Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/302 E. 2019/1198 K. 03.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/503 Esas
KARAR NO : 2019/1155

DAVA : Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/08/2019
KARAR TARİHİ : 19/11/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 04/06/2019 tarihinde müvekkile ait——– plakalı aracın kaza yapması sonucunda müvekkili adına tescilli ve davalı tarafından kasko poliçesi yapılan araç hasar gördüğünü, söz konusu araç davalı … şirketine —– nolu poliçe ile kasko sigortalı olduğunu, kazadan sonra davalı tarafça eksper görevlendirildiğini ve kendi eksperleri tarafından hasar ve zarar tespit edilmiş olmasına rağmen herhangi bir gerekçe gösterilmeden araç yapılmadığını, söz konusu aracın büyük zarar gördüğünü, yapılacak bilirkişi incelemesi sonucu araç pert niteliği taşıyacaksa pert bedelini ödenmesini, şimdilik 1.000,00 TL pert bedelinin veya hasar bedelinin temerrüt tarihinden işletilecek ticari faizi, yargılama giderleri ve avukatlık ücretiyle birlikte davalıya ödetilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; olay yerinde yapılan araştırmada davacı tarafın kendisi adına kayıtlı ve sürücüsü bulunduğunu ————— plaka sayılı otomobilin önüne köpek çıkması nedeniyle direksiyon hakimiyetini kaybederek yoldan çıkması nedeniyle kazanın meydana geldiğinin bildirildiğini ve kaza üzerinden uzun bir süre geçtiğinden maddi hasarlı trafik kaza tutanağı tanzim edilemediğini, davaya konu 03.06.2019 tarihinde meydana gelen kaza sonucu oluşan hasar ile ilgili olarak çok sonrası 18.06.2016 tarihinde müvekkili sigorta şirketine ihbarda bulunulduğunu, müvekkili sigorta şirketi tarafından açılan hasar dosyasından yapılan inceleme sonucunda ise, araç sürücüsünün mücbir sebep olmadan olay yerini terk ettiğinin anlaşıldığını, davacı tarafın, olay yerini neden terk ettiği konusunda dava dilekçesinde en küçük bir beyanına rastlanmadığını, davacı tarafın kaza sonrası haklı ve geçerli bir açıklama yapmadan ve gerekçe göstermeden , olay yerini terk etmiş olduğunu, olaya ilişkin kanıtları gizlediğini, davacı tarafın, poliçe genel şartlarına ve gerekse usul ve yasaya aykırı olarak, haksız kazanç sağlamaya yönelik olarak açmış olduğu davada, poliçe teminat kapsamı dışında kalan taleplerinin reddi gerektiğinin tartışmasız olduğunu, davanın reddini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf yükletilmesine karar verilmesini, talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, davacıya ait———plakalı aracın kaza yapması sonucu aracın kasko poliçesinin davalı … tarafından düzenlendiği ve dolayısıyla davalının zarardan sorumlu olduğundan bahisle hasar bedelinin tazmini talebine ilişkindir.
28/11/2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan ve 28/05/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un (TKHK) 2. maddesinde; kanunun kapsamı “bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde açıklanmıştır. Kanun’un “tanımlar” başlıklı 3. maddesinde ise tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder” biçiminde tanımlanmıştır.
6502 sayılı TKHK’nın 73. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemesi görevli kılınmıştır.
Eldeki davada, davacı taraf, aracının kasko poliçesini düzenleyen sigorta şirketinden aracında meydana gelen zarar bedelini poliçe kapsamında talep ettiği, taraflar arasında akdi bir ilişki olup davalının sorumluluğunun kaynağı davacıyla yaptığı kasko sigorta sözleşmesine aykırılıktır. Davacının tacir olduğu yönünde iddia olmadığı gibi bilgi ve belgeye de rastlanılmamış olup sigortalı araç ise hususi bir araçtır. Yukarıda zikredilen yasal düzenlemeler gereğince 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun yürürlüğünden sonra 03/06/2016 tarihinde açılan iş bu davaya İstanbul Anadolu Tüketici Mahkemesinin bakması gerekir. (Y.—- HD. 25.02.2016 T., 2016/1731 E., 216/2279 K., Yargıtay ——-HD’nin ———–. sayılı kararı) Görev dava şartı olup yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınmalıdır. Bu nedenle 6100 sayılı HMK’nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğu anlaşıldığından aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Dava dilekçesinin görev nedeniyle reddine, MAHKEMEMİZİN GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Görevli mahkemeninin İstanbul Anadolu Nöbetçi Tüketici Mahkemeleri olduğuna,
3-HMK 20.maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra 2 haftalık süre içerisinde talep edilmesi halinde dosyanın görevli İstanbul Anadolu Nöbetçi Tüketici Mahkemesine gönderilmesine belirtilen süre içerisininde dosyanın gönderilmesi için talepte bulunmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına ( ihtar edildi)
4-HMK’nun 331/2 maddesi uyarınca yargılama giderleri ve vekalet ücretinin görevli mahkemede değerlendirilmesine,
Dair davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.