Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/207 E. 2019/908 K. 19.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/207 Esas
KARAR NO: 2019/908
DAVA : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 14/11/2017
KARAR TARİHİ: 19/09/2019
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilin davalı şirket ile ——— de yapılan —– camiinin dış kaplaması işi ile taş kapısının yapılması ve – minarenin kaidesinin yapılması hususunda ——–bedelle anlaştığını, caminin bir kısmını belediyenin üstlendiğini, davalı firmanında bir kısım işlerin müvekkilin yapmasını talep ettiğini, bunların; işi bitirilip teslim edilmesi gerektiğini, müvekkilin caminin yapımında davalıdan işçilik bedelini tahsil edemediğini, müvekkil davalı şirkettten —– Noterliği’nin ihtarnamesini keşide ederek dış kaplama işinden kalan —TL ile taç kapının iş bedeli olan — TL den kalan— TL nin taraflara ödenmesini istediğini, bu ihtarname üzerine müvekkilin—— bulunan —— iban no.lu hesabına, borçlu şirket yetkilileri tarafından —- tarihinde aynı gün içinde parça parça olmak üzere ——-yatırıldığını, bundan önce de caminin dış kaplamasından kaynaklanan iş bedelleri müvekkilini eşi dava dışı —– Şubesi’nde bulunan — ——iban no.lu hesabına yatırıldığını, yapımının devam ettiği —- tarihinden itibaren —- tarihine kadar —- TL yatırıldığını, iş bedeli olarak anlaşılan — TL’nin —–TL si yukarıda belirtilen hesaplara ödenmiş olduğunu, diğer kısmının çek ve elden müvekkile ödenmiş olup yapılan iş bedelinin —– TL’sini davalı şirketten tahsil edemediğini ve alacaklı olduğunu beyanla davanın kabulünü talep etmiştir.
SAVUNMA: onusu olan takip belgesiz olarak yapılmış olup ispat yükü davalıda olduğunu, delil olarak gösterilen dekontlarda da bir açıklama bulunmadığından davanın kabulünün gerektiğini, dava dilekçesindeki delillerde, müvekkil firmanın borçlu olduğunu gösteren bir belgenin olmadığını, davacı tarafın sunmuş olduğu banka dökümanlarında maaş ödemeleri dışında müvekkil firma adına yapılan bir ödemenin bulunmadığını, Yargıtayca da borç doğuracak bir ilişkinin bulunmadığını, Yargıtayca; davacı taraf davalının yüklendiği inşaat işinin hafriyatını yaptığını ve bedelin ödenmediğini iddia etmekte olduğundan iddiasını senetle ya da karşı tarafın açık muvafakatinin bulunması halinde tanık deliline dayanılması gerektiğini, eser sözleşmesi zorunlu şekil koşuluna bağlı değilse ve davalı tarafından sözleşme ilişkisi inkar edildiği takdirde yazılı delille ispata ilişkin kuralların gözetilmesi gerektiğini, bir hakkın doğumu, düşürülmesi, değiştirilmesi vb. Hukuki işlemlerin yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri ——- TL geçtiğinde senetle ispat olunması gerektiğini, bundan dolayı da davacının alacaklı olduğu delillenememiş olduğunu, davalının sunduğu delillerde davacı ile müvekkil şirket arasındaki ilişki işçi-işveren ilişkisinden ibaret olup bunun dışında ticari ve borç doğuracak bir ilişkinin bulunmadığını, davaca tarafın sunmuş olduğu banka havaleleri farklı kişiler arasında gerçekleşmiş olup, müvekkil ve dolayısıyla bu dava ile ilgisi bulunmadığını, işin bedeli olarak kabül edilse bile bu havale dekontunun tek başına delil sayılamayacağını, bahsi geçen işle ilgili bir ödemenin olduğu yazmadığını, davacının ödünç ispatlaması gerektiğini, havalenin ödünç ilişkisinin varlığını kabul etmek için yeterli olmadığını beyanla davanın reddini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, hukuki niteliği itibari ile; İİK.nun 67 maddesinde düzenlenen itirazın iptali davasıdır.
