Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/293 E. 2019/830 K. 29.07.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

KARAR
ESAS NO : 2019/433 Esas
KARAR NO : 2019/827

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senedinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/07/2019
KARAR TARİHİ : 23/07/2019

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senedinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı şirket arasındaki bayilik çerçevesinde 02/01/2019 tarihli çek teslim tutanağı ile dava konusu çeklerin davalıya verildiğini, çeklerin teminat kapsamında verildiğini, davalıdan mal ve hizmet satın almadıklarını, müvekkilinin iyiniyetli olarak verilen çeklerden birini ödediğini, çeklerin iadesi için davalıya ihtarname gönderildiğini ancak davalının çekleri iade etmediğini, davalının edimlerini yerine getirmediğini ve müvekkilinin davalıya borcu bulunmadığını belirterek öncelikle çeklerin üçüncü kişilere devir ve temlikinin önlenmesi ile bankaya ibrazından ödenmemesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesine, dava konusu çekler yönünden müvekkilinin davalıya borçlu olmadığını tespitine, alacağın %20’sinden az olmamak üzere davalının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA : Dava dilekçesi davalı tarafa tebliğ edilmemiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE : Dava, İİK’nun 72.maddesine dayalı menfi tespit davası olup niteliği itibariyle 6102 sayılı TTK’nun 4.maddesi kapsamında bulunan ticari davadır.
7155 sayıl yasayla 6102 Sayılı TTK’nun 5. Maddesinden sonra gelmek üzere eklenen 5/A maddesinde ticari davalarda dava şartı arabulucuk düzenlenmiştir. Anılan Kanun hükmüne göre; “Bu Kanunun 4.maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.”
7155 sayılı yasayla 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabulucuk Kanununa eklenen 18/A maddesinin ikinci bendinde; “…. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu nedeniyle usulen reddine karar verilir.” hükmü getirilmiştir.
Bilindiği gibi dava şartları 6100 Sayılı HMK’nun 114/1 maddesinde bentler halinde sayılmış, 114 maddesinin ikinci fıkrasında ise, “Diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümler saklıdır.” denilmiştir. TTK’nun 5/A ve 6325 sayılı HUAK’nun 18/A maddelerinde düzenlenmiş olan dava şartı hükümleri HMK’nın 114/2 maddesiyle saklı tutulan hükümlerdendir. Bunların dışında başka özel kanunlarda da dava şartlarına yer verildiği görülmüştür. HMK’nun 115/1 maddesine göre; “Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinde araştırır. Taraflara da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler.”
Bu açıklamalar çerçevesinde somut olayda TTK’nun 5/A maddesinde öngörülen dava şartı arabuluculuk hükmünün uygulanmasına gerek bulunup bulunmadığının tartışılıp değerlendirilmesi gerekmektedir.
Dava, niteliği itibariyle TTK’nun 4.madesi kapsamına giren bir ticari dava olduğundan TTK’nun 5/A maddesindeki ticari dava şartı olayımızda gerçekleşmiştir. TTK’nun 5/A maddesinde öngörülen diğer şart, “davanın konusunun bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri” olmasıdır. Madde metninden de anlaşılacağı üzere, davanın alacak davası olması veya alacağın tahsilini içeren bir eda davası olması şartı getirilmemiş, davanın konusunu bir miktar paranın ödenmesi olan alacağın oluşturması şart olarak konulmuştur. Buradan hareketle menfi tespit davalarının da ticari nitelikte olması kaydıyla dava şartı arabuluculuk hükümlerine tabi olduğunun kabulü gerekir.
Zira, menfi tespit davaları eda davası niteliğinde değilse de, bu davaların da temelinde bir miktar paranın ödenmesi talebi yatmakta ve böylece davanın konusunu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak oluşturmaktadır. Alacak veya itirazın iptali davalarından farklı olarak menfi tespit davalarında, para alacağının ödenmesi davacı tarafından değil, davanın alacaklısı durumundaki davalı tarafından istenmektedir. Sonuç olarak davanın konusunu yine bir miktar paranın ödenmesi olan alacak teşkil etmektedir.
Bu nedenlerle, ticari nitelikteki menfi tespit davalarının da TTK’nun 5/A maddesinde ön görülen dava şartı arabuluculuk kapsamında kaldığı düşünüldüğünden arabulucuya başvurulmadan açılan davanın, 6325 sayılı HUAK’nın 18/A-2 maddesi uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN DAVA ŞARTI YOKLUĞUNDAN USULDEN REDDİNE,
2-Karar harcı 44,40 TL ‘nin davacı tarafça peşin olarak yatırılan 17.248,28 TL harçtan mahsubu ile bakiye 17.203,88 TL harcın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
HMK 345. Maddesi hükmü uyarınca kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi.