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı arasında bir ticari ilişki söz konusu olduğunu, müvekkilinden fatura karşılığı hizmet ve mal aldığını , fakat daha sonra müvekkilinden aldığı hizmetin ve malların bedelini ödemediğini müvekkilinin —-. bedelli cari hesap dökümüne istinaden davalı-borçlu aleyhine İstanbul Anadolu –.İcra müdürlüğü — Esas ile İlamsız icra takibi yapıldığını, davalının itiraz ederek takibi durdurduğunu, cari hesapta müvekkiline kısmi ödemeler yaptığını — ödemediğini, davacı müvekkil şirketin ve davalı borçlunun ticari defterleri incelendiğinde, davalının müvekkilinden fatura karşılığı mal alıp, bedelini ödemediğini, bu itibarla davalı- borçlunun işbu icra takibine kötü niyetli olarak yaptığı itirazın iptali için Sayın Mahkemenize başvurma zorunluluğunun hasıl olduğunu beyan ederek borçlunun icra takibine yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına ,davalı borçluya İİK 67/2 maddesi gereğince % 20’den az olmamak koşuluyla icra inkar tazminatının yükletilmesine, tüm Mahkeme harç ve masrafları ile ücreti vekaletin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı tarafın cevap dilekçesi sunmadığı görülmüştür.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, cari hesaba dayalı alacağın tahsili amacıyla başlatılan takibe ilişkin açılan itirazın iptali davasıdır.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip, deliller toplanmıştır.
İstanbul Anadolu —.İcra Müdürlüğünün —— Esas sayılı takip dosyası getirtilmiş, incelenmesinde; davacı tarafça davalı ——–tutarında cari hesap —- asıl alacağın tahsili için takip başlatıldığı, takip dosyasında ödeme emrinin tebliği ile davalının süresinde takibe itiraz ederek borcunun bulunmadığını bildirdiği tespit edilmiştir.
Taraflar tacir olup ticari defterlere dayanıldığından ticari defterler üzerinde inceleme yaptırılmak üzere rapor alınmıştır.
Mali müşavir —— tarafından dosyaya sunulan raporda özetle;
Davacı tarafın —– dönemleri ticari defterlerinin TTK ve VUK ‘larının ticari defterlerine ilişkin madde hükümlerine uygun tutuldukları, davacı ile davalı arasında faturalı mal alımına dayalı bir ticari ilişki bulunduğu, davacının — döneminde davalı adına düzenlediği faturaların ve davalıdan yapılan tahsilatların yasal ticari defterlerinde kayıt görmüş olduğu ve davacı tarafından düzenlenen irsaliyeli faturaların teslim alan kısımlarında davalı şirketin kaşesinin basılı olduğu, davacı nezdinde davalının incelenen cari hesap hareketlerinin 1.299,97 TL borç bakiyesi verdiği, davacının davalıdan 1.299,97TL faturalı mal alımına dayalı cari hesap alacağı olduğu ve davalının ticari defterlerini ibraz etmediği için incelenemediği belirtilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama, toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre;Dava, cari hesaba dayalı alacağın tahsili amacıyla başlatılan takibe yapılan itirazın iptali talebini içerir itirazın iptali davasıdır.
Ticari davalarda yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasada delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri yasada belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir. Davacının da bu durumu bilerek ticari defterlere delil olarak dayandığı ve karşı tarafın ticari defterlerinin de incelenmesini istediği kabul edilmelidir. Aksinin kabulü halinde davacının ticari defterleri tek başına delil niteliği taşımadığından dayanılan böyle bir delilin incelenmesine gerek de olmayacaktır. Karşı taraf ticari defterlerini sunar ise birlikte incelenip değerlendirildiğinden delil olup olmadığı sonucuna göre değerlendirilebilecektir. Karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde ise bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılmalıdır. Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK 220/3. madde gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunu mahkeme kabul edebilir. Aksinin kabulü durumunda; karşı tarafın ticari defterlerini sunmaması halinde sunan tarafın muntazam tutulmuş ticari defterlerinin lehe delil olarak kabul edilemeyeceği şeklinde bir sonuç ortaya çıkar ki bu ticari defterleri ve karşı taraf elinde olduğu ileri sürülen belgeleri delil olarak kabul edip sunulmaması halinde sonuçlarını belirleyen HMK’ndaki açık düzenlemelere aykırı bir yorum olacaktır.
Yukarıda yapılan açıklama ve sözü edilen kurallarla birlikte somut olay değerlendirildiğinde; mahkemece taraflara ticari defterlerini sunmaları için kesin şekilde inceleme gün ve saati tayin edilerek kesin süre ihtaratı yapılarak kesin süre verilmiş olup davalı defterlerini ibrazdan kaçınmış olup bilirkişi raporuyla davacının defterlerinin incelenmesi sonucunda davacı nezdinde davalının incelenen cari hesap hareketlerinin 1.299,97 TL borç bakiyesi verdiği, davacının davalıdan 1.299,97TL faturalı mal alımına dayalı cari hesap alacağı olduğunun tespiti karşısında davacı defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucu alınan bilirkişi raporu ile talep edilen alacağın 1.299,97TL miktarı kadar varlığı kanıtlanmıştır. Davalı defterlerini sunmayarak davacının ticari defter kayıtlarının HMK 222. maddeye göre lehine delil oluşturup oluşturmadığının tam olarak incelenebilmesine engel olduğundan sunulmayan ticari defterlerinde de davacının alacaklı olduğuna dair kayıtların mevcut olduğu halde sunulmadığının ve bunun sonucunda da davacının incelenen defter kayıtlarının davacı lehine delil oluşturduğunun mahkememizce kabulü ile gerekçeli ve denetlenebilir olduğu mahkememizce kabul edilen bilirkişi raporu hükme esas alınarak davalının İstanbul Anadolu–. İcra Müdürlüğünün — sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin 1.299,97 TL üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, alacak likit olmakla hüküm altına alınan 1.299,97 TL nin %20 si oranında inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜNE;
1-Davalının İstanbul Anadolu– İcra Müdürlüğünün — Esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin 1.299,97 TL üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine,
2-Alacak likit olmakla hüküm altına alınan 1.299,97 TL nin %20 si oranında inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar harcı 88,80 TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 44,40 TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
3-Davacı tarafından dava açılırken peşin olarak yatırılan 44,40 TL başvuru, 44,40 TL peşin nispi harç olmak üzere toplam 88,80 TL’nin davalı taraftan tahsili ile davacı taraf ödenmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 106,40 TL tebligat ve müzekkere gideri, 800,00 TL bilirkişi masrafı olmak üzere toplam 906,40 TL yargılama giderinin kabul ve ret oranları gözetilerek 906,39 TL’sinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli — esaslara göre belirlenen 1.299,97 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.