Davacı vekili dilekçesinde müvekkilinin davalı şirket ile İkitelli Küçükçekmecede yapılan Şenevler camiinin dış kaplaması ,taç kapısının yapılması ve minarenin kaidesinin yapılması işleri hususunda anlaşmış olduğunu ,işin bitirilip teslim edilmesine rağmen müvekkilinin davalıdan işçilik bedelinin tamamını tahsil edemediğini iddia etmiştir.Davacı vekilince dava dilekçesinde her ne kadar müvekkilinin davalıdan işçilik bedelinin tamamının tahsil edilememesinden bahsedilse de dava dilekçesi,cevap dilekçesi ve tüm dosya kapsamından,davacı ile davalı aradaki ilişkinin hizmet sözleşmesi olmadığı ,davalı şirketin iş sahibi olduğu ,sözleşme konusu cami inşaatının dış kaplaması ,taç kapısının yapılması ve minarenin kaidesinin yapılması işlerini yüklenici olarak davacıya verdiği anlaşılmaktadır.
Davacının gerçek kişi olması nedeniyle mahkememizce davacının tacir olup olmadığı araştırılmasına gidilmiş ve ——— müzekkere yazılmıştır———– yazılan müzekkereye verilen cevabi yazıda davacı …’ın gerçek kişi ticari işletme kaydının bulunmadığı bildirilmiştir.
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunun 4.maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için ya uyuşmazlık konusu işin, tarafların her ikisinin birden ticari işletmesi ile ilgili olması yada tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesi ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunun veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesinin bakacağı yönünde düzenleme bulunması gerekir.
Diğer taraftan 6102 sayılı TTK’nın 19/2 maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri içinde ticari iş sayılması davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira, 6102 sayılı TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar dışında, ticari davayı ticari iş esasına göre değil ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
6335 Sayılı Kanununun 2.maddesi ile değişik 6102 Sayılı TTK ‘nın 5.maddesi uyarınca ticari davalar Asliye Ticaret mahkemelerince görülerek karara bağlanır. Diğer taraftan aynı düzenleme gereğince, Asliye Ticaret Mahkemeleriyle diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki 6762 Sayılı Türk Ticaret Kanunununda ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 6335 Sayılı kanunla yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil göreve ilişkisidir. Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 sayılı HMK’nın 1.maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemelerce ve istinaf aşamasında Bölge Adliye Mahkemeleri tarafından re’sen incelenir. Bu kuralın tek istisnası 6335 Sayılı Kanununun 2.maddesi ile değişik 6102 Sayılı Türk Ticaret kanununun 5/(4). maddesinde düzenlenmiş olup, buna göre yargı çevresinde ayrı bir Asliye Ticaret Mahkemesi bulunmayan yerlerde Asliye Hukuk Mahkemelerine açılan ticari davalarda görev kuralına dayanılmamış olması Asliye ticaret mahkemesine görevsizlik kararı verilmesini gerektirmeyecektir. Başka bir anlatımla, yargı çevresinde Asliye Ticaret Mahkemesi bulunmayan yerlerde bir ticari uyuşmazlığın çözümü için Asliye Hukuk Mahkemesine genel mahkeme sıfatıyla dava açılması halinde mahkemece görevsizlik kararı verilmeksizin işin görülmesi gerekir. Buna karşılık kanun aksi durumu düzenlememiş olduğundan Asliye Hukuk Mahkemesinin ticari olmayan bir davayı Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla görmüş olması kararın kaldırılmasını gerektirecek bir usule aykırılık halini oluşturmaktadır.
Somut olayda, davacı tacir olmadığından TTK’nın 4.maddesi uyarınca ticari dava niteliğinde bulunmayan uyuşmazlığın dava tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK’nın 2.maddesi uyarınca genel hükümlere göre asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiğinden Mahkememizin görevsizliğine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. ——
H Ü K Ü M:
1-Davanın HMK 114/1-c Maddesindeki “mahkemenin görevli olması” dava şartı eksikliği nedeniyle HMK 115/2. Maddesi gereğince usulden REDDİNE
2-Kararın istinaf edilmeksizin kesinleşmesi halinde mahkememiz ile İstanbul Anadolu 5. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin —– E. ———Kararı arasında olumsuz görev uyuşmazlığı çıkmış olacağından dosyanın istinaf ilgili dairesine gönderilmesine,
3-Kararın masrafı mevcut avanstan karşılanarak taraf vekillerine tevdiine,
4-HMK 331/2 maddesi uyarınca yargılama giderleri konusunda şimdilik karar verilmesine yer olmadığına,
Dair Davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı okunarak kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda karar verildi.19/09/2019