Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/248 E. 2021/874 K. 18.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/248 Esas
KARAR NO: 2021/874
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/05/2019
KARAR TARİHİ: 18/11/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; “ Davalı şirket aleyhine —- sayılı dosyası ile fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydı ile faturalara ve cari hesahha istinaden —-alacak üzerinden ilamsız takibe geçilmiş olup, davalı borçlu: haksız ve kötü niyetle itiraz ederek takibi durdurduğunu, yapılan arabuluculuk görüşmeleri neticesinde anlaşmaya varılamadığını, işbu itirazın iptali davasını açmak zaruretinin hasıl olduğunu, müvekkili şirketin davalı şirketten takibe konu faturalara ilişkin alacakları da dahil olmak üzere —– alacaklı olduğunun ticari defter ve kayıtlarla sabit olduğunu, davalı tarafça satın ve teslim almış olduğu mallara ilişkin söz konusu fatura bedelleri tüm yazılı ye şifahi uyarılara rağmen ödenmediğini beyan ederek —– sayılı dosyanın celbine, İİK’nun 257.maddesi gereğince, işbu dava konusu alacağı karşılayacak şekilde borçlunun menkul ve ———- mevduatlarının ihtiyati haczine, davalının haksız ve mesnetsiz itirazının iptaline, alacağımız likit ve muaccel olduğundan asıl alacağın 20’sinden aşağı olmamak üzere müvekkilimiz lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalı tarafa yükletilmesine, karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; icra takibine dayanak gösterilen faturalar icra dosyası kapsamında taraflarına tebliğ edilmediğini, yalnızca ödeme emri tebliğ edilmiş olup, ilamsız icra takibinin dayanağı tarafına gönderilmediğini, ihtarname ekinde de söz konusu faturaların bulunmadığını, davacının —– yevmiye numaralı ihtarnamesinin içeriğinde gönderdiği cari hesap, imzalı olmadığı gibi müvekkilinin cari kayıtlarına uymadığını, Zira müvekkil tarafından ödemesi yapılan senetler cari hesaplarına borç olarak girmiş, ödemeler cari hesaba yansıtılmadığını, hal böyle iken ihtilaflı bulunan cari hesaba dayanarak icra takibi yapılamayacağını —- yevmiye numaralı ihtarname ile davacı tarafa bu husus taraflarınca bildirilmiş olduğunu beyan ederek davanın reddine, takibin iptaline, haksız ve hukuka aykırı ihtiyati haciz talebinin reddine, işbu icra takibinin müvekkil şirket açısından kötü niyetle başlatılması sebebiyle davacının, alacağın —-aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, hukuki niteliği itibari ile; İİK.nun 67.maddesinde düzenlenen itirazın iptali davasıdır.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip, deliller toplanmıştır.
—- sayılı icra dosyası incelendiğinde, davacının davalıya karşı— üzerinden icra takibi başlatmış olduğu, davalının yasal sürede borca itirazı ile takibin durduğu, iş bu davanın — yıllık hak düşürücü süre içinde açılmış olduğu anlaşılmıştır.
Dosyanın tüm kapsamının ve tarafların —-yıllarına ilişkin ticari defter ve dayanak kayıtları incelenerek takibe konu yapılan faturaların bedellerinin davalı tarafça ödenip ödenmediğinin, davacının takip tarihi itibariyle takibe konu faturalardan kaynaklanan alacağının bulunup bulunmadığı varsa miktarının tespiti için rapor alınmak üzere mali müşavir ve hesap uzmanından oluşan heyetten alınan — tarihli raporda özetle;Tüm dosya kapsamı belgeler ile davaci ve davalının —dönemleri yasal ticari defterleri, kayıtları ve dayanakları üzerinde yapılan incelemeler neticesinde davacı—- defterlere ilişkin madde hükümlerine uygun esaslarda tutuldukları, açılış kapanış noter tasdiklerinin yasal sürelerinde yapılmış, onaylı oldukları, davacı ve davalının incelenen yasal ticari defterleri, ve muavin defter-cari hesaplarının — olduğu, söz konusu farkın davalı tarafından davacıya ciro edilmiş — olanının, kle ticari defterlerinde kayıt görmemiş olmasından kaynaklandığı , tarafların —dışında mutabık oldukları, davalı tarafından davacı şirket yetkisinin kızı — yapılan ödemeler davacı ve davalı arasında kabul görürse, davacının — alacaklı olduğu, davalı tarafından davacı şirket yetkisinin kızı — yapılan ödemeler davacı ve davalı arasında kabul görmezse, davacının — alacaklı olduğu, her iki miktarın da icra takibi ile talep edilen —miktarın üzerinde olup, taleple bağlılık ilkesinin dikkate alınması gerektiği belirtilmiştir.
