Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/246 E. 2022/656 K. 28.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/246
KARAR NO : 2022/656

DAVA : Tapu İptali Ve Tescil ( Geçersizlik ve Muvazaa Nedenine Dayalı)
DAVA TARİHİ : 17/05/2019
KARAR TARİHİ : 28/09/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tapu İptali Ve Tescil ( Geçersizlik ve Muvazaa Nedenine Dayalı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA : Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin dava dışı—- ile birlikte davalı — ortakları olduklarını, —— hali hazırda aslen davalı — ait olan ——-dava konusu—- yürüttüğünü,—– borcu bulunduğunu, bu yüzden hakkında başlatılan icra takibine itiraz üzerine — esas sayılı dosyada dava açtıklarını, davanın kabulüne karar verildiğini, dosyanın— aşamasında olduğunu, —— gerçekleştirileceği taşınmazların —işlemi öncesi davalı —.adına tapuda kayıtlı olduğunu, aynı zamanda —kapsamında kalan taşınmazların diğer malikleriyle de —.tarafından —– satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmelerinin— tarafından yapıldığını, inşaat için gerekli tüm izinlerin– tarafından alındığını, projesinin — olduğunu,—davacılardan mal kaçırmak için — yönetim kurulu başkanı sıfatıyla yönetim yetkisini kötüye kullanıp genel kurulda karar almadan — projesinin uygulanacağı tapuları, diğer maliklerin imzaladığı sözleşmeleri topluca davalıların oluşturduğu ortaklığa devrettiğini, davalılardan — ortak ve yetkilisinin — olup bu durumun muvazaayı gösterdiğini, taşınmazların — bedelle devrinin gerçekleştirildiğini, devir bedelinin ——- ve onun kontrolündeki şirketlere aktarıldığını, tüm bu işlemlerin TTK 408/2-f maddesine aykırı olup, —-.— önemli miktarda mal varlığının — kararı olmaksızın gerçekleştirilen işlemle devrinin sağlandığını belirterek öncelikle davanın kesin karara bağlanmasına kadar ———- izinlerinin 3. kişilere devrinin, davaya konu taşınmazlar ve taşınmazlar üstünde yapılan kat irtifakı tesis edilen binalarda davalılar——– kayıtlı bağımsız bölümlerin 3. kişilere devrinin, taşınmazlar üzerinde irtifak hakkı tesis edilen — davalılar —düşen bağımsız bölümlerin ve ticari alanlardaki payların 3. kişilere devrinin, davalılar — diğer maliklerle akdettiği kat karşılığı —— sözleşmelerindeki haklarının 3. kişilere devrinin önlenmesi hususunda teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesine, taşınmazlar üzerinde — payına düşen bağımsız bölümlerin ve maliklerle yapılan paylaşım planının davalılar— bulunan davalı — diğer davalılar — alınan izin ve ruhsatların devrinin, davalı ——diğer davalı şirketlere yönelik yapılan tapuların devrine yönelik işlemlerin, — taşınmazlara — ile — yapılan sözleşmelerin davalılar — devrine yönelik —- —— bu mahiyetteki Mahkemece tespiti talep edilen diğer devir sözleşmelerinin TTK m. 408/2-f bendi ve TTK’nın ilgili maddeleri uyarınca batıl/geçersiz olduğunun TESPİTİNE——- davalı —– tarafından diğer davalılar —- devri yapılan taşınmazların ve bu taşınmazlar üzerinde inşa edilen ve kat irtifakı tesis edilen binalarda bulunan bağımsız bölümlerde ve ticari alanlarda davalılar —— adına kayıtlı tapuların iptali ile —tesciline, — kapsamında ve/veya — imzalanan düzenleme şeklinde taşınmaz satış vaadi ve arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmeleri veya benzer mahiyetteki sözleşmeler uyarınca davalılar — payına düşen bağımsız bölümlerin ve ticari alanlardaki payların tespiti ile bu bağımsız bölümlerin ve ticari alanlardaki payların tapularının iptali ile——- tesciline,——- nezdindeki tüm —— ruhsatların — tesciline ve –durumun eski haline getirilmesine; bu talebin kabul edilmemesi halinde; — — bulunan davalı —- tarafından diğer davalılar—– kapsamında alınan izin ve ruhsatların devrinin, davalı — diğer davalı şirketlere yönelik yapılan tapuların devrine yönelik işlemlerin— kapsamında bölgede bulunan taşınmazlara —-arasında yapılan sözleşmelerin davalılar —- Sözleşmesi ile bu mahiyetteki mahkemece tespiti talep edilen diğer devir sözleşmelerinin TBK’nın 19. maddesi uyarınca; muvazaalı olduğunun tespitine —– bulunan davalı ——-tarafından diğer davalılar—- yapılan taşınmazların ve bu taşınmazlar üzerinde inşa edilen ve kat irtifakı tesis edilen binalarda bulunan bağımsız bölümlerde ve ticari alanlarda davalılar—- kayıtlı tapuların iptali ile— adına tesciline, — kapsamında ve/—- imzalanan düzenleme şeklinde taşınmaz satış vaadi ve arsa payı karşılığı— mahiyetteki sözleşmeler uyarınca davalılar —- payına düşen bağımsız bölümlerin ve ticari alanlardaki payların tespiti ile bu bağımsız bölümlerin ve ticari alanlardaki payların tapularının—- tesciline, —- nezdindeki— ve ruhsatların ——-tesciline ve vaki durumun eski haline getirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA : Davalı —-. vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle zaman aşımı itirazında bulunduklarını, davacılardan ———- olduklarını ve —- ikametgahlarının bulunmadığını, dava değerinin en az %40’ına —- edecek oranda teminat göstermeleri gerektiğini, ayrıca davacıların —- mutabakat anlaşması uyarınca diğer davalı—– sınırlı olarak ortak olduklarını, anlaşma hükümlerince tarafların——konusunda ve —- —dahil olmak üzere ———– hizmetleriyle ilgili projeyi kapsayacak şekilde———– kurulduğunu, mutabakat maddeleriyle de bu durumun anlaşılacağını, projenin gerçekleştirilmesi amacıyla 30/06/2010 tarihinde hisse devirlerinin yapıldığını, davacıların davalı ——- —olmadıklarını,——— işinden doğan alacağının bu dosyada talep olunan tutardan kat kat fazla olduğunu, söz konusu mutabakat belgesi gereğince mutabık— davacıların davalı şirketin hissedarı olduktan sonra — imza yetkilisi kılındıklarını, davacıların dava konusu— vermediklerini—- yılına kadar arsa sahipleriyle satış vaadi ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinin akdedildiğini, yaşanan — sahipleriyle yapılması gereken ve yasal zorunluluktan ötürü —- tamamlanması zorunlu olan sözleşmelerin tamamlanamadığını, bu zorluklar ile mücadele edilirken davacıların————- projesiyle ilgili olarak—-açtıklarını, —- firmasının en son genel kurulunun 17/08/2012 tarihinde yapıldığını, şirketin hali hazırda organsız olduğunu,—— başlanılmış olmakla birlikte yaşanan ekonomik sıkıntı nedeniyle projenin devam ettirilemeyeceğinin anlaşılması imzalanan sözleşmelere aykırılık nedeniyle tazminat ödenmesinin gerekmesi nedeniyle şirketi zarara uğratmamak adına projeyi devir zorunluluğunun doğduğunu—- adına düzenlendiğini, TTK 408/2-f maddesi anlamında davalı — adına kayıtlı —- olabilecek önemli miktarda mal varlığının bulunmadığını, bu durumun