Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/252 E. 2019/611 K. 29.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/1349 Esas
KARAR NO : 2019/635
DAVA : Sigorta (Mal Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ: 13/11/2018
KARAR TARİHİ: 13/06/2019
Mahkememizde görülmekte olan Sigorta (Mal Sigortası Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilin,——– plaka sayılı aracını, davalı firmaya, acente aracılığı ile, —– tarih ve ——– poliçe nolu bireysel genişletilmiş kasko poliçesi ile sigorta ettirdiğini, müvekkilin aracı, ——– tarihinde seyir halinde iken, bir kamyonun çarpması sonucu oluşan kaza sebebiyle, sigorta şirketi tarafından perte çıkarıldığını, davalı şirket tarafından araç bedeli olarak 116.960 TL ödenmesi gerektiği halde, 93.280 TL ödeme yapılması üzerine, müvekkilin, davalı sigortadan, e-mail yoluyla bilgi talep edildiğini, e -mail yolu ile verilen cevapta, müvekkilin sigorta poliçesi genel şartlar——– maddesindeki beyana aykırılık klozuna göre meslek belgesi ibraz edilemediğinden bahisle bu kesintinin yapıldığını, meslek belgesi ibraz edilmediği takdirde ödeme yapılmayacağının beyan edildiğini, bunun üzerine müvekkilin bir kez daha—-Noterliğinin——— sayılı ihtarı ile eksik ödemenin yapılmasını talep ettiğini, bu talebe karşı da davalı firmanın müvekkiline ——-göndererek aynı gerekçe ile ödemenin yapılmayacağını bildirdiğini, Müvekkil, aracını aldığı ——— isimli firmaya ve bu firmanın bağlı olduğu acenteye yazılı veya sözlü olarak bir meslek beyanında bulunmadığını, ayrıca, müvekkile, poliçeyi düzenleyen acente tarafından bu konuya ilişkin bir bilgilendirme de yapılmadığını, müvekkilin, gerek dava tarihi ve gerekse poliçenin yapıldığı tarih itibariyle eşinin yanında sigortalı olarak çalışmakta olduğunu, zaten poliçeyi yapan acenta da kendisine bu konuya ilişkin bir bilgi sormadığını, bu konuda müvekkilden yazılı bir beyanda almadığını belirterek davalı … şirketinin eksik ödediği sigorta tazmin bedeli olan 23.700 TL nin, kazanın olduğu 22.07.2018 tarihinden itibaren reeskont faizi ile birlikte davalı firmadan tahsilini, mahkeme masrafı ve avukatlık ücretinin davalıya yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket tarafından ——– plakalı ———- Marka araç için ———- tarihleri arası dönem için Kasko Sigorta poliçesi tanzim edildiğini, müvekkili şirket tarafından —– tarihli kazaya karışan sigortalı araç için tüm yükümlülükler poliçe kapsamında yerine getirildiğini, dava dilekçesinde kaza tarihi olarak belirtilen 22.07.2018 tarihi hatalı olup, iddialar haksız olduğunu, —– tarihinde sigortalı aracın karıştığı kaza nedeni ile hasar dosyası evrakları incelendiğinde de anlaşılacağı üzere müvekkil şirket tarafından eksper raporu doğrultusunda tüm ödemenin yapıldığını, yapılan ödeme ile birlikte müvekkil şirketin poliçe kapsamında bir sorumluluğunun kalmadığını, sigortalı tarafından meslek belgeleri sunulmadığından poliçe şartları gereğince ödeme yapılırken %15 muafiyet işlemi uygulanmadığını, sigortalının poliçe tanzimi sırasında doğru ve gerçeğe uygun beyanda bulunma yükümlülüğü Kasko Poliçesi Genel Şartları ve Kanun gereğince bulunmakta olup, buna uyulmadığını, dava dilekçesinde aksine ileri sürülen tüm beyanların asılsız olduğunu, aksine davacı tarafça ileri sürülen iddiaların ispat yüküde davacı tarafa ait olduğunu, tüm bu nedenlerle açılan davanın reddini ve yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini savunmuştur.
İNCELEME ve GEREKÇE : Dava, 22.07.2018 tarihinde davacıya ait ——– plakalı aracına arkadan bir kamyonun çarpması sonucunda bireysel genişletilmiş kasko poliçesi ile sigortalattığı davalı … tarafından perte çıkarılmış aracının bedelinin tahsili istemine ilişkindir Davalı … poliçesinden istenen hasar dosyası içerisindeki poliçenin,bireysel genişletilmiş kasko poliçesi olduğu görülmüş olup poliçede aracın kullanım türünün hususi olarak yazılı olduğu görülmüştür.Dolayısıyla taraflar arasındaki kasko sigorta poliçesinin tüketici işlemi niteliğinde olduğu anlaşılmıştır.
Sigorta sözleşmesi, TTK m. 1401 vd maddelerinde düzenlenmiştir. Yapılan düzenleme uyarınca; sigorta sözleşmesi sigortacının bir prim karşılığında kişinin parayla ölçülebilir bir menfaatini zarara uğratan tehlikenin, rizikonun meydana gelmesi halinde bunu tazmin etmeyi ya da bir veya bir kaç kişinin hayat süreleri sebebi ile ya da hayatlarında gerçekleşen bazı olaylar dolayısıyla bir para ödemeyi ya da diğer edimlerde bulunmayı yükümlendiği bir sözleşmedir. Yapılan bu düzenlemeden açıkça anlaşılacağı üzere; tüketici işlemi niteliğinde olan hususi araçla ilgili yapılan kaska sigorta poliçesi uyarınca, poliçe koşullarına uygun şekilde rizikonun gerçekleşmesi halinde sigortacı gerçekleşen hasar bedelini ödemeyi taahhüt etmiştir.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunda yapılan düzenlemerele göre, tüketici; ticari ve mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek ve tüzel kişiyi ifade eder. mal veya hizmet fiyasalarında kamu tüzel kişileri de tahil olmak üzere ticari ve meselik amaçlarla hareket eden veya onun adına yada hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan taşıma, eser, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık, vb. sözleşmeler de dahil olmak her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder(TKHK.m.3/l.; mülga 4077 sayılı TKHK 3/h).
6502 sayılı TKHK.m.2 hükmünde yapılan düzenleme uyarınca, tüketici kanunun her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar. tüketici işlemlerinde taraflardan birisi daima tüketici sözleşmenin karşı tarafı gelir elde etme amacıyla bu işi yapan satıcı, sağlayıcı, imalatcı, italatcı, hizmet veren, banka, yüklenici, taşıyıcı, sigortacı veya bunlar gibi gelir elde etme amacıyal bu işleri yapan gerçek veya tüzel kişilidir. Tüketici işleminin karşı tarafı olan müteşebbisin (girişimcinin) gerçek kişi tacir, esnaf veya TTK. anlamında ticaret şirketi olmasının herhangi bir önemi yoktur, önemli olan gelir elde etme amacıyla bu işi yapan bir kişinin bulunmasıdır. Sözleşmenin yapıldığı veya olayın gerçekleştiği tarihin mülga 4077 sayılı TKHK döneminde gerçekleşmesinin herhangi bir önemi yoktur. Mülga TKHK ‘nın yürürlükte olduğu dönemde yüksek Yargıtay tüketici işlemi ile ilgili olmak üzere bazı sözleşmelerin tüketici işlemi sayılamayacağını kabul etmişti. Ancak 6502 sayılı TKHK 2, 3/l, 73, 83 maddelerinde yapılan açık düzenleme ile bu sınırlamaların tamamı ortadan kaldırılmıştır.
Tüketici işleminden kaynaklanan uyuşmazlığın veya sözleşmenin TTK. 4,5 madde hükümleri kapsamında kalan kanunda özel olarak düzenlenen ve ticari dava sayılan bir sözleşmeden kaynaklanmasının herhangi bir önemi yoktur. Tüketici işleminden kaynaklanan uyuşmazlığın mutlak ticari dava olması veya sözleşmenin TTK. da yada başka kanunlarda düzenlenmesinin herhangi bir önemi yoktur. (6502 sayılı TKHK m.83). Bu nedenle örneğin, taraflardan biri tüketici karşı tarafı müteşebbis olan uyuşmazlık konusunun kambiyo senedi, sigorta sözleşmesi (maliki tüketici olan hususi araçlar için yapılan kasko), taşıma sözleşmesi veya eser sözleşmesi ya da başka bir sözleşmeden kaynaklanmasının herhangi bir önemi yoktur.
Mahkemelerin görevi, ancak kanunla belirlenir (HMK m.1), kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar kamu düzenindendir. Bu nedenle; yargılamanın her aşamasında mahkeme tarafından re’sen nazara alınması gerekir (HMK 20,114,115). Görev konusunda taraflar için kazanılmış hak doğmaz ve yeni bir kanunla kabul edilen görev kuralları kanunda aksine düzenleme yapılmadığı sürece geçmişe de etkilidir———–
Somut olayda; davacı taraf, maliki olduğu hususi araçla ilgili kasko sigorta poliçesi satın almıştır. Poliçe hükümleri uyarınca; rizikonun gerçekleşmesi durumunda sigorta şirketi, oluşan zararı poliçe limitleri dahilinde karşılamakla yükümlüdür. Meydana gelen kaza sigortacının sorumlu olduğu dönemde, yani poliçe süresi içerisinde gerçekleşmiştir. Taraflar arasındaki temel ilişki hususi araç için yapılan kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklandığından, tüketici işlemi niteliğindedir. Tüketici işlemlerinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda, tüketici mahkemesi veya tüketici hakem heyetleri görevlidir.. Bu nedenle taraflar arasında kurulan kasko sigorta poliçesinin tüketici işlemi niteliğinde olduğu anlaşıldığından, bu tür uyuşmazlıklarda Tüketici Mahkemeleri görevli ve yetkilidir. mahkememizin görevsizliğine, süresinde ve istek halinde dosyanın HMK 1, 20 maddeleri uyarınca, görevli ve yetkili İstanbul Anadolu Tüketici Mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekirken ,hüküm kurulurken görevli mahkeme sehven İstanbul Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi olarak gösterilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Dava dilekçesinin görev nedeniyle reddine, MAHKEMEMİZİN GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Görevli mahkemeninin İstanbul Anadolu Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğuna,
3-HMK 20.maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra 2 haftalık süre içerisinde talep edilmesi halinde dosyanın görevli İstanbul Anadolu Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine belirtilen süre içerisininde dosyanın gönderilmesi için talepte bulunmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına ( ihtar edildi)
4-HMK’nun 331/2 maddesi uyarınca yargılama giderleri ve vekalet ücretinin görevli mahkemede değerlendirilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 13/06/2019