Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/3 Esas
KARAR NO: 2020/436
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 20/10/2016
KARAR TARİHİ : 24/09/2020
—- Adliye Mahkemesinin ———- sayılı kaldırma kararı ile Mahkememize gelen ve görülen Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;:Davacı vekili; davalı nezdinde trafik sigortası ile sigortalı aracın———tarihinde tek taraflı olarak yapmış olduğu kazada araçta yolcu olarak bulunan müvekkilinin yaralandığını ileri sürerek müvekkilinin uğradığı maddi zararın tespitiyle şimdilik ———— maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; KTK’nun 97.maddesinin 14/04/2016 tarihli 6704 sayılı kanunun 5.maddesi gereği değiştirildiğini, kanun değişikliği uyarınca zarar görenin ———– sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerektiğini, bu dava açılmadan önce müvekkiline yazılı bir başvuru yapılmadığını savunarak davanın usulden reddini istemiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, trafik kazası sonucunda yaralanan davacının,——- karşı açtığı maddi tazminat istemine dayanmaktadır.
Dava başlangıçta Mahkememizin ———- sayılı dosyasında açılmış, mahkememizce davadan önce davalı sigorta şirketine başvuru yapılmadığından dava şartı yokluğundan reddine ilişkin kararı —— Adliye Mahkemesinin ———- sayılında; söz konusu eksikliğin tamamlanabilir dava şartı olması nedeniyle kaldırma kararı ile mahkememize gönderilmiştir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 97. maddesinde 6704 sayılı Kanun’un 5. maddesiyle değişiklik yapılarak, zarar görenin, dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerektiği düzenlenmiş, aynı değişiklikle sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar görenin dava açabileceği veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabileceği belirtilmiştir. 6704 sayılı Kanun’un 26.04.2016 tarih, 29695 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanması ile yayım tarihi olan 26.04.2016 tarihinden itibaren KTK’nın 97. maddesinde yapılan değişiklik yürürlüğe girmiştir.
Yasal değişiklikle birlikte, artık mahkemede dava açılmadan önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı olarak başvuru yapılması –hale getirilmiştir. KTK’nın 97. maddesi ile getirilen bu başvuru koşulu HMK’nın “dava şartlarını” düzenleyen 114/2. maddesinde yer alan “Diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümler saklıdır.” hükmü kapsamında özel bir dava şartıdır.
Dava şartları, davanın esası hakkındaki yargılamanın devamı için gerekli olan şartlar olup, davanın açılabilmesi için değil, mahkemenin davanın esasına girebilmesi için aranan kamu düzeni ile ilgili zorunlu koşullardır. HMK’nın 115/2 maddesi uyarınca mahkeme dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder.
KTK’nın 97. maddesi ile getirilen başvuru koşulu da tamamlanabilir bir dava şartı niteliğinde olduğundan, mahkemece bu dava şartı yerine getirilmeksizin dava açıldığının tespiti halinde, mahkemece davacılar vekiline, 2918 sayılı KTK’nın 97. maddesinde öngörülen başvuruya ilişkin eksikliği gidermesi için kesin süre verilmeli, başvuru yapılması halinde başvurunun akıbeti beklenmeli, sigorta şirketince 15 gün içinde cevap verilmemesi veya verilen cevabın talebi karşılamaması halinde dava şartının yerine getirildiği kabul edilerek, davanın esasına girilip deliller toplanıp değerlendirilerek, ortaya çıkacak sonuca göre bir karar verilmeli, kesin süre içinde başvuruya ilişkin dava şartının yerine getirilmemesi halinde ise bu kez dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmelidir.
Mahkememizce davacı vekiline sigorta şirketine başvuru yapılmak üzere süre verilmiş ve davacı vekili tarafından başvuru şartı tamamlanmıştır.
Davacı vekili ön inceleme duruşmasında; — maddi tazminat taleplerini ———– geçici, ——sürekli iş göremezlik tazminatı olarak ayrıştırdığını beyan etmiştir. Dilekçeler aşaması tamamlanmakla mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanı bulunmadığından uyuşmazlık noktaları belirlenip tahkikat aşamasına geçilerek deliller toplanıp, bilirkişiden rapor alınmak suretiyle sonuca gidilmiştir.