defter kayıtlarıyla da ortaya çıkacağını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı— dilekçesinde özetle;müvekkili şirket yönünden dava dilekçesinin Teb.K.35.maddesine dayalı olarak tebliğ edildiğini ancak yapılan tebligatın usulsüz olduğunu, açılan davada ——- itibariyle haberdar olunduğunu, müvekkili şirketin— kayıtlı adresinin—– kapsamında düzenlenen tebliğ mazbatası incelendiğinde ———— — üzerinde tahrifat yapıp el yazısıyla ilgisiz bir — yazarak tebligat yaptığını, bu nedenle usulüne uygun bir tebligattan bahsedilemeyeceğini, davadan haberdar oldukları tarih itibariyle sundukları cevap dilekçesinin süresinde olduğunun kabulüne karar verilmesini istediklerini, davacı yanın TTK 408/2-f maddesine dayalı olarak dava açtığını, bu davayı açma —- davacıların aktif husumetinin bulunmadığını, davanın bu nedenle reddi gerektiğini, açılan davanın zaman aşımına uğradığını, ayrıca davacı tarafın — gerçek kişiler olması nedeniyle — Mahkemelerinde açacakları davada teminat yatırmak zorunda olduklarını, öncelikle davacı yana teminat yatırması için süre verilerek bu şartın yerine getirilmemesi halinde davanın reddine karar verilmesini istediklerini, dava konusu iddiaların TTK 408/2-f bendi kapsamında değerlendirilemeyeceğini,——– anlaşıldığı üzere ——–müvekkiline ——- devredilmediğini, bu yüzden tapu iptal ve tescil talebinde bulunulamayacağını, kat karşılığı inşaat sözleşmelerinin iki tarafa borç yükleyen sözleşmeler olup davalı —– bu sözleşmedeki edimlerini ifa edememesi durumunda herhangi bir taşınmaz yahut mal varlığı edinemeyeceğinin açık olduğunu, ——-malikleri ile yaptığı sözleşmeler gereği edimlerini yerine getirememiş olması nedeniyle tüm hak ve yükümlülükleri ——- devrettiğini, bu — arsa sahiplerinin de muvafakatının bulunduğunu ayrıca — adi ortaklık eli ile yürütüldüğünü, devir öncesinde de —- — hiçbir faaliyeti olmadığını, adi ortaklığın tüm edimlerini yerine getirerek—- kapsamında meydana getirilen birçok bağımsız bölümün 3.kişilere devrinin yapıldığını, —- dosyada tasfiye davasının görüldüğünü, bu davanın tasfiye neticesinden etkilenecek olması nedeniyle—– davasının sonucunun beklenmesi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Davalı ——-. cevap dilekçesi sunmamıştır.
İNCELEME ve GEREKÇE : Dava, hukuki niteliği itibari ile; davalılardan —–.tarafından diğer davalıların oluşturduğu adi ortaklığa devri yapılan——— ruhsatların iptali, davalı —-.tarafından diğer davalılara devredilen tapuların iptali, taşınmaz —— yapılıp diğer davalılara devredilen düzenleme şeklinde taşınmaz satış vaadi ve arsa payı karşılığı—- devri işlemlerinin —- tüm kurumlardaki — izin ve ruhsatların — adına tescili ve mevcut durumun eski hali getirilmesi taleplerine ilişkin olup davacı yan davasını terditli olarak açmış, öncelikle bu taleplerini TTK 408/2-f maddesine dayandırılarak işlemlerin —-olduğunun tespiti bu talep kabul görmezse aynı işlemlerin TBK 19 m.uyarınca muvazaalı olduğunun tespiti ile davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla mahkememizin————– günlü ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş tarafların sulh olma imkanı bulunmadığından uyuşmazlık noktalarının tespiti ile tahkikat aşamasına geçilip deliller toplanarak, bilirkişi raporu alınmak suretiyle sonuca gidilmiştir.
