Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/288 E. 2020/141 K. 13.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/288 Esas
KARAR NO: 2020/141
DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ: 31/05/2019
KARAR TARİHİ: 13/02/2020
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, taraflar arasında ——— tarihli sözleşme akdedildiğini, davacının söz konusu sözleşemeden dolayı davalıya her hangi bir borcu bulunmadığını, aksine davacının davalıdan ——— TL alacaklı olduğunu, davalı tarafın sözleşmeye istinaden üstlendiği filmin kurgusunu yapma borcunu ifa etmemesiyle birlikte kötü niyetli olarak davacı hakkında ———- TL asıl alacak talepli olarak icra takibi başlattığını, icra takibinin ——– tarihinde kesinleştiğini, davacının icra takibinden dolayı evinde fiili haciz işlemi olduğunu ileri sürerek davacı hakkında ———— İcra dairesini ————– esas sayılı dosyasında başlatılan icra takibinin durdurulmasını, mahkemece takdir olunan olunan ücret mukabilinde teminatın davalı tarafa ödenmemek üzere icra dosyasına yatırılmasını, davacının ilgili icra dosyasında borçlu olmadığının tespitine, dava değerinin %20 si oranında kötü niye tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, dava dilekçesinde iddiaların mesnetsiz olduğunu, davalının sözleşmeyle sabit olan alacağını tahsil etmek amacı ile başlatmış olduğu icra takibinin iptal edilmesine yönelik talep edilen tedbirin hukuka aykırı olduğu gerekçesi ile reddine, %20 den aşağı olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava, hukuki niteliği itibariyle ————-İcra Müdürlüğü’nün ———- esas sayılı dosyasından borçlu olmadığının tespiti ile ödenen ——— istirdatına ilişkindir.
Davalının gerçek kişi olması nedeniyle Mahkememizce davalının tacir olup olmadığı araştırılmasına gidilmiş, —————— yazılan müzekkereye verilen cevabı yazıda davalının kaydının bulunmadığının bildirildiği, İstanbul vergi dairesi başkanlığına yazılan müzekkereye verilen cevabı yazıda davalı … in vergiye tabi kazanç elde etmeyen potansiyel mükellefiyet kaydının bulunduğunun bildirildiği görüldü. ———- üzerinden yapılan sorgulamada davalının ——– çalışanı olduğu görüldü.
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunun 4.maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için ya uyuşmazlık konusu işin, tarafların her ikisinin birden ticari işletmesi ile ilgili olması yada tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesi ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunun veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesinin bakacağı yönünde düzenleme bulunması gerekir.
Diğer taraftan 6102 sayılı TTK’nın 19/2 maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri içinde ticari iş sayılması davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira, 6102 sayılı TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar dışında, ticari davayı ticari iş esasına göre değil ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
6335 Sayılı Kanununun 2.maddesi ile değişik 6102 Sayılı TTK ‘nın 5.maddesi uyarınca ticari davalar Asliye Ticaret mahkemelerince görülerek karara bağlanır. Diğer taraftan aynı düzenleme gereğince, Asliye Ticaret Mahkemeleriyle diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki 6762 Sayılı Türk Ticaret Kanunununda ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 6335 Sayılı kanunla yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil görev ilişkisidir. Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 sayılı HMK’nın 1.maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemelerce ve istinaf aşamasında ———- Adliye Mahkemeleri tarafından re’sen incelenir. Bu kuralın tek istisnası 6335 Sayılı Kanununun 2.maddesi ile değişik 6102 Sayılı Türk Ticaret kanununun 5/(4). maddesinde düzenlenmiş olup, buna göre yargı çevresinde ayrı bir Asliye Ticaret Mahkemesi bulunmayan yerlerde Asliye Hukuk Mahkemelerine açılan ticari davalarda görev kuralına dayanılmamış olması Asliye ticaret mahkemesine görevsizlik kararı verilmesini gerektirmeyecektir. Başka bir anlatımla, yargı çevresinde Asliye Ticaret Mahkemesi bulunmayan yerlerde bir ticari uyuşmazlığın çözümü için Asliye Hukuk Mahkemesine genel mahkeme sıfatıyla dava açılması halinde mahkemece görevsizlik kararı verilmeksizin işin görülmesi gerekir. Buna karşılık kanun aksi durumu düzenlememiş olduğundan Asliye Hukuk Mahkemesinin ticari olmayan bir davayı Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla görmüş olması kararın kaldırılmasını gerektirecek bir usule aykırılık halini oluşturmaktadır.
Somut olayda, davalı tacir olmadığından TTK’nın 4.maddesi uyarınca ticari dava niteliğinde bulunmayan uyuşmazlığın dava tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK’nın 2.maddesi uyarınca genel hükümlere göre asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiğinden Mahkememizin görevsizliğine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. ———–
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Dava dilekçesinin görev nedeniyle reddine, MAHKEMEMİZİN GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Görevli mahkemeninin ————– Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğuna,
3-HMK 20.maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra 2 haftalık süre içerisinde talep edilmesi halinde dosyanın görevli ————–Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine belirtilen süre içerisininde dosyanın gönderilmesi için talepte bulunmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına,
4-HMK’nun 331/2 maddesi uyarınca yargılama giderleri ve vekalet ücretinin görevli mahkemede değerlendirilmesine,
HMK 345. Maddesi hükmü uyarınca taraf vekillerinin yüzüne karşı tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 13/02/2020