Dava, —–günü davalıya ——– plakalı aracın sürücüsü —- yönetiminde seyri sırasında, olay yerine geldiğinde, direksiyon hakimiyetini kaybederek yoldan çıkmasıyla sonuçlanan trafik kazasında araçta yolcu olarak bulunan davacının yaralanması sonucu geçici ve sürekli iş göremezlik zararının tazmini talebine ilişkindir.
Kazaya karışan—- plakalı aracın tescil kaydı, hasar dosyası, ———-yazı cevabı, hastane kayıtları dosyamız arasındadır.
Davalı sigorta şirketi tarafından düzenlenen hasar dosyası getirtilmiş, kazaya karışan aracın —– başlangıç tarihli —— ile davalı sigorta şirketi tarafından sigortalandığı, poliçenin olay tarihini içine aldığı anlaşılmıştır.
Kaza sonrasında davacıya uygulanan tedaviye ilişkin tüm tıbbi evraklar getirtilerek davacının maluliyet durumunun belirlenmesi için —————– sayılı raporunda, Özürlülük Ölçütü ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre “davacının meslekte kazanma gücünde eksilme oranının % 13; geçici iş göremezlik süresinin 6 ay olduğu belirtilmiştir.
Davacının sürekli-geçici iş göremezlik zararının hesaplanması için hesap bilirkişisine verilmiştir.
Aktüer Bilirkişi raporunda; ——yaşam tablosu uyarınca hesaplama yapıldığı, davacının ev hanımı olduğu, davacıya herhangi bir ödeme yapılmadığı, davalının %100 kusuruna isabet eden davacının sürekli iş görmezlik nedeniyle maddi zararının —- geçici iş göremezlik zararının — olduğu belirtilmiştir.
Davacı vekili talep artırım dilekçesinde; ayrı ayrı —– olarak talep ettikleri sürekli ve geçici iş göremezlik zararını toplamda —– artırdıklarını, söz konusu bedele dava tarihinden itibaren yasal faiziyle tahsilini talep etmiştir.
Yapılan yargılama, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; —- tarihinde davalı sigorta şirketine——-plakalı aracın dava dışı ———- sevk ve yönetimindeyken tek taraflı trafik kazası sonucu araçta yolcu olarak bulunan davacının yaralandığı, kazanın tek taraflı olması ve davacının yolcu olması nedeniyle kazanın oluşumuna herhangi bir etkisi olmadığından mahkememizce kusur raporu alınmasına gerek görülmediği ve kazanın oluşumunda dava dışı sürücünün % 100 oranında kusurlu olduğu, davacının kusursuz olduğu, kaza tarihi yeni genel şartlar tarihi olan ————- tarihinden sonra düzenlendiğinden Özürlülük Ölçütü ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümleri uyarınca düzenlenen ———-raporun dikkate alındığı, bu rapora göre davacının % 16 oranında sürekli maluliyetinin bulunduğu, 6 ay geçici iş göremez olduğu, hesap raporu yönünden alınan raporun ve yapılan hesaplamanın mahkememizce gerekçeli ve denetlenebilir nitelikte görülerek hükme esas alındığı, davalının trafik sigorta poliçesi kapsamında poliçe limiti ile sınırlı olarak tazminat ödemekle yükümlü olduğu, davacı tarafın dava öncesinde sigorta şirketine başvurusu bulunmadığından davalının dava tarihi itibariyle tarihinde temerrüde düştüğü, davanın artırılan hali ile KABULÜ ile —— sürekli iş göremezlik, —— geçici iş göremezlik zararının dava tarihi olan ——– tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜNE,
1—- sürekli iş göremezlik, ———– geçici iş göremezlik zararının dava tarihi olan 20/10/2016 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Karar harcı 5.642,80 TL’den davacı tarafça yatırılan 29,20 TL peşin harç + 252,94 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 282,14 TL harcın mahsubu ile bakiye 5.360,66 TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 29,20 TL başvurma, 29,20 TL peşin, 252,94 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 311,34 TL harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı tarafından yapılan 350,12 TL tebligat gideri ve müzekkere gideri, 600,00 TL bilirkişi ücreti, 562,00 TL ATK faturası olmak üzere toplam 1.514,12 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
7-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 11.538,75 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep etmesi halinde davacı tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda kararın taraflara tebliğinden 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 24/09/2020