Davacıların mahkememizde açtıkları davada, dava dışı —- davalı —— ortakları olduklarını, — hali hazırda aslen daval— ait olan—alanında yer alan adalar üzerinde—dava konusu — projesini yürüttüğünü, —kendilerine —– borcu bulunduğunu bu yüzden hakkında başlatılan icra takibine itiraz üzerine —esas sayılı dosyada dava açtıklarını, davanın kabulüne karar verildiğini, dosyanın — aşamasında olduğunu, —gerçekleştirileceği taşınmazların — işlemi öncesi davalı — kayıtlı olduğunu, aynı zamanda — kalan taşınmazların diğer malikleriyle de —.tarafından —– sözleşmelerinin —tarafından yapıldığını,— gerekli tüm izinlerin — tarafından alındığını, projenin — davacılardan mal kaçırmak için — — yönetim yetkisini kötüye kullanıp genel kurulda karar almadan ——- maliklerin imzaladığı sözleşmeleri topluca davalıların oluşturduğu ortaklığa devrettiğini, davalılardan —– ortak ve yetkilisinin ——– olup bu durumun muvazaayı gösterdiğini, taşınmazların çok cüz’i bir bedelle devrinin gerçekleştirildiğini, devir bedelinin —– ve onun kontrolündeki şirketlere aktarıldığını, tüm bu işlemlerin TTK 408/2-f maddesine aykırı olup, ———– önemli miktarda mal varlığının genel kurul kararı olmaksızın gerçekleştirilen işlemle devrinin sağlandığını bu yüzden devre —– işlemlerin geçersiz, —-olduğunun tespitine, —- davalı — tarafından diğer davalılalara devri yapılan taşınmazların ve bu taşınmazlar üzerinde inşa edilen kat irtifakı tesis edilen binalarda bulunan bağımsız bölümler ile ticari alanlarda davalılar adına kayıtlı tapuların iptali ve —adına tesciline,—kapsamında maliklerle imzalanan — sözleşmeleri ve benzer— bağımsız bölümlerin ve ticari alanlardaki payların tespiti ile bu bağımsız bölümlerin ve ticari alanlardaki payların tapularının iptali ve —- adına tesciline, tüm kurumlar nezdindeki —– tesciline, vaki durumun eski hale getirilmesine karar verilmesini istediklerini, bu taleplerinin kabul görmemesi halinde TBK 19.maddesi uyarınca devir işlemlerinin — olduğunun tespiti ile dava konusu taşınmazların ve bu taşınmazlar üzerine yapılıp kat irtifakı düzenlenen binalarda—— hissesine düşen bağımsız bölümlerin ticari alanlardaki payların tapularının iptaliyle —-adına tesciline, ——tüm — ve ruhsatlarına ilişkin durumun eski hale getirilerek — olduğunun tespit ve tesciline bölgedeki taşınmaz sahipleriyle— arasında imzalanan taşınmaz satış vaadi ve arsa payı karşılığı — sözleşmelerinin tespitiyle tespit edilen tüm devir sözleşmelerinin geçersiz olduğuna karar verilmesini talep ve dava etmiş, davalı ——– itirazında bulunduğu,— davacıların — anlaşması uyarınca diğer davalı —- olarak ortak olduklarını, anlaşma hükümlerince tarafların— geliştirilmesi konusunda ve ——– dahil olmak üzere —- hizmetleriyle ilgili — kapsayacak şekilde ortaklık kurulduğunu, mutabakat maddeleriyle de bu durumun anlaşılacağını, projenin gerçekleştirilmesi amacıyla ——— tarihinde hisse devirlerinin yapıldığını, davacıların davalı —- işlerine ortak olmadıklarını, söz konusu mutabakat belgesi gereğince mutabık kalınan projeler için davacıların davalı şirketin hissedarı olduktan sonra — imza yetkilisi kılındıklarını, davacıların dava konusu—- kapsamında —kadar arsa sahipleriyle satış vaadi ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinin akdedildiğini, yaşanan ekonomik zorluklar nedeniyle 2015 yılında arsa sahipleriyle yapılması gereken ve yasal zorunluluktan ötürü——- tamamlanması zorunlu olan sözleşmelerin tamamlanamadığını, bu zorluklar ile mücadele edilirken davacıların ——–tarihinde yapıldığını, şirketin hali hazırda organsız olduğunu, —— yaşanan ekonomik sıkıntı nedeniyle — devam ettirilemeyeceğinin anlaşılması imzalanan sözleşmelere aykırılık nedeniyle tazminat ödenmesinin gerekmesi nedeniyle şirketi zarara uğratmamak adına projeyi devir zorunluluğunun doğduğunu,—-düzenlendiğini, TTK 408/2-f maddesi anlamında davalı —- kayıtlı —– konu olabilecek önemli miktarda mal varlığının bulunmadığını, bu durumun defter kayıtlarıyla da ortaya çıkacağını belirterek davanın reddini savunduğu anlaşılmıştır.