Bilirkişi raporunda tarafların tüm cari hesaplarının değerlendirildiği, takibin sebebi cari hesap olmayıp —- olduğu görülmekle tüm dosya kapsamının incelenerek ve taraf vekillerinin itirazlarının değerlendirilerek takibe konu yapılan —- bedellerinin davalı tarafça ödenip ödenmediği, davacının takip tarihi itibariyle takibe konu faturalarda kaynaklanan alacağının olup olmadığı, varsa miktarın tespiti için bilirkişi heyetinden alınan — tarihli ek raporda özetle; Takibe konu faturaların her iki taraf defterinde yer aldığı, söz konusu faturalar toplamının —- tarihli faturanın kısmen ödendiğinin davacı tarafından kabil edildiği, bu sebeple icra takibi talebinde — olarak istendiği, söz konusu faturaların düzenlenmesinden sonra, — bakiyenin bulunduğunun her iki tarafın mutabakatı altında olduğu, her iki defterde de bu tarihte alacak miktarının aynı olduğu, bu sebeple — miktarlı ödemeye ilişkin iddianın değerlendirilmediği zira taraflar arasında— dolayı fark olsa idi, bu hususun — tarihi itibari ile deftere yansımasının gerektiği, oysa böylesi bir farkın bulunmadığı, bu tarihten sonra yapılan ödemelerin toplamının, davacı kayıtlarına göre —- miktarlı çekin, davacı tarafından kayda geçirilmemiş olmasından kaynaklandığı, bu hususta uyuşmazlık olmadığı, bu durumda dava konusu icra takibine dayanak teşkil eden altı faturanın toplam miktarı olan — miktarından ve bu altı fatura sonrası oluşan cari hesap durumuna göre borcu oluşturan — miktardan daha fazla miktarlı ödeme yapıldığının anlaşıldığı,—- borç ortaya çıktığında, yapılan ödemenin hangi borca mahsup edileceği hususu, tarafların insiyatifine bırakıldığı, ancak tarafların bu konuda herhangi bir belirleme yapmadıkları, —– faturanın kesilmesi ile borcun doğduğu kabul edilirse, her bir fatura bakımından sonradan yapılan ödemenin önceki tarihli faturanın bedelinin ödenmesi olarak yorumlanmasının gerekeceği, hükmün şartları açısından taraflar arasında yapılan takibin—– yılı sonu itibariyle fatura miktarından fazla bir ödemenin yapıldığının anlaşıldığı, kök raporda ortaya konan alacağı doğuran hususun ise, takip konusu faturalardan sonra kesilen faturalar olduğu, dolayısıyla davacının talep ettiği altı fatura bedelini tahsil ettiği, bu sebeple söz konusu faturalardan dolayı alacağının bulunmadığının kabul edilmesi gerektiği, davacının varsa alacağı, cari hesap ilişkisinden kaynaklanmakta olup, icra takibine dayanak yapılan faturalardan dolayı alacaklı kabul edilemeyeceği, tarafların diğer itirazları, özellikle —-yılında kayda geçen çek alacaklarının değerlendirilmesi ve dava dışı üçüncü kişiye yapılan ödemelerin dikkate alınması hususları, altı faturadan kaynaklanan alacak ile değil, cari hesap alacağı ile bağlantılı bulunduğundan değerlendirme dışında tutulduğu, davacının icra takibine dayanak oluşturan altı adet fatura ve buna ilişkin defter kayıtları incelendiğinde, söz konusu altı faturanın kesilmesinden sonra alacaklı tarafından o güne kadar oluşan alacağı geçer miktarda tahsilat yapılmış olması karşısında, İcra takibine konu altı faturadan dolayı alacak bulunmadığı sonucuna varıldığı belirtilmiştir.
Yapılan yargılama, toplanan deliller ve hükme ve denetime elverişli olan ek bilirkişi raporunun hükme esas alınması ile davacının davalıdan takip tarihi itibariyle takipte talep edilen altı faturadan kaynaklanan tutar kadar alacaklı olmadığı mahkememizce kabul edilmiş olmakla davanın reddine ve davacı takibi başlatmakta haksız olmakla birlikte kötü niyetli olduğu ispatlanamamakla davalı yararına ayrıca tazminat takdirine yer olmadığına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davacı takibi başlatmakta haksız olmakla birlikte kötü niyetli olduğu ispatlanamamakta, davalı yararına ayrıca tazminat takdirine yer olmadığına,
3-Karar harcı 59,30 TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 1.913,11 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.853,81 TL harcın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
4-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T’ deki esaslara göre belirlenen 18.998,23 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-7155 sayılı Kanun ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na eklenen 18/A maddesinin 13.fıkrası ve yürürlükte bulunan Arabuluculuk Ücret Tarifesi uyarınca Hazine tarafından karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
8-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
HMK 345. Maddesi hükmü uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 18/11/2021