Davalılardan —— dava dilekçesinde bildirilen adrese gönderilen tebligat tanınmadığı belirtilerek iade olduğundan ve bu adres aynı zamanda şirketin— duruşmada şirketin —adresine Teb.K. 35.maddesi uyarınca dava dilekçesi ve duruşma gününün tebliğine karar verilmiş, —- — adres yazılmış, —— sağlandığı görülmüştür. Davalı—— —tarihli cevap dilekçesi sunulmuş ve müvekkiline dava delikçesinin tebliğinin usulsüz olarak yapıldığını, davadan —— haberdar olduklarını, müvekkilinin ——————–tebliğ evrakında —– burada tebligat yapıldığını—müvekkilinin bir ilgisi bulunmadığını bildirmiş, cevap dilekçesinde davacı yanın TTK 408/2 f maddesine dayalı olarak dava açma ehliyeti olmadığını, davanın zamanaşımına uğradığını,—– olan davacılar yönünden teminat yatırılmasının zorunlu olduğunu, davalılardan —— davalılara devrinin yapılmadığını, kat karşılığı inşaat sözleşmelerinin iki taraflı sözleşmeler olup, — ortaklığına devredildiğini, tüm ruhsat, izin ve —- ortaklık tarafından yürütüldüğünü, davalı — hiçbir faaliyeti olmadığını, proje kapsamında adi ortaklık tarafından devralınan tüm edim ve yükümlülüklerini yerine getirip pek çok bağımsız bölümün 3.kişi tüketicilerine devredildiğini ileri sürmüş ve cevap dilekçesinin süresinde olduğunun kabulünü talep etmiştir. Bu dilekçenin mahkememize ulaşması üzerine dosya kapsamında tekrar inceleme yapılmış, davalı —— şirket —- imza sirküleri uyarınca verildiği; —- olarak aynı adresin yazılı olduğu görülmüş, bu hususta————- güncelleme neticesinde tebligat üzerinde yazılı adresin —- tekabül ettiği bildirilmiş, bu konuda—— ile sözkonusu adreste—— anlaşıldığından tebligatın usulsüz olduğu ve dolayısıyla davalı— dilekçesinin süresinde kabul edilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
Davalı yanca bir kısım davacıların — olması nedeniyle teminat yatırma yükümlülüğünün bulunduğu ileri sürülmüş olup HMK 114/1-ğ maddesi uyarınca — davacılar yönünden—- bulundurularak değerlendirme yapılmıştır—– arasında düzenlenen ikamet mukavelenamesi gereğince —“hakkı verildiği ve dolayısıyla teminattan muaf tutulduğunun kabulü gerektiği ifade edilmiş olduğundan — olan davacılar yönünden teminat muafiyeti bulunduğu sonucuna varılmıştır.
Davalı—- davacıların—temsile yetkili yönetim kurulu başkanı ve şahıs davacılarında şirketin——– zamanda — imza yetkisine sahip oldukları görülmüştür. Davalılardan ——- davacıların —— tarihli mutabakat ile davalı —– olarak ortak olduklarını— konu — gerçekleştirilmesi amacıyla hisse devir işleminin yapılıp davacıların —%50 oranında hissedarı yapıldığını, —– ve davacılar arasında—- anlaşmasında davacıların yalnızca ———–hizmetleri işinde ortak olduğunun açıkça belirtildiğini, taraflar arasındaki sınırlı ————payı dağıtım oranlarının da kararlaştırıldığını, bu düzenleme ile davacıların tam bir ortaklık iradesi bulunmadığının anlaşılacağını, davacıların ——- vermediklerini, —–işlemlere dahil olmadıklarını, olmayacaklarını,——– ettiklerini ileri sürmüş davacı yan bu iddiaları kabul etmemiştir. Davalı vekilinin sunduğu mutabakat ——– imzalandığı, konusunun———girişmelerine ilişkin olduğu—- devrinin de bu sözleşme ile kararlaştırıldığı ancak mutabakatta ve —kayıtlarında davacıların — — sınırlı ortak olduklarına ilişkin bir ibare yer almadığı gibi — doğan hakların diğer ortaklara ait olduğuna dair bir anlaşmada bulunmadığı dolayısıyla davacıların ortak olmaktan doğan tüm haklarını kullanabilecekleri sonucuna varılmıştır.
Davalılardan —-vekili davacıların ortak sıfatı ile TTK 408/2-f maddesine dayalı olarak dava açamayacağını, bu davayı açma hakkının———- ait olduğunu belirterek davacılar yönünden aktif dava ehliyeti bulunmadığını ileri sürmüştür. Davacılar TTK 408/2-f maddesine dayalı olarak yapılan işlemlerin butlanla malul olduğunun tespitine yahut TBK 19.maddesine dayalı olarak işlemlerin muvazaalı olarak kabulü ile davalıla—— kayıtlı tapuların iptali ve —adına tescilini talep etmektedirler, davacıların davalı — olup doğrudan veya dolayısıyla çıkar ve yararları bulunduğu taktirde muvazaa nedenine dayalı olarak dava açabilecekleri mahkememizce kabul edilmiştir. Davalılar —-.vekilleri davanın zamanaşımına uğradığını ileri sürmüş iselerde davacı iddialarını geçersizlik ve muvazaa hukuki sebeplerine dayalı olarak açtığından zamanışımının söz konusu olmadığı sonucuna varılmıştır.
Dosyaya tüm tapu kayıtları, davalı şirketlerin—- —- imzalanan düzenleme şeklinde taşınmaz— yapımı sözleşmeleri, davalı ——- oluşturduğu —- arasında imzalanan devir sözleşmeleri ve tarafların dayandığı tüm deliller kazandırılmış ayrıca taraflarca sunulan uzman görüşleri de dosya içine alınmıştır.
—talebi yönünden harca esas değerin tespiti ve eksik peşin harcın tamamlatılması bakımından keşif ve bilirkişi incelemesi yapılarak teknik bilirkişi heyetinden rapor alınmış, eksik peşin harç davacı tarafça tamamlanmıştır. — duruşma ara kararı ile oluşturulan bilirkişi heyetinden — alınmıştır. Mahkememiz ara kararında davalı —– dayanak kayıtları üzerinde de inceleme yapılmasına karar verilmiş ancak muhtıra tebliğine rağmen sunulmadığından incelenememiş, yalnızca diğer davalıların oluşturduğu adi ortaklığın ticari defter ve dayanak kayıtları üzerinde inceleme yapılmıştır. Ancak dosyaya davalı— sunulan serbest muhasebeci —- hazırlanan uzman görüşü raporunda davalı — incelendiği anlaşılmıştır. Bu raporda dosyaya sunulan diğer bilgilerden anlaşıldığı üzere davalı ———- sahibi ile ——— tarihinden itibaren ——tarihine kadar olmak —– yapıldığı, bu sözleşmeler —— ödendiği, ——– ödemesi olarak da ———–.ödeme yapıldığı, ————-tarafından sözleşme imzalanmış olduğu, ——— imzaladığı ————ortaklığa devrettiği ve bu devir nedeniyle — adına faturalar düzenlediği — arasında imzalanan kat karşılığı — sözleşmeleri için ödenen harç ve masraflar ile diğer masraflar için olduğu ve — düzenlendiği, toplam —– ortaklıklar tarafından——– belirlenmiştir. —ayrıca —— davaya —- tamamlama yeterliliğine sahip olmadığı, kat —– açısından — imkanı bulunmadığından sözleşme ile yüklenen tazminatlar nedeniyle — oluşturduğu, devir ile bu riskin sonlandırıldığı da ifade edilmiştir.
Davacı yan davasını davalılar arasında arsa sahiplerinin de katılımı ile gerçekleştirilmiş olan taşınmaz satış vaadi ve arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmelerinin ve ruhsatların devrinin TTK 408/2-f maddesi uyarınca şirket varlığının toptan satışı olduğu iddiasına dayandırmış, söz konusu devrin genel kurul kararı alınmaksızın — tarafından yapıldığını, geçersiz olduğunu ileri sürmüştür. TTK 408 maddesinde—yetkileri sayılmış olup TTK 408/2-f maddesi aynen “önemli miktarda şirket varlığının — düzenlenmiştir. Bu maddenin uygulanabilmes— olması ve bunun önemli bir miktar teşkil etmesi yanısıra toptan şekilde satılması gerekmektedir. Dolayısıyla herhangi bir malvarlığının satışı değil önemli miktarda malvarlığının satışı genel kurulun devredilmesi yetkileri arasındadır. Gerek mahkememizde alınan bilirkişi raporu gerekse dosyaya taraflarca sunulan uzman görüşlerinde bu maddenin yorumu doktrin bazında da olmak üzere tartışılmıştır. Somut olayda davacı yan davalı—– imzalanan—– sözleşmelerini şirketin mal varlığı olarak kabul etmek suretiyle, sözleşme ve ruhsatların genel kurul kararı olmadan devrinin geçersiz olduğunu iddia etmiştir. —- olmadığından sadece sözleşmelerin malvarlığı olup olmadığı ve sözleşmelerin devrinin yasanın aradığı “—girip girmediği ——– konusu yapılmıştır. Sözleşmenin devri kanundaki ——- satış olmayıp TBK 205 maddesinde düzenlenen devirdir. ——- imzaladığı sözleşmeleri diğer davalıların oluşturduğu ———— devretmiştir. Sözleşme masrafları ve —–ödenmiştir. ——- yapıldığı tarih itibariyle ————— herhangi bir ———–yoktur. ——- yapılmamıştır. Bu devir ile —-yükümlülüklerini devralmıştır. Dolayısıyla ortada bir satış işlemi olmamakla birlikte kabul gören uygulama——- yorumlanmaması—– olmasa bile şirket malvarlığı içinde önemli bir kısmın devrini konu alan —— bu madde içinde değerlendirilmesi yönündedir. Malvarlığı niteliği taşımak kaydıyla “sözleşmenin devri”de mahkememizce TTK 408/2-f maddesi kapsamında kabul edilmiştir. Maddenin uygulanabilmesi açısından bir diğer unsur ise malvarlığı kavramıdır. Devrin konusu iki tarafa borç —- sözleşmeler uyarınca arsa sahiplerine karşı yüklendiği edimleri ve bu edimleri yerine getirmesi koşuluyla elde edebileceği hakları devretmiştir. Bu hak sözleşmede kararlaştırılan şartlarla teknik şartnamelere uygun olarak ———– —– teslimi ile doğacak olup, arsa sahiplerinden sözleşme ile kararlaştırılan arsa payının devrini talep etme hakkıdır. Bu yüzden sözleşmelerin devredildiği tarih itibariyle ortada herhangi bir malvarlığı bulunmadığı dolayısıyla TTK 408/2-f maddesi uyarınca iş bu sözleşmelerin devri için —- alınmasına da ihtiyaç olmadığı, —tarafından alınan karar uyarınca yapılan devirlerin geçerli olduğu sonucuna varılmış, davacının TTK 408/2-f maddesine dayalı talepleri mahkememizce yerinde görülmemiştir.
Davacı yan TTK 408/2-f maddesi uyarınca taleplerinin kabul görmemesi halinde TBK 19 maddesi uyarınca devrin muvazaalı olduğunu, şirket yönetim ——- edilebilecek kardan mahrum bırakmak amacıyla bu devirleri yaptığını, mal kaçırma amacı güttüğünü, davalı— olduğunu,— devredildiğini ileri sürmüştür——- irade ile beyan arasında istenerek meydana getirilen uygunsuzluktur. Mutlak ve nisbi muvazaa olarak ikiye ayrılmakta olup — tarafların bir sözleşme yapmak istemedikleri halde 3.kişileri aldatmak maksadı ile aralarında hüküm ve sonuç doğurmayan görünüşte bir sözleşme yapmaları halidir. Nisbi muvazaa da ise taraflar bir sözleşme yapmayı ister ancak yapmak istedikleri sözleşmeyi açıkça yapmayıp gerçek iradelerine uygun olmayan görünüşte yaptıkları başka bir sözleşme ile gizlerler. Somut olayda da davacılar davalı —- açtıkları davada muvazaa iddiasına dayanmıştır. Şirket yöneticisinin kendilerinden mal kaçırmak amacıyla sözleşmeleri devrettiğini, devir bedelinin cüz’i olduğunu, ayrıca devralan —— olduğunu, adi ortaklığı oluşturan şirketlerin kötü niyetli olduklarını ileri sürmüşlerdir. Alıcı durumundaki adi ortaklığı oluşturan şirketler ile satıcı durumundaki davalı şirketin bu sözleşmeyi görünüşte yaptıklarına ve arkada—- başkaca bir sözleşme bulunduğuna dair bir iddia ve kanıt dosyaya sunulmamış ve adi ortaklığın ortakları olan davalıların kötü niyetli oldukları da ortaya konulamamıştır.— yetkilisinin aynı zamanda —- — olması da tek başına muvazaayı ispata yeterli görülmemiştir. —- konu ——- ve kat karşılığı inşaat sözleşmelerinin devri sözleşmeleri olup, bu devir nedeniyle adi ortaklığı oluşturan davalılar tarafından, devreden durumundaki —– düzenlediği faturalar karşılığı ödeme yapılmıştır. ——- arsa sahipleriyle imzalanan sözleşmelerin imzası aşamasında yapılan noter masrafları ve harçlar yanısıra diğer masraf kalemleri de ödenmiş ayrıca, devir bedeli adı altında da bir ödeme yapılmış olduğu anlaşılmıştır. Salt bedelin düşük olması işlemin geçerliliğine etki etmez. Sözleşmelerin devredildiği tarihte davalı— olmadığı gibi, kurum ve kuruluşlardan alınmış bir izin yahut ruhsatta bulunmamaktadır. Dolayısıyla gayrımenkul ruhsat ve izinler yönünden davacının muvazaa iddiaları yerinde görülmemiştir. Adi ortaklık adına kesilen devir bedeli faturası sözleşmelerin imzalanmasının karşılığı olarak düzenlenmiş olup mahkememizce yeterli bulunmuş, devir bedeli ve diğer masrafların—- şirketlere aktarıldığı iddiası yöneticinin sorumluluğunu doğuracak bir sebep olmakla birlikte muvazaa nedenine dayalı tapu iptal davasına gerekçe olamayacağından aksi yönde görüş bildiren bilirkişi heyeti raporuna itibar edilmeyerek davanın tüm olarak reddine karar verilip aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN REDDİNE,
2-Karar harcı 80,70 TL ‘nin davacı tarafça yatırılan toplam —mahsubu ile bakiye 4.768.979,80 TL harcın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalılar— vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde —– —vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalılara verilmesine,
5-Davalı—- -.yargılama giderinin davacı taraftan tahsili ile bu davalıya ödenmesine,
6-Davacı ve davalı —-yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı ve bu davalıya iadesine,
HMK 345. Maddesi hükmü uyarınca kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacılar vekilleri ile davalılar —– yüzlerine karşı oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.